1 Ocak 2011 Cumartesi
Engin Erkiner
215. DOSYA
YALANIN İPİ KISADIR
İtirafçı Engin Erkiner, demek yalanda müptezellik demektir
Mihrac Ural
30 Aralık 2010
Konu;
Alıntısız eleştirilerle kuyruklu yalan üretme ahlaksızlığı.
O sözde benim yazılarımın reklamını yapmayacak ya onun için alıntı yapmıyor. Bu çirkin insanların kanıt ve belge konusunda da aynı bataklıkta olmaları dolaysıyla kuyruklu yalanlar üretip duruyorlar. İlgisizliğim ve önemsememem nedeniyle aktarmadıklarıma ek, bu son kuyruklu yalanla bu itirafçı bozuntusunun nasıl bir müptezel yalancı olduğunu görmenizi isteyeceğim siz karşılaştırın.
İtirafçı dün (29 Aralık 2010) şunları yazmış;
“Haziran 1982’de toplanan Birinci ve Leninist adı verilen (aşağısı kesmiyordu anlaşılan) Konferansa pasaportum henüz olmadığı için katılamadım. Bunun yerine Konferans’a Mihrac Ural’ı kariyeristlik, üç kağıtçılık, örgüt işleyişinden habersiz bir kişi olarak suçlayan uzun bir mektup yazdım.
Mihrac Ural gereken belgelerin bir türlü bulunamadığı arşivine yeniden baksın. Belki bu mektubu da bulur!” (Engin Erkiner “mihrac ural'a kin duymak...”)
Bu adamın sözünü ettiği mektup örgüt arşivindedir. Kendisi sorumsuz biri olduğu için kendi mektubunu bile korumaktan acizdir: bu da onun örgüt işleyişi ve yetkin olma konusunda ne mal olduğunu yansıtan bir açıktır.
Mektubu çıkardım. Aktaracağım, hazır olun.
Önce dönün yukarıdaki alıntıyı bir kez daha sindire sindire okuyun.
Mihrac Ural’a ne laflar etmiş miş… aklınızda iyice tutun.
Şimdi de dönüp konusunu ettiği mektuptaki yaklaşımını okuyun:
“ Birlikte uzun bir yol yürüdük. Birçok şeyi birlikte yaşadık. İyi ve kötü günleri birlikte geçirdik. Ancak siyasi mücadelenin bir ciddiyeti ve ilkeleri vardır. Çelişkiler belirli bir boyuta ulaşınca yol ayrımına gelinir. Bu benim için kolay bir şey değil. On yıllardır bu hareketin içindeyim… her kademesinde, ideolojik, politik, örgütsel, askeri her çeşit mücadelesi içinde yer aldım. Başka arkadaşların yaptıklarını da küçümseyecek değilim… komünist selamlarımla”
( Engin Erkiner “Açık Mektup” 9. Ağustos.1982 )
İşte bu kadar.
Ayrıca sözünü ettiği toplantı nedeniyle, bana gönderdiği mektubundan da bir alıntı aktararak, bu kuyruklu yalancıyı tanımanızı istiyorum (konusunu ettiği toplantı, “Leninist konferans” falan değil. Yine yalan söylüyor. Bu toplantı 1-7 Mayıs 1982 de örgüt tarihinde ilk kez yapılan genişletilmiş Merkez Komitesi Toplantısıdır. Bu toplantıya, tüm zorlukları göze alarak Günay Karaca ve diğer yoldaş da katılmıştır)
“Yoldaş (Mihrac Ural),
Mektubunu aldım. Toplantıya gelmek için o sırada olanaklar uygun değildi O zaman bazı şeyleri atlatıp gelebilirsem bile geri dönmem olanaksız olurdu. Şuanda bu sorunlar çözümlenmiş durumda.
Örgütümüzün çeşitli organlar seçmesi ve işbölümüne gitmesi olumlu bir adımdır. Zaten bu son bir yıllık gelişimin doğal sonucu sayılır…
Buradaki çalışmalara ilişkin raporumu birkaç gün sonra göndereceğim.”
(Engin Erkiner, 24.5.1982 tarihli Genel Sekreter yoldaşa hitaben gönderilen mektubundan, el yazması orijinal, Örgüt Arşivi, GS’e gelen mektuplar bölümü)
Bu özel mektup yanı sıra, söz konusu toplantıya (Genişletilmiş MK. toplantısı) gönderdiği mektupta da şunları yazmış,
“Yoldaşlar,
Örgütümüz son bir yılda her alanda önemli aşamalar yaptı. Bir yıl önce iyi tanınmayan ve hatta genellikle de muhatap alınmayan bir örgüt iken, bu gün demokrasi güçleri arasında tanınan, çizgisi ve görüşleri bilinen bir örgüt durumuna geldik Gelişmemiz çok olumlu olmakla birlikte henüz önümüzde aşılması gereken önemli engeller bulunduğu da bir diğer gerçektir…”
(Engin Erkiner, 1-5-1982 tarihli MK’ya hitaben gönderilen mektubundan el yazması, orijinal, Örgüt Arşivi, MK’ya gelen mektuplar bölümü)
Bu da çok açık,
Şimdi oturup bir daha yazılanları karşılaştırın, bu adamın yalan söylemediği tek bir satırlık yazısı var mı ?
Karar okura aittir.
Bu müptezel yalancının her yazısında aynı yöntem geçerlidir. Kelimelerle oynamak bunun işidir, bunun için hiçbir zaman bir çevrenin sorumluluğunu alamadı, hep bulunduğu araziye uymak zorunda kaldı. Silik kişiliğiyle insanlara değer vermeyen çapsızlığıyla iğreti kaldı durdu.
“Birlikte uzun bir yol yürüdük. Birçok şeyi birlikte yaşadık. İyi ve kötü günleri birlikte geçirdik…
Başka arkadaşların yaptıklarını da küçümseyecek değilim… komünist selamlarımla” diyor.
Buna rağmen, bu mektubunda da yalan söylediğini belirteceğim.
İtirafçı Engin,
Sen hiçbir zaman Acilciler örgütüne bir katkı yapmadın. Sen, ortağın MİT ajanı İbrahim Yalçın’la örgütümüzü ve başka örgütleri tasfiye için çalıştın. Siz, polis organizesi ikili, dün ne idi iseniz bu günde aynısınız…
Kendi adıma, yaptığım iddiaların tümünü, kendi el yazılarınızdan ve altında imzanız olan itiraflarınızdan kanıtlı ve belgeli olarak aktardım.
Yazdığım tüm yazılarda, bu yazım ahlakına tutarlı kaldım.
Siz, polis organizesi ikili ise kanıtsız belgesiz alıntısız, sallamalarla, kuyruklu yalanlarla yazdınız.
Aramızdaki fark da budur…
Not:
1-7 Mayıs 1982 Genişletilmiş Merkez Komitesi toplantısı 1. Kongreye kadar beni Geçici genel Sekreter olarak atadı (1. Kongrede oy birliğiyle bu görev tekrar verildi). İtirafçı Engin Mayıs ayında GMK toplantısına gönderdiği mektuptan 3 ay sonra “AÇIK MEKTUP” başlıklı yazısıyla örgütümüzden ayrıldığını ilan etti ve TKEP’e geçti.
İtirafçı, örgütümüzde kendine ait bir yer kalmadığını anlamasıyla TKEP’e iltica etmesi
bir olmuştur. Tarihi hareket ettirerek, okurun tarih bilinciyle yada nisyanıyla oynayarak kuyruklu yalanların arkasında tarih oluşturmak mümkün değildir. Tarihi belgeler ve kanıtların ışığında yazmak gerek. Bunu da bir itirafçının ya da MİT ajanının yapamayacağı çok açıktır. Yeri ve zamanı geldiğinde örgüt tarihimiz, akademik tarih yazımı ilkelerine uygun kalınarak yazılacaktır.
GIRGIR….
İtirafçı adamı iyi tanırım. Bukelamundur.
Hiçbir zaman özgün olmamıştır, bulunduğu araziye ya da kişilere göre renk alan biridir.
Bu aralar MİT ajanıyladır, dolaysıyla işi gücü yalan kurgu üretmek olacaktır.
MİT ajanı sırtındaki kamburu öretmiyor ha bire yalan mekanizmasını çalıştırıyor. MİT’le ne zaman ilişkiye girdin? Sorumuza ise cevap vermemek için fare gibi kaçıp duruyor.
İtirafçı ise yalanda ortağıyla yarış halindedir.
Sitesi 1000 izleyiciye ulaşmış imiş şark dansözleri gibi, bir göbek atmadığı kalmış, purodan şaraba ver yansın kutlama yapmış. Ama bu da kuyruklu yalan. Bunu anlamak için hiç uzağa gitmeyin. Hemen sol kolundaki “KONUK YAZILAR” İkonunda altta yer alan “bütün yazılar”ı tıklayın. Karşınıza tüm yazıların tıklanma sayıları çıkar. Orada ilk hafta boyunca 300’e tıklamaya yaklaşan bir yazıya bile rastlamayacaksınız. Yani bir kişi giriyor o yazıyı bu yazıyı tıklıyor, sayılar öyle oluşuyor. Bu da tıklama, her tıklama okuma olmadığını da ayrıca söyleyim.
Kimi yazıların yıllar içinde okunma oranları ise günlük bölümlemelere göre 3-5 sayısını geçmediği görülecektir. Bunun da önemi yok bun yarış arkadan nal toplayanları ilgilendirir; zavallı hesap yapa yapa, AYRI VARLIK’A nasıl yetişirim diye diye telef oldu. Diploma sergisinin işe yaramadığın geç anladı aptal ya…
Son tango da şu; ayda 30 güne 30 yazı yazmak için yıl sonu hızına hız katarak salamamalarda ucu açık yürüyor, poliste itirafçılık yaparken hayallerini bile anlatmıştı ya, şimdi de hayallerini bile yazmaya çalışıyor; hadi Ferhat daha da zorla, çoğu gitti azı kaldı…
Arkadan nal toplamak öyle kolay değil, çok çalışmak gerek
Bu bir sidik yarışıdır, ne tarih ne de yazım ahlakıyla ilgili bir yan taşır
Konumuz, bu değil, bu işin gırgır yanı…
Konumuz;
Alıntısız eleştirilerle kuyruklu yalan üretme ahlaksızlığı.
Bunları hiç unutmayın…
YALANIN İPİ KISADIR
İtirafçı Engin Erkiner, demek yalanda müptezellik demektir
Mihrac Ural
30 Aralık 2010
Konu;
Alıntısız eleştirilerle kuyruklu yalan üretme ahlaksızlığı.
O sözde benim yazılarımın reklamını yapmayacak ya onun için alıntı yapmıyor. Bu çirkin insanların kanıt ve belge konusunda da aynı bataklıkta olmaları dolaysıyla kuyruklu yalanlar üretip duruyorlar. İlgisizliğim ve önemsememem nedeniyle aktarmadıklarıma ek, bu son kuyruklu yalanla bu itirafçı bozuntusunun nasıl bir müptezel yalancı olduğunu görmenizi isteyeceğim siz karşılaştırın.
İtirafçı dün (29 Aralık 2010) şunları yazmış;
“Haziran 1982’de toplanan Birinci ve Leninist adı verilen (aşağısı kesmiyordu anlaşılan) Konferansa pasaportum henüz olmadığı için katılamadım. Bunun yerine Konferans’a Mihrac Ural’ı kariyeristlik, üç kağıtçılık, örgüt işleyişinden habersiz bir kişi olarak suçlayan uzun bir mektup yazdım.
Mihrac Ural gereken belgelerin bir türlü bulunamadığı arşivine yeniden baksın. Belki bu mektubu da bulur!” (Engin Erkiner “mihrac ural'a kin duymak...”)
Bu adamın sözünü ettiği mektup örgüt arşivindedir. Kendisi sorumsuz biri olduğu için kendi mektubunu bile korumaktan acizdir: bu da onun örgüt işleyişi ve yetkin olma konusunda ne mal olduğunu yansıtan bir açıktır.
Mektubu çıkardım. Aktaracağım, hazır olun.
Önce dönün yukarıdaki alıntıyı bir kez daha sindire sindire okuyun.
Mihrac Ural’a ne laflar etmiş miş… aklınızda iyice tutun.
Şimdi de dönüp konusunu ettiği mektuptaki yaklaşımını okuyun:
“ Birlikte uzun bir yol yürüdük. Birçok şeyi birlikte yaşadık. İyi ve kötü günleri birlikte geçirdik. Ancak siyasi mücadelenin bir ciddiyeti ve ilkeleri vardır. Çelişkiler belirli bir boyuta ulaşınca yol ayrımına gelinir. Bu benim için kolay bir şey değil. On yıllardır bu hareketin içindeyim… her kademesinde, ideolojik, politik, örgütsel, askeri her çeşit mücadelesi içinde yer aldım. Başka arkadaşların yaptıklarını da küçümseyecek değilim… komünist selamlarımla”
( Engin Erkiner “Açık Mektup” 9. Ağustos.1982 )
İşte bu kadar.
Ayrıca sözünü ettiği toplantı nedeniyle, bana gönderdiği mektubundan da bir alıntı aktararak, bu kuyruklu yalancıyı tanımanızı istiyorum (konusunu ettiği toplantı, “Leninist konferans” falan değil. Yine yalan söylüyor. Bu toplantı 1-7 Mayıs 1982 de örgüt tarihinde ilk kez yapılan genişletilmiş Merkez Komitesi Toplantısıdır. Bu toplantıya, tüm zorlukları göze alarak Günay Karaca ve diğer yoldaş da katılmıştır)
“Yoldaş (Mihrac Ural),
Mektubunu aldım. Toplantıya gelmek için o sırada olanaklar uygun değildi O zaman bazı şeyleri atlatıp gelebilirsem bile geri dönmem olanaksız olurdu. Şuanda bu sorunlar çözümlenmiş durumda.
Örgütümüzün çeşitli organlar seçmesi ve işbölümüne gitmesi olumlu bir adımdır. Zaten bu son bir yıllık gelişimin doğal sonucu sayılır…
Buradaki çalışmalara ilişkin raporumu birkaç gün sonra göndereceğim.”
(Engin Erkiner, 24.5.1982 tarihli Genel Sekreter yoldaşa hitaben gönderilen mektubundan, el yazması orijinal, Örgüt Arşivi, GS’e gelen mektuplar bölümü)
Bu özel mektup yanı sıra, söz konusu toplantıya (Genişletilmiş MK. toplantısı) gönderdiği mektupta da şunları yazmış,
“Yoldaşlar,
Örgütümüz son bir yılda her alanda önemli aşamalar yaptı. Bir yıl önce iyi tanınmayan ve hatta genellikle de muhatap alınmayan bir örgüt iken, bu gün demokrasi güçleri arasında tanınan, çizgisi ve görüşleri bilinen bir örgüt durumuna geldik Gelişmemiz çok olumlu olmakla birlikte henüz önümüzde aşılması gereken önemli engeller bulunduğu da bir diğer gerçektir…”
(Engin Erkiner, 1-5-1982 tarihli MK’ya hitaben gönderilen mektubundan el yazması, orijinal, Örgüt Arşivi, MK’ya gelen mektuplar bölümü)
Bu da çok açık,
Şimdi oturup bir daha yazılanları karşılaştırın, bu adamın yalan söylemediği tek bir satırlık yazısı var mı ?
Karar okura aittir.
Bu müptezel yalancının her yazısında aynı yöntem geçerlidir. Kelimelerle oynamak bunun işidir, bunun için hiçbir zaman bir çevrenin sorumluluğunu alamadı, hep bulunduğu araziye uymak zorunda kaldı. Silik kişiliğiyle insanlara değer vermeyen çapsızlığıyla iğreti kaldı durdu.
“Birlikte uzun bir yol yürüdük. Birçok şeyi birlikte yaşadık. İyi ve kötü günleri birlikte geçirdik…
Başka arkadaşların yaptıklarını da küçümseyecek değilim… komünist selamlarımla” diyor.
Buna rağmen, bu mektubunda da yalan söylediğini belirteceğim.
İtirafçı Engin,
Sen hiçbir zaman Acilciler örgütüne bir katkı yapmadın. Sen, ortağın MİT ajanı İbrahim Yalçın’la örgütümüzü ve başka örgütleri tasfiye için çalıştın. Siz, polis organizesi ikili, dün ne idi iseniz bu günde aynısınız…
Kendi adıma, yaptığım iddiaların tümünü, kendi el yazılarınızdan ve altında imzanız olan itiraflarınızdan kanıtlı ve belgeli olarak aktardım.
Yazdığım tüm yazılarda, bu yazım ahlakına tutarlı kaldım.
Siz, polis organizesi ikili ise kanıtsız belgesiz alıntısız, sallamalarla, kuyruklu yalanlarla yazdınız.
Aramızdaki fark da budur…
Not:
1-7 Mayıs 1982 Genişletilmiş Merkez Komitesi toplantısı 1. Kongreye kadar beni Geçici genel Sekreter olarak atadı (1. Kongrede oy birliğiyle bu görev tekrar verildi). İtirafçı Engin Mayıs ayında GMK toplantısına gönderdiği mektuptan 3 ay sonra “AÇIK MEKTUP” başlıklı yazısıyla örgütümüzden ayrıldığını ilan etti ve TKEP’e geçti.
İtirafçı, örgütümüzde kendine ait bir yer kalmadığını anlamasıyla TKEP’e iltica etmesi
bir olmuştur. Tarihi hareket ettirerek, okurun tarih bilinciyle yada nisyanıyla oynayarak kuyruklu yalanların arkasında tarih oluşturmak mümkün değildir. Tarihi belgeler ve kanıtların ışığında yazmak gerek. Bunu da bir itirafçının ya da MİT ajanının yapamayacağı çok açıktır. Yeri ve zamanı geldiğinde örgüt tarihimiz, akademik tarih yazımı ilkelerine uygun kalınarak yazılacaktır.
GIRGIR….
İtirafçı adamı iyi tanırım. Bukelamundur.
Hiçbir zaman özgün olmamıştır, bulunduğu araziye ya da kişilere göre renk alan biridir.
Bu aralar MİT ajanıyladır, dolaysıyla işi gücü yalan kurgu üretmek olacaktır.
MİT ajanı sırtındaki kamburu öretmiyor ha bire yalan mekanizmasını çalıştırıyor. MİT’le ne zaman ilişkiye girdin? Sorumuza ise cevap vermemek için fare gibi kaçıp duruyor.
İtirafçı ise yalanda ortağıyla yarış halindedir.
Sitesi 1000 izleyiciye ulaşmış imiş şark dansözleri gibi, bir göbek atmadığı kalmış, purodan şaraba ver yansın kutlama yapmış. Ama bu da kuyruklu yalan. Bunu anlamak için hiç uzağa gitmeyin. Hemen sol kolundaki “KONUK YAZILAR” İkonunda altta yer alan “bütün yazılar”ı tıklayın. Karşınıza tüm yazıların tıklanma sayıları çıkar. Orada ilk hafta boyunca 300’e tıklamaya yaklaşan bir yazıya bile rastlamayacaksınız. Yani bir kişi giriyor o yazıyı bu yazıyı tıklıyor, sayılar öyle oluşuyor. Bu da tıklama, her tıklama okuma olmadığını da ayrıca söyleyim.
Kimi yazıların yıllar içinde okunma oranları ise günlük bölümlemelere göre 3-5 sayısını geçmediği görülecektir. Bunun da önemi yok bun yarış arkadan nal toplayanları ilgilendirir; zavallı hesap yapa yapa, AYRI VARLIK’A nasıl yetişirim diye diye telef oldu. Diploma sergisinin işe yaramadığın geç anladı aptal ya…
Son tango da şu; ayda 30 güne 30 yazı yazmak için yıl sonu hızına hız katarak salamamalarda ucu açık yürüyor, poliste itirafçılık yaparken hayallerini bile anlatmıştı ya, şimdi de hayallerini bile yazmaya çalışıyor; hadi Ferhat daha da zorla, çoğu gitti azı kaldı…
Arkadan nal toplamak öyle kolay değil, çok çalışmak gerek
Bu bir sidik yarışıdır, ne tarih ne de yazım ahlakıyla ilgili bir yan taşır
Konumuz, bu değil, bu işin gırgır yanı…
Konumuz;
Alıntısız eleştirilerle kuyruklu yalan üretme ahlaksızlığı.
Bunları hiç unutmayın…
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder