10 Ekim 2010 Pazar
UMARIM SOLCULARA DERS OLUR
Hasip Yiğitoğlu
10 Ekim 2010
Türkiye yeni bir istihbarat denklemi hezeyanını yaşıyor.At boku,it bokuna karışmış.
Ülkemiz de sınıf temelinden uzak, mafya, cemaat, istihbarat gibi, iç ve dış güçlerin çıkar akıllarına uygun siyaset yapılmaktadır.
Dolayısıyla da siyaseti yönlendiren temel unsur bu karanlık zihinler oluyor.
Bu güçlerin zaman zaman düşman manzaralı görüntüleri sadece kandırmacadır.Her travmatik dönem öncesi ortak sövlemler geliştirirler.
Söylemleri de hep, Vatan, millet, Sakarya olur.
Vatanseverlikle savaş severliliği birbirine karıştırarak, her demokratik gelişmenin önünü tıkılarak,savaş tacirliğinden kaynaklı servetlerine servet katarlar Yalnızca.
Anladıkları tek şey para kasalarına akıtacakları dolarlardır.
Talan sisteminin devamı yönünde her şeyin mubah olduğu konusunda da kutsal ittifak antları da var bunların.
Emeğe, demokrasiye, adalete düşmandırlar.
Tarihte,her olağan üstü dönem öncesi nasıl ağız birliği yaptıkları ve faşist askeri müdahalelerin önünü,siyasi ve toplumsal manada nasıl açtıkları ezberimizde değilmidir ?
Komplocu,çeteleşmiş bu güçlerin ülkenin her kurumunu teslim aldıkları,nasıl denetledikleri ve iç içelikleri açıkça görünmektedir.
Ne anaların gözyaşları,ne gençlerimizin kanları,nede gelecek nesillerimizin hayatı ilgilendiriyor bu haramileri.Bildikleri tek şey cüzdanlarıdır.
Yaşanan tuhaflıkların kaynağı bu güçlerin,dayattıklar suni ilkeler zincirinden başka bir şey değildir.
Sözüm ona Türkiye Cumhuriyeti laik,sosyal ve demokratik hukuk devletidir.
Hep aynı nakarat.
Her zaman koro halinde sövlemleştirmişlerdir.
Darbeler,işkenceler,faili meçhul cinayetler,kürt,türk,alevi,Sünni ayrımcılığı,işsizlik,sendikasızlık,yoksulluk,açlık hep bu ilkelerin uğrunadır.
Tuhaf ve ilginç şeyler bunlar?
Anormal olan şeylerin normal kabul edildiği,normal olan şeylerinde anormal sayıldığı olağandışı bir çelişki bu.
Bu çelişki,ciddi manada toplumsal bölünmeye neden olmuştur.Hatta kirli zihinlerin siyasi ve inanç arenalarına dönüştürülmüştür.
Irkçılığı körüklüyerek,ülkemizin insan mozaiğini sabote etmişlerdir.Etnik,inanç gibi değerler üzerinde siyaset yaparak toplumsal hezeyanlara,travmalara neden olmuşlardır.
Toplumsal gerçeğimiz olan değişik kökenden gelen zengin yapımızı zedeliyerek,bir arada barış içinde yaşam aklımızı kirleterek abuk sabık,ötekileştiren zihinlere neden olmuşlardır ayrıca.
Somut toplumsal talepler ne zaman gündeme gelse hepsi şahinleşirler.Bu durum,bu günlerde açıkça kendini göstermektedir.AKP nin fikir,etnik,inanç özgürlüğü taleplerine karşı tavrı diğerlerinden ve eskisinden fark taşımadığı görülmektedir.
Halbuki anayasa referandumu sürecinde Başbakanın akıttığı gözyaşları daha kurumamıştır bile.
Umarım,bu tuhaf durumu anlamayan,anlamak istemeyen solculara ders olur.
Tarihte bu güçlerin demokratik dönüşümlere,demokrasiye,adalete sadık oldukları görülmemiştir.Ayrıca,sınıf temellerinden beslenmeyen hiçbir siyasi zihniyet demokratik dönüştürücü olmamıştır.
10 Ekim 2010
Türkiye yeni bir istihbarat denklemi hezeyanını yaşıyor.At boku,it bokuna karışmış.
Ülkemiz de sınıf temelinden uzak, mafya, cemaat, istihbarat gibi, iç ve dış güçlerin çıkar akıllarına uygun siyaset yapılmaktadır.
Dolayısıyla da siyaseti yönlendiren temel unsur bu karanlık zihinler oluyor.
Bu güçlerin zaman zaman düşman manzaralı görüntüleri sadece kandırmacadır.Her travmatik dönem öncesi ortak sövlemler geliştirirler.
Söylemleri de hep, Vatan, millet, Sakarya olur.
Vatanseverlikle savaş severliliği birbirine karıştırarak, her demokratik gelişmenin önünü tıkılarak,savaş tacirliğinden kaynaklı servetlerine servet katarlar Yalnızca.
Anladıkları tek şey para kasalarına akıtacakları dolarlardır.
Talan sisteminin devamı yönünde her şeyin mubah olduğu konusunda da kutsal ittifak antları da var bunların.
Emeğe, demokrasiye, adalete düşmandırlar.
Tarihte,her olağan üstü dönem öncesi nasıl ağız birliği yaptıkları ve faşist askeri müdahalelerin önünü,siyasi ve toplumsal manada nasıl açtıkları ezberimizde değilmidir ?
Komplocu,çeteleşmiş bu güçlerin ülkenin her kurumunu teslim aldıkları,nasıl denetledikleri ve iç içelikleri açıkça görünmektedir.
Ne anaların gözyaşları,ne gençlerimizin kanları,nede gelecek nesillerimizin hayatı ilgilendiriyor bu haramileri.Bildikleri tek şey cüzdanlarıdır.
Yaşanan tuhaflıkların kaynağı bu güçlerin,dayattıklar suni ilkeler zincirinden başka bir şey değildir.
Sözüm ona Türkiye Cumhuriyeti laik,sosyal ve demokratik hukuk devletidir.
Hep aynı nakarat.
Her zaman koro halinde sövlemleştirmişlerdir.
Darbeler,işkenceler,faili meçhul cinayetler,kürt,türk,alevi,Sünni ayrımcılığı,işsizlik,sendikasızlık,yoksulluk,açlık hep bu ilkelerin uğrunadır.
Tuhaf ve ilginç şeyler bunlar?
Anormal olan şeylerin normal kabul edildiği,normal olan şeylerinde anormal sayıldığı olağandışı bir çelişki bu.
Bu çelişki,ciddi manada toplumsal bölünmeye neden olmuştur.Hatta kirli zihinlerin siyasi ve inanç arenalarına dönüştürülmüştür.
Irkçılığı körüklüyerek,ülkemizin insan mozaiğini sabote etmişlerdir.Etnik,inanç gibi değerler üzerinde siyaset yaparak toplumsal hezeyanlara,travmalara neden olmuşlardır.
Toplumsal gerçeğimiz olan değişik kökenden gelen zengin yapımızı zedeliyerek,bir arada barış içinde yaşam aklımızı kirleterek abuk sabık,ötekileştiren zihinlere neden olmuşlardır ayrıca.
Somut toplumsal talepler ne zaman gündeme gelse hepsi şahinleşirler.Bu durum,bu günlerde açıkça kendini göstermektedir.AKP nin fikir,etnik,inanç özgürlüğü taleplerine karşı tavrı diğerlerinden ve eskisinden fark taşımadığı görülmektedir.
Halbuki anayasa referandumu sürecinde Başbakanın akıttığı gözyaşları daha kurumamıştır bile.
Umarım,bu tuhaf durumu anlamayan,anlamak istemeyen solculara ders olur.
Tarihte bu güçlerin demokratik dönüşümlere,demokrasiye,adalete sadık oldukları görülmemiştir.Ayrıca,sınıf temellerinden beslenmeyen hiçbir siyasi zihniyet demokratik dönüştürücü olmamıştır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder