24 Aralık 2010 Cuma
SOL’UN YENİ YOL HARİTASI
Mustafa Köse
25 Aralık 2010
Bu konu yoğun tartışılmaktadır. Çevremizde kendilerini solcu sanan bazı insanlar ‘’her şeyi bildiğini’’ düşünüyor. Öyle olduğu için de sol’da ikbali Kılıçdaroğlunda görüyor. Ya da marjinal çizgilerde. Böyle olunca benim yazım biraz ‘’iddialı’’ olacak. Böylesi ortamlarda akıl vermiş olmak hoş olmayacak. Ama olsun. En azından benim ne düşündüğümün bilinmesinde bir sakınca yok. Konuşmak isteyenlere, farklı düşünceleri olanlara, boya ve tuvalet kağıdı atan bir ‘’sol moda’’ varken, yazdıklarım ‘’mola’’da belki bir işe yarar. Yine de mütevazi bir yazı olsun istiyorum. Tartışma ve değerlendirmelere vesile olsun diliyorum.
Toplumlar devinirken ‘’ebru’’ gibidirler. Dönüşümlerde hiçbir şey keskin çizgilerle bir birinden ayrılmıyor. Eskinin bazı özellikleri bir süre yeniyle birlikte yaşıyor. Ülkemizde olanlar budur. Hatta dünyanın çoğu yerinde olanlar böyledir. Evrensellikle yöreselliğin karıştığı ve henüz ayrışmadığı şeylerdir bunlar. Diğer bir tarifle, iki kutuplu dünya çok kutupluğa dönüşüyor. Ulusallık yerini küreselliğe bırakıyor. Ulusal kurtuluş hareketleri ve sosyalist devrimler artık gerilerde kalıyor. Belli izler devam etse de, gerçek olmaktan uzaklaşıyorlar. Dünün realiteleri ‘’ ideolojiler ve sembollere’’rağmen çözülüyorlar.
Sembol veya ideolojilerin bir ulusa mensup olması önemli değildi. Yapılanların örnek alınması ve bu uğurdaki hedefleri başarmak önemliydi. Örnek teşkil edecek, bu meyanda aktarılacak sembol tipler çoktur. Lakin iki isim üzerinde duracağım. Günümüz açısında bu iki isim önem kazanmış durumda. Ya da ben öyle düşünüyorum. Birisi, CHE. Diğeri GANDİ. CHE kahramanlığın, yiğitliğin, kavganın ve özverinin en iyi örneğidir. GANDİ ise, aklın, sabrın, inancın ve barışçı direnişin temsilcisidir. Birisi sosyalizm için ‘’mitsel’’örnek teşkil ediyor. Diğeri ise bağlantısız ve bağımsızlığın kazanılmasında özel örnek teşkil ediyor. Birisi koca ABD ve işbirlikçilerine yiğitçe kafa tuttu, diğeri koca İngiltere yi barışçıl eylemlerle dize getirdi.
Lakin, artık bu iki kahraman yok. ‘’Geçirgen süreç’’ içinde olsak ta onların şartlarında ki dünya yok. Eski şablonlarla gelecek tarif edilemiyor. Yakın gelecekte ‘’hümanizma, doğal dengeyi koruma, tarih kültürüne sahip çıkma ve sosyal adaletin’’daha etkin olacağı bir dünya görünüyor. Bunları sağlayacak bir demokrasi ön görülüyor. Semboller peşinde koşmanın hala etkin olması bu gerçeği değiştirmiyor. Kaçınılmaz olan şey, değişim ve yenilenmenin etkin olacağı yeni bir uygarlıktır. Bu uygarlıkta yeni sorunlar ve yeni çözüm yollarının olacağını bilmektir. Geleceğin paradigması budur. Sol kendi hesabını bunların üzerine kurması gerekmektedir.
Ancak şunu söylemekte bir sakınca görmüyorum. Bugün eski sembollerden örnek alınacaksa GANDİ olmalıdır. Zira İletişimin şartları ve yenidünya dengeleri GANDİ’nin kültürüne, mizacına ve eylem türlerine daha fazla olanak vermektedir. Hakka, adalete ve vicdanlara hitap eden eylemler genelde karşılık bulmaktadır.
Çağdaş bir sol’un yol haritası bu tarihsel birikimlerden faydalanarak aydınlanabilir. Yaşanmışlıktan ders alarak yenilenebilir. Ulusalcılığın ırkçılığa dönüştüğü ve ulusal sınırların törpülendiği bir zamanda,’’ ulusal bağımsızlık veya sosyalist devrim’’sloganının karşılığı kalmadı. Ayrıca CHE’’nin kızıl yıldızlı kepini giyerek solculuk yapmaya kalkmak tuhaf oluyor. Bu tip hareketler sembollerden riyakarca faydalanmaya çalışmaktır. Bu da bir işe yaramıyor.
Sonuç itibariyle zamanımızın sol ölçüleri belirginleşmiştir. Bu belirginlik, gerçekçi sosyalistler ile sosyal demokratların birlikte çağdaş demokrasiyi inşa etmeleridir. Bu demokrasi ile yaşam kalitesi yüksek toplum oluşturmaktır.
Bu proje ile sol, yeni yol haritasını bulabilir. Kolaycı ve faydacılıkla sol olmuyor. Kararlı olmaktan, risk almaktan bunlar geçiyor.
25 Aralık 2010
Bu konu yoğun tartışılmaktadır. Çevremizde kendilerini solcu sanan bazı insanlar ‘’her şeyi bildiğini’’ düşünüyor. Öyle olduğu için de sol’da ikbali Kılıçdaroğlunda görüyor. Ya da marjinal çizgilerde. Böyle olunca benim yazım biraz ‘’iddialı’’ olacak. Böylesi ortamlarda akıl vermiş olmak hoş olmayacak. Ama olsun. En azından benim ne düşündüğümün bilinmesinde bir sakınca yok. Konuşmak isteyenlere, farklı düşünceleri olanlara, boya ve tuvalet kağıdı atan bir ‘’sol moda’’ varken, yazdıklarım ‘’mola’’da belki bir işe yarar. Yine de mütevazi bir yazı olsun istiyorum. Tartışma ve değerlendirmelere vesile olsun diliyorum.
Toplumlar devinirken ‘’ebru’’ gibidirler. Dönüşümlerde hiçbir şey keskin çizgilerle bir birinden ayrılmıyor. Eskinin bazı özellikleri bir süre yeniyle birlikte yaşıyor. Ülkemizde olanlar budur. Hatta dünyanın çoğu yerinde olanlar böyledir. Evrensellikle yöreselliğin karıştığı ve henüz ayrışmadığı şeylerdir bunlar. Diğer bir tarifle, iki kutuplu dünya çok kutupluğa dönüşüyor. Ulusallık yerini küreselliğe bırakıyor. Ulusal kurtuluş hareketleri ve sosyalist devrimler artık gerilerde kalıyor. Belli izler devam etse de, gerçek olmaktan uzaklaşıyorlar. Dünün realiteleri ‘’ ideolojiler ve sembollere’’rağmen çözülüyorlar.
Sembol veya ideolojilerin bir ulusa mensup olması önemli değildi. Yapılanların örnek alınması ve bu uğurdaki hedefleri başarmak önemliydi. Örnek teşkil edecek, bu meyanda aktarılacak sembol tipler çoktur. Lakin iki isim üzerinde duracağım. Günümüz açısında bu iki isim önem kazanmış durumda. Ya da ben öyle düşünüyorum. Birisi, CHE. Diğeri GANDİ. CHE kahramanlığın, yiğitliğin, kavganın ve özverinin en iyi örneğidir. GANDİ ise, aklın, sabrın, inancın ve barışçı direnişin temsilcisidir. Birisi sosyalizm için ‘’mitsel’’örnek teşkil ediyor. Diğeri ise bağlantısız ve bağımsızlığın kazanılmasında özel örnek teşkil ediyor. Birisi koca ABD ve işbirlikçilerine yiğitçe kafa tuttu, diğeri koca İngiltere yi barışçıl eylemlerle dize getirdi.
Lakin, artık bu iki kahraman yok. ‘’Geçirgen süreç’’ içinde olsak ta onların şartlarında ki dünya yok. Eski şablonlarla gelecek tarif edilemiyor. Yakın gelecekte ‘’hümanizma, doğal dengeyi koruma, tarih kültürüne sahip çıkma ve sosyal adaletin’’daha etkin olacağı bir dünya görünüyor. Bunları sağlayacak bir demokrasi ön görülüyor. Semboller peşinde koşmanın hala etkin olması bu gerçeği değiştirmiyor. Kaçınılmaz olan şey, değişim ve yenilenmenin etkin olacağı yeni bir uygarlıktır. Bu uygarlıkta yeni sorunlar ve yeni çözüm yollarının olacağını bilmektir. Geleceğin paradigması budur. Sol kendi hesabını bunların üzerine kurması gerekmektedir.
Ancak şunu söylemekte bir sakınca görmüyorum. Bugün eski sembollerden örnek alınacaksa GANDİ olmalıdır. Zira İletişimin şartları ve yenidünya dengeleri GANDİ’nin kültürüne, mizacına ve eylem türlerine daha fazla olanak vermektedir. Hakka, adalete ve vicdanlara hitap eden eylemler genelde karşılık bulmaktadır.
Çağdaş bir sol’un yol haritası bu tarihsel birikimlerden faydalanarak aydınlanabilir. Yaşanmışlıktan ders alarak yenilenebilir. Ulusalcılığın ırkçılığa dönüştüğü ve ulusal sınırların törpülendiği bir zamanda,’’ ulusal bağımsızlık veya sosyalist devrim’’sloganının karşılığı kalmadı. Ayrıca CHE’’nin kızıl yıldızlı kepini giyerek solculuk yapmaya kalkmak tuhaf oluyor. Bu tip hareketler sembollerden riyakarca faydalanmaya çalışmaktır. Bu da bir işe yaramıyor.
Sonuç itibariyle zamanımızın sol ölçüleri belirginleşmiştir. Bu belirginlik, gerçekçi sosyalistler ile sosyal demokratların birlikte çağdaş demokrasiyi inşa etmeleridir. Bu demokrasi ile yaşam kalitesi yüksek toplum oluşturmaktır.
Bu proje ile sol, yeni yol haritasını bulabilir. Kolaycı ve faydacılıkla sol olmuyor. Kararlı olmaktan, risk almaktan bunlar geçiyor.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder