17 Ekim 2010 Pazar
BİR ORDU NASIL OLMALI
Mustafa Köse
18 Ekim 2010
Mkose1955@hotmail.com
‘’Bedelli askerlik veya tek tip ordu’’gibi konular gündemde. Askerlik sorunu olanlar gelişmeleri dört gözle bekliyor. İşin kolaylaşmasını istiyorlar. Askerlik süresi kısalsın veya cazip bir bedellilik olsun isteniyor. Ancak ordu kurmayları ile iktidar farklı düşünüyor. Henüz nasıl olacağını kestiremiyoruz. Halkın, İktidarın ve Askerin farklı istekleri nasıl sonuçlanacak bilmiyoruz.
Orduyla ilgili kıssa bir tarih bilgisi yerinde olur diye düşünüyorum. Askerlik konusunu tartışırken yaşanmışlığı tekrar gözden geçirmek yararlı olacaktır. Dünden bugüne kadar olanları karşılaştırmalı yeniden değerlendirmeliyiz. Her dönemin kendine has özelliklerini düşünürken benzeşikliği görmeliyiz.
Doğrudan bizi ilgilendiren ve hatırlamakta yarar olduğumuz tarih 300 yıllıktır.
Osmanlı imparatorluğunun batıdan başlayan dağılma sürecidir. Bu dağılmanın sebeplerinden birisi olan ordunun rolüdür. Yani, 1700 yılı sonlarında batıdaki gelişmelerdir. Kapitalist üretim tarzının belirginleşmeye başladığı dönemdir. Kapitalizm gelişirken ordunun ihmal edilmemesidir. Makineleşme ile askeri teçhizatların at başı gitmesidir. Buhar ve barutun icadı yeni bir çağın, kapitalist çağın kapısını araladığı dönemdir. Üretim güçlerinin-üretim ilişkilerinin ve yeni sınıfların ortaya çıktığı bu yeni dönemdir.
Başta İngiltere ve batı Avrupa devletlerinde gelişen kapitalizm teknik gücü yüksek ordular kurulmasını sağladı. İmparatorluklarla çevrilmiş dünya dengesini bu ordularla değiştirdiler. Ateşli silah kullanan az bir sayıyla koca orduları yendiler. Osmanlı imparatorluğu batı için ciddi bir tehdit oluşturuyordu. En verimli ve en istikballi yerler Osmanlının elindeydi. Ticaret yolları Osmanlının denetimindeydi. Bunun bir çeşit çözülmesi lazımdı. Aynı dönemde, Osmanlı seçkinleri ile Avrupa saraylarına ara sıra gönderilen elçiler batıdaki gelişmelerden haberdardı. Avrupa ordularının gücü haklında bazı bilgiler edinmişlerdi. İmparatorluğun korunması için güçlü bir ordu ihtiyacı açığa çıkmıştı. 1798-1805 İktidara geçen III Selim bu hususta bazı adımlar atmak istemişti. Ancak başarılı olamadı. Buna gerekli parasal imkanı ayırmak ile bazı güçlü kesimlerin çıkarlarını aşmak mümkün olmamıştı.‘’ Sınıf ‘’halini almış bir ordu ve bürokratik işbirlikçilerin direncini kıramamıştır. Batı standartlarında bir ordu kuramamıştır.
Osmanlı imparatorluğunun çözülmesinde ve daha sonraları dağılmasında rol oynayan elbette ve sadece bu değildi. Irak sınırından Güney de Yemen e kadar. Afrika da Mısır dan Fas a kadar.Avrupa da Avusturya sınırına kadar. Ak Deniz ve Kara Denize hakim bir imparatorluk birkaç savaşla dağılmaz. Buhar ve Barutun nimetlerini kullanmadığı gibi üretimde sanayileşmeyi sağlamadığı için kaybetti. Modern şehirciliği ve bunlara uygun kültürü yaratamadığı için yok oldu. Bir tarafta modernleşme bir tarafta ‘’uluslaşma’’ya karşı direnemedi. Uygun bir yolu bulamadı.
Batı ise kazandığı her savaşın kıymetini bildi. Her başarıyı, yeni ham madde yeni bir Pazar olarak iyi kullandı. Talan ettiği ve bağımlı kıldığı yerlerden büyük sermaye birikimi sağladı. Gücüne güç kattı. Böylece dünya ya hakim olmayı başardı.
Bu günün dünyası düne göre çok farklı. Artık küresel dünya şartlarındayız. Sanayi dünyasındaki nimetleri dün beceremedik, zamanı kötü kullandık. Gelişmiş bir üretim kalkınmış bir ülke yaratamadık. Aynı zamanda hantal ve masraflı bir ordu oluşturduk. Nato’nun emir komutasında kalarak yenilenemedik. Ordumuz hakkında konuşma cesaretini bulamadık. Bütçenin en fazlasını ona ayırdık. Hesaplarını denetleyemedik. Bu yetmezmiş gibi İdeolojik bir ordu yarattık. Keyfi darbelerle kendini halkın ve parlamentonun üstünde gören bir ordu oldu. Tüm bunlar orduyu ve ülkeyi yıprattı. Geçmişte olduğu gibi bir avuç çıkarcının hesabı aşılamadı.
Dünyaya açılmış ve yarışan bir ekonomiyi başardık. Bu standartlarında bir ordu artık gerekiyor. Profesyonel bir ordu olmalı. Daha küçük, daha etkin ve daha saydam bir yapı olmalı. Çağdaş ve sivil demokrasiye saygılı olan bir orduya ihtiyacımız var. Dolayısıyla bedelli askerlik çıkmalı. Süre kısalmalı. Askerlik meslek haline gelmeli. İsteyen vatandaşımız gönüllü olarak bunu seçmeli.
18 Ekim 2010
Mkose1955@hotmail.com
‘’Bedelli askerlik veya tek tip ordu’’gibi konular gündemde. Askerlik sorunu olanlar gelişmeleri dört gözle bekliyor. İşin kolaylaşmasını istiyorlar. Askerlik süresi kısalsın veya cazip bir bedellilik olsun isteniyor. Ancak ordu kurmayları ile iktidar farklı düşünüyor. Henüz nasıl olacağını kestiremiyoruz. Halkın, İktidarın ve Askerin farklı istekleri nasıl sonuçlanacak bilmiyoruz.
Orduyla ilgili kıssa bir tarih bilgisi yerinde olur diye düşünüyorum. Askerlik konusunu tartışırken yaşanmışlığı tekrar gözden geçirmek yararlı olacaktır. Dünden bugüne kadar olanları karşılaştırmalı yeniden değerlendirmeliyiz. Her dönemin kendine has özelliklerini düşünürken benzeşikliği görmeliyiz.
Doğrudan bizi ilgilendiren ve hatırlamakta yarar olduğumuz tarih 300 yıllıktır.
Osmanlı imparatorluğunun batıdan başlayan dağılma sürecidir. Bu dağılmanın sebeplerinden birisi olan ordunun rolüdür. Yani, 1700 yılı sonlarında batıdaki gelişmelerdir. Kapitalist üretim tarzının belirginleşmeye başladığı dönemdir. Kapitalizm gelişirken ordunun ihmal edilmemesidir. Makineleşme ile askeri teçhizatların at başı gitmesidir. Buhar ve barutun icadı yeni bir çağın, kapitalist çağın kapısını araladığı dönemdir. Üretim güçlerinin-üretim ilişkilerinin ve yeni sınıfların ortaya çıktığı bu yeni dönemdir.
Başta İngiltere ve batı Avrupa devletlerinde gelişen kapitalizm teknik gücü yüksek ordular kurulmasını sağladı. İmparatorluklarla çevrilmiş dünya dengesini bu ordularla değiştirdiler. Ateşli silah kullanan az bir sayıyla koca orduları yendiler. Osmanlı imparatorluğu batı için ciddi bir tehdit oluşturuyordu. En verimli ve en istikballi yerler Osmanlının elindeydi. Ticaret yolları Osmanlının denetimindeydi. Bunun bir çeşit çözülmesi lazımdı. Aynı dönemde, Osmanlı seçkinleri ile Avrupa saraylarına ara sıra gönderilen elçiler batıdaki gelişmelerden haberdardı. Avrupa ordularının gücü haklında bazı bilgiler edinmişlerdi. İmparatorluğun korunması için güçlü bir ordu ihtiyacı açığa çıkmıştı. 1798-1805 İktidara geçen III Selim bu hususta bazı adımlar atmak istemişti. Ancak başarılı olamadı. Buna gerekli parasal imkanı ayırmak ile bazı güçlü kesimlerin çıkarlarını aşmak mümkün olmamıştı.‘’ Sınıf ‘’halini almış bir ordu ve bürokratik işbirlikçilerin direncini kıramamıştır. Batı standartlarında bir ordu kuramamıştır.
Osmanlı imparatorluğunun çözülmesinde ve daha sonraları dağılmasında rol oynayan elbette ve sadece bu değildi. Irak sınırından Güney de Yemen e kadar. Afrika da Mısır dan Fas a kadar.Avrupa da Avusturya sınırına kadar. Ak Deniz ve Kara Denize hakim bir imparatorluk birkaç savaşla dağılmaz. Buhar ve Barutun nimetlerini kullanmadığı gibi üretimde sanayileşmeyi sağlamadığı için kaybetti. Modern şehirciliği ve bunlara uygun kültürü yaratamadığı için yok oldu. Bir tarafta modernleşme bir tarafta ‘’uluslaşma’’ya karşı direnemedi. Uygun bir yolu bulamadı.
Batı ise kazandığı her savaşın kıymetini bildi. Her başarıyı, yeni ham madde yeni bir Pazar olarak iyi kullandı. Talan ettiği ve bağımlı kıldığı yerlerden büyük sermaye birikimi sağladı. Gücüne güç kattı. Böylece dünya ya hakim olmayı başardı.
Bu günün dünyası düne göre çok farklı. Artık küresel dünya şartlarındayız. Sanayi dünyasındaki nimetleri dün beceremedik, zamanı kötü kullandık. Gelişmiş bir üretim kalkınmış bir ülke yaratamadık. Aynı zamanda hantal ve masraflı bir ordu oluşturduk. Nato’nun emir komutasında kalarak yenilenemedik. Ordumuz hakkında konuşma cesaretini bulamadık. Bütçenin en fazlasını ona ayırdık. Hesaplarını denetleyemedik. Bu yetmezmiş gibi İdeolojik bir ordu yarattık. Keyfi darbelerle kendini halkın ve parlamentonun üstünde gören bir ordu oldu. Tüm bunlar orduyu ve ülkeyi yıprattı. Geçmişte olduğu gibi bir avuç çıkarcının hesabı aşılamadı.
Dünyaya açılmış ve yarışan bir ekonomiyi başardık. Bu standartlarında bir ordu artık gerekiyor. Profesyonel bir ordu olmalı. Daha küçük, daha etkin ve daha saydam bir yapı olmalı. Çağdaş ve sivil demokrasiye saygılı olan bir orduya ihtiyacımız var. Dolayısıyla bedelli askerlik çıkmalı. Süre kısalmalı. Askerlik meslek haline gelmeli. İsteyen vatandaşımız gönüllü olarak bunu seçmeli.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder