14 Eylül 2010 Salı
Kürt Halkının İradesi ve Toplumun Değişim Talebi Referandumda Tecelli Etmiştir
Demokrasi ve Özgürlük Yolunda ATAK
13 Eylül 2010
Referandum sonuçları: Evet yüzde 58, Hayır yüzde 42 çıktı. Kürt illerinde ise BDP’nin boykot çağrısı amacına ulaştı.
Şimdi bu sonuçların yansıttığı siyasi panoramayı okuyalım.
Referanduma karşı üç siyasal cephe oluşmuştu. Egemen güçlerinin iki kanadını oluşturan Evet ve Hayır cephesi ile bunlara alternatif olan demokratik boykot cephesi.
Sonuçlar itibariyle baktığımızda devletin Evet’çi kesimi referandumun galibi oldu. CHP’nin önderlik ettiği Hayır tercihi ise varlık gösteremedi. Özellikle ırkçı-ulusalcı MHP referandumun mağlubu oldu.
BDP ve Kürt halkının dostlarına gelince.
Boykot tavrı Kürt illerinde devletin tercihlerini tuzla buz etti. Kürt halkı ayrı varlık gerçeğini Boykot tavrında gösterdiği siyasal iradeyle bir kez daha ortaya koydu. Egemen güçlerin Evet ve Hayır tercihlerine üçüncü bir alternatif olarak takınılan boykot seçeneği referandumdan zaferle çıktı. BDP’nin öncülük ettiği Boykot cephesi Kürt illerinde tarihi bir başarı gösterirken Boykot ittifakının Batı ayağı özellikle Güney’de ve Marmara’da kısmi oranda amacına ulaştı.
Bu özet belirlemelerden sonra referandum tefsirimizin tafsilatını açımlandıralım.
Referandum Anayasa değişikliği metninin onaylanmasından çıktı ve siyasal mücadelenin bir sarkacı haline geldi.
Siyasal tonu ağır basan referandum sonuçlarından çıkartılması gereken politik dersler.
Bir: Küresel çağın siyasi değerlerinin kendini hissettirmeye başladığı bu tarihi süreçte ülkemizde de toplumun siyasal-toplumsal değişim talebi referandum sonuçlarına da yansımıştır. Toplum yüzünü değişimci, demokratik ve özgürlükçü siyasal söylemlere çevirmiştir. AKP bu talebe burjuva anlamda karşılık düşen bir yanıttır. Bu yüzden toplumun siyasal değişim isteyen kesimlerinden referandumda da destek görmüştür. Ancak AKP gericiliği demokratik toplumsal değişimin gerçek adresi değildir. AKP’nin çakma demokrasi söylemleri halkın demokratik iradesini yansıtan bir demokratikleşmeyi taşımaya muktedir değildir. Toplumun değişim talebine karşılık veren ve başta Kürt sorunu olmak üzere ülkenin temel sorunlarını demokratik çözüm temelinde aşacak demokratik güçlerden bir müdahale önümüzdeki süreçte daha ivedi ve hayati hale gelecektir.
İki: çağdışı, ilkel milliyetçi ve statükocu siyasal önermeler halk kitleleri nazarında itibarını kaybetmektedir. Bu açıdan referandum sonuçları, ulusalcı, staükocu ve devletli CHP gibi burjuva partiler yanı sıra hala 20. yüzyılın başındaki siyasal atmosferin etkisi altında varlık göstermeye çalışan sol, sosyalist tayfalara ciddi bir ders niteliği taşımaktadır.
Toplumun değişim talebi ve halkların özgürleşme arzusuna ayak direyerek geleceğin Türkiye siyasal platformunda söz ve karar sahibi olmak mümkün görünmemektedir.
Üç: Boykot tavrıyla bir siyasal zaferin altına imza atan Kürt halkı demokratik siyasal iradesi ve gücüyle Türkiye’nin siyasal yelpazesinin artık inkar kaldıramayacak bir gerçeği olduğu bir kez daha anlaşılmıştır. Kürt halkının demokratik iradesi ve tercihleri, Türkiye’de emek, demokrasi güçleri ve halkların taleplerini de içeren bir demokratikleşme sürecinin garantörüdür. Cephe Hareketinin de içinde bulunduğu devrimci-demokratik güçlerin Kürt halkıyla güçbirliği ve ortak mücadeleyi ivmelendirme noktasında takındıkları ve etkin bir şekilde hayata geçirdikleri boykot tavrının doğruluğu kanıtlanmıştır.
Dört: BDP yanı sıra Güneyde/Antakya’da ikinci ve Marmara’da üçüncü bir boykot cephesinin açılması ve bunun etkin bir kampanya şeklinde hayata geçirilmesi Evet’çi AKP iktidarında ve Hayır’cılarda ciddi kaygılar yaratmış, kimi müdahalelerle devrimcilerin boykot çalışmaları baltalanmak istenmiştir.
Bu anlamda referandum kampanyası süresince Kürt illerinde, Antakya’da ve İstanbul’da Boykot’çu devrimcilere karşı bir saldırı kıskacı oluşturulmuştur. BDP’ye karşı yürütülen ve kanlı saldırılara kadar götürülen baskılamalar ve Antakya’da THKP-C/Acilciler hareketi ile İstanbul’da MLKP gibi devrimci örgütlerle ilgili basında yayınlatılan provokatif haberler ve gerçekleştirilen operasyonlar aynı zamanda devrimcilerin boykot faaliyetlerinin kitlelerdeki etkisini önlemeye dönük düzenlenmiştir. Ancak bu kirli haber ve manipülasyonlar devrimcilerin karşı atağıyla boşa çıkartılmış. Kürt halkının ve devrimci-demokratik güçlerin tarihsel dayanışmalarının bir halkası olarak boykot tavrının referandumdan zaferle çıkmış olması, devrimcileri psikolojik savaş yöntemleriyle etkisizleştirmeyi umanlara en iyi cevap olmuştur.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder