30 Aralık 2010 Perşembe
CHP - SİSTEM VE ALEVİLER
Hasip Yiğitoğlu
30 Aralık 2010
Aleviler, geleneksel yaşam anlayışlarından dolayı ne sistem zihniyle ne CHP zihniyle örtüşmüyor aslında.Ama,CHP nerdeyse Alevilerin desteğine dayanarak siyasi yaşamını idame ettiriyor.
Halbuki, CHP’nin ilk iktidarında devrim yasaları diye yutturulan tekke ve zaviyelerin yasaklanmasıyla Alevilerin toplumsal değere dönüşmesi engellenmiştir.Ayrıca,bu yasa Osmanlının zihin niteliği devamı olan Türk ve Sünni anlayışını Cumhuriyet sisteminin ana fikrine dönüştürmüştür..
Sistemin siyasi ve toplumsal zihniyetinin yol haritası bu yasayla belirlenmiştir.
Bu yasanın temel hedefi, Alevileri Türkiye toplumunun işlevli bir unsuru olmasını önlemek için olduğu apaçık ortaya çıkmıştır.
Hatta Alevileri vasıfsızlaştırma denkleminden başka bir şey değildir.
Bu yasanın Aleviler açısından günümüze nasıl yansıdığına baktığımız zaman, Alevileri yalnızlaştırarak,yalnızca CHP’nin değil her siyasi partinin dezevantajı haline getirdiği görülmektedir.
Bu yasanın hedefine ulaştığını basit bir araştırmayla anlamak mümkündür.
Yirmi milyon civarında olan Alevilerin,devlet kurumlarındaki istihdam ve yetki misyonlarının oranının çok düşük durumda olmasını neye yorumlamak lazım ?
Bu gün üst bürokraside,Anayasa mahkemesi,müsteşarlık,Yargıtay,Danıştay,Genel müdür,Vali,Kaymakam gibi misyonlarda Alevi şahsiyetlerin sayısı parmakla sayılacak kadar azdır.
Onlarca Üniversite Rektörlerinden yalnızca bir rektörün Alevi olmasının tek bir yorumu vardır,Alevileri özürlü vatandaş vasıflı olarak algılamaktır.
Bu algı Cumhuriyetin ana fikridir.
Aleviler,Cumhuriyet süreci boyunca kendilerini ifade dahi edememişlerdir.Yani ben aleviyim demekten kaçınan ruh yapısıyla yaşamışlardır.
Alevilere her dönemde ve genellikle Komünist,Ataist gibi kulplar takılarak yapılan insanlık dışı baskılara kılıf uydurulmuştur.Bu anlayışın hedefi Alevileri sistem dışı göstermek ve ötekileştirmekten başka nedir ?
Sistemin tüm gereçlerini yerine getiren Alevilere,sistem ve CHP yönünden asansör işlevi görevi verilmesine rağmen sorunlarıyla ilgili hiçbir talepleri yerine getirilmemiştir.
Bu gün hiçbir partinin Alevilerin sorunlarına yönelik bir programı yoktur.En dikkat çeken durum ise sistemin kurucusu CHP nin siyasi sürecinin devamlılığını sağlayan Alevilere yönelik parti programında iki-üç satırı geçmeyecek şekilde bahsedilmesidir.
Aleviler yönünden CHP tarafından tek kelimenin bile evrensel manada tartışılmaması hep etrafında dolanılması anti-demokratik zihinlerin partinin ruhunu nasıl sarmaladığının bir göstergesidir.
CHP devletçi,statükocu anlayışın dışına taşma ve sistemle hesaplaşma diye bir derdi olmayacağı Genel kurulda ,Genel başkan Kemal KILIÇDAROĞLU nun 3.yol demogojisinden anlaşılmaktadır.
Sayın Genel başkanın 3.yoldan ne anladığına baktığımızda 1930 yılların CHP sinin yumuşak yöntemlerle asimlasyon politikasını işaret etmektedir.Bu politika bekleneni vermeyince zamanın CHP iktidarının yumuşak aklı birden bire çelik e dönüşerek 1934 te Trakya da Yahudi lere,sonrasında da Dersim de Alevilere en acımasız politikalarını devreye soktukları hala belleklerdedir.
Sonraları Kahraman Maraş,Çorum,Sivas,Gazi Osman Paşa olaylarının aynı zihniyetin ikdidarları döneminde yaşanmıştır.
Bu zihnin sorgulanması gerekiyor.
CHP ve SİSTEM Aleviler yönünden mutlaka sorgulanmalıdır.
Ülkemizin bu günlerde yaşadığı hassasiyetler bu sorgulamayı daha da elzem hale getirmiştir.
Cumhuriyet döneminin,en açık ifadeyle,en hassa tartışmalarının yapıldığı ve Milli Güvenlik Kurulunun sert bildirisinden sonra oluşacak cepheleşmelerin Aleviler tarafından daha iyi anlaşılması nedeniyle de, CHP VE SİSTEM sorgulamadır.
Aleviler artık asansör olmamalıdır.
hasipyigitoglu@hotmail.com
30 Aralık 2010
Aleviler, geleneksel yaşam anlayışlarından dolayı ne sistem zihniyle ne CHP zihniyle örtüşmüyor aslında.Ama,CHP nerdeyse Alevilerin desteğine dayanarak siyasi yaşamını idame ettiriyor.
Halbuki, CHP’nin ilk iktidarında devrim yasaları diye yutturulan tekke ve zaviyelerin yasaklanmasıyla Alevilerin toplumsal değere dönüşmesi engellenmiştir.Ayrıca,bu yasa Osmanlının zihin niteliği devamı olan Türk ve Sünni anlayışını Cumhuriyet sisteminin ana fikrine dönüştürmüştür..
Sistemin siyasi ve toplumsal zihniyetinin yol haritası bu yasayla belirlenmiştir.
Bu yasanın temel hedefi, Alevileri Türkiye toplumunun işlevli bir unsuru olmasını önlemek için olduğu apaçık ortaya çıkmıştır.
Hatta Alevileri vasıfsızlaştırma denkleminden başka bir şey değildir.
Bu yasanın Aleviler açısından günümüze nasıl yansıdığına baktığımız zaman, Alevileri yalnızlaştırarak,yalnızca CHP’nin değil her siyasi partinin dezevantajı haline getirdiği görülmektedir.
Bu yasanın hedefine ulaştığını basit bir araştırmayla anlamak mümkündür.
Yirmi milyon civarında olan Alevilerin,devlet kurumlarındaki istihdam ve yetki misyonlarının oranının çok düşük durumda olmasını neye yorumlamak lazım ?
Bu gün üst bürokraside,Anayasa mahkemesi,müsteşarlık,Yargıtay,Danıştay,Genel müdür,Vali,Kaymakam gibi misyonlarda Alevi şahsiyetlerin sayısı parmakla sayılacak kadar azdır.
Onlarca Üniversite Rektörlerinden yalnızca bir rektörün Alevi olmasının tek bir yorumu vardır,Alevileri özürlü vatandaş vasıflı olarak algılamaktır.
Bu algı Cumhuriyetin ana fikridir.
Aleviler,Cumhuriyet süreci boyunca kendilerini ifade dahi edememişlerdir.Yani ben aleviyim demekten kaçınan ruh yapısıyla yaşamışlardır.
Alevilere her dönemde ve genellikle Komünist,Ataist gibi kulplar takılarak yapılan insanlık dışı baskılara kılıf uydurulmuştur.Bu anlayışın hedefi Alevileri sistem dışı göstermek ve ötekileştirmekten başka nedir ?
Sistemin tüm gereçlerini yerine getiren Alevilere,sistem ve CHP yönünden asansör işlevi görevi verilmesine rağmen sorunlarıyla ilgili hiçbir talepleri yerine getirilmemiştir.
Bu gün hiçbir partinin Alevilerin sorunlarına yönelik bir programı yoktur.En dikkat çeken durum ise sistemin kurucusu CHP nin siyasi sürecinin devamlılığını sağlayan Alevilere yönelik parti programında iki-üç satırı geçmeyecek şekilde bahsedilmesidir.
Aleviler yönünden CHP tarafından tek kelimenin bile evrensel manada tartışılmaması hep etrafında dolanılması anti-demokratik zihinlerin partinin ruhunu nasıl sarmaladığının bir göstergesidir.
CHP devletçi,statükocu anlayışın dışına taşma ve sistemle hesaplaşma diye bir derdi olmayacağı Genel kurulda ,Genel başkan Kemal KILIÇDAROĞLU nun 3.yol demogojisinden anlaşılmaktadır.
Sayın Genel başkanın 3.yoldan ne anladığına baktığımızda 1930 yılların CHP sinin yumuşak yöntemlerle asimlasyon politikasını işaret etmektedir.Bu politika bekleneni vermeyince zamanın CHP iktidarının yumuşak aklı birden bire çelik e dönüşerek 1934 te Trakya da Yahudi lere,sonrasında da Dersim de Alevilere en acımasız politikalarını devreye soktukları hala belleklerdedir.
Sonraları Kahraman Maraş,Çorum,Sivas,Gazi Osman Paşa olaylarının aynı zihniyetin ikdidarları döneminde yaşanmıştır.
Bu zihnin sorgulanması gerekiyor.
CHP ve SİSTEM Aleviler yönünden mutlaka sorgulanmalıdır.
Ülkemizin bu günlerde yaşadığı hassasiyetler bu sorgulamayı daha da elzem hale getirmiştir.
Cumhuriyet döneminin,en açık ifadeyle,en hassa tartışmalarının yapıldığı ve Milli Güvenlik Kurulunun sert bildirisinden sonra oluşacak cepheleşmelerin Aleviler tarafından daha iyi anlaşılması nedeniyle de, CHP VE SİSTEM sorgulamadır.
Aleviler artık asansör olmamalıdır.
hasipyigitoglu@hotmail.com
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder