15 Şubat 2011 Salı
BALYOZ DARBESİ BELGELERİ SİSTEMİN ZİHNİMİDİR
Hasip Yiğitoğlu
15 Şubat 2011
Balyoz darbesi tutuklamalarından anlaşılıyor ki, gecikmişte olsa, Cumhuriyet sürecinin tartışılmasını zorunlu hale getirmiştir.
Bu sayılarda üst rütbelinin tutuklandığı bir durum karşısında söylenecek tek şey, bu düzenin ve buna bağlı olarak silahlı kuvvetler nezdinde devletin sorgulanmasıdır.
Hele hele iç hizmet yasasıyla silahlı kuvvetlere tanınan yetkiler konusunda biraz empati yaparsak, bu durum daha iyi anlaşılacaktır.
Balyoz darbesi belgelerinde Cumhuriyet süreci politikalarını; darbeleri, provokasyonları, faili meçhulleri fazlasıyla anlatan belgelerden söz ediliyor.Yaşanan darbe süreçlerindeki masum insanlara yapılan acımasız uygulamaların boyutlarını ve kimler tarafından ne amaçlarla yapıldığının bir belgesi adeta.
İddianame akıl karışıklığına neden oluyor. Masum ve savunmasız halka yönelik kaos beklentili Bombalı Provakasyonlar.Allah Allah dedirtecek kadar. Bunları düşünenler insan mıdır ?
Bu durum bile başlı başına kimler için neleri kaybettiğimizi anlatmaya yeterde artar. Kimlere hizmet ediyor bu akıllar.
Ayrıca belgelerin açığa çıkması da ayrı bir akıl karışıklığı.
Acaba üç maymunlar mı oynanıyor dedirtecek kadar gariplikler içeriyor.Şüpheler haklı gösterecek çok şeyler tartışılıyor.Tam bir kafa karışıklığı.Zaten gizemli yapısı olan Silahlı Kuvvetlerin belgelerinin ortalığa savrulması da gizemli yöntemlerle yapılmaktadır.Tekrar ediyorum,acaba,üç maymunlar mı oynanıyor ?
Bu durumun daha iyi kavranabilmesi için geriye giderek darbeler konusunda biraz empati yapmak gerekiyor.
Özelliklede 12 Eylül darbesinin hangi kesimler tarafından desteklendiği,darbecilere nasıl çağrılar yapıldığının anlaşılması açısından buna ihtiyaç vardır.
İsim verecek olursak,başta TÜSİAD ı görebiliriz.
O dönem siyasette ve ekonomide belirleyici konumda olan Tüsiad sistemin en temel unsuru idi.Karanlık tarihe not düşen darbe çağrısı bildirileri hala belleklerde durmaktadır.
Zaten 12 Eylül ün ilk uygulamaları ne terör,nede kaos önlemek olmuştur.
Hatırlanacağı gibi,İlk icraat,tüsiadın talepleri,grevleri yasaklamak,sendikaları kapatmak,sendikacıları tutuklamak olmuştu.
Hak arayışı grevler yasaklanmış, sendikalar kapatılmıştır.
Buradan da anlaşılmaktadır ki,darbe süreçlerinin beklentisi,halkın temel sorunları olmamıştır.
Amaç,Demokratik süreci kesintiye uğratarak,hak ve adalet taleplerini unutturarak sömürü ve talan sisteminin devamını sağlamaktan başka değildir.
Aş,iş,özgürlük gibi taleplerin yerine,sistem parametreleri,etnik,inanç gibi ırkçı ve ötekileştirici taleplerin toplumsal ikamesinden başka bir şey değildir.
Balyoz belgelerinden de anlaşılacağı gibi,ürettikleri toplusal bloklar ,terör ve kaos sadece bir bahanedir.
12 eylülden sonra ki,sivil idareler,darbelerin ve darbecilerin yarattıkları tahribatların esasına girmeden hep etrafında dolanarak sistemin devamı için hep oyalayıcı olmuşlardır.Bu oyalamanın can ve mal kaybının çok ciddi büyüklükte yaşandığı ortadadır.
Şimdi,sivil otoritenin yaptığı farklı değildir.Sistemin günahlarını sorumlu şahıslara yorumlayarak sistemin devamını sağlamak için çabalamaktadır.Balyoz darbesi sorgulamalarında görüldüğü gibi,sistem sorgulanmıyor,subayların işgüzarlıkları oyalanmasına dönüştürülmektedir.
Bu kadar üst düzeyde sorumlu subayın tutuklanacağı bir soruşturma da,silahlı kuvvetlerin genel olarak sorgulanmasını zorunlu hale getirmez mi ?
Sadece kendine demokrasi isteği alışkanlığı devam ediyor.
Dolmabahçe toplantılarında konuşulan yada karara bağlananların halktan saklanılmasından bu durum anlaşılmıyor mu ?
Bu filmi daha öncede seyretmiştik.
Başbakanın,Genelkurmay başkanıyla hangi ucube denklemleri tartıştığını halkına anlatmalıdır.Eğer bunlar yapılmıyorsa,akla gelecek olan balyoz darbesi soruşturma sürecinin esasına girilmeyeceği, yalnızca kendine lazım olanların cımbızlanacağıdır.
28 şubat,27 Nisan soruşturulmadan balyoz darbesi sorgulamalarının sulanması önlenemez.
Hatta bu durumun tam anlamıyla ortaya çıkarılması isteniyorsa,tüm darbeler çok yönlü bir anlayışla araştırılmalı ve sorgulanmalıdır.Bu durum oldukça sabıkalı ve yıpranmış hukuk sistemimizin evrenselliği açısından da önemlidir.
Ayrıca,Hukuku,siyasi pragmalardan kurtarabiliriz beklide.
Artık,Kral çıplak diyebilecek bir sürece geldik.
Bu sistemin safrası dışa vurdu artık.
Popülist,oryantalist,manüplatif bahaneler tükenmiştir.
Bu manada,zaman kaybına neden olacak eski alışkanlık senaryoları yerine,toplumun gerçek talebi parametreleri,aş,iş,özgürlük senaryoları tartışılmalıdır.
Şimdi önümüze bir fırsat çıkmıştır.
Balyoz darbesi belgeleri.
Yeni Anayasa,demokratikleşme ve değişim sürecinin önünün açılması açısından Balyoz darbesi belgeleri ciddiye alınmalıdır.
Sulandırmadan,kırpmadan, hesaba geldiği gibi,yada belli kesimlere gözdağı vermek gibi anlayıştan uzak bir şekilde sorgulanmalıdır Balyoz Darbesi belgeleri.
Tutuklanan üst düzeydeki subay eşlerine gelince,umarım bundan böyle,eşlerine,barış ve adalet konusunda her zaman empati yapma alışkanlığını kazandıracak hatırlatmalarda bulunurlar.
Benden de bir hatırlatma,eşlerini faili meçhül de,işkencelerde,iş kazalarında,yollarda,cezaevlerinde kaybeden kadınlarımızın dramlarını,ve çocuklarının acıklı yaşamlarını ve yalnızlıklarını empati yapmalarını öneririm.
15 Şubat 2011
Balyoz darbesi tutuklamalarından anlaşılıyor ki, gecikmişte olsa, Cumhuriyet sürecinin tartışılmasını zorunlu hale getirmiştir.
Bu sayılarda üst rütbelinin tutuklandığı bir durum karşısında söylenecek tek şey, bu düzenin ve buna bağlı olarak silahlı kuvvetler nezdinde devletin sorgulanmasıdır.
Hele hele iç hizmet yasasıyla silahlı kuvvetlere tanınan yetkiler konusunda biraz empati yaparsak, bu durum daha iyi anlaşılacaktır.
Balyoz darbesi belgelerinde Cumhuriyet süreci politikalarını; darbeleri, provokasyonları, faili meçhulleri fazlasıyla anlatan belgelerden söz ediliyor.Yaşanan darbe süreçlerindeki masum insanlara yapılan acımasız uygulamaların boyutlarını ve kimler tarafından ne amaçlarla yapıldığının bir belgesi adeta.
İddianame akıl karışıklığına neden oluyor. Masum ve savunmasız halka yönelik kaos beklentili Bombalı Provakasyonlar.Allah Allah dedirtecek kadar. Bunları düşünenler insan mıdır ?
Bu durum bile başlı başına kimler için neleri kaybettiğimizi anlatmaya yeterde artar. Kimlere hizmet ediyor bu akıllar.
Ayrıca belgelerin açığa çıkması da ayrı bir akıl karışıklığı.
Acaba üç maymunlar mı oynanıyor dedirtecek kadar gariplikler içeriyor.Şüpheler haklı gösterecek çok şeyler tartışılıyor.Tam bir kafa karışıklığı.Zaten gizemli yapısı olan Silahlı Kuvvetlerin belgelerinin ortalığa savrulması da gizemli yöntemlerle yapılmaktadır.Tekrar ediyorum,acaba,üç maymunlar mı oynanıyor ?
Bu durumun daha iyi kavranabilmesi için geriye giderek darbeler konusunda biraz empati yapmak gerekiyor.
Özelliklede 12 Eylül darbesinin hangi kesimler tarafından desteklendiği,darbecilere nasıl çağrılar yapıldığının anlaşılması açısından buna ihtiyaç vardır.
İsim verecek olursak,başta TÜSİAD ı görebiliriz.
O dönem siyasette ve ekonomide belirleyici konumda olan Tüsiad sistemin en temel unsuru idi.Karanlık tarihe not düşen darbe çağrısı bildirileri hala belleklerde durmaktadır.
Zaten 12 Eylül ün ilk uygulamaları ne terör,nede kaos önlemek olmuştur.
Hatırlanacağı gibi,İlk icraat,tüsiadın talepleri,grevleri yasaklamak,sendikaları kapatmak,sendikacıları tutuklamak olmuştu.
Hak arayışı grevler yasaklanmış, sendikalar kapatılmıştır.
Buradan da anlaşılmaktadır ki,darbe süreçlerinin beklentisi,halkın temel sorunları olmamıştır.
Amaç,Demokratik süreci kesintiye uğratarak,hak ve adalet taleplerini unutturarak sömürü ve talan sisteminin devamını sağlamaktan başka değildir.
Aş,iş,özgürlük gibi taleplerin yerine,sistem parametreleri,etnik,inanç gibi ırkçı ve ötekileştirici taleplerin toplumsal ikamesinden başka bir şey değildir.
Balyoz belgelerinden de anlaşılacağı gibi,ürettikleri toplusal bloklar ,terör ve kaos sadece bir bahanedir.
12 eylülden sonra ki,sivil idareler,darbelerin ve darbecilerin yarattıkları tahribatların esasına girmeden hep etrafında dolanarak sistemin devamı için hep oyalayıcı olmuşlardır.Bu oyalamanın can ve mal kaybının çok ciddi büyüklükte yaşandığı ortadadır.
Şimdi,sivil otoritenin yaptığı farklı değildir.Sistemin günahlarını sorumlu şahıslara yorumlayarak sistemin devamını sağlamak için çabalamaktadır.Balyoz darbesi sorgulamalarında görüldüğü gibi,sistem sorgulanmıyor,subayların işgüzarlıkları oyalanmasına dönüştürülmektedir.
Bu kadar üst düzeyde sorumlu subayın tutuklanacağı bir soruşturma da,silahlı kuvvetlerin genel olarak sorgulanmasını zorunlu hale getirmez mi ?
Sadece kendine demokrasi isteği alışkanlığı devam ediyor.
Dolmabahçe toplantılarında konuşulan yada karara bağlananların halktan saklanılmasından bu durum anlaşılmıyor mu ?
Bu filmi daha öncede seyretmiştik.
Başbakanın,Genelkurmay başkanıyla hangi ucube denklemleri tartıştığını halkına anlatmalıdır.Eğer bunlar yapılmıyorsa,akla gelecek olan balyoz darbesi soruşturma sürecinin esasına girilmeyeceği, yalnızca kendine lazım olanların cımbızlanacağıdır.
28 şubat,27 Nisan soruşturulmadan balyoz darbesi sorgulamalarının sulanması önlenemez.
Hatta bu durumun tam anlamıyla ortaya çıkarılması isteniyorsa,tüm darbeler çok yönlü bir anlayışla araştırılmalı ve sorgulanmalıdır.Bu durum oldukça sabıkalı ve yıpranmış hukuk sistemimizin evrenselliği açısından da önemlidir.
Ayrıca,Hukuku,siyasi pragmalardan kurtarabiliriz beklide.
Artık,Kral çıplak diyebilecek bir sürece geldik.
Bu sistemin safrası dışa vurdu artık.
Popülist,oryantalist,manüplatif bahaneler tükenmiştir.
Bu manada,zaman kaybına neden olacak eski alışkanlık senaryoları yerine,toplumun gerçek talebi parametreleri,aş,iş,özgürlük senaryoları tartışılmalıdır.
Şimdi önümüze bir fırsat çıkmıştır.
Balyoz darbesi belgeleri.
Yeni Anayasa,demokratikleşme ve değişim sürecinin önünün açılması açısından Balyoz darbesi belgeleri ciddiye alınmalıdır.
Sulandırmadan,kırpmadan, hesaba geldiği gibi,yada belli kesimlere gözdağı vermek gibi anlayıştan uzak bir şekilde sorgulanmalıdır Balyoz Darbesi belgeleri.
Tutuklanan üst düzeydeki subay eşlerine gelince,umarım bundan böyle,eşlerine,barış ve adalet konusunda her zaman empati yapma alışkanlığını kazandıracak hatırlatmalarda bulunurlar.
Benden de bir hatırlatma,eşlerini faili meçhül de,işkencelerde,iş kazalarında,yollarda,cezaevlerinde kaybeden kadınlarımızın dramlarını,ve çocuklarının acıklı yaşamlarını ve yalnızlıklarını empati yapmalarını öneririm.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder