6 Aralık 2010 Pazartesi
YENİ SÜREÇ VE CHP
Hasip Yiğitoğlu
6 Aralık 2010
CHP de değişim kurultayı Türkiye insanının gündemine oturmuş görünüyor. Nerdeyse Wikileaks depreminden fazla kamuoyunun dikkatini çekmektedir.
Acaba, değişim amacına varabilecek mi CHP de ?
Beklentilerin değişim yönünde olmasına karşın kemikleşmiş unsurların duruşları kırılabilecek mi?
Güç dengelerinin henüz oturmamış olması ve virüsleşmiş vesaikçi, statükocu zihniyetin tasfiyesinin kolay olmayacağı ortadadır.
Birde,demir atacakları başka limanı olmayan bu güçlerin en önemli mevzileri olan CHP yi kaybetmek istemeyecekleri de hesabı yapılmalıdır.
Gerçi,aklıselim CHP taraftarlarının ülkedeki değişim akışı hızından etkilendiklerini söylemek yanlış olmaz.
Geçmiş süreçten endişeleri var.
Yeni sürecin dışında kalınacağı korkusu CHP tabanında ve taraftarlarında korku yarattığı da yükselen değişim seslerinden anlamaktayız.
Hatta, kentli büyük sermaye,küresel sistemin bazı kurum ve temsilcileri,laiklerin bir kısmı bu konuda bir konsensüs sağlamış izlenimi vermektedirler.
CHP’yi siyasal alana taşıma işaretlerinden çok gayretleri görmekteyiz.
CHP nin kurucu misyon anlayışının tarihsel misyonunu tamamladığını açıkça seslendirilmiyorsada,normalleşme hamlelerinin gerekliliği gizlenememektedir.
Bu anlamda,Türkiye deki değişim dinamiklerinin demokratik siyaset ilkelerini zorladığı,CHP nin temsil ettiği toplumsal kesimlerin bu sürece duyarsızlıklarının devam edemiyeceğini düşünmek yanlış olmamalıdır.
Türkiye gerçeğinden çok uzaktadır CHP şimdiki yapısıyla.
Türkiye deki değişim dinamikleri demokratik siyaset ilkelerinin normalleşmesini zorluyor.
Türkiye de normalleşmenin anlamının demokrasi, insan hakları,hukukun üstünlüğü,adalet,birey hakkı gibi değerler olarak anlaşılyorsa,siyasal sistemin yeniden yapılanması demektir.
Yani,CHP nin evrensel siyasal zihniyet kanalı yönünde bir eksen kaymasına ihtiyacı var.
Bildiğiniz gibi,Baykal CHP si anti-politik çizgisiyle ülkede demokratik siyaset mekanizmalarının işleyişini tıkamış,gerilim politikalarını sürdürerek iyi bir muhalefet yapmadığı gibi,iyi bir iktidarın önünü de tıkamıştır.
AKP iktidarının en temel nedeni CHP nin toplumun çıkarından çok devletin kurumlarının çıkarlarını seslendiren yapısı olmuştur.
Değişim ve dönüşüm dinamiklerini kontrol ile sistem restorasyonu aklıyla hem ülkeye hemde temsil ettiği toplumsal kesimlere zarar vermiştir.
CHP nin yapması gereken en anlamlı şey,geçmişi geride bırakarak politikasını yeniden rafineleştirerek,sistem restorasyonculuğunu terk ederek,sivil siyaset kanallarına yönelmesidir.
Türkiye de demokratikleşmenin ilerlemesi açısından çok önemlidir.
Umarım,kurultay aklıselim tabanın insiyatifinde gelişir.
Aksi takdirde bu kurultayın diğerleri gibiTürkiye ye zaman kaybettirmekten başka işe yaramayacaktır.
6 Aralık 2010
CHP de değişim kurultayı Türkiye insanının gündemine oturmuş görünüyor. Nerdeyse Wikileaks depreminden fazla kamuoyunun dikkatini çekmektedir.
Acaba, değişim amacına varabilecek mi CHP de ?
Beklentilerin değişim yönünde olmasına karşın kemikleşmiş unsurların duruşları kırılabilecek mi?
Güç dengelerinin henüz oturmamış olması ve virüsleşmiş vesaikçi, statükocu zihniyetin tasfiyesinin kolay olmayacağı ortadadır.
Birde,demir atacakları başka limanı olmayan bu güçlerin en önemli mevzileri olan CHP yi kaybetmek istemeyecekleri de hesabı yapılmalıdır.
Gerçi,aklıselim CHP taraftarlarının ülkedeki değişim akışı hızından etkilendiklerini söylemek yanlış olmaz.
Geçmiş süreçten endişeleri var.
Yeni sürecin dışında kalınacağı korkusu CHP tabanında ve taraftarlarında korku yarattığı da yükselen değişim seslerinden anlamaktayız.
Hatta, kentli büyük sermaye,küresel sistemin bazı kurum ve temsilcileri,laiklerin bir kısmı bu konuda bir konsensüs sağlamış izlenimi vermektedirler.
CHP’yi siyasal alana taşıma işaretlerinden çok gayretleri görmekteyiz.
CHP nin kurucu misyon anlayışının tarihsel misyonunu tamamladığını açıkça seslendirilmiyorsada,normalleşme hamlelerinin gerekliliği gizlenememektedir.
Bu anlamda,Türkiye deki değişim dinamiklerinin demokratik siyaset ilkelerini zorladığı,CHP nin temsil ettiği toplumsal kesimlerin bu sürece duyarsızlıklarının devam edemiyeceğini düşünmek yanlış olmamalıdır.
Türkiye gerçeğinden çok uzaktadır CHP şimdiki yapısıyla.
Türkiye deki değişim dinamikleri demokratik siyaset ilkelerinin normalleşmesini zorluyor.
Türkiye de normalleşmenin anlamının demokrasi, insan hakları,hukukun üstünlüğü,adalet,birey hakkı gibi değerler olarak anlaşılyorsa,siyasal sistemin yeniden yapılanması demektir.
Yani,CHP nin evrensel siyasal zihniyet kanalı yönünde bir eksen kaymasına ihtiyacı var.
Bildiğiniz gibi,Baykal CHP si anti-politik çizgisiyle ülkede demokratik siyaset mekanizmalarının işleyişini tıkamış,gerilim politikalarını sürdürerek iyi bir muhalefet yapmadığı gibi,iyi bir iktidarın önünü de tıkamıştır.
AKP iktidarının en temel nedeni CHP nin toplumun çıkarından çok devletin kurumlarının çıkarlarını seslendiren yapısı olmuştur.
Değişim ve dönüşüm dinamiklerini kontrol ile sistem restorasyonu aklıyla hem ülkeye hemde temsil ettiği toplumsal kesimlere zarar vermiştir.
CHP nin yapması gereken en anlamlı şey,geçmişi geride bırakarak politikasını yeniden rafineleştirerek,sistem restorasyonculuğunu terk ederek,sivil siyaset kanallarına yönelmesidir.
Türkiye de demokratikleşmenin ilerlemesi açısından çok önemlidir.
Umarım,kurultay aklıselim tabanın insiyatifinde gelişir.
Aksi takdirde bu kurultayın diğerleri gibiTürkiye ye zaman kaybettirmekten başka işe yaramayacaktır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder