26 Aralık 2010 Pazar
Demokratik Kültür-Sanat Derneği Kongresi Coşkulu Geçti
Mücadele her alanda devam ediyor. Yasal haklarımızı sonuna kadar demokrasi ve özgürlük için kullanmaya, dünden bu güne gelirken, tarihi direnme mücadelemizin başı dik, kararlı insanları olmaya devam ediyoruz. Bu duruş halkların iradesi ve sorumluluğun ifadesidir
Atak/Haber Merkezi
26 Aralık 2010
Demokratik Türkiye-Özgür Halklar şiarıyla demokrasi mücadelesindeki yerini alan Demokratik Kültür Sanat Derneğinin 2. Olağan kongresi coşkuyla gerçekleştirildi.
26 Aralık 2010’da As Düğün salonunda gerçekleşen kongrede, dernek çalışanları ve taraftarları yanı sıra sendika, siyasi parti ve sivil toplum örgütleri temsilcileri de hazır bulundu.
Saat:13’te demokrasi ve devrim şehitleri anısına saygı duruşuyla başlayan kongrede oldukça zengin bir program hayata geçirildi. Saygı duruşunun ardından DEKSAD bünyesinde çalışmalarını sürdüren müzik grubunun dinletisi beğeniyle izlendi. Derneğin, kurulduğu günden bu yana hayata geçirdiği eylemlerden görüntüleri içeren slayt gösterisi ardından DEKSAD Başkanı Mehmet Güzel açış konuşması yaptı. Güzel:“Derneğimizin köklerini, sadece yakın geçmişimizle bağlantılandırırsak; 35 yıllık bir siyasal birikim ve mücadele tarihine dayanır. Bu nedenledir ki, pırıl pırıl genç yoldaşlarımızın yanında, saçları beyazlamış veya dökülmüş, derisi kırışmış yoldaşlarımız var saflarımızda. Mücadele tarihimiz destanlarla yazılıdır. Sermaye sistemine, emperyalizme ve faşizme karşı ülkenin her alanında mücadeleyi bayraklaştırmıştır. Öyle ki, kendisine ait olsun ya da olmasın sisteme karşı her eylemin sorumlusu ilan edilecek bir hareketlilik içerisindeydi bu mirasın sahipleri. Teorik olarak Türkiye devrim mücadelesinin ufkunu açan siyasal öncülüğü de yürütmüştür. Ülkenin temel tüm sorunlarına döneminin ilerisinde siyasal tespitlerle yanıtlar sunmuş ve bu teorik öngörülerle örülü eylemselliklerde bulunmuştur.
19-26 Aralık 1978 tarihleri arasında Maraş’ta yüzlerce Alevi’yi doğrayan derin devlet güçleri aynı oyunun çok daha kanlısını, çok daha korkuncunu kentimizde halkımıza karşı uygulamak istemişlerdi. Ama burada bu katliama karşı yüreklerle, bedenlerle cephe oluşturuldu. İşte bugünün ağarmış saçları, büyümüş göbekleri o cephedeki yürekleri taşıyordu.
12 Eylül zifiri karanlığının tüm ülkeyi sardığı yılgınlık ve dağılma ortamında bu gelenek 12 Eylül faşizmine karşı direnişi dikti ve İskenderun’da 17 Eylül 1982’de bu direnişin ilk şehidini verdi.
Emperyalizmin ve siyonizmin Ortadoğu’yu egemenliği altına alma yayılmacılığına karşı bu gelenek Filistin’de savaşçı oldu, Filistin mücadelesinde şehitler verdi.
Bu gelenek zindanlarda direnişin bayrağını en önde taşıdı, efsaneler yazdı.
Dünya değişti. Sistemler çöktü. Siyasal örgütler buharlaşıp gitti. Büyük devrim kalkışmalarını yaratacak kitlesellikler eridi. Ancak emek ve demokrasi mücadelesinin gereklilikleri ortadan kalkmadı. Yeni sürecin yönelimini, yarattığı değişiklikleri ve tarihsel sürecin istikametini belirleyen çalışmalar aksamadan devam etti. Bu belirlemeler ışığında emek ve demokrasi mücadelesinin aldığı biçimler tespit edildi. Geçmişi, günümüzü ve geleceği tanımlayan teorik çalışmalar amacıyla yayın çalışmaları 35 yıldır kesilmeden devam etti. Siyasal tutum sahibi olmanın kafa sayısından çok daha önemli olduğu süreçte siyasal tutumlardan hiç yoksun olunmadı.
Derneğimiz bu siyasal miras ile var olmuş ve bu mirası zenginleştirerek mücadeledeki yerini almıştır.
Bu nedenle ortalama bir derneğin dar çerçevesine hapsolmamıştır. O merkezi bir siyasal partinin sorumlulukları ve gereklilikleriyle hareket eden bir yapılanmadır. Bu nedenle kentimizdeki, ülkemizdeki, bölgemizdeki ve hatta dünyamızdaki tüm önemli gelişmelerle ilgili tutum sahibi olmuş ve bu doğrultuda etkinlikler içerisinde bulunmuştur. Geniş kapsamlı çalışmalarımız tarihsel mücadele sürecimizin kesilmeden devam ettiğini “Demokratik Türkiye – Özgür Halklar” perspektifiyle demokrasi mücadelesindeki yerimizi almaya devam ettiğimizi göstermektedir.
Demokrasi mücadelesine sunulan zerre kadar bile olsa her katkı çok değerlidir. Bu mücadeleye sunulan hiçbir değer boşuna değildir. Ne çektiğimiz işkenceler, ne yaşadığımız sürgünler, ne verdiğimiz şehitler… Hiçbiri boşuna değildir. Tüm bu değerler, tarihsel süreç içerisinde mücadelemizi zenginleştiren ve bu mücadeleyi adım adım ileriye taşıyan, dolayısıyla insanlığı ileri düzeylere yükselten değerlerdir. Zira bedelsiz hiçbir kazanım elde edilemez. Bizler bu bedelleri fazlasıyla ödedik, ödemeye de devam ediyoruz. Bedel ödemek demokrasi mücadelesine engel olamaz.
Bizler “Demokratik Türkiye–Özgür Halklar” perspektifiyle bu mücadelenin asli unsuru olmaya devam edeceğiz. Geçmişin tarihsel birikimlerini günümüze bağlamaya, günümüzün değerlerini zenginleştirip geleceğe taşımaya devam ediyoruz.
Bu yolda, bu erdemli amaçta sorumluluk duygusu taşıyan herkesi yanımızda olmaya ve katkı sunmaya davet ediyoruz.” Şeklinde konuştu.
Protokol konuşmaları bölümünde ise Pir Sultan Abdal Dayanışma Derneği Başkanı Mehmet Kazmacı söz alarak, kardeş dernek DEKSAD’ın faaliyetlerinin öneminden söz etti ve yöneticilere bundan sonraki süreçte başarılar diledi. Ardından söz alan EDP Antakya İl Başkanı Mustafa Köse ülkemiz siyasal süreçle ilgili kısa bir değerlendirme yaptıktan sonra kongrede başarılar diledi. Ayrıca Cephe Hareketi ve Atak Dergisi mesajlarında kongreyi selamladılar.
Resmi gündem bölümünde Divan Heyetine Mehmet Yavuz başkanlığına Mustafa Söylemez ve Duygu Kerimoğlu seçildi. Dernek başkanı Mehmet Güzel tarafından okunan çalışma raporu yanı sıra Denetleme Kurulu ve Mali rapor divana sunulup oy birliğiyle kabul edildi.
Ardından tek listeyle seçime gidildi ve derneğin yeni yönetiminin seçimi yapıldı. Yeni yönetim şu isimlerden oluştu:
Yönetim Kurulu
Mehmet Güzel
İrfan Ural
Mihriban Ural
Mithat Mirioğlu
Adnan Kerimoğlu
Atak/Haber Merkezi
26 Aralık 2010
Demokratik Türkiye-Özgür Halklar şiarıyla demokrasi mücadelesindeki yerini alan Demokratik Kültür Sanat Derneğinin 2. Olağan kongresi coşkuyla gerçekleştirildi.
26 Aralık 2010’da As Düğün salonunda gerçekleşen kongrede, dernek çalışanları ve taraftarları yanı sıra sendika, siyasi parti ve sivil toplum örgütleri temsilcileri de hazır bulundu.
Saat:13’te demokrasi ve devrim şehitleri anısına saygı duruşuyla başlayan kongrede oldukça zengin bir program hayata geçirildi. Saygı duruşunun ardından DEKSAD bünyesinde çalışmalarını sürdüren müzik grubunun dinletisi beğeniyle izlendi. Derneğin, kurulduğu günden bu yana hayata geçirdiği eylemlerden görüntüleri içeren slayt gösterisi ardından DEKSAD Başkanı Mehmet Güzel açış konuşması yaptı. Güzel:“Derneğimizin köklerini, sadece yakın geçmişimizle bağlantılandırırsak; 35 yıllık bir siyasal birikim ve mücadele tarihine dayanır. Bu nedenledir ki, pırıl pırıl genç yoldaşlarımızın yanında, saçları beyazlamış veya dökülmüş, derisi kırışmış yoldaşlarımız var saflarımızda. Mücadele tarihimiz destanlarla yazılıdır. Sermaye sistemine, emperyalizme ve faşizme karşı ülkenin her alanında mücadeleyi bayraklaştırmıştır. Öyle ki, kendisine ait olsun ya da olmasın sisteme karşı her eylemin sorumlusu ilan edilecek bir hareketlilik içerisindeydi bu mirasın sahipleri. Teorik olarak Türkiye devrim mücadelesinin ufkunu açan siyasal öncülüğü de yürütmüştür. Ülkenin temel tüm sorunlarına döneminin ilerisinde siyasal tespitlerle yanıtlar sunmuş ve bu teorik öngörülerle örülü eylemselliklerde bulunmuştur.
19-26 Aralık 1978 tarihleri arasında Maraş’ta yüzlerce Alevi’yi doğrayan derin devlet güçleri aynı oyunun çok daha kanlısını, çok daha korkuncunu kentimizde halkımıza karşı uygulamak istemişlerdi. Ama burada bu katliama karşı yüreklerle, bedenlerle cephe oluşturuldu. İşte bugünün ağarmış saçları, büyümüş göbekleri o cephedeki yürekleri taşıyordu.
12 Eylül zifiri karanlığının tüm ülkeyi sardığı yılgınlık ve dağılma ortamında bu gelenek 12 Eylül faşizmine karşı direnişi dikti ve İskenderun’da 17 Eylül 1982’de bu direnişin ilk şehidini verdi.
Emperyalizmin ve siyonizmin Ortadoğu’yu egemenliği altına alma yayılmacılığına karşı bu gelenek Filistin’de savaşçı oldu, Filistin mücadelesinde şehitler verdi.
Bu gelenek zindanlarda direnişin bayrağını en önde taşıdı, efsaneler yazdı.
Dünya değişti. Sistemler çöktü. Siyasal örgütler buharlaşıp gitti. Büyük devrim kalkışmalarını yaratacak kitlesellikler eridi. Ancak emek ve demokrasi mücadelesinin gereklilikleri ortadan kalkmadı. Yeni sürecin yönelimini, yarattığı değişiklikleri ve tarihsel sürecin istikametini belirleyen çalışmalar aksamadan devam etti. Bu belirlemeler ışığında emek ve demokrasi mücadelesinin aldığı biçimler tespit edildi. Geçmişi, günümüzü ve geleceği tanımlayan teorik çalışmalar amacıyla yayın çalışmaları 35 yıldır kesilmeden devam etti. Siyasal tutum sahibi olmanın kafa sayısından çok daha önemli olduğu süreçte siyasal tutumlardan hiç yoksun olunmadı.
Derneğimiz bu siyasal miras ile var olmuş ve bu mirası zenginleştirerek mücadeledeki yerini almıştır.
Bu nedenle ortalama bir derneğin dar çerçevesine hapsolmamıştır. O merkezi bir siyasal partinin sorumlulukları ve gereklilikleriyle hareket eden bir yapılanmadır. Bu nedenle kentimizdeki, ülkemizdeki, bölgemizdeki ve hatta dünyamızdaki tüm önemli gelişmelerle ilgili tutum sahibi olmuş ve bu doğrultuda etkinlikler içerisinde bulunmuştur. Geniş kapsamlı çalışmalarımız tarihsel mücadele sürecimizin kesilmeden devam ettiğini “Demokratik Türkiye – Özgür Halklar” perspektifiyle demokrasi mücadelesindeki yerimizi almaya devam ettiğimizi göstermektedir.
Demokrasi mücadelesine sunulan zerre kadar bile olsa her katkı çok değerlidir. Bu mücadeleye sunulan hiçbir değer boşuna değildir. Ne çektiğimiz işkenceler, ne yaşadığımız sürgünler, ne verdiğimiz şehitler… Hiçbiri boşuna değildir. Tüm bu değerler, tarihsel süreç içerisinde mücadelemizi zenginleştiren ve bu mücadeleyi adım adım ileriye taşıyan, dolayısıyla insanlığı ileri düzeylere yükselten değerlerdir. Zira bedelsiz hiçbir kazanım elde edilemez. Bizler bu bedelleri fazlasıyla ödedik, ödemeye de devam ediyoruz. Bedel ödemek demokrasi mücadelesine engel olamaz.
Bizler “Demokratik Türkiye–Özgür Halklar” perspektifiyle bu mücadelenin asli unsuru olmaya devam edeceğiz. Geçmişin tarihsel birikimlerini günümüze bağlamaya, günümüzün değerlerini zenginleştirip geleceğe taşımaya devam ediyoruz.
Bu yolda, bu erdemli amaçta sorumluluk duygusu taşıyan herkesi yanımızda olmaya ve katkı sunmaya davet ediyoruz.” Şeklinde konuştu.
Protokol konuşmaları bölümünde ise Pir Sultan Abdal Dayanışma Derneği Başkanı Mehmet Kazmacı söz alarak, kardeş dernek DEKSAD’ın faaliyetlerinin öneminden söz etti ve yöneticilere bundan sonraki süreçte başarılar diledi. Ardından söz alan EDP Antakya İl Başkanı Mustafa Köse ülkemiz siyasal süreçle ilgili kısa bir değerlendirme yaptıktan sonra kongrede başarılar diledi. Ayrıca Cephe Hareketi ve Atak Dergisi mesajlarında kongreyi selamladılar.
Resmi gündem bölümünde Divan Heyetine Mehmet Yavuz başkanlığına Mustafa Söylemez ve Duygu Kerimoğlu seçildi. Dernek başkanı Mehmet Güzel tarafından okunan çalışma raporu yanı sıra Denetleme Kurulu ve Mali rapor divana sunulup oy birliğiyle kabul edildi.
Ardından tek listeyle seçime gidildi ve derneğin yeni yönetiminin seçimi yapıldı. Yeni yönetim şu isimlerden oluştu:
Yönetim Kurulu
Mehmet Güzel
İrfan Ural
Mihriban Ural
Mithat Mirioğlu
Adnan Kerimoğlu
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder