13 Eylül 2010 Pazartesi
IRKÇILIK TARİHİN ÇÖP SEPETİNDEKİ YERİNİ ALDI
Hasip Yiğitoğlu
13 Eylül 2010
12 Eylül referandum sonucu, karanlık akıllar yönünden,tarihteki çöp sepeti ikameleri herkese ders olmalıdır.
Vesaikçi, ötekileştirici, ırkçı zihniyetli sistem siyasetçilerinin tüm saplantılara,saptırmalara,gündem kaydırmaları çabalarına rağmen,değişim,çağdaşlaşma,barış,ileri demokrasi yönündeki halkın kararlı taleplerinin devam edeceğini söylemek yanlış olmayacaktır.
12 Eylül refarandum sürecini kendine yontan, içselleştiren akıl,toplumun *YENİ VE DEMOKRATİK ANAYASA *talepleri karşısında bu kez istediğini elde edemedi.
Siyasi Parti liderlerinin,lümpen,a politik hakaret ve küfür içerikli sövlemleriyle,erteletmeyi,unutturmayı planladıkları halkın gerçek gündemi,demokratikleşme ve adalet isteği samimiyeti ve kararlılığı,cumhuriyet sürecin de ilk kez bu ölçülerde akıllarda ve duygularda yer etmiştir.
Evet ve Hayır cephelerinin, sistemin devamı yönündeki her türlü tahtarevelli oyunu denklemlerine rağmen,BU ANAYASA YETMEZ anlayışı toplumun büyük kesiminde kabul gördüğü, ciddi bir talebe dönüştüğü referandum sonuçlarından anlaşılmaktadır.
((Devamı altta))
Toplum vicdanında ve akıllarda etkili yer almış bu talep ilk günden somut bir sövleme dönüştüğü komuoyu tartışmalardan da anlaşılmaktadır.
Bu tarihi fırsatı kaldığı yerden devam ettirerek,toplumun çoğunlukla üzerinde konsensüs sağladığı ve herkesin içinde kendini bulduğu insan merkezli demokratik Anayasa talebimizi kararlılıkla devam ettirmeliyiz.
12 Eylül faşist zihniyetli Anayasasının değiştirilmesi değil,tamamını siyasi yaşamımızdan söküp atmak,sorumlularıyla hesaplaşmak için aynı tonda mücadeleye devam ederek mümkün olabilir ancak.
Şimdi,süreci engelleyemiyorsan,kirlet zihniyetli akılların,Referandum sonucunu,Evet,Hayır veya Boykot her sonucu polemik konusu yapacaklarını, referandum süreci boyunca teorik gerekçelerden nerdeyse bahsetmeyerek oraya buraya saldıran anlayışlarına devam edeceklerini tahmin etmek zor değildir.
Polemikler hangi konu ve yönde olursa olsun nafileden öte olmayacaktır.Zira,Yeni Anayasa ve Demokratikleşme sürecini gündemde tutacak tarihi birikimlerimiz,yaşanmışlık deneylerimiz fazlasıyla var.Referandum sonuçları gerçeği tüm açıklığıyla ortadadır.
Bu manada gerekçelerimizi halkımızla paylaşarak referandumda olduğu gibi,her oyunu bozabiliriz.
Geleceği kurma endişeleri olanların karasız olmamaları,demokratik taleplerini önemsemeli ve sonuna kadar aynı tonla mücadele etmeleri,sonuç getirebilir ancak..
Demokratik algılarımızı siyasi perspektifimizi,tarihin diyalektik zihniyetiyle örtüştürerek,sövlemlerimiz değişsede kendi kurtuluş denklemimizi üretmek zorundayız.
12 Eylül bölücülerinin zehirli akıllarına,referandumda olduğu gibi sorumlu duruşumuzla demokratik ve barışçı aklımızla cevap vermeliyiz.
Halkımızın referandum tercihini demokratik algımızla kesiştirerek doğru okumalıyız.Bu bağlamda,tercih aklı, barış içinde bir arada yaşam sorumluluklarını taşıyan güçlerin kesin zaferini pekiştirmiştir.Ayrıca,ırkçı,vesaikçi,statükocu zihinli güçlerinin iç savaş denklemlerine,Başbakanın,Kürt asıllı yurttaşlarımızın temsilciliği anlayışına ve Alevilere yönelik iftiracı,ötekileştirici sövlemlerine, referandum sonuçları açık cevap niteliğindedir.
Türkiye insanı zaman,maddi ve can kaybı istemiyor.
Bu reel durumu anlamama alışkanlıklarını devem ettireceklere,özelliklede, AKP ve CHP ye ,MHP nin tükeniş örneğini hatırlatayım.
Hulasa,bu referandumdan çıkan en anlamlı sonuç ırkçı,vesaikçi ve darbeci zihniyetin ülkemizi ilelebet terk ettiğinin ıspatıdır.
Birde,Ülkemizde,HUKUKUN mutlaka egemen olacağının net mesajıdır.
13 Eylül 2010
12 Eylül referandum sonucu, karanlık akıllar yönünden,tarihteki çöp sepeti ikameleri herkese ders olmalıdır.
Vesaikçi, ötekileştirici, ırkçı zihniyetli sistem siyasetçilerinin tüm saplantılara,saptırmalara,gündem kaydırmaları çabalarına rağmen,değişim,çağdaşlaşma,barış,ileri demokrasi yönündeki halkın kararlı taleplerinin devam edeceğini söylemek yanlış olmayacaktır.
12 Eylül refarandum sürecini kendine yontan, içselleştiren akıl,toplumun *YENİ VE DEMOKRATİK ANAYASA *talepleri karşısında bu kez istediğini elde edemedi.
Siyasi Parti liderlerinin,lümpen,a politik hakaret ve küfür içerikli sövlemleriyle,erteletmeyi,unutturmayı planladıkları halkın gerçek gündemi,demokratikleşme ve adalet isteği samimiyeti ve kararlılığı,cumhuriyet sürecin de ilk kez bu ölçülerde akıllarda ve duygularda yer etmiştir.
Evet ve Hayır cephelerinin, sistemin devamı yönündeki her türlü tahtarevelli oyunu denklemlerine rağmen,BU ANAYASA YETMEZ anlayışı toplumun büyük kesiminde kabul gördüğü, ciddi bir talebe dönüştüğü referandum sonuçlarından anlaşılmaktadır.
((Devamı altta))
Toplum vicdanında ve akıllarda etkili yer almış bu talep ilk günden somut bir sövleme dönüştüğü komuoyu tartışmalardan da anlaşılmaktadır.
Bu tarihi fırsatı kaldığı yerden devam ettirerek,toplumun çoğunlukla üzerinde konsensüs sağladığı ve herkesin içinde kendini bulduğu insan merkezli demokratik Anayasa talebimizi kararlılıkla devam ettirmeliyiz.
12 Eylül faşist zihniyetli Anayasasının değiştirilmesi değil,tamamını siyasi yaşamımızdan söküp atmak,sorumlularıyla hesaplaşmak için aynı tonda mücadeleye devam ederek mümkün olabilir ancak.
Şimdi,süreci engelleyemiyorsan,kirlet zihniyetli akılların,Referandum sonucunu,Evet,Hayır veya Boykot her sonucu polemik konusu yapacaklarını, referandum süreci boyunca teorik gerekçelerden nerdeyse bahsetmeyerek oraya buraya saldıran anlayışlarına devam edeceklerini tahmin etmek zor değildir.
Polemikler hangi konu ve yönde olursa olsun nafileden öte olmayacaktır.Zira,Yeni Anayasa ve Demokratikleşme sürecini gündemde tutacak tarihi birikimlerimiz,yaşanmışlık deneylerimiz fazlasıyla var.Referandum sonuçları gerçeği tüm açıklığıyla ortadadır.
Bu manada gerekçelerimizi halkımızla paylaşarak referandumda olduğu gibi,her oyunu bozabiliriz.
Geleceği kurma endişeleri olanların karasız olmamaları,demokratik taleplerini önemsemeli ve sonuna kadar aynı tonla mücadele etmeleri,sonuç getirebilir ancak..
Demokratik algılarımızı siyasi perspektifimizi,tarihin diyalektik zihniyetiyle örtüştürerek,sövlemlerimiz değişsede kendi kurtuluş denklemimizi üretmek zorundayız.
12 Eylül bölücülerinin zehirli akıllarına,referandumda olduğu gibi sorumlu duruşumuzla demokratik ve barışçı aklımızla cevap vermeliyiz.
Halkımızın referandum tercihini demokratik algımızla kesiştirerek doğru okumalıyız.Bu bağlamda,tercih aklı, barış içinde bir arada yaşam sorumluluklarını taşıyan güçlerin kesin zaferini pekiştirmiştir.Ayrıca,ırkçı,vesaikçi,statükocu zihinli güçlerinin iç savaş denklemlerine,Başbakanın,Kürt asıllı yurttaşlarımızın temsilciliği anlayışına ve Alevilere yönelik iftiracı,ötekileştirici sövlemlerine, referandum sonuçları açık cevap niteliğindedir.
Türkiye insanı zaman,maddi ve can kaybı istemiyor.
Bu reel durumu anlamama alışkanlıklarını devem ettireceklere,özelliklede, AKP ve CHP ye ,MHP nin tükeniş örneğini hatırlatayım.
Hulasa,bu referandumdan çıkan en anlamlı sonuç ırkçı,vesaikçi ve darbeci zihniyetin ülkemizi ilelebet terk ettiğinin ıspatıdır.
Birde,Ülkemizde,HUKUKUN mutlaka egemen olacağının net mesajıdır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder