18 Aralık 2009 Cuma
Barış’ın Kavgası Kapatılamadı!
Nurettin Kurtuluş
18 Aralık 2009
Kendi istekleriyle milletin karşısına çıkıp onların vekilliklerini talep edenler “kendi iradeleriyle” her şeyi yapma hakkına sahip olmamalıdırlar, mantıken olamazda…
DTP’nin kapatılmasıyla birlikte hızla gelişen olaylar-kararlar O’nları tayin edip TBMM’ye gönderen Kürt halkının ve solduyulu toplumun bir yandan tepkisini alırken diğer yandan da kendi iradelerini yansıtmaya çalıştılar…
Önce, “sine-i millet” denilip istifa kararı alınması ve ardından Parti Meclisi ve diğer Demokratik Sivil Toplum Örgütleriyle yapılan danışmalar, O’nları tayin edenlerin iradeleri Mecliste kalma yönünde uyarılardı.
Doğru olan yapılmıştır.
Kapatılan DTP’nin 19 Milletvekili TBMM’de kalarak halkın istediği Barış mücadelesine devam etme kararına uymuşlardır…
Bu mücadele orada başlamıştır orada da devam etmelidir…
Solduyulu tüm toplum bunu saygıyla karşılayıp bu Barış kavgasına Barışçıl katkılarda bulunmakta özverili olmalıdır…
Kendinin değil de O’nları vekil tayin edenlerin iradesine uyarak istifa edilmemesi üzerine konuyu çarpıtarak ellerini ovuşturanların “söz dalaşı” “lâf cambazlığına” başlanması beklenmedik bir şey olmamalı:
Sineyi millete döneceğiz.
Meclis'ten fiilen ayrıldık.
İstifalarımız eş başkanlarımızın cebinde.
Derken, bugün;
Mecliste çalışmaya devam edeceğiz.
Demeleri karşısında, kargaşacılar mal bulmuş mağribi gibi saldırmaya kendilerine pay çıkarmaya çalışacaklardır.
Bir taraftan da tehdit gibi “(…) dileriz yeniden kapatılma koşullarını yaratacak bir siyasi süreci yaşatan kadrolar olmasınlar.
Yani uslu, uslu oturun bizim gibi arada karşılıklı kavga edelim, küfürleşelim, icabında yumruklaşalım koltuklara yapışalım mı, demek isterler?
Siyasi kararlarla kapatılan Kürt Partilerine bir yenisinin eklenmesine bazı çevreler tahammül edilemezken, daha önceleri siyasetten men edilenlerin yerine kurulan “hülle” partilerinden neden söz etmezler?
BDP “ötekinden daha tehlikeli” önyargıları renkli ve taraflı renkli kutudan duyuyoruz.
Bunları söyleyen seçilmiş seçkinler milletten oy talep ederken el pençe divanından ırlarken, vekillikleri kazandıktan sonra “kendi iradelerini” o seçenlerin üstünde görmeleri Türkiye siyaset tablosuna “ulan” larla yansıdığını görebiliyoruz…
Yani sen seçmeninin uyarılarını isteklerini dinlemeyeceksin bildiğini okuyacaksın ve gün geldiğinde renkli kravatınla halktan yine “oy” dileyeceksin.
Yolun buralara uğramasın!
2008 yılında kurulmuş olan Barış ve Demokrasi Partisi Mecliste temsil edilerek kapatılan DTP milletvekillerinin içinde yer almaları çeşitli ve ağır saldırılara da uğramalarına neden olacaktır.
Fakat sabırla Barış yolunda mücadelelerini tüm Anadolu insanları için de vermeleri kaçınılmaz görevleridir.
TBMM’de grup kurulması için bağımsız Milletvekili Ufuk Uras’ın bu partiye katılması ise siyasi tarihimize onurla geçmesine neden olacaktır.
HERKES YERİNE
18 Aralık 2009
Kendi istekleriyle milletin karşısına çıkıp onların vekilliklerini talep edenler “kendi iradeleriyle” her şeyi yapma hakkına sahip olmamalıdırlar, mantıken olamazda…
DTP’nin kapatılmasıyla birlikte hızla gelişen olaylar-kararlar O’nları tayin edip TBMM’ye gönderen Kürt halkının ve solduyulu toplumun bir yandan tepkisini alırken diğer yandan da kendi iradelerini yansıtmaya çalıştılar…
Önce, “sine-i millet” denilip istifa kararı alınması ve ardından Parti Meclisi ve diğer Demokratik Sivil Toplum Örgütleriyle yapılan danışmalar, O’nları tayin edenlerin iradeleri Mecliste kalma yönünde uyarılardı.
Doğru olan yapılmıştır.
Kapatılan DTP’nin 19 Milletvekili TBMM’de kalarak halkın istediği Barış mücadelesine devam etme kararına uymuşlardır…
Bu mücadele orada başlamıştır orada da devam etmelidir…
Solduyulu tüm toplum bunu saygıyla karşılayıp bu Barış kavgasına Barışçıl katkılarda bulunmakta özverili olmalıdır…
Kendinin değil de O’nları vekil tayin edenlerin iradesine uyarak istifa edilmemesi üzerine konuyu çarpıtarak ellerini ovuşturanların “söz dalaşı” “lâf cambazlığına” başlanması beklenmedik bir şey olmamalı:
Sineyi millete döneceğiz.
Meclis'ten fiilen ayrıldık.
İstifalarımız eş başkanlarımızın cebinde.
Derken, bugün;
Mecliste çalışmaya devam edeceğiz.
Demeleri karşısında, kargaşacılar mal bulmuş mağribi gibi saldırmaya kendilerine pay çıkarmaya çalışacaklardır.
Bir taraftan da tehdit gibi “(…) dileriz yeniden kapatılma koşullarını yaratacak bir siyasi süreci yaşatan kadrolar olmasınlar.
Yani uslu, uslu oturun bizim gibi arada karşılıklı kavga edelim, küfürleşelim, icabında yumruklaşalım koltuklara yapışalım mı, demek isterler?
Siyasi kararlarla kapatılan Kürt Partilerine bir yenisinin eklenmesine bazı çevreler tahammül edilemezken, daha önceleri siyasetten men edilenlerin yerine kurulan “hülle” partilerinden neden söz etmezler?
BDP “ötekinden daha tehlikeli” önyargıları renkli ve taraflı renkli kutudan duyuyoruz.
Bunları söyleyen seçilmiş seçkinler milletten oy talep ederken el pençe divanından ırlarken, vekillikleri kazandıktan sonra “kendi iradelerini” o seçenlerin üstünde görmeleri Türkiye siyaset tablosuna “ulan” larla yansıdığını görebiliyoruz…
Yani sen seçmeninin uyarılarını isteklerini dinlemeyeceksin bildiğini okuyacaksın ve gün geldiğinde renkli kravatınla halktan yine “oy” dileyeceksin.
Yolun buralara uğramasın!
2008 yılında kurulmuş olan Barış ve Demokrasi Partisi Mecliste temsil edilerek kapatılan DTP milletvekillerinin içinde yer almaları çeşitli ve ağır saldırılara da uğramalarına neden olacaktır.
Fakat sabırla Barış yolunda mücadelelerini tüm Anadolu insanları için de vermeleri kaçınılmaz görevleridir.
TBMM’de grup kurulması için bağımsız Milletvekili Ufuk Uras’ın bu partiye katılması ise siyasi tarihimize onurla geçmesine neden olacaktır.
HERKES YERİNE
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder