18 Nisan 2011 Pazartesi
SURİYE İÇİN BÜYÜK DAYANIŞMA
SURİYE İÇİN BÜYÜK DAYANIŞMA
( Bölge devrimci örgütleri toplantısı )
Şerif YILMAZ
18 Nisan 2011-Beyrut
Bölgemizin tüm devrimci güçleri Beyrut’ta toplandı. Suriye’nin direnme çizgisinde kararlı tarihiyle dik duran yönetimine ve halkına destek için karar aldı. Bu güçler, Suriye’de oynanmak istenen kirli oyunlara, Emperyalist böl-yönet girişimlerine, “yaratıcı anarşi” dayatmalarına, bundan karlı çıkma fırsatı gözleyen terör devleti siyonist İsrail’e ve bu çirkin amaçların her türden destekçisi Arap gericiliğine ve yalan kurgularla kirlenmiş medyasına karşı omuz omuza olacaklarını açıkladılar. Aralarında devrimcilerin, komünistlerin, direnen İslami örgütlerin ve Filistin halkının tüm direnme örgütlerinin de olduğu güçler, Suriye’ye dayatılan her girişime karşı sonuna kadar mücadele edeceklerini ilan ettiler.
Katılımcılar şunlardır:
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, FHKC-Genel Komutanlık, Direniş Cephesi, Filistin Demokratik kurtuluş Cephesi ve Cihad adına Muhammed Yasin. Hizbullah (İslami Direniş Hareketi)-Hasan Nasrullah adına Nuwaf Musavi.Emel Hareketi-Nebih Berri adına (Lübnan Parlemento Başkanı) Ali Hasan Halil. Filistin Müttefik Kuvvetler-Hamas Örgütü, Hıristiyan Aydınlar-Karim Bakradoni (Eski Bakan), İli Firzli (Eski Parlemento Başkan Yardımcısı), Bşara Mırhic (Eski Bakan). Caferi Mezhebi Müftüsü-Şeyh Ahmed Kabalan. Kudüs Mescidi İmamı-Şeyh Mahir Hammud. Alevi Meclisi Üst Konseyi. Demokratik Arap Partisi-Ali İd. Filistin Yurtseverler Kongresi-Salah Dakmak. Dürzi Birlikçiler-Şeyh Nebih Aridi. Demokratik Nasırcı Birlik Hareketi-Mustafa Hamdan. Filistin Yerel Halk Komiteleri-Süleyman Abdulhedi. Filistin Kadın Hareketi-Dr. Rabia Sabban. Filistin Gazeteciler ve Yazarlar Birliği-Dr. Heysem Abu Ğazlan. Arap Ulusal Suriye Partisi-Merwan Fares.
***
Bugün Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta bölgenin en önemli devrimci demokrasi güçleri temsilcileri bir araya gelerek, "Kardeş Suriye Yönetimi ve Halkıyla Genişletilmiş Dayanışma Toplantısı" gerçekleştirdi.
Bölgemiz Ortadoğu'da bir süreden beri projelendirilmeye çalışılan, zaman zaman ağır yenilgilerle piyasadan çekilen, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) emperyalist politikaların bozulmasında Suriye'nin yurtsever direnişçi tutumunun dile getirildiği toplantı, katılımcıların farklılıklarıyla devrimci demokrasi mücadelesinde dayanışmanın önemini bir kez daha göstermiş oldu. Toplantıya katılan Filistin ve Lübnanlı çevrelere ilişkin ayrıntıya geçmeden önce bölgedeki gelişmelere kısaca bir göz atmakta fayda var.
Suriye'de bir süredir yaşanmakta olan olayların perde arkasını araladığımızda karşımıza iki tür muhalefet görüntüsünün çıktığı derhal anlaşılacaktır. Birincisi halkın haklı siyasal-iktisadi ve sosyal taleplerini dile getiren söylemler. Bunlar arasında Kürt halkının haklı talepleri ve siyasal temsilcileri bulunmaktadır. Bu söylemlerin dile getirilişinde bölgede yaşanmakta olan halk hareketlerinin tetikleyici bir rol oynadığı tartışmasızdır. Ki bu barışçıl taleplerin dile getirildiği koşulda Suriye yönetimi bir süre önce karara bağlayıp uygulamaya sokamadığı bir çok reform kararını kısa bir zaman diliminde hayata geçirmek üzere adımlar atmıştır.
Halkın haklı taleplerine cevaben Başkan Beşşar El Esad'ın ilk elden; devlet bünyesindeki memur ve emeklilerin maaşlarına yapılan zamlarla, çiftçilerin sular idaresine olan borçlarının affı, kimliksiz olan 100.000 Kürt vatandaşına kimlik verilmesi, Newroz'un resmi tatil ilanı, Deraa, Homs, Banias ve Lazkiye'de yaşanan olaylara ilişkin bağımsız özel yetkili soruşturma heyetlerinin belirlenmesi, Naci Atari hükümetinin görevden alınarak yeni hükümetin kurulması ve Olağanüstü Hal Kanunu ve uygulamalarının en geç önümüzdeki hafta sonu kaldırılmak üzere, yeni partiler yasası ve basın-yayın kanununun karara bağlanmasını yeni hükümete acil görev olarak verilmiştir.
Genelde hafta sonları Cuma namazı çıkışına endeksli gösterilerde yaşanan olayların çözümü doğrultusunda Cumhurbaşkanının Deraa ve Homs şehrinin ileri gelenleriyle baş başa yaptığı görüşmeler toplumsal tansiyonun dengelenmesinde önemli rol oynamıştır. Haklı taleplerin dile getirilmesinde provokasyonlara karşı dikkatli olunması, birlik ve bütünlük içinde reform kararlarının hayata geçirileceği çabalarının belirlenmesi genel bir rahatlamaya yol açmış ve peşisıra gelen Cuma günü gösterileri daha az katılımla sakin geçmiştir.
16 Nisan 2011 Cumartesi. Adil Sefer başkanlığındaki yeni hükümet yeminle göreve başlar. Cumhurbaşkanı Beşşar El Esad'ın başkanlık ettiği yeni hükümetin 1. Oturumunda tavsiye edilen reform kararlarının ivedi olarak halkın talebine cevap verecek tarzda karara bağlanması gerekliliğinde ısrarı dikkat çekiciydi. Reformlar doğrultusunda atılan adımlar genel kabul görür ve hürriyet, özgürlük, değişim istiyoruz sloganlarının artık cılız bir sesten öteye gidemeyeceği anlaşılır.
İkinci tür muhalefet diye gözlemlediğimiz şey ise, halkın haklı taleplerinin arkasına sığınarak her türden provokatif, mezhep kışkırtıcılığı, anarşi ve terör eylemlerini mubah gören, emperyalistlerin yaratıcı anarşi teorilerinin peşinde uluslar arası bağlantı ve komplolarla eylem düzenleyen eli kanlı terör örgütü Müslüman Kardeşler Hareketinin kiralık katilleri yer almaktadır. Bunlar kendi bünyelerinde halka hizmet anlamında hiçbir alternatif siyasal programa sahip olmadıkları gibi, halktan kopuk marjinal güç odaklarıdır. Bu yüzden halkın haklı taleplerinin Suriye yönetimi tarafından ikamesi ne bile karşıdırlar. Bunlar kin ve intikam siyaseti merkezli, Amerikan destekli, Siyonist onaylı ve Arap gericiliğinin her türden desteğiyle kanlı süreçleri açmak isteyenlerdir.
Olayların görgü tanığı olarak, gelişmelerin içinde belirtmem gereken gerçeklerin başında, bu tür Camii ve Cuma namazına endeksli muhalefetin, kitleleri ikna edemediği, beklentilerinin sonuç alamadığı bir koşulda, silaha sarılarak kardeş kıyımını kışkırttıkları ortaya çıkmıştır. Halkın gerçekçi ıslahat taleplerini araç olarak kullanan bu tür muhalefet, komplonun üzerinde kurgu yaptığı çevreleri temsil etmektedir. Komplo iddiasına sığınmak yanlıştır. Komplo üzerinde her şeyi açıklamak da hatadır. Suriye yönetimi Beşşar Esad’ın hükümet toplantısında yaptığı konuşmada bunu açıkça dile getrdi.; “On yıllardır savaş ortamı içinde yaşayan bölgemizde her zaman komplo vardır ve devam etmektedir. Ancak biz sorunlarımızı komplo merkezli açıklama basitliğine düşmeyeceğiz”. Devamla da “ devlet ve halk iki ayrı taraf değildir, devlet halka hizmet için vardır, arada bir kopukluk olmuşsa bunu kapatmak devletin görevidir. Reform programımız halkın çıkarları için bir adım olarak görülmelidir, bizim yol haritamız halkın talepleridir” diye bağladı.
Batılı gözlemcilerin de önemle işaret ettikleri yaklaşım, bu konuşmanın ana ekseniyle Beşşar Esad'ın, ülkesinde düzeni değiştiren bir “reform devrimi” yaptığı yönündedir. Suriye uzmanı, ünlü İngiliz yazar Patrick Seale, “Suriye deneyi Batılıların ders alacağı bir deneyimdir. Beşşar Esad’ın ortaya koyduğu siyasal duruş, reform çabası, sistemi değiştirecek bir devrim mahiyetindedir” belirlemesi, Suriye’deki gelişmelerin önemine ve bölge halkları açısından taşıdığı mesaja işaret etti.
Gözlemciler, bir doğum sancısı, daha da ötesi doğum sonrası ortaya çıkan sorunlarla yüz yüze kalan Suriye yönetiminin, geniş siyasal tecrübelerine dayanarak bu sıkıntıları aşacak güçte olduğuna işaret etmektedir.
17 Nisan 2011 Pazar. Suriye'nin Fransız işgalinden kurtuluşunun 65. Yıl dönümü. Bağımsızlığı kutlama şenlikleri yanı sıra, Amerika-İngiltere-Fransa ve Arap gericiliğinin temsilcileriyle Uluslararası medya ve sosyal paylaşım sitelerinden (özellikle facebook) Suriye muhalefet güçlerine "yeni kurtuluş savaşı için sokaklara dökülün" çağrısı yapılır. Gelişmeler karşısında süreci yakından takip eden Suriye halkı, bazı bölgelerde küçük gruplar halinde düzen karşıtı gösteriler yapsa da genelde, aklıselim davranarak dışarıdan yapay çağrılarla hayata geçirilmek istenen komploya karşı yönetimin yanında tavır belirler. İnsan aklının almakta zorlanacağı ölçekteki medya abartı ve yalan servislerinde, bu sürecin arka planına dair emperyal devletlerle, gerici güçlerin, Siyonistlerin ve Suriye’nin direnme çizgisindeki mesajından rahatsız olanların parmağı olduğunu görmeye yeterlidir.
Bu arada ikinci tür muhalefet güçleri diye tanımladığımız çevrelere dışarıdan gelen yardımlarla, gerek askeri malzeme ve gerekse maddi konularda sağlanan lojistik desteğin bağlantılarının birbiri peşisıra açığa çıkması bu kanaatleri doğrulamaktadır.
Lübnan üzerinden aktarılan değişik ölçekte silah ve patlayıcı maddelerin kaynağı ise şahıs isimleriyle belirlenmiş bulunmaktadır. Bu malzemelerin temininde, bölge gericiliğinin kuklası ve Amerikan politikalarının bölgedeki uygulayıcısı durumundaki, başını Saad El Hariri'nin temsil ettiği “Mustakbel” hareketi milletvekillerinden Cemal Cerrah'ın olması her şeyi yeterince açığa vuruyordu.
Ayrıca Irak üzerinden Suriye'ye gönderilen zulalı bir TIR'da yakalanan makineli tüfekler, tabanca ve bombalar, özel suikast silahlarıyla gece dürbünleri bölgede emperyalistlerin hayata sokmaya çalıştığı yaratıcı anarşi teorilerine bir gösterge olmuştur. Benzer bir TIR kamyonu yine bir süre önce aynı yöntemle Suriye'ye sokulmuş korku ve terör yaratılmak üzere mesajlar aktarılmıştır. Bu süreçte benzer girişimlerin Türkiye, Ürdün ve Lübnan üzerinden silah ve patlayıcı yüklü araçlarla kimi grupların giriş yapmak istedikleri ve yakalandıklarını da hatırlatmak gerek. Bu süreçte "The Washington Post" gazetesi Wikileaks belgelerinden yeni ifşaatlarda bulunur. ABD Dışişleri Bakanlığının 2006 yılından bu yana Suriye'deki yönetimi devirmek üzere muhalif güçlere 6 Milyon $'la Londra merkezli 2 TV ve Radyo istasyonu kurmaları yolunda yardım ettiği açığa çıkar. Bu belgelerde ayrıca 2006 yılında Saad El Hariri (Lübnan)-Abdulhalim Haddam (Suriye)-Bender Bin Sultan (Suudi Arabistan) üçlüsünün Suriye yönetimini yıkmak üzere Amerika'dan yardım talep ettiği de deşifre edilir. Belgedeki komplo önerisi Amerikan destekli üçlüden Bender Bin Sultan ve Saad El Hariri'nin maddi-manevi destekle Suriye'de mezhep çatışmalarını tetikleyip, askeri eylemlerle iç karışıklık yaratıp, Müslüman Kardeşler Örgütünün de desteğini sağlayarak Abdulhalim Haddam'ı Amerikan çıkarlarına uygun alternatif Cumhurbaşkanı olarak iktidara getirme düşüncesini içeriyordu.
Bu gelişmelere paralel, Suriye'de yaşanan olayları ısmarlama video clip gösterileri ve foto montaj yalan yanlış haberlerle uluslar arası haber ajanslarına peşkeş çeken muhalif Şam Haber Ajansı ve BARADA TV moderatörü Faiz El Seyyid'in, BBC TV’de spikerin ısrarlı soruları karşısında Amerika'dan, hükümet dışı (!) sivil toplum örgütlerinden yardım ! gördüklerini itiraf etmiş olması da ilginçtir. Tüm bu gelişmelerin açığa çıktığı bir koşulda, Suriye yönetiminin halkın haklı reform taleplerine yönelik ciddi adımlar atmaya başlamış olması, ikinci tür muhaliflerin gerçek yüzünü açığa çıkardı.
Provokatörlere gün doğmuştu. 17 Nisan 2011 akşam saatlerinde Homs kentinin değişik semtlerinde yüzü maskeli kişiler motorsiklet ve değişik araçlardan rastgele ateş ederek insanları katletmeye başladılar. Gündüz kimi semtlerde yapılan barışçıl gösterileri korumak üzere silahsız olarak bölgede görevlendirilen polisler, asker elbiseli insanlar hedef görülüp kurşunlandı.
Öylesine pervasız bir saldırı atmosferi oluşmuştu ki bir gün önce öldürülen sivil vatandaşın taziye çadırına baş sağlığı dilemeye gelenlere dahi ateş edecek kadar gözleri dönmüş "muhalifler" söz konusuydu. Çok sayıda insan sivil-asker-polis ölü ve yaralı durumdayken, halk komiteleri kendi semtlerini silahsız olarak korumak üzere barikatlar oluşturarak devletten yardım bekliyordu. Hama-Homs otoyolunu trafiğe kapatarak rastgele ateş eden bu silahlı şebekelere karşı, geç saatlerde silahlı kuvvetler devreye girer. Yaşanan silahlı çatışmalarda yaralı olarak ele geçenler arasında Lübnan ve Irak uyruklu insanların varlığıyla, Irak Başbakan yardımcısının Suriye'ye Irak üzerinden gelen silahların yakalanmasına ilişkin basına bilgi verirken, ellerinde "El Kaide örgütünün Irak üzerinden Suriye'ye bir grup insan göndermiş olduğu" istihbarat bilgisinin kesişmesi dikkate alınmalıdır.
AHDE VEFA
Suriye'de yaşanan gelişmeleri kısaca özetledikten sonra, emperyalist-siyonist projelere karşı bölge demokrasi güçlerinin devrimci duruş ve direnişin kalesi olarak kardeş Suriye yönetimi ve halkıyla dayanışma içinde olmaları ahde vefa anlamında ahlaki bir değer taşımaktadır.
2003'te Irak'ın işgaline karşı aldığı tutumla, 2005 ve sonrasında ekonomik ambargo ve uluslararası cinayet mahkemelerinin tehdidine rağmen, 2006'da İsrail'in Lübnan savaşı sırasında direniş hareketine verdiği destekle, 2008'de İsrail'in ABD desteğiyle Gazze'ye yaptığı saldırılara bütün Arap ülkelerinin sırtını döndüğü bir koşulda, Filistin direniş hareketinin yanında yer almasıyla kendi halkının zararına fedakarlıkta bulunan Suriye yönetimi maruz kaldığı komplo ve saldırılar karşısında yalnız değildir. En büyük desteği milyonları bulan halkının anti emperyalist, anti siyonist devrimci duruşuyla, bölge demokrasi güçleridir.Bugün Beyrut'ta yapılan genişletilmiş dayanışma toplantısına katılan güçler adeta bölgemizin bütün tayflarını yansıtan etkinliklerin temsilcilerinden oluşmaktaydı. Bunları sıralayacak olursak;
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, FHKC-Genel Komutanlık, Direniş Cephesi, Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi ,Hamas Örgütü ve Cihad adına Filistin Müttefik Kuvvetlerini temsilen Muhammed Yasin. Hizbullah (İslami Direniş Hareketi)-Hasan Nasrullah adına Nuwaf Musavi.Emel Hareketi-Nebih Berri adına (Lübnan Parlemento Başkanı) Ali Hasan Halil., Hıristiyan Aydınlar-Karim Bakradoni (Eski Bakan), İli Firzli (Eski Parlemento Başkan Yardımcısı), Bşara Mırhic (Eski Bakan). Caferi Mezhebi Müftüsü-Şeyh Ahmed Kabalan. Kudüs Mescidi İmamı-Şeyh Mahir Hammud. Alevi Meclisi Üst Konseyi. Demokratik Arap Partisi-Ali İd. Filistin Yurtseverler Kongresi-Salah Dakmak. Dürzi Birlikçiler-Şeyh Nebih Aridi. Demokratik Nasırcı Birlik Hareketi-Mustafa Hamdan. Filistin Yerel Halk Komiteleri-Süleyman Abdulhedi. Filistin Kadın Hareketi-Dr. Rabia Sabban. Filistin Gazeteciler ve Yazarlar Birliği-Dr. Heysem Abu Ğazlan. Arap Ulusal Suriye Partisi-Merwan Fares.
Yoğun coşkuyla geçen bu toplantının sonucunda verilen mesaj bölge halklarının emperyalist siyonist saldırı ve komplolar karşısında yalnız olmadığıdır. Suriye halkının haklı taleplerinin yanında yer alınarak, Beşşar Esat yönetimindeki devrimci duruşun, halkından aldığı destekle toplumsal ilerleme ve sosyal refahı sağlamaya yönelik reformları hayata geçireceğine olan güvendir.
Suriye yönetimi bölgedeki emperyalist-siyonist politikalara karşı almış olduğu bağımsız dik duruşunun faturasını ödemektedir. Bu fatura tüm bölge devrimcilerin ve ülkemiz devrimci hareketinin ödemekle yükümlü olduğu bir faturadır.
Suriye halkı ve direnen yönetiminin diz çökmesi, kardeşin kardeşi kırması, birbiriyle savaşarak iki tarafın takatsiz düşüp gerici güçlerin hakimiyet kurması için, “Yaratıcı Anarşi” tezleri gereği, kendileri karışmadan “temiz sonuçlar” almak üzere, kirli amaçlarını bölgemize ve halklarımıza dayatanlara karşı başlayan bu kanlı süreçte hepimize önemli görevler düşmektedir
( Bölge devrimci örgütleri toplantısı )
Şerif YILMAZ
18 Nisan 2011-Beyrut
Bölgemizin tüm devrimci güçleri Beyrut’ta toplandı. Suriye’nin direnme çizgisinde kararlı tarihiyle dik duran yönetimine ve halkına destek için karar aldı. Bu güçler, Suriye’de oynanmak istenen kirli oyunlara, Emperyalist böl-yönet girişimlerine, “yaratıcı anarşi” dayatmalarına, bundan karlı çıkma fırsatı gözleyen terör devleti siyonist İsrail’e ve bu çirkin amaçların her türden destekçisi Arap gericiliğine ve yalan kurgularla kirlenmiş medyasına karşı omuz omuza olacaklarını açıkladılar. Aralarında devrimcilerin, komünistlerin, direnen İslami örgütlerin ve Filistin halkının tüm direnme örgütlerinin de olduğu güçler, Suriye’ye dayatılan her girişime karşı sonuna kadar mücadele edeceklerini ilan ettiler.
Katılımcılar şunlardır:
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, FHKC-Genel Komutanlık, Direniş Cephesi, Filistin Demokratik kurtuluş Cephesi ve Cihad adına Muhammed Yasin. Hizbullah (İslami Direniş Hareketi)-Hasan Nasrullah adına Nuwaf Musavi.Emel Hareketi-Nebih Berri adına (Lübnan Parlemento Başkanı) Ali Hasan Halil. Filistin Müttefik Kuvvetler-Hamas Örgütü, Hıristiyan Aydınlar-Karim Bakradoni (Eski Bakan), İli Firzli (Eski Parlemento Başkan Yardımcısı), Bşara Mırhic (Eski Bakan). Caferi Mezhebi Müftüsü-Şeyh Ahmed Kabalan. Kudüs Mescidi İmamı-Şeyh Mahir Hammud. Alevi Meclisi Üst Konseyi. Demokratik Arap Partisi-Ali İd. Filistin Yurtseverler Kongresi-Salah Dakmak. Dürzi Birlikçiler-Şeyh Nebih Aridi. Demokratik Nasırcı Birlik Hareketi-Mustafa Hamdan. Filistin Yerel Halk Komiteleri-Süleyman Abdulhedi. Filistin Kadın Hareketi-Dr. Rabia Sabban. Filistin Gazeteciler ve Yazarlar Birliği-Dr. Heysem Abu Ğazlan. Arap Ulusal Suriye Partisi-Merwan Fares.
***
Bugün Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta bölgenin en önemli devrimci demokrasi güçleri temsilcileri bir araya gelerek, "Kardeş Suriye Yönetimi ve Halkıyla Genişletilmiş Dayanışma Toplantısı" gerçekleştirdi.
Bölgemiz Ortadoğu'da bir süreden beri projelendirilmeye çalışılan, zaman zaman ağır yenilgilerle piyasadan çekilen, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) emperyalist politikaların bozulmasında Suriye'nin yurtsever direnişçi tutumunun dile getirildiği toplantı, katılımcıların farklılıklarıyla devrimci demokrasi mücadelesinde dayanışmanın önemini bir kez daha göstermiş oldu. Toplantıya katılan Filistin ve Lübnanlı çevrelere ilişkin ayrıntıya geçmeden önce bölgedeki gelişmelere kısaca bir göz atmakta fayda var.
Suriye'de bir süredir yaşanmakta olan olayların perde arkasını araladığımızda karşımıza iki tür muhalefet görüntüsünün çıktığı derhal anlaşılacaktır. Birincisi halkın haklı siyasal-iktisadi ve sosyal taleplerini dile getiren söylemler. Bunlar arasında Kürt halkının haklı talepleri ve siyasal temsilcileri bulunmaktadır. Bu söylemlerin dile getirilişinde bölgede yaşanmakta olan halk hareketlerinin tetikleyici bir rol oynadığı tartışmasızdır. Ki bu barışçıl taleplerin dile getirildiği koşulda Suriye yönetimi bir süre önce karara bağlayıp uygulamaya sokamadığı bir çok reform kararını kısa bir zaman diliminde hayata geçirmek üzere adımlar atmıştır.
Halkın haklı taleplerine cevaben Başkan Beşşar El Esad'ın ilk elden; devlet bünyesindeki memur ve emeklilerin maaşlarına yapılan zamlarla, çiftçilerin sular idaresine olan borçlarının affı, kimliksiz olan 100.000 Kürt vatandaşına kimlik verilmesi, Newroz'un resmi tatil ilanı, Deraa, Homs, Banias ve Lazkiye'de yaşanan olaylara ilişkin bağımsız özel yetkili soruşturma heyetlerinin belirlenmesi, Naci Atari hükümetinin görevden alınarak yeni hükümetin kurulması ve Olağanüstü Hal Kanunu ve uygulamalarının en geç önümüzdeki hafta sonu kaldırılmak üzere, yeni partiler yasası ve basın-yayın kanununun karara bağlanmasını yeni hükümete acil görev olarak verilmiştir.
Genelde hafta sonları Cuma namazı çıkışına endeksli gösterilerde yaşanan olayların çözümü doğrultusunda Cumhurbaşkanının Deraa ve Homs şehrinin ileri gelenleriyle baş başa yaptığı görüşmeler toplumsal tansiyonun dengelenmesinde önemli rol oynamıştır. Haklı taleplerin dile getirilmesinde provokasyonlara karşı dikkatli olunması, birlik ve bütünlük içinde reform kararlarının hayata geçirileceği çabalarının belirlenmesi genel bir rahatlamaya yol açmış ve peşisıra gelen Cuma günü gösterileri daha az katılımla sakin geçmiştir.
16 Nisan 2011 Cumartesi. Adil Sefer başkanlığındaki yeni hükümet yeminle göreve başlar. Cumhurbaşkanı Beşşar El Esad'ın başkanlık ettiği yeni hükümetin 1. Oturumunda tavsiye edilen reform kararlarının ivedi olarak halkın talebine cevap verecek tarzda karara bağlanması gerekliliğinde ısrarı dikkat çekiciydi. Reformlar doğrultusunda atılan adımlar genel kabul görür ve hürriyet, özgürlük, değişim istiyoruz sloganlarının artık cılız bir sesten öteye gidemeyeceği anlaşılır.
İkinci tür muhalefet diye gözlemlediğimiz şey ise, halkın haklı taleplerinin arkasına sığınarak her türden provokatif, mezhep kışkırtıcılığı, anarşi ve terör eylemlerini mubah gören, emperyalistlerin yaratıcı anarşi teorilerinin peşinde uluslar arası bağlantı ve komplolarla eylem düzenleyen eli kanlı terör örgütü Müslüman Kardeşler Hareketinin kiralık katilleri yer almaktadır. Bunlar kendi bünyelerinde halka hizmet anlamında hiçbir alternatif siyasal programa sahip olmadıkları gibi, halktan kopuk marjinal güç odaklarıdır. Bu yüzden halkın haklı taleplerinin Suriye yönetimi tarafından ikamesi ne bile karşıdırlar. Bunlar kin ve intikam siyaseti merkezli, Amerikan destekli, Siyonist onaylı ve Arap gericiliğinin her türden desteğiyle kanlı süreçleri açmak isteyenlerdir.
Olayların görgü tanığı olarak, gelişmelerin içinde belirtmem gereken gerçeklerin başında, bu tür Camii ve Cuma namazına endeksli muhalefetin, kitleleri ikna edemediği, beklentilerinin sonuç alamadığı bir koşulda, silaha sarılarak kardeş kıyımını kışkırttıkları ortaya çıkmıştır. Halkın gerçekçi ıslahat taleplerini araç olarak kullanan bu tür muhalefet, komplonun üzerinde kurgu yaptığı çevreleri temsil etmektedir. Komplo iddiasına sığınmak yanlıştır. Komplo üzerinde her şeyi açıklamak da hatadır. Suriye yönetimi Beşşar Esad’ın hükümet toplantısında yaptığı konuşmada bunu açıkça dile getrdi.; “On yıllardır savaş ortamı içinde yaşayan bölgemizde her zaman komplo vardır ve devam etmektedir. Ancak biz sorunlarımızı komplo merkezli açıklama basitliğine düşmeyeceğiz”. Devamla da “ devlet ve halk iki ayrı taraf değildir, devlet halka hizmet için vardır, arada bir kopukluk olmuşsa bunu kapatmak devletin görevidir. Reform programımız halkın çıkarları için bir adım olarak görülmelidir, bizim yol haritamız halkın talepleridir” diye bağladı.
Batılı gözlemcilerin de önemle işaret ettikleri yaklaşım, bu konuşmanın ana ekseniyle Beşşar Esad'ın, ülkesinde düzeni değiştiren bir “reform devrimi” yaptığı yönündedir. Suriye uzmanı, ünlü İngiliz yazar Patrick Seale, “Suriye deneyi Batılıların ders alacağı bir deneyimdir. Beşşar Esad’ın ortaya koyduğu siyasal duruş, reform çabası, sistemi değiştirecek bir devrim mahiyetindedir” belirlemesi, Suriye’deki gelişmelerin önemine ve bölge halkları açısından taşıdığı mesaja işaret etti.
Gözlemciler, bir doğum sancısı, daha da ötesi doğum sonrası ortaya çıkan sorunlarla yüz yüze kalan Suriye yönetiminin, geniş siyasal tecrübelerine dayanarak bu sıkıntıları aşacak güçte olduğuna işaret etmektedir.
17 Nisan 2011 Pazar. Suriye'nin Fransız işgalinden kurtuluşunun 65. Yıl dönümü. Bağımsızlığı kutlama şenlikleri yanı sıra, Amerika-İngiltere-Fransa ve Arap gericiliğinin temsilcileriyle Uluslararası medya ve sosyal paylaşım sitelerinden (özellikle facebook) Suriye muhalefet güçlerine "yeni kurtuluş savaşı için sokaklara dökülün" çağrısı yapılır. Gelişmeler karşısında süreci yakından takip eden Suriye halkı, bazı bölgelerde küçük gruplar halinde düzen karşıtı gösteriler yapsa da genelde, aklıselim davranarak dışarıdan yapay çağrılarla hayata geçirilmek istenen komploya karşı yönetimin yanında tavır belirler. İnsan aklının almakta zorlanacağı ölçekteki medya abartı ve yalan servislerinde, bu sürecin arka planına dair emperyal devletlerle, gerici güçlerin, Siyonistlerin ve Suriye’nin direnme çizgisindeki mesajından rahatsız olanların parmağı olduğunu görmeye yeterlidir.
Bu arada ikinci tür muhalefet güçleri diye tanımladığımız çevrelere dışarıdan gelen yardımlarla, gerek askeri malzeme ve gerekse maddi konularda sağlanan lojistik desteğin bağlantılarının birbiri peşisıra açığa çıkması bu kanaatleri doğrulamaktadır.
Lübnan üzerinden aktarılan değişik ölçekte silah ve patlayıcı maddelerin kaynağı ise şahıs isimleriyle belirlenmiş bulunmaktadır. Bu malzemelerin temininde, bölge gericiliğinin kuklası ve Amerikan politikalarının bölgedeki uygulayıcısı durumundaki, başını Saad El Hariri'nin temsil ettiği “Mustakbel” hareketi milletvekillerinden Cemal Cerrah'ın olması her şeyi yeterince açığa vuruyordu.
Ayrıca Irak üzerinden Suriye'ye gönderilen zulalı bir TIR'da yakalanan makineli tüfekler, tabanca ve bombalar, özel suikast silahlarıyla gece dürbünleri bölgede emperyalistlerin hayata sokmaya çalıştığı yaratıcı anarşi teorilerine bir gösterge olmuştur. Benzer bir TIR kamyonu yine bir süre önce aynı yöntemle Suriye'ye sokulmuş korku ve terör yaratılmak üzere mesajlar aktarılmıştır. Bu süreçte benzer girişimlerin Türkiye, Ürdün ve Lübnan üzerinden silah ve patlayıcı yüklü araçlarla kimi grupların giriş yapmak istedikleri ve yakalandıklarını da hatırlatmak gerek. Bu süreçte "The Washington Post" gazetesi Wikileaks belgelerinden yeni ifşaatlarda bulunur. ABD Dışişleri Bakanlığının 2006 yılından bu yana Suriye'deki yönetimi devirmek üzere muhalif güçlere 6 Milyon $'la Londra merkezli 2 TV ve Radyo istasyonu kurmaları yolunda yardım ettiği açığa çıkar. Bu belgelerde ayrıca 2006 yılında Saad El Hariri (Lübnan)-Abdulhalim Haddam (Suriye)-Bender Bin Sultan (Suudi Arabistan) üçlüsünün Suriye yönetimini yıkmak üzere Amerika'dan yardım talep ettiği de deşifre edilir. Belgedeki komplo önerisi Amerikan destekli üçlüden Bender Bin Sultan ve Saad El Hariri'nin maddi-manevi destekle Suriye'de mezhep çatışmalarını tetikleyip, askeri eylemlerle iç karışıklık yaratıp, Müslüman Kardeşler Örgütünün de desteğini sağlayarak Abdulhalim Haddam'ı Amerikan çıkarlarına uygun alternatif Cumhurbaşkanı olarak iktidara getirme düşüncesini içeriyordu.
Bu gelişmelere paralel, Suriye'de yaşanan olayları ısmarlama video clip gösterileri ve foto montaj yalan yanlış haberlerle uluslar arası haber ajanslarına peşkeş çeken muhalif Şam Haber Ajansı ve BARADA TV moderatörü Faiz El Seyyid'in, BBC TV’de spikerin ısrarlı soruları karşısında Amerika'dan, hükümet dışı (!) sivil toplum örgütlerinden yardım ! gördüklerini itiraf etmiş olması da ilginçtir. Tüm bu gelişmelerin açığa çıktığı bir koşulda, Suriye yönetiminin halkın haklı reform taleplerine yönelik ciddi adımlar atmaya başlamış olması, ikinci tür muhaliflerin gerçek yüzünü açığa çıkardı.
Provokatörlere gün doğmuştu. 17 Nisan 2011 akşam saatlerinde Homs kentinin değişik semtlerinde yüzü maskeli kişiler motorsiklet ve değişik araçlardan rastgele ateş ederek insanları katletmeye başladılar. Gündüz kimi semtlerde yapılan barışçıl gösterileri korumak üzere silahsız olarak bölgede görevlendirilen polisler, asker elbiseli insanlar hedef görülüp kurşunlandı.
Öylesine pervasız bir saldırı atmosferi oluşmuştu ki bir gün önce öldürülen sivil vatandaşın taziye çadırına baş sağlığı dilemeye gelenlere dahi ateş edecek kadar gözleri dönmüş "muhalifler" söz konusuydu. Çok sayıda insan sivil-asker-polis ölü ve yaralı durumdayken, halk komiteleri kendi semtlerini silahsız olarak korumak üzere barikatlar oluşturarak devletten yardım bekliyordu. Hama-Homs otoyolunu trafiğe kapatarak rastgele ateş eden bu silahlı şebekelere karşı, geç saatlerde silahlı kuvvetler devreye girer. Yaşanan silahlı çatışmalarda yaralı olarak ele geçenler arasında Lübnan ve Irak uyruklu insanların varlığıyla, Irak Başbakan yardımcısının Suriye'ye Irak üzerinden gelen silahların yakalanmasına ilişkin basına bilgi verirken, ellerinde "El Kaide örgütünün Irak üzerinden Suriye'ye bir grup insan göndermiş olduğu" istihbarat bilgisinin kesişmesi dikkate alınmalıdır.
AHDE VEFA
Suriye'de yaşanan gelişmeleri kısaca özetledikten sonra, emperyalist-siyonist projelere karşı bölge demokrasi güçlerinin devrimci duruş ve direnişin kalesi olarak kardeş Suriye yönetimi ve halkıyla dayanışma içinde olmaları ahde vefa anlamında ahlaki bir değer taşımaktadır.
2003'te Irak'ın işgaline karşı aldığı tutumla, 2005 ve sonrasında ekonomik ambargo ve uluslararası cinayet mahkemelerinin tehdidine rağmen, 2006'da İsrail'in Lübnan savaşı sırasında direniş hareketine verdiği destekle, 2008'de İsrail'in ABD desteğiyle Gazze'ye yaptığı saldırılara bütün Arap ülkelerinin sırtını döndüğü bir koşulda, Filistin direniş hareketinin yanında yer almasıyla kendi halkının zararına fedakarlıkta bulunan Suriye yönetimi maruz kaldığı komplo ve saldırılar karşısında yalnız değildir. En büyük desteği milyonları bulan halkının anti emperyalist, anti siyonist devrimci duruşuyla, bölge demokrasi güçleridir.Bugün Beyrut'ta yapılan genişletilmiş dayanışma toplantısına katılan güçler adeta bölgemizin bütün tayflarını yansıtan etkinliklerin temsilcilerinden oluşmaktaydı. Bunları sıralayacak olursak;
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, FHKC-Genel Komutanlık, Direniş Cephesi, Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi ,Hamas Örgütü ve Cihad adına Filistin Müttefik Kuvvetlerini temsilen Muhammed Yasin. Hizbullah (İslami Direniş Hareketi)-Hasan Nasrullah adına Nuwaf Musavi.Emel Hareketi-Nebih Berri adına (Lübnan Parlemento Başkanı) Ali Hasan Halil., Hıristiyan Aydınlar-Karim Bakradoni (Eski Bakan), İli Firzli (Eski Parlemento Başkan Yardımcısı), Bşara Mırhic (Eski Bakan). Caferi Mezhebi Müftüsü-Şeyh Ahmed Kabalan. Kudüs Mescidi İmamı-Şeyh Mahir Hammud. Alevi Meclisi Üst Konseyi. Demokratik Arap Partisi-Ali İd. Filistin Yurtseverler Kongresi-Salah Dakmak. Dürzi Birlikçiler-Şeyh Nebih Aridi. Demokratik Nasırcı Birlik Hareketi-Mustafa Hamdan. Filistin Yerel Halk Komiteleri-Süleyman Abdulhedi. Filistin Kadın Hareketi-Dr. Rabia Sabban. Filistin Gazeteciler ve Yazarlar Birliği-Dr. Heysem Abu Ğazlan. Arap Ulusal Suriye Partisi-Merwan Fares.
Yoğun coşkuyla geçen bu toplantının sonucunda verilen mesaj bölge halklarının emperyalist siyonist saldırı ve komplolar karşısında yalnız olmadığıdır. Suriye halkının haklı taleplerinin yanında yer alınarak, Beşşar Esat yönetimindeki devrimci duruşun, halkından aldığı destekle toplumsal ilerleme ve sosyal refahı sağlamaya yönelik reformları hayata geçireceğine olan güvendir.
Suriye yönetimi bölgedeki emperyalist-siyonist politikalara karşı almış olduğu bağımsız dik duruşunun faturasını ödemektedir. Bu fatura tüm bölge devrimcilerin ve ülkemiz devrimci hareketinin ödemekle yükümlü olduğu bir faturadır.
Suriye halkı ve direnen yönetiminin diz çökmesi, kardeşin kardeşi kırması, birbiriyle savaşarak iki tarafın takatsiz düşüp gerici güçlerin hakimiyet kurması için, “Yaratıcı Anarşi” tezleri gereği, kendileri karışmadan “temiz sonuçlar” almak üzere, kirli amaçlarını bölgemize ve halklarımıza dayatanlara karşı başlayan bu kanlı süreçte hepimize önemli görevler düşmektedir
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder