23 Ağustos 2010 Pazartesi
KİRLİ İLİŞKİLER BUNLAR
Hasip Yiğitoğlu
23 Ağustos 2010
Siyasi parti başkanlarının alanlardaki konuşmalarında içerik,sanki hiçbir zaman yüzleşmeyecekleri kadar seviyesiz,aşağılayıcı,iftiracı,intikamcı ve gündem dışıdır.
Konuşmaların içeriği bölücüdür, kamplaştırıcıdır.
Toplumsal bir travma ve buna bağlı olarak akıl Sendromu yaşatıyorlar.
Bölünme denklemleri senaryoları bir bir uygulanıyor.Adeta İç savaş cephe tatbikatları yapılıyor.
Cinnet geçiriyorlar.
Provokasyon yapıyorlar.
Tarihten çıkartacakları bir dersleri yok mu bunların?
Belleklerine ne oldu?
Yoksa bu ahlaksız zihniyet sürecinin birer oyuncularımı bunlar?
Dersim, Diyarbakır, Çorum, Sivas, Maraş, Hatay, Gazi,16 Mart, 77 bir mayıs,darbeler,faili meçhul cinayetler,öldürülen on binlerce aydın,demokrat ve gencimiz hiç bir şey hatırlatmıyor mu ?
Kirli ilişkiler bunlar.
Baylar dökülen bunca kan, anaların sel olmuş gözyaşları vicdanınızı kirletmiyor mu?
Döktüğünüz zehirli kurtlarınızın anlamı artık ne olursa olsundur.Bu bir sorumsuzluktur.
Türkiye mozaik bir ülkedir. Hassas parametreleri var.Fay hatları fazladır.
Kırılma bir başlarsa önünü almak, mümkün olmayacaktır.Tarihin yakanızı bırakacağını düşünüyorsanız, aldanıyorsunuz.
Bununda mı önemi yok.?
Bu ülkenin halkları yüzlerce yıllık kardeşçe beraber yaşama ülküsünün devamını istiyor.
Yeter ki siz gölge etmeyiniz.
Çıkın aradan.
Ve o zaman bakın,bu ülkenin halklarının demokratik dinamikleri demokrasiyi nasıl hayata geçirecektir.
Tarihte,halkları arasında koro halinde düşmanlık,nifak üreten bir siyasi partiler anlayışı eşine az rastlanır.
Buradan anlaşılıyor ki toplumsal geleceğimiz bu aklın tehdidi altındadır.
Bu anlamda zor günlerinin bizi beklediği ortadadır.
Adeta geçiş sendromlarının doğum sancılarını yaşıyoruz.
Şimdi, her zamandan çok,bu akıl komplolarına karşı,toplum olarak durmalı ve yüksek sesle dillendirmeliyiz.
Barış istiyoruz.
Diyalog istiyoruz.
Çünkü,tarihin insanlara bir öğretisi var,savaşlar,ancak konuşarak biter.
Kullandığınız konuşma üslubu ötekileştiricidir,ırkçıdır.
Sayın Başbakan büyük konuşuyor, Kasımpaşalı ağzıyla konuşuyor.
Ben tanımam diyor.
Kürt asıllı vatandaşlarımızın temsilcisi benim diyor.
BDP kimdir,muhatap olmam.
PKK’nın ateş kes kararı beni ilgilendirmez gibi söylemlerinden, başbakanın demokratikleşme anlayışına şüphe getirmektedir.
Sayın başbakan ülkenin sorunlarının birinci derecede muhatabı olduğunu unutmuş,yada sorunları derinleştirici politikalarına kayıkçılık yapmaktadır.
23 Ağustos 2010
Siyasi parti başkanlarının alanlardaki konuşmalarında içerik,sanki hiçbir zaman yüzleşmeyecekleri kadar seviyesiz,aşağılayıcı,iftiracı,intikamcı ve gündem dışıdır.
Konuşmaların içeriği bölücüdür, kamplaştırıcıdır.
Toplumsal bir travma ve buna bağlı olarak akıl Sendromu yaşatıyorlar.
Bölünme denklemleri senaryoları bir bir uygulanıyor.Adeta İç savaş cephe tatbikatları yapılıyor.
Cinnet geçiriyorlar.
Provokasyon yapıyorlar.
Tarihten çıkartacakları bir dersleri yok mu bunların?
Belleklerine ne oldu?
Yoksa bu ahlaksız zihniyet sürecinin birer oyuncularımı bunlar?
Dersim, Diyarbakır, Çorum, Sivas, Maraş, Hatay, Gazi,16 Mart, 77 bir mayıs,darbeler,faili meçhul cinayetler,öldürülen on binlerce aydın,demokrat ve gencimiz hiç bir şey hatırlatmıyor mu ?
Kirli ilişkiler bunlar.
Baylar dökülen bunca kan, anaların sel olmuş gözyaşları vicdanınızı kirletmiyor mu?
Döktüğünüz zehirli kurtlarınızın anlamı artık ne olursa olsundur.Bu bir sorumsuzluktur.
Türkiye mozaik bir ülkedir. Hassas parametreleri var.Fay hatları fazladır.
Kırılma bir başlarsa önünü almak, mümkün olmayacaktır.Tarihin yakanızı bırakacağını düşünüyorsanız, aldanıyorsunuz.
Bununda mı önemi yok.?
Bu ülkenin halkları yüzlerce yıllık kardeşçe beraber yaşama ülküsünün devamını istiyor.
Yeter ki siz gölge etmeyiniz.
Çıkın aradan.
Ve o zaman bakın,bu ülkenin halklarının demokratik dinamikleri demokrasiyi nasıl hayata geçirecektir.
Tarihte,halkları arasında koro halinde düşmanlık,nifak üreten bir siyasi partiler anlayışı eşine az rastlanır.
Buradan anlaşılıyor ki toplumsal geleceğimiz bu aklın tehdidi altındadır.
Bu anlamda zor günlerinin bizi beklediği ortadadır.
Adeta geçiş sendromlarının doğum sancılarını yaşıyoruz.
Şimdi, her zamandan çok,bu akıl komplolarına karşı,toplum olarak durmalı ve yüksek sesle dillendirmeliyiz.
Barış istiyoruz.
Diyalog istiyoruz.
Çünkü,tarihin insanlara bir öğretisi var,savaşlar,ancak konuşarak biter.
Kullandığınız konuşma üslubu ötekileştiricidir,ırkçıdır.
Sayın Başbakan büyük konuşuyor, Kasımpaşalı ağzıyla konuşuyor.
Ben tanımam diyor.
Kürt asıllı vatandaşlarımızın temsilcisi benim diyor.
BDP kimdir,muhatap olmam.
PKK’nın ateş kes kararı beni ilgilendirmez gibi söylemlerinden, başbakanın demokratikleşme anlayışına şüphe getirmektedir.
Sayın başbakan ülkenin sorunlarının birinci derecede muhatabı olduğunu unutmuş,yada sorunları derinleştirici politikalarına kayıkçılık yapmaktadır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder