18 Ocak 2011 Salı
HİZBULLAH MI FİRAR DA HUKUK MU !
Hasip Yiğitoğlu
18 Ocak 2011
Sayın Adalet Bakanı Hizbullahçıların firarı üzerine,şu yada bu yanlış yaptı,tartışmalarından ziyade neticeye bakılması gerektiğini söylemesi gerçekten manidardır.
Sayın Bakanın başında bulunduğu hukuk mekanizmasının yaşanan bu durumundan en sorumlu olduğu neticesinden bahsediyorsa diyecek bir şeyimiz olmaz. Eğer böyleyse gereğini yapmalı,yani sorumlular hakkında gerekli soruşturmalar yapılmalıydı.
Ama, şu ana kadar herhangi bir işlemin yapıldığı duyulmamıştır.
Esasen, Sayın Bakan ın yapması gereken ilk şey kendini sorgulaması ve bu durum neticesi,bakanın hem bakanlıktan hem milletvekilliğinden de istifa ederek hukuka hesap vermesi olmalıydı.
Size baş döndürücü bir hatırlatmada bulunayım, salıverilen Hizbullahçıların biri 48,biri,35,biride 14 cinayeti işlediklerini kabul etmişlerdir.
Bu durum karşısında kendi kendimize şu soruyu sormamız gerekmiyor mu?
Yüzlerce cinayet işlemiş bu örgüt liderlerinin firarına göz yummuş adalet ve güvenlik sisteminin başındakiler mi firar da ? yoksa katiller mi firar da ?
Açıkçası, devlet, hükümet, hukuk firarda.
Dünyanın hiçbir medeni ülkesinde böylesi bir skandal karşısında ne adalet bakanı nede İçişleri Bakanı görevinde kalamaz.
Sayın Bakan olayların etrafında dolanarak tartışmaları paraşüt atlayışı yumuşaklığı sözleriyle önlemenin taktik çabalarında.
Konuşmalarından otobana ters tarafından giren Temel in radyo anonsundan bir delinin otobana ters yönden gittiğini duyunca, bir deli değil, binlerce deli ters yönden gidiyor misali bir anlam çıkıyor.
Yani şu veya bunun yanlış yapmasını önemsememesinin Temel e göre herkes deli, herkese göre Temel deli gibi bir mana çıkmıyor mu?
Sayın Bakana sormak istiyorum; Ters yönde giden devlet mi, yoksa Hizbullahçılar mı?
Yoksa, devlet,hükümet ve Hizbullah bir olup ortak istikamet ,FİRAR kararını mı vermişler ?
Türkiye de at boku, it bokuna karışmış.
İkinci Ergenekon sanığı emekli Albay Arif Doğan ın ibret verici açıklamalarında, salıverilen Hizbullah sanıklarıyla ilişkilendirilen Hizbulkontra örgütünün kendisi tarafından verilen görev sonucunda kurduğunu belirtmesi, Hizbullahçıların ellerini sallayarak nasıl kolayca firar ettiklerini anlamak yönünden bize ip ucu vermektedir.
Bu itiraflardan sonra sayın Adalet Bakanın yasallaştırılan firarın şu yada bu sebeplerinin tartışılmasına gerek yok, demekteki maksadı neye göre yorumlanır ?
Başbakan yardımcısı Bülent Arınç ın, CHP ye yönelik söylediği Askerlerin postallarını yalıyorlar açıklamasının, böylelikle kendilerini de ilgilendirebileceğini söylemek yanlış olmayacaktır. Başbakanın Milli Güvenlik Kurulu ağzıyla konuşması bu görüşümü doğrular nitelikte değilmi dir ?
Ayrıca, AKP zihniyetinin bu ölçülerde büyüyerek devletin tüm kurumlarını, hukuktan güvenliğe kadar ele geçirmesinin en temel sebebi askeri darbeler ve muhtıralardan başkası değildir.
Herkesin bildiği gibi askeri darbeler de hep ABD tarafından desteklenmiş, hatta darbe projeleri ABD nin gizli istihbarat elemanlarınca planlandığı ABD başkanının;12 Eylül darbecileri için bunlar yabancı değil bizim çocuklar, demesinden açıkça anlaşılmaktadır.
AKP nin zihniyeti siyasi sistemimizin kölecileştirici niteliğinin mimarı ABD nin,emperyalizmin İslam dünyasına yönelik geliştirdiği modeldenj başkası değildir.
Benden bu kadar. Anlayana sivri sinek saz anlamaya davul zurna az.
18 Ocak 2011
Sayın Adalet Bakanı Hizbullahçıların firarı üzerine,şu yada bu yanlış yaptı,tartışmalarından ziyade neticeye bakılması gerektiğini söylemesi gerçekten manidardır.
Sayın Bakanın başında bulunduğu hukuk mekanizmasının yaşanan bu durumundan en sorumlu olduğu neticesinden bahsediyorsa diyecek bir şeyimiz olmaz. Eğer böyleyse gereğini yapmalı,yani sorumlular hakkında gerekli soruşturmalar yapılmalıydı.
Ama, şu ana kadar herhangi bir işlemin yapıldığı duyulmamıştır.
Esasen, Sayın Bakan ın yapması gereken ilk şey kendini sorgulaması ve bu durum neticesi,bakanın hem bakanlıktan hem milletvekilliğinden de istifa ederek hukuka hesap vermesi olmalıydı.
Size baş döndürücü bir hatırlatmada bulunayım, salıverilen Hizbullahçıların biri 48,biri,35,biride 14 cinayeti işlediklerini kabul etmişlerdir.
Bu durum karşısında kendi kendimize şu soruyu sormamız gerekmiyor mu?
Yüzlerce cinayet işlemiş bu örgüt liderlerinin firarına göz yummuş adalet ve güvenlik sisteminin başındakiler mi firar da ? yoksa katiller mi firar da ?
Açıkçası, devlet, hükümet, hukuk firarda.
Dünyanın hiçbir medeni ülkesinde böylesi bir skandal karşısında ne adalet bakanı nede İçişleri Bakanı görevinde kalamaz.
Sayın Bakan olayların etrafında dolanarak tartışmaları paraşüt atlayışı yumuşaklığı sözleriyle önlemenin taktik çabalarında.
Konuşmalarından otobana ters tarafından giren Temel in radyo anonsundan bir delinin otobana ters yönden gittiğini duyunca, bir deli değil, binlerce deli ters yönden gidiyor misali bir anlam çıkıyor.
Yani şu veya bunun yanlış yapmasını önemsememesinin Temel e göre herkes deli, herkese göre Temel deli gibi bir mana çıkmıyor mu?
Sayın Bakana sormak istiyorum; Ters yönde giden devlet mi, yoksa Hizbullahçılar mı?
Yoksa, devlet,hükümet ve Hizbullah bir olup ortak istikamet ,FİRAR kararını mı vermişler ?
Türkiye de at boku, it bokuna karışmış.
İkinci Ergenekon sanığı emekli Albay Arif Doğan ın ibret verici açıklamalarında, salıverilen Hizbullah sanıklarıyla ilişkilendirilen Hizbulkontra örgütünün kendisi tarafından verilen görev sonucunda kurduğunu belirtmesi, Hizbullahçıların ellerini sallayarak nasıl kolayca firar ettiklerini anlamak yönünden bize ip ucu vermektedir.
Bu itiraflardan sonra sayın Adalet Bakanın yasallaştırılan firarın şu yada bu sebeplerinin tartışılmasına gerek yok, demekteki maksadı neye göre yorumlanır ?
Başbakan yardımcısı Bülent Arınç ın, CHP ye yönelik söylediği Askerlerin postallarını yalıyorlar açıklamasının, böylelikle kendilerini de ilgilendirebileceğini söylemek yanlış olmayacaktır. Başbakanın Milli Güvenlik Kurulu ağzıyla konuşması bu görüşümü doğrular nitelikte değilmi dir ?
Ayrıca, AKP zihniyetinin bu ölçülerde büyüyerek devletin tüm kurumlarını, hukuktan güvenliğe kadar ele geçirmesinin en temel sebebi askeri darbeler ve muhtıralardan başkası değildir.
Herkesin bildiği gibi askeri darbeler de hep ABD tarafından desteklenmiş, hatta darbe projeleri ABD nin gizli istihbarat elemanlarınca planlandığı ABD başkanının;12 Eylül darbecileri için bunlar yabancı değil bizim çocuklar, demesinden açıkça anlaşılmaktadır.
AKP nin zihniyeti siyasi sistemimizin kölecileştirici niteliğinin mimarı ABD nin,emperyalizmin İslam dünyasına yönelik geliştirdiği modeldenj başkası değildir.
Benden bu kadar. Anlayana sivri sinek saz anlamaya davul zurna az.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder