Diyarbekir grupta bir tartışma üzerine...( I )
Saygıdeğerlik ve özgürlük
Serdar ve Ergün tartışması
Sevgili Serdar,
"....Peki bizzat başbakanın alevilik inancına ilişkin olarak yakın günlerdeki "sapık bir inanç" açıklamasını nasıl oluyor da "AK Parti Aleviler konusunda bir tabuyu daha yıkmaya kararlı" şeklinde değerlendirebiliyoruz?...."
"....AK Parti Alevi inancını saygıdeğer bir dini inanç olarak görüyor mu?...."
diyorsun. Bazı sorular kafama takıldı.
1- Başbakan belirttiğiniz "sapık bir inanç" söylemini nerede? ne zaman? ve ne şekilde demiş? Kaynaklarınızla birlikte paylaşırmısınız? Lütfen sorumu dikkatlice oku. Yorumunu istemiyorum. Sezgilerini ve korkularını da anlatmanı istemiyorum. Sadece iddia ettiğin şeyin "sapık bir inanç" Başbakanının nerde?nasıl? dediğinin kaynağını öğrenmek istiyorum.
2- Başka inançlara ve düşüncelere özgürlük tanımak için, o inancı saygıdeğer mi görmek gerekiyor? o düşünceyi savunmak mı gerekiyor? O düşünceyi saygıdeğer mi görmek gerekiyor? Bende Aleviliği veya bir dolu inancı saygıdeğer görmüyorum ve aynı şekilde bazı düşünceleri de saygı değer görmüyorum ama bütün inançlara özgürlüğü savunurken ve bütün düşüncelere özgürlük verilmesi gerektiğini savunurken samimiyetsiz mi oluyorum?
3- Aleviliği Türkiyede kim "öteki" yaptı? Kim yasakladı aleviliği? Kim alevi köylerine İmam gönderdi? Kim alevi köylerine Cami açtı? Kim alevi çocuklarına mecburi islam dersi verme kararı aldı? Cem evlerini kim yasakladı? Ve cem evlerine açılma iznini kim verdi?
sevgiyle kal
ergun
Ergün'e cevabımız
Saygıdeğerlik ve özgürlük
Bedreddin Mahir
Bedreddin.mahir@gmail.com
27 Kasım 2007
Bu iletimde bir dehşetimi sizinle paylaşmak istedim.
Sizler de izlemişsinizdir, Moderatör Ergun arkadaşla, Serdar Şengül arkadaş arasında, Başbakanın Alevi mezhebine atfen "sapık bir inanç" tanımlamasını yapıp yapmadığına ilişkin küçük bir tartışma vuku bulmuş.
Moderatör arkadaş, Diyarbekir grup üyesi Serdar Şengün arkadaşın görüşlerini dile getirdiği iletisine cevaben “2- Başka inançlara ve düşüncelere özgürlük tanımak için, o inancı saygıdeğer mi görmek gerekiyor? o düşünceyi savunmak mı gerekiyor? O düşünceyi saygıdeğer mi görmek gerekiyor? Bende Aleviliği veya bir dolu inancı saygıdeğer görmüyorum ve aynı şekilde bazı düşünceleri de saygı değer görmüyorum ama bütün inançlara özgürlüğü savunurken ve bütün düşüncelere özgürlük verilmesi gerektiğini savunurken samimiyetsiz mi oluyorum? ” diyerek bir yaklaşım sergilemiştir. Bu yaklaşım grup üyesi arkadaşınız olarak beni sarsmıştır.
Beni dehşete düşüren, Moderatör Ergun arkadaş ile Serdar Şengün arkadaş arasında geçen bu ileti alış verişinde, Moderatör Ergun arkadaşın “Bende Aleviliği veya bir dolu inancı saygıdeğer görmüyorum” cümlesidir.
Öncelikle, Ergun arkadaşın, Serdar arkadaşa yönelik kullandığı üslubu hiç onaylamıyor, çok baskıcı sert ve itici buluyorum. Grup arkadaşları olarak bu üslubun üstünde olmamız gerektiğine inanıyorum.
Nasıl olur da bir “aydın” kendi düşünce ve inancından farklı olan ve özgürlük isteyebileceğini ifade ettiği olguları saygıdeğer görmeyebilir? Bir tutarlılık olabilir mi bu yaklaşımda. Başbakangillerin böyle bir yaklaşım tutarsızlığında olmaları, kendi siyasal doğrularıyla bir tutarlılık olsa da, biz demokratların, devrimcilerin böylesi bir ikilemi taşımamız mümkün olabilir mi? Tutarlılık bunun neresinde.
İnsana, topluma doğaya zarar vermeyen her inanç ve düşünce saygın olduğu için var olmuştur, üremiştir ve insanidir de. Bu düşünce de inançta olsa öyledir. Aksi, hiçbir şekilde kararlı bir insan topluluğunun tarih içinde süre giden ilişkisinde var olması düşünülemez. Alevilik ise bu anlamda 1400 yıllık tarihiyle İslam’ın bir unsuru ve onun saygıdeğer ilklerindendir. İsteyenle bu konuda, fıkıh, icma, kıyas, hadisten başlayıp kuran ayetlerinin yorumuna kadar tartışmaya da hazırım. Her ne kadar, mezheplerin saygıdeğerliğiyle ilgili bir tartışmayı, abes saymak gerekse de.
Alevilik gibi tüm din ve mezhepler birbirlerini ne kadar kötülemiş olsalar da, taşıdıkları insani mesaj dolaysıyla saygıdeğerdirler. Bu anlamda Ergun arkadaşın cevabi iletisinin 3. bendinde Alevilikle ilgili dile getirdiği sorulara cevabım, Alevilere saygısızlık yapanlar, onların özgürlüğünü de kısmayı “tutarlı” bir davranış olarak halkımıza dayatmak isteyenlerdir. Aleviliğe karşı işlenen tüm hakaretlerde ve zulümde bu saygısızlık temel rol oynamıştır. Özgürlük ise kimsenin vereceği bir şey değildir. Aleviler ve diğer tüm ezilen insani inanç ve düşünceler, kendi özgürlüklerini, kimse saygı duymasa da, almak için onurluca direnme durumunda olacaklardır.
Birde olayı tersten görelim, saygıdeğer görmediğimiz Faşizme ya da Irkçılığa özgürlüğü savunabilir miyiz? Bunları saygıdeğer görmediğimiz için özgürlükleriyle ilgili bir savunumuzda olamaz. Tutarlı olmak için farklılıklarımıza, ayrı varlıklarımıza mozaik dokumuza saygı duymadan, özgürlük taleplerimizde tutarlı olunabilir mi? Saygı olmadan ne tutarlı bir özgürlük ne de tutarlı bir siyasal duruş sergilemek mümkün değildir. Saygıyla, özgürlüğü karşı karşıya getirip ters orantılı denklemler kurmanın, yüzeysel bir algılama ya da sistematik düşünce eksikliğinden kaynaklanan bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum.
Kimi zihniyetler, Alevileri, Yezidileri, Süryanileri, Ermenileri ve Kürtleri saygıdeğer görmediği için, “realitelerini” sözde tanısalar da, gerçekte, saygıda tutarlı olmadıkları için, özgürlükleri konusunda da tutarlı olmamaktadırlar. Her türlü özgürlüğe karşı duranlar farklılıklara saygı duymayanlardır. Bu ikili (saygı ve özgürlük) birbirinden kopmaz bir bütündür. Her kim ki bunların birliğiyle oynamışsa, o baskıcılığına, sansürcülüğüne, tutarsızlığına kılıf arıyor demektir. Saygıdeğer görülene özgürlük, özgürlüğü talep edilene saygı göstermeden bu denklemin kurulması mümkün değildir. Tersini iddia etmek akıllara ziyan bir durumdur diye düşünüyorum.
Moderatör Ergun arkadaşın bir tür “ne bu şiddet, bu celal” olarak algıladığım söyleminin kaynağı üzerinde durmak istemiyorum, ama bir üye arkadaşınız olarak, bu üsluptan üzgün olduğumu belirtmeden geçemeyeceğim. Ergun arkadaş’ın tepkisini çok aşırı. Devrimci bir Arap ve Alevi olarak bu tutum, ayrıca beni tedirgin etti. Sizinle daha önce bir anımı paylaştım, “devrimci vaftizimi Diyarbakır’da yaptım” diye. Bunu uzun yıllar önce kaleme aldığım bir bildiriyi de sizlerle paylaştım. Türkeş’in Diyarbakır’a “ayak basma” tehdidine karşı, o gün Kürt halkıyla bende direndim. Bunu Kürt ulusuna duyduğum saygıyla yaptım. Üniversite sınavlarına girmek için gitmiştim. Bu saygım olmasa orada ben olmazdım. Bir genç liseli olarak üniversite umutlarımı tehlikeye atmazdım. Ama saygım, beni özgürlük için direnişe götürdü. Bu güne kadar da bu tutarlı tutumumdan onur ve gururla bahsederim. Bu iki unsur (saygıdeğer görme ve özgürlük isteme) dünyanın her yerinde ve tutarlılıklarda bir bütünün parçasıdır, ayrı ayrı değerlendirilemezler. Siyasi tecrübelerim, kimi ezilenlerin birilerini sözde bile olsa ezmek için bu ikili bütünü, ikilem haline getirdiklerine çok tanıklık yaptı.
Ayrıca, Ergun arkadaşın, Serdar arkadaştan Başbakana atfettiği "sapık bir inanç" cümlesinin nerede geçtiğinin belirtilmesini isteyen ısrarı çok ilginç. Bu cümlenin söylenip söylenmemesi bir yana, Başbakanı aklama çabasının bu noktaya vardırmasını anlamak mümkün değil benim açımdan. Bilimsel tartışma adına yapılıyorsa da haklı değildir. Dönsün başbakanın mensup olduğu mezhebine, meşrebine baksın, orada Alevilik için söylenenleri buraya aktarsam ciltler dolusu saygısızlık, inkar ve çirkince söylemler bulunacaktır. Aleviler hakkında verilen ölüm, kıyım, talan fetvalarını aktarsam, sayfalara sığmaz. Konumuz bu değil. Ama Ergun arkadaşın bu halleri, ortak ülkemizde sadece ezenlerin değil, kimi ezilenlerin de, saygı bekleyen biz ezilmişleri ezme ihtimaline sarsıcı bir işaret olarak belirdiğini görüyorum. Yanılmış olmayı çok isterim.
Grup üyeleri olarak, birbirimizin görüşlerine saygılı olduğumuz ve birbirimizin özgürlüklerini savunabildiğimiz oranda, amaç edindiğimiz insani mesajları hakkıyla yerine iletebiliriz kanısındayım.
Buradan, tüm grup arkadaşlarımın ve bu arada Ergun arkadaşın görüşlerine saygımı bildirmeyi ve görüşlerini özgürce her alanda savunmasına ikircimsizce desteğimi sunarım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder