21 Mayıs 2011 Cumartesi
KAYIPLARA SAHİP ÇIKALIM
Adana etkinlikleri çerçevesinde, CEPHE HAREKETİ adıyla katılan arkadaşlarımızın da içinde olduğu 23 Türkiyeli ve Kürt devrimci hareket kayıplara sahip çıkıyor. Bu etkinlikte Ahmet Pekyen Anadolu Halkları Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı olarak yerini almıştır. Okurların bilgisi ve destekleri için basın açıklamasını sizlerle paylaşıyoruz.
“BASINA VE KAMUOYUNA
Ülkemizde gözaltındaki kayıplara karşı kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları 1996 yılında gerçekleştirdikleri uluslar arası kayıplar kurultayından sonra 17-31 Mayıs tarihlerini gözaltında kayıplara karşı mücadele haftası olarak ilan ettiler.
Bizler kayıp yakınları, sivil toplun kuruluşları, demokratik kitle örgütleri ve insan hakları savunucuları olarak 17- 31 Mayıs uluslar arası kayıplar haftası dolayısı ile kayıpların akıbetlerinin açıklanması ve faillerinin yargılanması için bir kez daha alanlardayız.
Hep söyledik ve söylemeye devam edeceğiz kaybedilenlerin akıbetleri açıklanmadan ve sorumlular yargılanmadan bu ülkede toplumsal barışa ulaşmak mümkün olmayacaktır. Ülkemizde ve dünyada binlerce devrimci ve yurtsever gözaltına alındıktan sonra kendilerinden bir daha haber alınamadı. Arjantin, Şili, Kolombiya, El Salvador, Peru, Uganda ve Güney Afrika ülkeleri gibi Türkiye’de uluslar arası gözaltında kayıplar ülkesi olarak anılıyor. Seksenli yılların başından beri Kürt coğrafyasında Kürtler kendi ana dili ile okuyup yazmak, sosyal siyasal ve kültürel haklarını istedikleri için birçok yurtsever Kürt siyasetçi, sendikacı, devrimci, aydın, kadın, öğrenci ve iş adamı kaçırılıp yok edildi.
Bu ülkeyi tıpkı Latin Amerika’da, Güney Afrika’da, orta doğuda ve dünyanın diğer yerlerinde olduğu gibi faili meçhul ve kaybedilme cehennemine çevirdiler.
Bir zamanların başbakanı ve sonra da cumhurbaşkanı olan Süleyman Demirel fıratın kıyısında bir koyun dahi kaybolursa bunun sorumlusu hükümettir, devlettir diyordu!
Oysa doksanlı yılların başından bu yana fıratın etrafı adeta kayıplar ülkesi oldu.
Şimdi soruyoruz 18 bin faili meçhulün ve mezarları dahi bilinmeyen binlerce kayıpların sorumlusu kim? yoksa bu kadar kayıp ve faili meçhul başka bir ülkede mi meydana geldi? Tabi ki bütün bunların sorumlusu gayri nizamı harpten, gladyodan, Ergenekon çete üyelerine kadar gelen devlet geleneğidir. Dünyanın birçok ülkesinde gözaltında kayıpların faillerinin üzerine gidilip sorumlular hakkında soruşturmalar açılıp mahkûm edildiler.
Ülkemizde ise kaybedilen binlerce yurtsever ve devrimcilerin akıbetleri hala araştırılmadı.
306 haftadır her cumartesi Galatasaray Lisesi önünde eylem yapan cumartesi annelerini görmeyen Başbakan nihayet 9 yıl sonra seçim sürecinde ortaya çıkıp cumartesi anneleri ile 05.02.2011 tarihin Dolmabahçe sarayı, Başbakanlık çalışma ofisinde bir araya geldi. Yapılan görüşmede Cumartesi anneleri ve insan hakları savunucuları başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a Kürt coğrafyasında açılan birçok toplu mezarlar olduğunu hatırlatıp çözüm için talepte bulunmuşlardı. Talepleri ise;
• Kürt sorununun acilen çözülebilmesi ve kayıpların bulunması için, özel bir yasa ile hakikatleri araştırma komisyonun kurulması. Kurulacak olan komisyonun akademisyenlerden, aydınlardan, doktorlardan, hukukçulardan, antropologlardan oluşmasını. Ve BM minesseto protokolü çerçevesinde kazılar yapılmasını, savcıların bu protokol çerçevesinde eğitilmelerini ve kazılarda arkeolog ve antropologların bulunması gerektiğini belirten ve somut önerilerde bulunan cumartesi annelerine net bir açıklamada bulunmayıp ve bu konuda henüz adım atmayan başbakan, bu önerileri yine bir seçim sonrasına ve bir başka bahara bırakmıştır! Kayıpların bulunması ve faillerinin açığa çıkarılıp hesap sorulması için daha kaç zaman bekleyeceğiz? Bir kayıp’a alışmanın, bir ölüme alışmaktan daha zor olduğunu en iyi biz biliriz. Belirsizlik denilen illetin etkisinin bir ömür boyu iz bıraktığını en iyi biz biliriz. İşte bizler, bu ‘belirsizliğin İzi’yle yaşamlarımıza devam ederken, gözaltında kaybedilen tüm insanlarımızın ardından vicdan sahibi tüm dostları ‘hesap Sormaya’ çağırıyoruz. Ve kaybettiklerimizin ardından onlara söz veriyoruz, failleri bulunup yargılanıncaya kadar mücadelenizi sürdürecek faillerden hesap sormak için her zaman alanlarda olacağımızı bir kez daha haykırıyoruz.
• Kayıplar bulunsun hesap sorulsun
• Kayıpları unutmadık unutturmayacağız
İHD, KESK, TİHV, ÇHD, ÖDP, EMEP, ESP, BDP, EDP, SYK, DİP, HAK-PAR, PİR SULTAN, HACI BEKTAŞI VELİ, TUNCELİLER DER, GENEL – İŞ 2 NOLU ŞB, TU-HA-DER, TÜMTİS, CEPHE HAREKETİ, ODAK, HALK EVİ, DEVRİMCİ PROLETERYA, MKM
“BASINA VE KAMUOYUNA
Ülkemizde gözaltındaki kayıplara karşı kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları 1996 yılında gerçekleştirdikleri uluslar arası kayıplar kurultayından sonra 17-31 Mayıs tarihlerini gözaltında kayıplara karşı mücadele haftası olarak ilan ettiler.
Bizler kayıp yakınları, sivil toplun kuruluşları, demokratik kitle örgütleri ve insan hakları savunucuları olarak 17- 31 Mayıs uluslar arası kayıplar haftası dolayısı ile kayıpların akıbetlerinin açıklanması ve faillerinin yargılanması için bir kez daha alanlardayız.
Hep söyledik ve söylemeye devam edeceğiz kaybedilenlerin akıbetleri açıklanmadan ve sorumlular yargılanmadan bu ülkede toplumsal barışa ulaşmak mümkün olmayacaktır. Ülkemizde ve dünyada binlerce devrimci ve yurtsever gözaltına alındıktan sonra kendilerinden bir daha haber alınamadı. Arjantin, Şili, Kolombiya, El Salvador, Peru, Uganda ve Güney Afrika ülkeleri gibi Türkiye’de uluslar arası gözaltında kayıplar ülkesi olarak anılıyor. Seksenli yılların başından beri Kürt coğrafyasında Kürtler kendi ana dili ile okuyup yazmak, sosyal siyasal ve kültürel haklarını istedikleri için birçok yurtsever Kürt siyasetçi, sendikacı, devrimci, aydın, kadın, öğrenci ve iş adamı kaçırılıp yok edildi.
Bu ülkeyi tıpkı Latin Amerika’da, Güney Afrika’da, orta doğuda ve dünyanın diğer yerlerinde olduğu gibi faili meçhul ve kaybedilme cehennemine çevirdiler.
Bir zamanların başbakanı ve sonra da cumhurbaşkanı olan Süleyman Demirel fıratın kıyısında bir koyun dahi kaybolursa bunun sorumlusu hükümettir, devlettir diyordu!
Oysa doksanlı yılların başından bu yana fıratın etrafı adeta kayıplar ülkesi oldu.
Şimdi soruyoruz 18 bin faili meçhulün ve mezarları dahi bilinmeyen binlerce kayıpların sorumlusu kim? yoksa bu kadar kayıp ve faili meçhul başka bir ülkede mi meydana geldi? Tabi ki bütün bunların sorumlusu gayri nizamı harpten, gladyodan, Ergenekon çete üyelerine kadar gelen devlet geleneğidir. Dünyanın birçok ülkesinde gözaltında kayıpların faillerinin üzerine gidilip sorumlular hakkında soruşturmalar açılıp mahkûm edildiler.
Ülkemizde ise kaybedilen binlerce yurtsever ve devrimcilerin akıbetleri hala araştırılmadı.
306 haftadır her cumartesi Galatasaray Lisesi önünde eylem yapan cumartesi annelerini görmeyen Başbakan nihayet 9 yıl sonra seçim sürecinde ortaya çıkıp cumartesi anneleri ile 05.02.2011 tarihin Dolmabahçe sarayı, Başbakanlık çalışma ofisinde bir araya geldi. Yapılan görüşmede Cumartesi anneleri ve insan hakları savunucuları başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a Kürt coğrafyasında açılan birçok toplu mezarlar olduğunu hatırlatıp çözüm için talepte bulunmuşlardı. Talepleri ise;
• Kürt sorununun acilen çözülebilmesi ve kayıpların bulunması için, özel bir yasa ile hakikatleri araştırma komisyonun kurulması. Kurulacak olan komisyonun akademisyenlerden, aydınlardan, doktorlardan, hukukçulardan, antropologlardan oluşmasını. Ve BM minesseto protokolü çerçevesinde kazılar yapılmasını, savcıların bu protokol çerçevesinde eğitilmelerini ve kazılarda arkeolog ve antropologların bulunması gerektiğini belirten ve somut önerilerde bulunan cumartesi annelerine net bir açıklamada bulunmayıp ve bu konuda henüz adım atmayan başbakan, bu önerileri yine bir seçim sonrasına ve bir başka bahara bırakmıştır! Kayıpların bulunması ve faillerinin açığa çıkarılıp hesap sorulması için daha kaç zaman bekleyeceğiz? Bir kayıp’a alışmanın, bir ölüme alışmaktan daha zor olduğunu en iyi biz biliriz. Belirsizlik denilen illetin etkisinin bir ömür boyu iz bıraktığını en iyi biz biliriz. İşte bizler, bu ‘belirsizliğin İzi’yle yaşamlarımıza devam ederken, gözaltında kaybedilen tüm insanlarımızın ardından vicdan sahibi tüm dostları ‘hesap Sormaya’ çağırıyoruz. Ve kaybettiklerimizin ardından onlara söz veriyoruz, failleri bulunup yargılanıncaya kadar mücadelenizi sürdürecek faillerden hesap sormak için her zaman alanlarda olacağımızı bir kez daha haykırıyoruz.
• Kayıplar bulunsun hesap sorulsun
• Kayıpları unutmadık unutturmayacağız
İHD, KESK, TİHV, ÇHD, ÖDP, EMEP, ESP, BDP, EDP, SYK, DİP, HAK-PAR, PİR SULTAN, HACI BEKTAŞI VELİ, TUNCELİLER DER, GENEL – İŞ 2 NOLU ŞB, TU-HA-DER, TÜMTİS, CEPHE HAREKETİ, ODAK, HALK EVİ, DEVRİMCİ PROLETERYA, MKM
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder