28 Şubat 2011 Pazartesi
DIŞARDA DEMOKRAT – ÜLKESİNDE ŞAHİN
Hasip Yiğitoğlu
28 Şubat 2011
21.yüzyılın,toplumsal-sosyal-siyasal entelektüel tarihsel kültürünün,ekonomik olarak sosyal ve adil paylaşım,siyasi olarak ta,demokrasi ve özgürlük talepleri temelinde olacağı, Arap dünyasında yaşanan devrimci durumun ortaya çıkarttığı ortak duygu ve düşüncenin, insanlığa bıraktığı etkilerden net olarak anlaşılmaktadır.
Bu durumu dünyanın her noktasında yaşayan toplumların desteğine ve saygınlığına bakarak anlamak mümkündür.
Yaşanan devrimlerle ilgili olarak ta söylenecek en anlamlı şey, DANTE’nin dediği gibi SEN YOLUNDA YÜRÜ, BIRAK NE DERSE DESİNLER.
Zaten, Tunus’ta devrimden sonra devrimci halktan yeterli referans alamayan yeni hükümetin istifa etmek zorunda kalması, devrimin kendi mecrasını bulacağının ipuçlarını veriyor.
Devrimin düşünce algısına gelince, tarihsel ve nitelik olarak güncel beklentilerle örtüştüğünü söylemek yanlış olmayacaktır. Bundan dolayıdır ki, değişim bütün olarak mazlum halklar açısından özgürlük, demokrasi, adalet talepleri serpilerek devam etmektedir.
Şimdi ani olarak ortaya çıkan devrim durumunun genel anlamda, siyaset mekanizmasının ideolojik farklılıklarından dolayı ortaya çıkan,çok yönlü beklentilerin spekülasyonlara neden olacağını söylemek yanlış olmayacaktır.
Birçok şey yazılıp, çizilecek elbette. Yeni bir devrim algısı ortaya çıkmıştır çünkü.
Bu nedenle yeni durumun tartışmalara neden olmasını tarihsel dinamiklerin gelişimi yönünden,nesnel ve doğru bir algı olarak kabul etmeliyiz.
Bu anlamda, devrimin yaslanacağı ekonomik,sosyal ve siyasi zihin kanallarının belirsizliği konusunun abartılarak,yalnızca komplo teorilerine yorumlamak, zamanın güncel geleneğinden fazla şeyler istemek gibi sakıncaları da dikkate almak lazım.
Böylece,19.ve 20.yüzyıl geleneğinden farklılık gösteren bu devrim algısının anlaşılması, yaşananları diyalektik nedenler ve tarihsel süreç yönünden iyi irdelenmesi gerekiyor.
Çağın ve dönemin gerekleri iyi anlaşılmadan,tarihsel olarak siyasetin nereye gideceği doğru anlaşılamaz. Esasında yeni devrimlerin aniden yaşanmasının getirdiği şaşkınlık bundandır.
Diğer bir anlatımla,klasik olarak geçmişte siyasi partilerin, sendikaların, derneklerin halkın örgütlenme ve reaksiyonları konusunda ki inisiyatifinin belirleyiciliği,sosyal iletişim sitelerinin inisiyatifinin gerisinde kaldığının hesabı yapılamamış ,iyi anlaşılamamıştır.
İnsanları mobilize etmede facebook, twitter gibi sosyal iletişim siteleri belirleyici olmuştur.
Bu durum iyi irdelenebilir se, güncel beklentiler konusunda devrimci halk bağlaşıklarının müşterek akıl etrafında rahatlıkla toplanabileceklerini görebiliriz.
Şimdi dünya Libya’ya kenetlenmiş.
Kaddafi’nin intiharı,kendi ipini çekmesi an meselesidir.
Halkına karşı işlediği suçların vebalının ağırlığının yarattığı ruh travmasını taşıyamayacağını söylemek kehanet olmayacaktır.
Zaten,yargılanacağı mahkeme hazırlıklara başlamış bile.
Libya’da halkın parasıyla alınan silah ve uçakların, halka ölümcül bir şekilde nasıl döndüğünü televizyon ekranlarından seyrederken, ülkemizde yaşananları anımsatmıyor mu ?
Türk Tabipler Birliğinin son günlerde toplu mezarlar konusunda yaptığı açıklamalar, Libya’daki katliamdan daha ibret verici bir durumdur.
150 civarında toplu mezar. Sayıları binlerle ifade edilen toplu öldürmeler.
Kendi toprağı eşelendikçe toplu mezarlarından çıkan insan kemiklerinin acılarını hissetmeyen zihniyetlerin başkalarına yönelik gözyaşları, TİMSAH GÖZYAŞLARINDAN BAŞKA BİR ŞEY OLABİLİR Mİ ?
Onlarca kez Abdullah Öcalan’la görüşmeler yapılmasına karşın, PKK nın ateş kes çağrısına kulak tıkayanlar,gözünüz aydın ! PKK tek taraflı ateş kes ilanını geri almıştır şimdi.
Bölgede faaliyet gösteren STK larının tüm çağrılarına rağmen, hükümetin hiçbir adım atmaması, gelecekte yaşanacak trajedinin vebalını nasıl taşıyacaklardır,doğrusu anlaşılması zor bir durumdur.
Gelecekte yaşanacakların sonuçlarını tahmin etmek hiçte zor değil. Bu senaryo ,onlarca yıl uygulanıyor zaten.
Anlaşılıyor ki,Ortadoğu’da yaşananlardan hiç ibret alınmak istenmemektedir.
Dışarıda demokrat,popülist söylemleriyle meşhur,sayın başbakanın ateşkesi anlayamamış olmasını neye yorumlamak lazım.
hasipyigitoglu@hotmail.com
28 Şubat 2011
21.yüzyılın,toplumsal-sosyal-siyasal entelektüel tarihsel kültürünün,ekonomik olarak sosyal ve adil paylaşım,siyasi olarak ta,demokrasi ve özgürlük talepleri temelinde olacağı, Arap dünyasında yaşanan devrimci durumun ortaya çıkarttığı ortak duygu ve düşüncenin, insanlığa bıraktığı etkilerden net olarak anlaşılmaktadır.
Bu durumu dünyanın her noktasında yaşayan toplumların desteğine ve saygınlığına bakarak anlamak mümkündür.
Yaşanan devrimlerle ilgili olarak ta söylenecek en anlamlı şey, DANTE’nin dediği gibi SEN YOLUNDA YÜRÜ, BIRAK NE DERSE DESİNLER.
Zaten, Tunus’ta devrimden sonra devrimci halktan yeterli referans alamayan yeni hükümetin istifa etmek zorunda kalması, devrimin kendi mecrasını bulacağının ipuçlarını veriyor.
Devrimin düşünce algısına gelince, tarihsel ve nitelik olarak güncel beklentilerle örtüştüğünü söylemek yanlış olmayacaktır. Bundan dolayıdır ki, değişim bütün olarak mazlum halklar açısından özgürlük, demokrasi, adalet talepleri serpilerek devam etmektedir.
Şimdi ani olarak ortaya çıkan devrim durumunun genel anlamda, siyaset mekanizmasının ideolojik farklılıklarından dolayı ortaya çıkan,çok yönlü beklentilerin spekülasyonlara neden olacağını söylemek yanlış olmayacaktır.
Birçok şey yazılıp, çizilecek elbette. Yeni bir devrim algısı ortaya çıkmıştır çünkü.
Bu nedenle yeni durumun tartışmalara neden olmasını tarihsel dinamiklerin gelişimi yönünden,nesnel ve doğru bir algı olarak kabul etmeliyiz.
Bu anlamda, devrimin yaslanacağı ekonomik,sosyal ve siyasi zihin kanallarının belirsizliği konusunun abartılarak,yalnızca komplo teorilerine yorumlamak, zamanın güncel geleneğinden fazla şeyler istemek gibi sakıncaları da dikkate almak lazım.
Böylece,19.ve 20.yüzyıl geleneğinden farklılık gösteren bu devrim algısının anlaşılması, yaşananları diyalektik nedenler ve tarihsel süreç yönünden iyi irdelenmesi gerekiyor.
Çağın ve dönemin gerekleri iyi anlaşılmadan,tarihsel olarak siyasetin nereye gideceği doğru anlaşılamaz. Esasında yeni devrimlerin aniden yaşanmasının getirdiği şaşkınlık bundandır.
Diğer bir anlatımla,klasik olarak geçmişte siyasi partilerin, sendikaların, derneklerin halkın örgütlenme ve reaksiyonları konusunda ki inisiyatifinin belirleyiciliği,sosyal iletişim sitelerinin inisiyatifinin gerisinde kaldığının hesabı yapılamamış ,iyi anlaşılamamıştır.
İnsanları mobilize etmede facebook, twitter gibi sosyal iletişim siteleri belirleyici olmuştur.
Bu durum iyi irdelenebilir se, güncel beklentiler konusunda devrimci halk bağlaşıklarının müşterek akıl etrafında rahatlıkla toplanabileceklerini görebiliriz.
Şimdi dünya Libya’ya kenetlenmiş.
Kaddafi’nin intiharı,kendi ipini çekmesi an meselesidir.
Halkına karşı işlediği suçların vebalının ağırlığının yarattığı ruh travmasını taşıyamayacağını söylemek kehanet olmayacaktır.
Zaten,yargılanacağı mahkeme hazırlıklara başlamış bile.
Libya’da halkın parasıyla alınan silah ve uçakların, halka ölümcül bir şekilde nasıl döndüğünü televizyon ekranlarından seyrederken, ülkemizde yaşananları anımsatmıyor mu ?
Türk Tabipler Birliğinin son günlerde toplu mezarlar konusunda yaptığı açıklamalar, Libya’daki katliamdan daha ibret verici bir durumdur.
150 civarında toplu mezar. Sayıları binlerle ifade edilen toplu öldürmeler.
Kendi toprağı eşelendikçe toplu mezarlarından çıkan insan kemiklerinin acılarını hissetmeyen zihniyetlerin başkalarına yönelik gözyaşları, TİMSAH GÖZYAŞLARINDAN BAŞKA BİR ŞEY OLABİLİR Mİ ?
Onlarca kez Abdullah Öcalan’la görüşmeler yapılmasına karşın, PKK nın ateş kes çağrısına kulak tıkayanlar,gözünüz aydın ! PKK tek taraflı ateş kes ilanını geri almıştır şimdi.
Bölgede faaliyet gösteren STK larının tüm çağrılarına rağmen, hükümetin hiçbir adım atmaması, gelecekte yaşanacak trajedinin vebalını nasıl taşıyacaklardır,doğrusu anlaşılması zor bir durumdur.
Gelecekte yaşanacakların sonuçlarını tahmin etmek hiçte zor değil. Bu senaryo ,onlarca yıl uygulanıyor zaten.
Anlaşılıyor ki,Ortadoğu’da yaşananlardan hiç ibret alınmak istenmemektedir.
Dışarıda demokrat,popülist söylemleriyle meşhur,sayın başbakanın ateşkesi anlayamamış olmasını neye yorumlamak lazım.
hasipyigitoglu@hotmail.com
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder