17 Aralık 2009 Perşembe
Her yer Bulanık mı olsun?
Nurettin Kurtuluş
17 Aralık 2009
DTP’nin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmasının yasal (!) bir çifte standart olduğuna sözlü ve yazılı olarak karşı çıkmak bazılarınca PKK saflarında yer alma ve terörist damgasını yemeye yetiyor…
Liboşlar DTP’nin kapatılması karşısında onlardan bahsederken, beklenir bir tavırla, ıvıra kıvıra çevir kazı yanmasın gibi benzer şeyler söyler-yazarken PKK’nın teröristleri demeye getirmekten hiç kaçınmıyorlar…
Yaranacakları yerler, kişiler var…
Bugün ülkemizin lav püskürtmeye hazır bir yanardağ haline gelmesinde TBMM’deki partilerin yanı sıra pastadan kırıntılarla beslenen bu Liboşların da çok büyük payı ve katkısı var…
Peki, Anayasa Mahkemesi tarafından AKePe kapatılsaydı 1.Başkanları ve 2.Başbakanları RTE’ye Yargıtay Başsavcısının istediği bu yola beyaz çarşaflarla çıkan diğerlerine de siyaset yasağı getirseydi ne olurdu?
Ve bu siyaset yasağı getirilenler daha önceki suçlamalardan dolayı yargının önüne çıkarılsalardı ne olurdu?
AKePe’nin “toplatılmış kıtaları” hazır ola geçerek “şükrolsunlar la-hamdolsunlar la” sesiz mi kalırlardı?
O AKePe meydanlarını dolduran “toplatılmış kıtalar” "Minareler süngü, kubbeler miğfer. Camiler kışlamız, müminler asker” denilerek nerelerde dolaşırlardı?
DTP’nin Kürtlerin partisi olduğu yadsınamaz.
Bunu herkes kabul etmiş durumda…
DTP’nin kapatılmasına tepki olarak Kürt halkının protestoları doğal karşılanması gerekirken PKK’nın terörist yandaşları demek tahrik etmek değil midir?
Yanıtlar hazır:
Sağa sola saldırdılar-yaktılar yıktılar-cam çerçeve bırakmadılar vesaireler!
Dolapdere’de olay göründü üç paralı kışkırtıcı, protestocuların içine de sızmış diğer yetiştirilmişler de yok mudur?
Sonunda, Muş’un Bulanık ilçesindeki olayda kaleşnikoflu sivil bir kişinin topluluğu taraması ve iki kişinin ölümü sekiz kişinin yaralanması ne demektir.
Protestocular uyarıyorlar dükkânlarınızı açmayın zarar gelebilir, bu barışçı yürüyüşe katılan hainler ya da kışkırtıcılar girebilir.
Şimdiye dek birçok yerde aynı olaylar yaşanmıştır…
Böylesi bir kargaşayı da savunmak yanlıştır…
Her yer Bulanık olmasın?
Ankara’da Tekel işçilerine yapılan saldırı.
Türkiye’nin Tren Garlarının bulunduğu her kentte Demiryolu işçilerine yapılan saldırı…
İstanbul’da İtfaiyecilere yangın nasıl söndürülürmüş dersinin verilmeye kalkılması…
Memur grevine katılanlarda tehdit ederek hesap sorulacak denirken gerçekten de hesap sorulması.
SGK’nın grev yaptılar diye 25 bin kadar Eczacılarla olan sözleşmelerin iptali ve insanların mağdur bırakılmaya çalışılması.
Tüm bunlar “korku imparatorluğunun” terörü değil midir?
Ülkemiz bugün bu parlamento ile bu hükümetle yönetilemeyecek hale gelmiştir…
HERKES YERİNE
17 Aralık 2009
DTP’nin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmasının yasal (!) bir çifte standart olduğuna sözlü ve yazılı olarak karşı çıkmak bazılarınca PKK saflarında yer alma ve terörist damgasını yemeye yetiyor…
Liboşlar DTP’nin kapatılması karşısında onlardan bahsederken, beklenir bir tavırla, ıvıra kıvıra çevir kazı yanmasın gibi benzer şeyler söyler-yazarken PKK’nın teröristleri demeye getirmekten hiç kaçınmıyorlar…
Yaranacakları yerler, kişiler var…
Bugün ülkemizin lav püskürtmeye hazır bir yanardağ haline gelmesinde TBMM’deki partilerin yanı sıra pastadan kırıntılarla beslenen bu Liboşların da çok büyük payı ve katkısı var…
Peki, Anayasa Mahkemesi tarafından AKePe kapatılsaydı 1.Başkanları ve 2.Başbakanları RTE’ye Yargıtay Başsavcısının istediği bu yola beyaz çarşaflarla çıkan diğerlerine de siyaset yasağı getirseydi ne olurdu?
Ve bu siyaset yasağı getirilenler daha önceki suçlamalardan dolayı yargının önüne çıkarılsalardı ne olurdu?
AKePe’nin “toplatılmış kıtaları” hazır ola geçerek “şükrolsunlar la-hamdolsunlar la” sesiz mi kalırlardı?
O AKePe meydanlarını dolduran “toplatılmış kıtalar” "Minareler süngü, kubbeler miğfer. Camiler kışlamız, müminler asker” denilerek nerelerde dolaşırlardı?
DTP’nin Kürtlerin partisi olduğu yadsınamaz.
Bunu herkes kabul etmiş durumda…
DTP’nin kapatılmasına tepki olarak Kürt halkının protestoları doğal karşılanması gerekirken PKK’nın terörist yandaşları demek tahrik etmek değil midir?
Yanıtlar hazır:
Sağa sola saldırdılar-yaktılar yıktılar-cam çerçeve bırakmadılar vesaireler!
Dolapdere’de olay göründü üç paralı kışkırtıcı, protestocuların içine de sızmış diğer yetiştirilmişler de yok mudur?
Sonunda, Muş’un Bulanık ilçesindeki olayda kaleşnikoflu sivil bir kişinin topluluğu taraması ve iki kişinin ölümü sekiz kişinin yaralanması ne demektir.
Protestocular uyarıyorlar dükkânlarınızı açmayın zarar gelebilir, bu barışçı yürüyüşe katılan hainler ya da kışkırtıcılar girebilir.
Şimdiye dek birçok yerde aynı olaylar yaşanmıştır…
Böylesi bir kargaşayı da savunmak yanlıştır…
Her yer Bulanık olmasın?
Ankara’da Tekel işçilerine yapılan saldırı.
Türkiye’nin Tren Garlarının bulunduğu her kentte Demiryolu işçilerine yapılan saldırı…
İstanbul’da İtfaiyecilere yangın nasıl söndürülürmüş dersinin verilmeye kalkılması…
Memur grevine katılanlarda tehdit ederek hesap sorulacak denirken gerçekten de hesap sorulması.
SGK’nın grev yaptılar diye 25 bin kadar Eczacılarla olan sözleşmelerin iptali ve insanların mağdur bırakılmaya çalışılması.
Tüm bunlar “korku imparatorluğunun” terörü değil midir?
Ülkemiz bugün bu parlamento ile bu hükümetle yönetilemeyecek hale gelmiştir…
HERKES YERİNE
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder