26 Nisan 2011 Salı
AMERİKA SURİYE’Yİ ESİR ALAMAYACAKTIR
Mikdat Abuzer
25 Nisan 2011 – Facebook
Türkiyeli, Kürt Arap tüm devrimcileri, ilericileri, demokratları, sosyalistleri, Suriye üzerine oynanan kirli oyunlara dikkat etmeye çağırıyorum. Uluslar arası tekelci medyanın yalan ve kurgu haberlerine karşı durmaya çağırıyorum. 12 Eylül karanlık rejimine karşı tüm devrimciler için bir güvenli liman olan bu ülkenin üzerinde oynanmak istenen ve tek amacı Amerikan çıkarları için Büyük Ortadoğu projesinin ikamesi olan gelişmeleri duyarlı olmaya çağırıyorum. Eli kanlı gerici terör örgütlerinin, Siyonist uşağı provokasyonlarıyla kanlı bir arenaya döndürülmek istenen, iç savaşa kardeş kavgasına götürülmek istenen Suriye’ye sahip çıkmaya çağırıyorum. Bunun için, çok çabaya b.ile gerek yok; yalanlara kanmamak yeter de artar: Suriye halkı Yönetiminin arkasında zaten bu gerici güçleri ağır bir hezimete uğratacaktır. Bu ülkeyi yakından tanıyan ve görgü tanığı olanların anlattıklarıyla, yalancı medyanın sonsuz abartma ve kurgularının bir oyun olduğu, karışıklık ve kaos yaratıp, bu direnen ülkeyi, bu iyi komşuluk ilişkisinde olduğumuz ülkeyi kanlı bir bataklığa sürüklemek istediklerinin bilinmesi gerek.
Uluslar arası sermayenin medyasının yalanlarına kimsenin alet olmaması ve buna karşı tutum almamız gerekir. Suriye’ye son ziyaretim üzerinden birkaç gün henüz geçmedi. Bildikleri ve tanık olduklarımı sizlerle paylaşacağım. Suriye’ye son ziyaretim üzerinden birkaç gün henüz geçmedi. Bildikleri ve tanık olduklarımı sizlerle paylaşacağım.
Suriye, akılın ve siyaset biliminin tüm ölçümleriyle, arkasında ezici çoğunlukla halkın durduğu bir yönetimin direniş ülkesidir. Bu ülke, siyonizme, Emperyalizme ve Arap gericiliğine, Eli kanlı terör örgütü Müslüman Kardeşler Hareketine taviz vermediği için, onların teslimiyet anlaşmalarına evet demediği için, boy hedefi oldu. Uluslar arası gerici medyanın yalan haber ve kurgularıyla, tek taraflı yayınlarıyla bu amacı körüklemek için elinden gelen her çirkinliği yapmaktadır. Bir komplo örgüsü böyle başladı. Halkın haklı reform taleplerini yerine getiren Suriye yönetimi, bu kirli amaçlı çevrelerin kışkırtmalarıyla sıkıştırılmak istenip durdu. Suriye’nin boyun eğmesi için ülke içini karıştırmak, kaosa, bataklığa ve sonunda kardeş kavgasıyla iç savaşa sürüklemek için çırpınıp duruyor.
Başkenti Şam, ikinci büyük kenti Halep, tüm üniversiteleri, Deraa kenti, Ceble gibi küçük beldeler hariç tüm büyük kentleri, yurtdışındaki vatandaşlarıyla tek söz olan bu ülkede, reformlardan sonra ilerici muhalefetinde katılımıyla çok daha güçlü oldu. Geride eli kanlı terör örgütü Selefi, Wahhabi, cihadi örgütler kalmıştır. Bunlarda silaha sarıldıkça silahla ezilmekten başka bir şansları yoktur. Hiç kimse 24 milyonluk bir ülkeyi, kirli amaçları ve Amerikan uşaklığı için esir edemeyecektir.
Sivil vatandaşların ölüm büyük bir acı. Beşşar Esad sivil vatandaşlara silah sıkmayı yasaklamıştır. Ancak damlardan, sinsice askere de sivillere de kurşun yağdıran provokatörler ölümlerin, çatışmaların en önemli figürüdür. Amerika, Bahreyn’deki ölüm saldırılarına sesiz kalıp onaylarken, Suriye’ye karşı Birleşmiş milletlerde yaptırımlar için kollarını sıvaması, aynı organize işlerin bir devamıdır.
Suriye, tüm sıkıyönetim kanunlarını ilga etti. Kimse beklemezken, reform isteyenler bile bu talebi dile getirmezken Devlet Güvenlik Mahkemelerini de ilga etti. Tüm davalar sivil mahkemelere taşındı. Yürüyüş ve gösteri kanunu hızla çıkarıldı ve barışçıl tüm gösteriler, dünyanın en demokratik ülkelerinde olduğu gibi, serbest bırakıldı (dikkatinizi çekerim, ülkemizde bu türden reformların olması için idamlar, zindanlar dolup dolup taştı ve hala, haklı Kürt özgürlük hareketine karşı amansız bir askeri mantıkla gidilmektedir) Gerçekten halk için bir talebi olanların barışçıl gösteri için başvurmaları kadar kolay bir şey kalmadı. Ama bunu ret edip eli silahlı olarak sokaklara inip, halkın çıkarlarını ayaklar altına alanların yaptığına asla barışçıl gösteri denmeyeceği açıktır. İşte Suriye bu karanlık amaçlıların provokasyonlarıyla mücadele halindedir. Herkesin bunu anlaması gerek. Bunu bilmeden Suriye’de olanları, diğer Arap ülkelerinde olanlar gibi eşitlemek sadece cahilcedir.
Bu gün, Suriye’ye bedel ödetmek istiyorlar. Devrimci, ilerici, komünist, laik, demokrat, direnmeci dindarlar Suriye’nin bu tutumunu desteklemektedirler. Bu durun Amerika’yı rahatsız etmektedir. Bölgede oluşturmak istedikleri projelerin önünü kesmektedir. Suriye bunun için bedel ödemektedir; genç subayları, askerleri, devrimci vatandaşlarını şehit vermektedir.
Suriye, hepimiz adına kefaret ödemektedir. Bu ülkeyi, teslim almak, diz çökertip İsrail’in ayakları altına bir kurbanlık koyun gibi düşürmek isteyen eli kanlı terör örgütleri el Kaide, Müslüman kardeşler ve bunlara her türden desteği veren eli silahlı provokatörlere karşı savunmaya davet ediyorum.
25 Nisan 2011 – Facebook
Türkiyeli, Kürt Arap tüm devrimcileri, ilericileri, demokratları, sosyalistleri, Suriye üzerine oynanan kirli oyunlara dikkat etmeye çağırıyorum. Uluslar arası tekelci medyanın yalan ve kurgu haberlerine karşı durmaya çağırıyorum. 12 Eylül karanlık rejimine karşı tüm devrimciler için bir güvenli liman olan bu ülkenin üzerinde oynanmak istenen ve tek amacı Amerikan çıkarları için Büyük Ortadoğu projesinin ikamesi olan gelişmeleri duyarlı olmaya çağırıyorum. Eli kanlı gerici terör örgütlerinin, Siyonist uşağı provokasyonlarıyla kanlı bir arenaya döndürülmek istenen, iç savaşa kardeş kavgasına götürülmek istenen Suriye’ye sahip çıkmaya çağırıyorum. Bunun için, çok çabaya b.ile gerek yok; yalanlara kanmamak yeter de artar: Suriye halkı Yönetiminin arkasında zaten bu gerici güçleri ağır bir hezimete uğratacaktır. Bu ülkeyi yakından tanıyan ve görgü tanığı olanların anlattıklarıyla, yalancı medyanın sonsuz abartma ve kurgularının bir oyun olduğu, karışıklık ve kaos yaratıp, bu direnen ülkeyi, bu iyi komşuluk ilişkisinde olduğumuz ülkeyi kanlı bir bataklığa sürüklemek istediklerinin bilinmesi gerek.
Uluslar arası sermayenin medyasının yalanlarına kimsenin alet olmaması ve buna karşı tutum almamız gerekir. Suriye’ye son ziyaretim üzerinden birkaç gün henüz geçmedi. Bildikleri ve tanık olduklarımı sizlerle paylaşacağım. Suriye’ye son ziyaretim üzerinden birkaç gün henüz geçmedi. Bildikleri ve tanık olduklarımı sizlerle paylaşacağım.
Suriye, akılın ve siyaset biliminin tüm ölçümleriyle, arkasında ezici çoğunlukla halkın durduğu bir yönetimin direniş ülkesidir. Bu ülke, siyonizme, Emperyalizme ve Arap gericiliğine, Eli kanlı terör örgütü Müslüman Kardeşler Hareketine taviz vermediği için, onların teslimiyet anlaşmalarına evet demediği için, boy hedefi oldu. Uluslar arası gerici medyanın yalan haber ve kurgularıyla, tek taraflı yayınlarıyla bu amacı körüklemek için elinden gelen her çirkinliği yapmaktadır. Bir komplo örgüsü böyle başladı. Halkın haklı reform taleplerini yerine getiren Suriye yönetimi, bu kirli amaçlı çevrelerin kışkırtmalarıyla sıkıştırılmak istenip durdu. Suriye’nin boyun eğmesi için ülke içini karıştırmak, kaosa, bataklığa ve sonunda kardeş kavgasıyla iç savaşa sürüklemek için çırpınıp duruyor.
Başkenti Şam, ikinci büyük kenti Halep, tüm üniversiteleri, Deraa kenti, Ceble gibi küçük beldeler hariç tüm büyük kentleri, yurtdışındaki vatandaşlarıyla tek söz olan bu ülkede, reformlardan sonra ilerici muhalefetinde katılımıyla çok daha güçlü oldu. Geride eli kanlı terör örgütü Selefi, Wahhabi, cihadi örgütler kalmıştır. Bunlarda silaha sarıldıkça silahla ezilmekten başka bir şansları yoktur. Hiç kimse 24 milyonluk bir ülkeyi, kirli amaçları ve Amerikan uşaklığı için esir edemeyecektir.
Sivil vatandaşların ölüm büyük bir acı. Beşşar Esad sivil vatandaşlara silah sıkmayı yasaklamıştır. Ancak damlardan, sinsice askere de sivillere de kurşun yağdıran provokatörler ölümlerin, çatışmaların en önemli figürüdür. Amerika, Bahreyn’deki ölüm saldırılarına sesiz kalıp onaylarken, Suriye’ye karşı Birleşmiş milletlerde yaptırımlar için kollarını sıvaması, aynı organize işlerin bir devamıdır.
Suriye, tüm sıkıyönetim kanunlarını ilga etti. Kimse beklemezken, reform isteyenler bile bu talebi dile getirmezken Devlet Güvenlik Mahkemelerini de ilga etti. Tüm davalar sivil mahkemelere taşındı. Yürüyüş ve gösteri kanunu hızla çıkarıldı ve barışçıl tüm gösteriler, dünyanın en demokratik ülkelerinde olduğu gibi, serbest bırakıldı (dikkatinizi çekerim, ülkemizde bu türden reformların olması için idamlar, zindanlar dolup dolup taştı ve hala, haklı Kürt özgürlük hareketine karşı amansız bir askeri mantıkla gidilmektedir) Gerçekten halk için bir talebi olanların barışçıl gösteri için başvurmaları kadar kolay bir şey kalmadı. Ama bunu ret edip eli silahlı olarak sokaklara inip, halkın çıkarlarını ayaklar altına alanların yaptığına asla barışçıl gösteri denmeyeceği açıktır. İşte Suriye bu karanlık amaçlıların provokasyonlarıyla mücadele halindedir. Herkesin bunu anlaması gerek. Bunu bilmeden Suriye’de olanları, diğer Arap ülkelerinde olanlar gibi eşitlemek sadece cahilcedir.
Bu gün, Suriye’ye bedel ödetmek istiyorlar. Devrimci, ilerici, komünist, laik, demokrat, direnmeci dindarlar Suriye’nin bu tutumunu desteklemektedirler. Bu durun Amerika’yı rahatsız etmektedir. Bölgede oluşturmak istedikleri projelerin önünü kesmektedir. Suriye bunun için bedel ödemektedir; genç subayları, askerleri, devrimci vatandaşlarını şehit vermektedir.
Suriye, hepimiz adına kefaret ödemektedir. Bu ülkeyi, teslim almak, diz çökertip İsrail’in ayakları altına bir kurbanlık koyun gibi düşürmek isteyen eli kanlı terör örgütleri el Kaide, Müslüman kardeşler ve bunlara her türden desteği veren eli silahlı provokatörlere karşı savunmaya davet ediyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder