12 Aralık 2009 Cumartesi
Korkma Sönmez!
Nurettin Kurtuluş
12 Aralık 2009
Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın 14 Mart 2008'de AK Parti'nin 'laiklik karşıtı eylemlerin odağı' olduğu iddiasıyla hazırlanan iddianameyle ilgili olarak yazanakçı Osman Canil AK Parti'nin kapatılmasına gerek olmadığı yönünde görüş bildirmişti. Bunun üzerine Başkanı Hukukçu değil de Muhasebeci olan AKePe tayinli Anayasa Mahkemesi, AK Parti'nin Hazine yardımından mahrum bırakılmasına karar verildiğini açıkladı. Anayasa Mahkemesi kararı buydu. Mahkeme 6 karşı 5 oyla AK Parti'nin kapatılmamasına karar veriyordu.
30 Temmuz 2008
Oylamada Muhasebeci Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç davalı partinin demokratik ve laik cumhuriyet ilkelerine aykırı eylemlerin odağı haline geldiği görüşüne katılmamıştır.
Resmi Gazetede yayınlanan gerekçeli kararında “Dinin ve dinsel duyguların istismarı nedeniyle laikliğe aykırı görülen davalı parti eylemlerinin toplumu devlete ve siyasete yabancılaştırması yoluyla demokratik işleyişi engelleyebileceği ve anayasal düzenin meşruiyetinin sorgulanmasına yol açabileceği inkâr edilemez” ifadesi kullanıldı.
“Anayasa Mahkemesi'nin E. 2008/16, K. 2008/116 sayılı kararıyla iptal edilen 5735 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un(başörtüsünün üniversitelerde serbest bırakılmasını öngören) teklif edilmesi ve yasalaşmasının sağlanmasıyla davalı partinin bu eylemleri benimsediği anlaşıldığından odaklaşmanın kabulü gerekir.”
Deniliyor, fakat Anayasa Mahkemesi Başkanı Muhasebecinin oyuyla AKePe kapatılmıyor sadece hazine yardımından bir miktar yoksun bırakılıyor!
Bu bir siyasi karar değil midir?
Tartışması pek fazla yapılmadı.
Bu karar üzerine Sosyalistlerin Tekne Kazıntısı Liboşlar Demokrasinin işlediğini savunarak kararı alkışladılar.
Bugüne kadar 24 parti kapatılmıştı…
Demokrasi adına.
Yine demokrasi ve de ilâveten barış ve demokrasi mücadelesi, durmadan değiştirilen “Kürt Açılımı” “Demokratikleşme Açılımı” “'Milli Birlik ve Demokratik Açılım Projesi'' adlarına, 25. kapatma davası DTP için açıldı ve Başkanı Hukukçu değil de Muhasebeci olan ve AKePe tayinli Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı…
Tüm iktidar ve muhalefet partileri ve sesleri “karara saygılı olalım” diyorlar.
Tüm Liboşlar başarılı olduklarını saklamadan (!) “saygılı olalım” diyorlar.
Gerekçeli kararın Resmi Gazetede ilânından önce Anayasa Mahkemesinin Muhasebeci Başkanı Haşim Kılıç, kararı şöyle açıklıyor: “DTP’nin eylemleri yanında terör örgütüyle olan bağlantıları da değerlendirildiğinde devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı fiillerin odağı haline geldiği anlaşıldığından partinin kapatılmasına karar vermiştir.”
Oybirliğiyle üstelik.
Bu bir siyasi karar mıdır?
Tartışılacak, belki de yıllarca…
Kürtlerin Partisi mi olurmuş?
Biz onların yerine ne istersek onu yaparız mı?
Niye olmasın mı?
Barış’tan-Özgürlükten bahsedilecek ve “icabında onu da biz yaparız” denilecek…
Bu kapatılan 5. Kürt partisi olurken ve yüzde 10 barajıyla toplumun büyük bir bölümünün temsil edilmediği düşünülecek olursa bu açılımlar neyin açılımı?
Demokrasileri adına saygılı olmak zorunda bırakılacağız ve seçilen seçkinler yargıyı-hukuku kendilerine göre yorumlayacak, kendilerinin yandaşları yapmaya çalışacak ve “açılımdan” dem vuracak…
Bu üst üste gelen yanlışlar, Anadolu halklarını birbirleriyle kutuplaşmaya götürmüştür.
Kutuplaşmadan da öteye çatışmalara varan ve daha sonra üstünden kalkılamayacak yüklere de götürebilir…
Daha önceleri de yazdım, ülkemiz bir iç savaş yangınına götürülmektedir.
Bunu söndürmek yine devrimcilere-sosyalistlere görev olarak düşmektedir.
Korkma sönmez bu içimizdeki kardeşlik-barış ateşi…
HERKES YERİNE
Nurettin Kurtuluş
12 Aralık 2009
Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın 14 Mart 2008'de AK Parti'nin 'laiklik karşıtı eylemlerin odağı' olduğu iddiasıyla hazırlanan iddianameyle ilgili olarak yazanakçı Osman Canil AK Parti'nin kapatılmasına gerek olmadığı yönünde görüş bildirmişti. Bunun üzerine Başkanı Hukukçu değil de Muhasebeci olan AKePe tayinli Anayasa Mahkemesi, AK Parti'nin Hazine yardımından mahrum bırakılmasına karar verildiğini açıkladı. Anayasa Mahkemesi kararı buydu. Mahkeme 6 karşı 5 oyla AK Parti'nin kapatılmamasına karar veriyordu.
30 Temmuz 2008
Oylamada Muhasebeci Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç davalı partinin demokratik ve laik cumhuriyet ilkelerine aykırı eylemlerin odağı haline geldiği görüşüne katılmamıştır.
Resmi Gazetede yayınlanan gerekçeli kararında “Dinin ve dinsel duyguların istismarı nedeniyle laikliğe aykırı görülen davalı parti eylemlerinin toplumu devlete ve siyasete yabancılaştırması yoluyla demokratik işleyişi engelleyebileceği ve anayasal düzenin meşruiyetinin sorgulanmasına yol açabileceği inkâr edilemez” ifadesi kullanıldı.
“Anayasa Mahkemesi'nin E. 2008/16, K. 2008/116 sayılı kararıyla iptal edilen 5735 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un(başörtüsünün üniversitelerde serbest bırakılmasını öngören) teklif edilmesi ve yasalaşmasının sağlanmasıyla davalı partinin bu eylemleri benimsediği anlaşıldığından odaklaşmanın kabulü gerekir.”
Deniliyor, fakat Anayasa Mahkemesi Başkanı Muhasebecinin oyuyla AKePe kapatılmıyor sadece hazine yardımından bir miktar yoksun bırakılıyor!
Bu bir siyasi karar değil midir?
Tartışması pek fazla yapılmadı.
Bu karar üzerine Sosyalistlerin Tekne Kazıntısı Liboşlar Demokrasinin işlediğini savunarak kararı alkışladılar.
Bugüne kadar 24 parti kapatılmıştı…
Demokrasi adına.
Yine demokrasi ve de ilâveten barış ve demokrasi mücadelesi, durmadan değiştirilen “Kürt Açılımı” “Demokratikleşme Açılımı” “'Milli Birlik ve Demokratik Açılım Projesi'' adlarına, 25. kapatma davası DTP için açıldı ve Başkanı Hukukçu değil de Muhasebeci olan ve AKePe tayinli Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı…
Tüm iktidar ve muhalefet partileri ve sesleri “karara saygılı olalım” diyorlar.
Tüm Liboşlar başarılı olduklarını saklamadan (!) “saygılı olalım” diyorlar.
Gerekçeli kararın Resmi Gazetede ilânından önce Anayasa Mahkemesinin Muhasebeci Başkanı Haşim Kılıç, kararı şöyle açıklıyor: “DTP’nin eylemleri yanında terör örgütüyle olan bağlantıları da değerlendirildiğinde devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı fiillerin odağı haline geldiği anlaşıldığından partinin kapatılmasına karar vermiştir.”
Oybirliğiyle üstelik.
Bu bir siyasi karar mıdır?
Tartışılacak, belki de yıllarca…
Kürtlerin Partisi mi olurmuş?
Biz onların yerine ne istersek onu yaparız mı?
Niye olmasın mı?
Barış’tan-Özgürlükten bahsedilecek ve “icabında onu da biz yaparız” denilecek…
Bu kapatılan 5. Kürt partisi olurken ve yüzde 10 barajıyla toplumun büyük bir bölümünün temsil edilmediği düşünülecek olursa bu açılımlar neyin açılımı?
Demokrasileri adına saygılı olmak zorunda bırakılacağız ve seçilen seçkinler yargıyı-hukuku kendilerine göre yorumlayacak, kendilerinin yandaşları yapmaya çalışacak ve “açılımdan” dem vuracak…
Bu üst üste gelen yanlışlar, Anadolu halklarını birbirleriyle kutuplaşmaya götürmüştür.
Kutuplaşmadan da öteye çatışmalara varan ve daha sonra üstünden kalkılamayacak yüklere de götürebilir…
Daha önceleri de yazdım, ülkemiz bir iç savaş yangınına götürülmektedir.
Bunu söndürmek yine devrimcilere-sosyalistlere görev olarak düşmektedir.
Korkma sönmez bu içimizdeki kardeşlik-barış ateşi…
HERKES YERİNE
Nurettin Kurtuluş
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder