2 Eylül 2010 Perşembe
Mihrac Ural notu:
Değerli dostum Celalettin Can. Kuşağımızı bir araya getiren 78'liler vakfı başkanı olarak hepimiz adına, bağımsız, özgür ve kimliğimizi tanımlayan kararımızı açıkladı. Bu aldatmacada YOKUZ !..
Birlikte okuyalım...
Celalettin Can
2 Eylül 2010
Anayasa değişikliği paketi 26 maddeden oluşuyor. Bunlar içinde en önemlileri, Yüksek yargıya dönük düzenlemelerdir. Adalet bakanı yine bu kurulun Başkanı, Müşaviri ise üyesi. Anayasa’nın 140. maddesi gereğince savcıların ve hakimlerin idari düzeni adalet bakanına bağlı olduğuna, bu kurulda birinci sınıf hakim ve savcılar Yüksek Hakimler ve Savcılar aleyhine çoğaltıldığına göre, bu kurulun gereken oranda bağımsızlığında bahsedemeyiz. Anayasa mahkemesi sayı olarak yükseltilirken, on üyesini Cumhurbaşkanı seçmektedir. Kısacası yargının yürütmeye karşı olması gereken bağımsızlığını değil, yargıyı yürütmeye bağlayan düzenlemelerdir bunlar. Yokuz!
Hükümetin yeni düzenlemesine göre, yargı yasamaya ve yürütmeye karşı bağımsız olamadığı gibi yargıçlar birbirinden, kamuoyundan ve inançlarından bağımsız olamıyor. Eski olduğu idda edilen yargı sistemi de öz olarak buydu. 12 Eylül yargı sistem değişmiyor, el değiştiriyor.Yokuz!
Yüzde on baraj sistemi yürürlükte iken TBMM’in meşruluğundan bahsedilemez. Anayasa değişikliği de paketi bu adaletsiz duruma son vermiyor. Yokuz!
Anayasanın değiştirilemez maddelerine hiç dokunulmuyor. Kürt meselesi yeni düzenleme de bir kelime olarak dahi olsa geçmiyor.Kürtler yok sayılıyor.Yokuz!
Pakette işçilerin ve emekçilerin yaşam koşullarını düzelmesine yönelik herhangi bir düzenleme yer almıyor. İşçiler ve emekçiler yok sayılıyor.Yokuz!
Din dersleri tercihli yapılmıyor. Alevi çocuklarına zorla empoze edilen Devlet/Diyanet dini uygulamasından vazgeçilmiyor. Aleviler yok sayılıyor.Yokuz!
YÖK,MGK gibi darbe döneminin ürünü anti demokratik/militarist kurumlar tasfiye edilmiyor. Yokuz!
MGK ve askerlere başta siyaset olmak üzere, hayatımızın her alanını düzenleme yetkisi veren darbe dönemi ürünü 800 civarında yasa, karar ve kararname Türk hukuk sisteminin köşe taşlarını oluşturmaya devam ediyor. Anayasa'nın geçici 15. Maddesinin 3. bendi kaldırılmasına, bu yasalarla ilgili yargı yolu açılmasına rağmen devam ediyor. Bu yasalar var oldukça 12 Eylül hukuku ve 12 Eylülcülük hep sürecek. Yokuz!
İcraatlarının sonuçlarından sorumlu olmayan aşırı yetkili Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçimi sonucu gücünün katlanarak artmasına karşı bir denge kurulması gözetilmiyor, bu yönlü düzenleme yapılmıyor.Yokuz!
‘Hayır’ da sorunludur. Çünkü referandumda halkın önüne konan soru, anayasa değişikliği paketine ‘evet’ mi yoksa “hayır” mı diyorsun sorusudur. ‘Evet’, dendiğinde hükümetin nispi anayasa değişikliği kabul ediliyor, ama öte yandan darbe anayasası kalmış oluyor. ‘Hayır’ dendiğinde hükümetin gündeme getirdiği bu değişiklik reddedilmiş oluyor,ama darbe anayasası ve yeni anayasa sorulmadığından darbe anayasası kalmış oluyor. Deniyor ki biz şu amaçla 'Hayır' diyoruz. Sizin belli bir kavrama dönük kendi tutumunuza yüklediğiniz anlam başka bir şeydir, toplumun o kavramı ve sizi nasıl algıladığı ise başka bir şey.Günümüzde insanlığı daha çok gözleriyle düşünüyor. Bu noktada medyanın yarattığı algı belirleyicidir. Bunu kıracak alternatif medya ağınız olmadığına göre CHP ve MHP'ye paralel bir yerden 12 Eylül anayasasına 'devam' demiş oluyorsunuz. Hiç kendimizi maniple etmeyelim, niyetimizden bağımsız olarak bu böyledir. Aynı durum tersten "yetmez,ama evet"çiler için geçerlidir. İki cenah arasındaki fark şudur; 'eksik,ama evet'çiler, AKP ile örtüşme gerçeğini görüyor ve kabul ediyor. Görüleceği üzere ortada başka bir soru olmadığından dolayı, her iki taraf niyetlerinden bağımsız olarak ikiz kardeşleri andırırcasına 12 Eylül anayasasına “devam” demiş oluyor.Yokuz!
Darbe anayasasının külli ortadan kaldırılması ve yeni demokratik, özgürlükçü, eşitlikçi anayasa ideali ile yürüyüşümüzü her zamankinden güçlü adımlarla sürdürmeye varız...
***
Bölgeden gelen haberlere göre günlerdir Dersim'in Ovacık ilçesinin dağlarında ormanlar yakılıyor, güzelim Dersim doğasının bitki örtüsü yok ediliyor. Dersim’ in yaşam yolları, Dersim’in nefes bölgeleri suyun beslendiği yamaçlar yakılıyor. Dersim ateş içinde. Dersim yanıyor. Güvenlik- doğa ilişkisinde çubuğu inanılmaz ölçülerde güvenlik lehine büken asker dur durak bilmiyor. Öte yandan PKK'nin eylemsizlik kararı tek yanlı sürüyor. Bunu fırsat bilen asker canlı cansız ne varsa bir an evvel yok etmek istiyor. Dersim'in yakılmasını protesto için 4 EYLÜL CUMARTESİ SAAT 12,30 da BEYOĞLU TÜNEL de yürüyoruz....Dersim Dernekleri Federasyonu/Munzuru Koruma Kurulu'nun hazırladığı bu etkinliğe katılalım.Yeni etkinlikleri geniş kapsamlı ittifaklarla ve protesto biçimleriyle sürdürelim...
Değerli dostum Celalettin Can. Kuşağımızı bir araya getiren 78'liler vakfı başkanı olarak hepimiz adına, bağımsız, özgür ve kimliğimizi tanımlayan kararımızı açıkladı. Bu aldatmacada YOKUZ !..
Birlikte okuyalım...
Celalettin Can
2 Eylül 2010
Anayasa değişikliği paketi 26 maddeden oluşuyor. Bunlar içinde en önemlileri, Yüksek yargıya dönük düzenlemelerdir. Adalet bakanı yine bu kurulun Başkanı, Müşaviri ise üyesi. Anayasa’nın 140. maddesi gereğince savcıların ve hakimlerin idari düzeni adalet bakanına bağlı olduğuna, bu kurulda birinci sınıf hakim ve savcılar Yüksek Hakimler ve Savcılar aleyhine çoğaltıldığına göre, bu kurulun gereken oranda bağımsızlığında bahsedemeyiz. Anayasa mahkemesi sayı olarak yükseltilirken, on üyesini Cumhurbaşkanı seçmektedir. Kısacası yargının yürütmeye karşı olması gereken bağımsızlığını değil, yargıyı yürütmeye bağlayan düzenlemelerdir bunlar. Yokuz!
Hükümetin yeni düzenlemesine göre, yargı yasamaya ve yürütmeye karşı bağımsız olamadığı gibi yargıçlar birbirinden, kamuoyundan ve inançlarından bağımsız olamıyor. Eski olduğu idda edilen yargı sistemi de öz olarak buydu. 12 Eylül yargı sistem değişmiyor, el değiştiriyor.Yokuz!
Yüzde on baraj sistemi yürürlükte iken TBMM’in meşruluğundan bahsedilemez. Anayasa değişikliği de paketi bu adaletsiz duruma son vermiyor. Yokuz!
Anayasanın değiştirilemez maddelerine hiç dokunulmuyor. Kürt meselesi yeni düzenleme de bir kelime olarak dahi olsa geçmiyor.Kürtler yok sayılıyor.Yokuz!
Pakette işçilerin ve emekçilerin yaşam koşullarını düzelmesine yönelik herhangi bir düzenleme yer almıyor. İşçiler ve emekçiler yok sayılıyor.Yokuz!
Din dersleri tercihli yapılmıyor. Alevi çocuklarına zorla empoze edilen Devlet/Diyanet dini uygulamasından vazgeçilmiyor. Aleviler yok sayılıyor.Yokuz!
YÖK,MGK gibi darbe döneminin ürünü anti demokratik/militarist kurumlar tasfiye edilmiyor. Yokuz!
MGK ve askerlere başta siyaset olmak üzere, hayatımızın her alanını düzenleme yetkisi veren darbe dönemi ürünü 800 civarında yasa, karar ve kararname Türk hukuk sisteminin köşe taşlarını oluşturmaya devam ediyor. Anayasa'nın geçici 15. Maddesinin 3. bendi kaldırılmasına, bu yasalarla ilgili yargı yolu açılmasına rağmen devam ediyor. Bu yasalar var oldukça 12 Eylül hukuku ve 12 Eylülcülük hep sürecek. Yokuz!
İcraatlarının sonuçlarından sorumlu olmayan aşırı yetkili Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçimi sonucu gücünün katlanarak artmasına karşı bir denge kurulması gözetilmiyor, bu yönlü düzenleme yapılmıyor.Yokuz!
‘Hayır’ da sorunludur. Çünkü referandumda halkın önüne konan soru, anayasa değişikliği paketine ‘evet’ mi yoksa “hayır” mı diyorsun sorusudur. ‘Evet’, dendiğinde hükümetin nispi anayasa değişikliği kabul ediliyor, ama öte yandan darbe anayasası kalmış oluyor. ‘Hayır’ dendiğinde hükümetin gündeme getirdiği bu değişiklik reddedilmiş oluyor,ama darbe anayasası ve yeni anayasa sorulmadığından darbe anayasası kalmış oluyor. Deniyor ki biz şu amaçla 'Hayır' diyoruz. Sizin belli bir kavrama dönük kendi tutumunuza yüklediğiniz anlam başka bir şeydir, toplumun o kavramı ve sizi nasıl algıladığı ise başka bir şey.Günümüzde insanlığı daha çok gözleriyle düşünüyor. Bu noktada medyanın yarattığı algı belirleyicidir. Bunu kıracak alternatif medya ağınız olmadığına göre CHP ve MHP'ye paralel bir yerden 12 Eylül anayasasına 'devam' demiş oluyorsunuz. Hiç kendimizi maniple etmeyelim, niyetimizden bağımsız olarak bu böyledir. Aynı durum tersten "yetmez,ama evet"çiler için geçerlidir. İki cenah arasındaki fark şudur; 'eksik,ama evet'çiler, AKP ile örtüşme gerçeğini görüyor ve kabul ediyor. Görüleceği üzere ortada başka bir soru olmadığından dolayı, her iki taraf niyetlerinden bağımsız olarak ikiz kardeşleri andırırcasına 12 Eylül anayasasına “devam” demiş oluyor.Yokuz!
Darbe anayasasının külli ortadan kaldırılması ve yeni demokratik, özgürlükçü, eşitlikçi anayasa ideali ile yürüyüşümüzü her zamankinden güçlü adımlarla sürdürmeye varız...
***
Bölgeden gelen haberlere göre günlerdir Dersim'in Ovacık ilçesinin dağlarında ormanlar yakılıyor, güzelim Dersim doğasının bitki örtüsü yok ediliyor. Dersim’ in yaşam yolları, Dersim’in nefes bölgeleri suyun beslendiği yamaçlar yakılıyor. Dersim ateş içinde. Dersim yanıyor. Güvenlik- doğa ilişkisinde çubuğu inanılmaz ölçülerde güvenlik lehine büken asker dur durak bilmiyor. Öte yandan PKK'nin eylemsizlik kararı tek yanlı sürüyor. Bunu fırsat bilen asker canlı cansız ne varsa bir an evvel yok etmek istiyor. Dersim'in yakılmasını protesto için 4 EYLÜL CUMARTESİ SAAT 12,30 da BEYOĞLU TÜNEL de yürüyoruz....Dersim Dernekleri Federasyonu/Munzuru Koruma Kurulu'nun hazırladığı bu etkinliğe katılalım.Yeni etkinlikleri geniş kapsamlı ittifaklarla ve protesto biçimleriyle sürdürelim...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder