28 Ocak 2011 Cuma
‘İNSAN ONURUNUN KORUNMASI VE ASLA ÇİĞNENMEMESİ’ İÇİN…
Mihrac Ural'ın notu:
Değerli dostum Celalettin Can öncelikle geçmiş olsun diyorum. Hepimiz yarım asrı aştık. Ama biliyorum yürek hala dinç ve genç. Buna rağmen unutma, hepimiz adına gereklisin ve yapacağın çok önemli yükümlülüklerin var. Kendine, sağlığına her zamandan daha çok dikkat etmelisin. İyi olmana sevindin hep sağlıklı olman dileğiyle, selamlarımı iletiyorum. Yazılarım düzenli olarak eline ulaşıyor, biz de yazılarını özlemiştik...
Hoş geldin.
CELALETTİN CAN
27 oCAK 2011
Son birkaç yıldır görece artan ölçüde Türkiye geçmişi ile yüzleşiyor. Bu yoldan geçerek bir ölçüde demokrasiye ulaşmış ülkelerde olduğu gibi ‘süngünün tasfiyesi’ üzerinden ortaya çıkan demokratik siyasal iktidar değişikliğinin ürünü değil bu yüzleşme eğilimi. Kendiliğindenlilik egemen. Popüler siyasal kültürün karışık ve köksüz etkileri fazla. Örgütlü, hakikat/gerçek komisyonlarına dayalı yüzleşme damarı en azından şimdilik belirleyici olmaktan uzak.
Yüzleşme/hesaplaşmada, bu tip komisyonlar temel bir öneme sahip. Deneyim, başka ülkelerde demokratik siyasal iktidar değişimlerinin ihtiyaç duyduğu ‘mıntıka temizliği’ni sağlamak için kuruldukları yönünde. Bizde ise, bu yönlü değişimi hazırlamanın bir parçası olarak aşağıdan yukarıya bağımsız sivil demokratik hareket olarak kurulmayı bekliyorlar. Ancak bu yönlü çabalar sınırlı. Diyarbakır Cezaevi Gerçeğini Araştırma ve Adalet Komisyonu dışında maalesef ete kemiğe bürünmüş başka bir çalışma yok.
***
78’liler Girişimi tarafından oluşturulan Diyarbakır Cezaevi Gerçeğini Araştırma ve Adalet Komisyonu’nun üç yılı aşkındır sürdürdüğü çalışma sonucu 451 Diyarbakır 5 Nolu Askeri Cezaevi çıkışlı eski politik mahkum, yakınları,avukat ve savcı ile yüz yüze yapılan 850 saatlik görüşme kayıtları ve 7500 sayfalık deşifreden elde edilen bilgiler ve bulguların; tıbbi, sosyolojik, psikolojik ve hukuki açıdan ön değerlendirme sonuçlarının ilki Diyarbakır’da, ikincisi Ankara’da açıklandı.
Komisyon’un, İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Türk Tabipler Birliği ve 78’liler Girişimi ‘nin desteğini, İnsan Hakları Ortak Platformu’nun katkısını alarak 22 Ocak 2011’de Ankara’da düzenlediği Türkiye Diyarbakır Cezaevi Gerçeğiyle Yüzleşiyor Sempozyumunda katılımcılar şu görüşleri dile getirdiler:
“Türkiye, 1980 darbesiyle tarihinin en karanlık dönemlerinden birini yaşadı.
Diyarbakır 5 Nolu Askeri Cezaevi bu dönemde insanlığa karşı işlenen suçların en önemli merkezi oldu.
Bu cezaevinde yaşananlar Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir utancıdır. Bu utançtan kurtulmak için gerçekle yüzleşilmeli ve sorumlular cezalandırılmalıdır.
Diyarbakır Askeri Cezaevi’nde yaşananlar, etnik kin ve öfkenin askeri bir sistem içersinde uygulanmasıdır.
Bu vahşet ve zulmün amacı aşağılamak, kişiliksizleştirmek, Kürt kimliğini yok etmek ve Türkleştirmektir.
Sempozyuma katılan hukukçular Diyarbakır Askeri Cezaevi’nde yaşananların “insanlığa karşı işlenmiş bir suç” olduğu konusunda görüş birliğine vardılar.
Sempozyum katılımcıları Anadolu coğrafyasında bir arada yaşamanın, barışın, adaletin ve demokrasinin tesisi için Diyarbakır Askeri Cezaevi’nde işlenen “insanlığa karşı suçla” yüzleşmeyi zorunlu saydılar.”
‘Katılımcılar ayrıca Diyarbakır’da oluşturdukları yol haritası'nı sorgulayıp geliştirdiler:
“Diyarbakır Cezaevi Gerçeğini Araştırma ve Adalet Komisyonu’nun 25-26 Eylül 2010 tarihinde Diyarbakır’da gerçekleştirdiği ilk sempozyum sonrası yapılan çalışmalar sonucu, 310 mağdur/politik mahkum, 11 Ekim 2010’da özel konumlarını, şikâyetlerini ve bildiği görevlilerin kimliklerini açıklayarak faillerin tespiti ve cezalandırılması için Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurmuştur.
Diyarbakır Askeri Cezaevi’nde yaşananlarla ilgili olarak Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan başvuruların etkin takibi yapılmalı, henüz başvurmayan mağdur/politik mahkumların başvuruda bulunması için çalışılmalıdır.
12 Haziran 2011 seçimleriyle oluşacak yeni parlamentoda Diyarbakır Cezaevi’nde yaşanan gerçekleri ortaya çıkartmak amacıyla bir Araştırma Komisyonu kurulmalıdır.
Meclis Araştırma Komisyonu’nda komisyonumuzdan temsilcilerin görev alması sağlanmalıdır.
Soruşturmada mağdurların mağduriyetlerini ifade edebilmeleri için gerekli olanaklar yaratılmalıdır.
TBMM’de kurulacak komisyon özellikle 1980-1984 yılları arasında Diyarbakır Cezaevi’nde görev yapanları n kimler olduğunu, giriş çıkış kayıtlarını, müddet nameler ve anılan süreç içersinde tutuklu ve hükümlülerle ilgili tüm bilgileri Jandarma Genel Komutanlığı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı, İçişleri, Adalet ve Sağlık Bakanlıklarından temin etmelidir.
Ayrıca komisyonun etkin sonuç alabilmesi, onarıcı adaletin gerçekleşmesi için yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
Diyarbakır Cezaevi’nin bir utanç, yüzleşme ve insan hakları müzesine dönüştürülmesi için başlatılan kampanyalar arttırılmalı, ulusal ve uluslar arası düzeyde bir projenin gerçekleştirilmesi için konunun ilgililerine çağrı yapılmalıdır.
Diyarbakır Askeri Cezaevi’nde yaşananların ulusal ve uluslar arası kamuoyu tarafından bilinmesi için komisyonun yaptığı çalışmalar ve elde ettiği veriler çeşitli sanatsal, kültürel etkinlikler aracılığıyla yaygınlaştırılmalıdır.
Diyarbakır Askeri Cezaevi’nde yaşamlarını yitirenlerin anısına saygı, çekilen acıların unutulmaması ve utançtan arınmak için toplumsal hafızaya dönük kalıcı eserler yapılmalıdır.
Bundan sonra yaşanacak hak ihlallerinin önlenmesi için “Birleşmiş Milletler İşkenceye ve Diğer Zalimane, Gayri İnsani ve Küçültücü Muamele veya Cezaya Dair Uluslararası Sözleşme”nin ek ihtiyari protokolü için onay kanunu çıkarılarak, bu protokol Türkiye’de derhal yürürlüğe konmalıdır.
Diyarbakır Askeri Cezaevi gerçeğinden hareketle, öç alma duygularından arındırılmış bir yaklaşımla; dehşet ve vahşetin yeniden yaşanmaması, gerilerde kalması, işkencecilerin mahkum edilmesi ve bu gerçeğin asla unutulmayacak bir olguya dönüştürülmesi için; yapılacak demokratik ve sivil bir anayasada ‘insan onurunun korunması ve asla çiğnenmemesi’ temel insan hakkı olarak yer almalıdır.”
Yol haritası ile paralel ilerleyen örgütlenme biçimleri özgün bir alanda sabırla örülüyor, bu yönlü mücadele ve deneyim adım adım gelişiyor.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder