6 Ocak 2011 Perşembe
AKILLARI KARIŞIK SOLCULAR VE SOLCULUK
Hasip Yiğitoğlu
30 Aralık 2010
Öncelikle solculuğun ne olduğunu tarihsel olarak ele almak gerekiyor.
Solculuk, Fransız devrimi ortaya çıkmış bir kavramdır.
İhtilal öncesi Derebeylik sistemi ile yönetilen Fransa da Hukuk sistemi,Aristokratların yani soyluların ve krallığın çıkarlarına göre düzenlenmişti.Halkın hiçbir iradesi yoktu.
Zamanın değişim ve gelişim dinamikleri neticesinde dönem olarak coğrafi ve bilimsel keşifler hız almıştı.Bu durum toprak derebeylerinin yanında zenginleşen bir sınıf ortaya çıkarmıştı.Sermaye sahibi burjuvazi.
Burjuvazi, doğal olarak hukuk sisteminden talep ettiği haklarını almayınca işçi sınıfını da yanına alarak,Kral,derebeyler ve ruhban sınıfına karşı çıkarak devrimi gerçekleştirmişti.
Devrim meclisinde eski düzenin, yani krallığın, aristokratların ve ruhban sınıfı çıkarlarını savunanlar meclis başkanının sağ tarafındaki sıralara, İşçilerin, mazlumların, ezilmişlerin, dar gelirlilerin, topraksız köylülerin temsilcileri de sol tarafa oturmuştu.Böylece de oturma düzeniyle ilişkilendirilerek sağ ve sol kavramlar doğdu.Ayrıca başka birçok modern siyasal kavramda doğmuştur.
Döneme ve ülkeye göre değişebilen konumların ötesinde, genel olarak sağcılık, siyasal ve toplumsal manada
gericiliği,tutuculuğu,muhafazakarlığı,milliyetçiliği,sermayeyi,solculuk ise ilericiliği,insanlığın gelişimi yönünde değişimi,özgürlükçü,demokrat olarak,tanım içeriği itibariyle temsil etmektir.
Bir başka anlatımla, sosyal devlete yönelik olumlu bakış açısı,dolaysız ve daha fazla demokrasi talebi, milliyetçiliği, yabancı düşmanlığını ve nasyonalizmi kesin ret eden anlayıştır solculuk.Evrensel solun gerçek tanımının tam karşılığıdır diyebiliriz.Tartışmaya mahal var mıdır, bilmem,ama,bazı kendini fazlasıyla entelektüel nitelendiren eski solcuların,komünistlerin,sosyalistlerinin son zamanlarda solculuk la ilgili akıl karışıklığını gerçekten anlamakta zorlandığımı söyleyebilirim.
Hala içe dönük tartışıyorlar.
Bunca yaşanmışlıklara rağmen solculuğu ya sapık bir anlayış,ya küreselleşmenin hayratına sığınarak modası geçmiş,yada ulusallaştırmışlardır.
Ders almıyoruz,gerçeğimizle,yaşadıklarımızla özel,siyasi,sosyal yüzleşme cesaretimiz yok.Hiç kimsenin kompleks yapması gerekmiyor.Hepimiz aynı sosyolojik bilinçaltı zihinlerimizle solcu olduk.
Zaten hepimiz teorisiz devrimci olmuştuk.Teoriden sonra da kavga ettik.Kavgalarımız büyümüştü,ihanetlerle birbirimizi suçlayarak,bölüne bölüne halktan koptuk.
Marjinalleştik.
Karanlık zihinlerin iktidarlarının propaganda malzemesi olduk,dağınıklığımız fırsata dönüştü,teker teker avlandık.Her solcu,Komünüst,Sosyalist,Sosyal Demokrat hepsi nasibini aldı.
Ayrılıklarımızı halen kavrayamıyoruz.Halbuki sövlem hedeflerimiz tıpa tıp örtüşüyor.Ortak hedefimiz insanlığın gelişimi yönünde değişimdi,özgürlüktü,demokrasi,sosyal adalet ve insan haklarıydı.
Hepimiz,faşizme,milliyetçiliğe,nasyonalizme,empeyalizme karşıydık.
Zaman,şartlar ve deneyim yönünden eksiğimizin farkında olmadan bubi tuzaklarına düştük belki,ama bu durumumuz garip bir şekilde halen devam ediyor.Evrensel solu anlayacak ne pratik ne teorik deneyimlerimizi kullanıyoruz,akıllarımız dünden farklı olmuyor.
Tekrar ediyorum,yalnızca içe dönük tartışıyoruz.
Dünya da ,Ülkemizde ne olup bitiyor,anlamadan tartışıyoruz.
Halbuki,insan odaklı hiçbir talep kalıcı ve gerektiği kadar,solun değerler öngörüsünü yakalıyamamış,kurumsallaştıramamıştır.
Tarih te henüz tanık olmamıştır.
Bakın,Demokrasinin İleri bir hal aldığı söylenen ülkelerde,Amerika da,Avrupa da insan hakları ihlalleri,fırsat eşitliği ve adil paylaşım gibi değerlerin hesaba gittiği gibi uygulandıkları son küresel krizden anlaşılmıştır.Hemen hemen bu ülkelerde krizden çıkış politikaların hepsi çalışanlarına kemer sıkma reçeteleri olmuştur.
Sosyal devlete yönelik olumlu bakış açıları oldumu.Küreselleşmiş şirketleri ve bankaları kurtarma çabalarından başka politikalarına tanık olduk mu?
Fransada,İngilterede,Yunanistanda,italyada son bir ay içinde yaşanan grevler,boykotlar,gösteriler umarım,liberalleşmiş akılları karışık solculara yeni bir perspektif olur.
Birde Ülkemizde yaşananların solcuğu ulusallaştıran karışık akıllara da ders olur temennisiyle yazımı bitiriyorum.
hasipyigitoglu@hotmail.com
30 Aralık 2010
Öncelikle solculuğun ne olduğunu tarihsel olarak ele almak gerekiyor.
Solculuk, Fransız devrimi ortaya çıkmış bir kavramdır.
İhtilal öncesi Derebeylik sistemi ile yönetilen Fransa da Hukuk sistemi,Aristokratların yani soyluların ve krallığın çıkarlarına göre düzenlenmişti.Halkın hiçbir iradesi yoktu.
Zamanın değişim ve gelişim dinamikleri neticesinde dönem olarak coğrafi ve bilimsel keşifler hız almıştı.Bu durum toprak derebeylerinin yanında zenginleşen bir sınıf ortaya çıkarmıştı.Sermaye sahibi burjuvazi.
Burjuvazi, doğal olarak hukuk sisteminden talep ettiği haklarını almayınca işçi sınıfını da yanına alarak,Kral,derebeyler ve ruhban sınıfına karşı çıkarak devrimi gerçekleştirmişti.
Devrim meclisinde eski düzenin, yani krallığın, aristokratların ve ruhban sınıfı çıkarlarını savunanlar meclis başkanının sağ tarafındaki sıralara, İşçilerin, mazlumların, ezilmişlerin, dar gelirlilerin, topraksız köylülerin temsilcileri de sol tarafa oturmuştu.Böylece de oturma düzeniyle ilişkilendirilerek sağ ve sol kavramlar doğdu.Ayrıca başka birçok modern siyasal kavramda doğmuştur.
Döneme ve ülkeye göre değişebilen konumların ötesinde, genel olarak sağcılık, siyasal ve toplumsal manada
gericiliği,tutuculuğu,muhafazakarlığı,milliyetçiliği,sermayeyi,solculuk ise ilericiliği,insanlığın gelişimi yönünde değişimi,özgürlükçü,demokrat olarak,tanım içeriği itibariyle temsil etmektir.
Bir başka anlatımla, sosyal devlete yönelik olumlu bakış açısı,dolaysız ve daha fazla demokrasi talebi, milliyetçiliği, yabancı düşmanlığını ve nasyonalizmi kesin ret eden anlayıştır solculuk.Evrensel solun gerçek tanımının tam karşılığıdır diyebiliriz.Tartışmaya mahal var mıdır, bilmem,ama,bazı kendini fazlasıyla entelektüel nitelendiren eski solcuların,komünistlerin,sosyalistlerinin son zamanlarda solculuk la ilgili akıl karışıklığını gerçekten anlamakta zorlandığımı söyleyebilirim.
Hala içe dönük tartışıyorlar.
Bunca yaşanmışlıklara rağmen solculuğu ya sapık bir anlayış,ya küreselleşmenin hayratına sığınarak modası geçmiş,yada ulusallaştırmışlardır.
Ders almıyoruz,gerçeğimizle,yaşadıklarımızla özel,siyasi,sosyal yüzleşme cesaretimiz yok.Hiç kimsenin kompleks yapması gerekmiyor.Hepimiz aynı sosyolojik bilinçaltı zihinlerimizle solcu olduk.
Zaten hepimiz teorisiz devrimci olmuştuk.Teoriden sonra da kavga ettik.Kavgalarımız büyümüştü,ihanetlerle birbirimizi suçlayarak,bölüne bölüne halktan koptuk.
Marjinalleştik.
Karanlık zihinlerin iktidarlarının propaganda malzemesi olduk,dağınıklığımız fırsata dönüştü,teker teker avlandık.Her solcu,Komünüst,Sosyalist,Sosyal Demokrat hepsi nasibini aldı.
Ayrılıklarımızı halen kavrayamıyoruz.Halbuki sövlem hedeflerimiz tıpa tıp örtüşüyor.Ortak hedefimiz insanlığın gelişimi yönünde değişimdi,özgürlüktü,demokrasi,sosyal adalet ve insan haklarıydı.
Hepimiz,faşizme,milliyetçiliğe,nasyonalizme,empeyalizme karşıydık.
Zaman,şartlar ve deneyim yönünden eksiğimizin farkında olmadan bubi tuzaklarına düştük belki,ama bu durumumuz garip bir şekilde halen devam ediyor.Evrensel solu anlayacak ne pratik ne teorik deneyimlerimizi kullanıyoruz,akıllarımız dünden farklı olmuyor.
Tekrar ediyorum,yalnızca içe dönük tartışıyoruz.
Dünya da ,Ülkemizde ne olup bitiyor,anlamadan tartışıyoruz.
Halbuki,insan odaklı hiçbir talep kalıcı ve gerektiği kadar,solun değerler öngörüsünü yakalıyamamış,kurumsallaştıramamıştır.
Tarih te henüz tanık olmamıştır.
Bakın,Demokrasinin İleri bir hal aldığı söylenen ülkelerde,Amerika da,Avrupa da insan hakları ihlalleri,fırsat eşitliği ve adil paylaşım gibi değerlerin hesaba gittiği gibi uygulandıkları son küresel krizden anlaşılmıştır.Hemen hemen bu ülkelerde krizden çıkış politikaların hepsi çalışanlarına kemer sıkma reçeteleri olmuştur.
Sosyal devlete yönelik olumlu bakış açıları oldumu.Küreselleşmiş şirketleri ve bankaları kurtarma çabalarından başka politikalarına tanık olduk mu?
Fransada,İngilterede,Yunanistanda,italyada son bir ay içinde yaşanan grevler,boykotlar,gösteriler umarım,liberalleşmiş akılları karışık solculara yeni bir perspektif olur.
Birde Ülkemizde yaşananların solcuğu ulusallaştıran karışık akıllara da ders olur temennisiyle yazımı bitiriyorum.
hasipyigitoglu@hotmail.com
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder