15 Nisan 2011 Cuma
ERTUĞRUL KÜRKÇÜ (SİYASETTE SAYILAR VE NİTELİKLER)
RIZA AYDIN’IN YORUMU:
Sevgili Mihrac
Eline sağlık, güzel yazmışın, bende kendi gönül penceremden gördüklerimi içimden geçenleri yazacağım.
Ertuğrul Kürkçü cezaevlerinde, işkence tezgahlarında çekilen onca acıya rağmen sürdürülen mücadelenin bir simgesi olarak bir bayrak gibi Türkiye Büyük Millet Meclisine taşınmalıdır. Mersinde hepimiz, bu onurla, bu umutla çalışacağız, bundan kimsenin kuşkusu olmasın.
Sevgilerimi, selamlarımı beraberce salıyorum
Ali Rıza Aydın
15 Nisan 2011
***
Mihrac Ural
15 Nisan 2011
Ertuğrul Kürkçü, Kızıldere katliamından (30 Mart 1972) sağ çıkan, o gün bu gün ilkeli duruşunu değiştirmeyen onurlu bir devrimci. Bağımsız adaylığını tebrik ediyorum, tüm demokrasi ve özgürlük gücü bağımsız adayları desteklediğim gibi, ben ve düşünce arkadaşlarım Ertuğrul Kürkçü’ye desteğimiz tam olacaktır. O, hepimiz adına buna layıktır.
Mersin, Akdenizin demokrasi beşiğidir, bu şehrin farklılıkları bir arada Ertuğrul kürkçüye hepimiz adına meclise taşıyacağına inancım da tamdır.
Onu, Niğde cezaevinde tanıdım. 1. Koğuşun temsilcisiydim (1979 Aralık), Ertuğrul 2. Koğuşun. Cezaevine gelir gelmez, o kesitin siyasal sohbetlerine başladık. Onu birikimleriyle, saygınlığıyla gerçek bir devrimci olarak tanıdım.
Düzenli okuyan, çalışan, bilgi birikimleriyle ilkeli olan, sesiz sitemsiz bir devrim gönüllüsü. Yalpalayanlara karşı sarsılmadan yoluna devam eden, dünyanın değişimi ve gelişimiyle ortaya çıkan farklı devrimci algılarımıza rağmen, görüşlerine saygı duyacağımız bir kararlı kişidir.
Solun içine düştüğü aymaz milliyetçilikten kendini sıyırabilmiş, ortak ülkemizi farklılıklarıyla algılayan yaklaşımları, enternasyonalist kanaatleriyle tutarlı bir devrimcidir. Ülkemiz tarihinin en zorlu dönemlerinde zindanların baskısı karşısında bile yılmadan mücadele eden, Kürkçü, parlamentoda herkesten daha çok bir dönemin tüm kuşakları ve uğruna acılar çaktığı davanın da temsilcisi olacağı açıktır.
Meclis küsüsünde de aynı kanaatleri kararlılıkla savunacağından eminim. Bu önemli adım, bin milin ilk adımı sayılmalı. Bu adımları çoğaltmak gerektiğini belirtmeme bile gerek yok. Farklı etnik ve inanç dokusundan gelmesine rağmen, demokrasi ve özgürlüğü içine sindirmiş, yaşam tarzı edinmiş bağımsız adayların çoğalması dileğiyle bu adımın örnek alınmasını dileyeceğiz.
Bu adımları atmak için cesur olmak gerek. Kazanmayacağım kaygısını aşmak gerek. Kendi özgün kimliğiyle yer alan her aday, seçilmese de seçimlerin galibi sayılır. Sayı değil, nitelik olmak budur. Zira sayı olursan kimliksiz olarak sürünün içinde artılarla eksilerle değişen bir rakam olunur. Ötesi değil. Bu rakamda başka amaçlar için, bir araç olur. CHP’de tek ulusçu mantığın güdülen insanı olmak gibi.
Buna karşı, kendi orijinal kimliğiyle yer alanlar, bir niteliktir, sayı değil. Bu bir duruştur, yeri her ne ise 1 m² ya da daha az, ama o yer özeldir ve bu özelliğiyle bir halkın adına var oluştur. Bu yerin daha da genişleyip büyümesi de, dar kalıp kasılması da o niteliğe aittir. Bu nedenle ilerlemenin dinamizmini içinde taşır, ilgisi olmadığı alanda kaybolmuş sayıların esiri olmaz. Herkes niteliği sayar ve yerini bilir, kimse bu yere tecavüz edemez. Herkesin özgürlüğü, kendi kimliğiyle var olanın özgürlük sınırlarında durur. Sayı olanlar ise her zaman bir kalemle üzeri çizilir, yok olur. CHP listelerinde olanlara bakmak bunu anlatmaya yeter, AKP listelerini anmıyorum bile, orada biat kültürü var, Allah adını kullanarak onun adına kendi dar dünyasal maddi çıkarlarını koruma var ki bu yer bize ait olamaz halka ait olamaz.
Bu nedenle bir kez daha, farklı olan kendi öz kimliğiyle hepimiz adına seçim ortamına atılsın. Bu seçimlerde bu yürekliliği göstersin.
Oyumuzu verirken, ona kimlik kazandırmak, sayı değil nitelik olmak gerek.
Bu, sosyalist, ilerici, demokrat, devrimci siyasal kanaatlerimizi için olduğu kadar, mazlum farklı inanç ve etnik topluluklarımız içinde aynıyla geçerlidir.
Ortak ülkemizde demokrasi bu farklılıkları inkar etmeden ve onların kendi kimlikleriyle var oluşunun özgürlüğü tanınarak ikame edilebilir. Bu aynı zamanda barış içinde bir arada yaşamanın da tek yoludur.
Sevgili Mihrac
Eline sağlık, güzel yazmışın, bende kendi gönül penceremden gördüklerimi içimden geçenleri yazacağım.
Ertuğrul Kürkçü cezaevlerinde, işkence tezgahlarında çekilen onca acıya rağmen sürdürülen mücadelenin bir simgesi olarak bir bayrak gibi Türkiye Büyük Millet Meclisine taşınmalıdır. Mersinde hepimiz, bu onurla, bu umutla çalışacağız, bundan kimsenin kuşkusu olmasın.
Sevgilerimi, selamlarımı beraberce salıyorum
Ali Rıza Aydın
15 Nisan 2011
***
Mihrac Ural
15 Nisan 2011
Ertuğrul Kürkçü, Kızıldere katliamından (30 Mart 1972) sağ çıkan, o gün bu gün ilkeli duruşunu değiştirmeyen onurlu bir devrimci. Bağımsız adaylığını tebrik ediyorum, tüm demokrasi ve özgürlük gücü bağımsız adayları desteklediğim gibi, ben ve düşünce arkadaşlarım Ertuğrul Kürkçü’ye desteğimiz tam olacaktır. O, hepimiz adına buna layıktır.
Mersin, Akdenizin demokrasi beşiğidir, bu şehrin farklılıkları bir arada Ertuğrul kürkçüye hepimiz adına meclise taşıyacağına inancım da tamdır.
Onu, Niğde cezaevinde tanıdım. 1. Koğuşun temsilcisiydim (1979 Aralık), Ertuğrul 2. Koğuşun. Cezaevine gelir gelmez, o kesitin siyasal sohbetlerine başladık. Onu birikimleriyle, saygınlığıyla gerçek bir devrimci olarak tanıdım.
Düzenli okuyan, çalışan, bilgi birikimleriyle ilkeli olan, sesiz sitemsiz bir devrim gönüllüsü. Yalpalayanlara karşı sarsılmadan yoluna devam eden, dünyanın değişimi ve gelişimiyle ortaya çıkan farklı devrimci algılarımıza rağmen, görüşlerine saygı duyacağımız bir kararlı kişidir.
Solun içine düştüğü aymaz milliyetçilikten kendini sıyırabilmiş, ortak ülkemizi farklılıklarıyla algılayan yaklaşımları, enternasyonalist kanaatleriyle tutarlı bir devrimcidir. Ülkemiz tarihinin en zorlu dönemlerinde zindanların baskısı karşısında bile yılmadan mücadele eden, Kürkçü, parlamentoda herkesten daha çok bir dönemin tüm kuşakları ve uğruna acılar çaktığı davanın da temsilcisi olacağı açıktır.
Meclis küsüsünde de aynı kanaatleri kararlılıkla savunacağından eminim. Bu önemli adım, bin milin ilk adımı sayılmalı. Bu adımları çoğaltmak gerektiğini belirtmeme bile gerek yok. Farklı etnik ve inanç dokusundan gelmesine rağmen, demokrasi ve özgürlüğü içine sindirmiş, yaşam tarzı edinmiş bağımsız adayların çoğalması dileğiyle bu adımın örnek alınmasını dileyeceğiz.
Bu adımları atmak için cesur olmak gerek. Kazanmayacağım kaygısını aşmak gerek. Kendi özgün kimliğiyle yer alan her aday, seçilmese de seçimlerin galibi sayılır. Sayı değil, nitelik olmak budur. Zira sayı olursan kimliksiz olarak sürünün içinde artılarla eksilerle değişen bir rakam olunur. Ötesi değil. Bu rakamda başka amaçlar için, bir araç olur. CHP’de tek ulusçu mantığın güdülen insanı olmak gibi.
Buna karşı, kendi orijinal kimliğiyle yer alanlar, bir niteliktir, sayı değil. Bu bir duruştur, yeri her ne ise 1 m² ya da daha az, ama o yer özeldir ve bu özelliğiyle bir halkın adına var oluştur. Bu yerin daha da genişleyip büyümesi de, dar kalıp kasılması da o niteliğe aittir. Bu nedenle ilerlemenin dinamizmini içinde taşır, ilgisi olmadığı alanda kaybolmuş sayıların esiri olmaz. Herkes niteliği sayar ve yerini bilir, kimse bu yere tecavüz edemez. Herkesin özgürlüğü, kendi kimliğiyle var olanın özgürlük sınırlarında durur. Sayı olanlar ise her zaman bir kalemle üzeri çizilir, yok olur. CHP listelerinde olanlara bakmak bunu anlatmaya yeter, AKP listelerini anmıyorum bile, orada biat kültürü var, Allah adını kullanarak onun adına kendi dar dünyasal maddi çıkarlarını koruma var ki bu yer bize ait olamaz halka ait olamaz.
Bu nedenle bir kez daha, farklı olan kendi öz kimliğiyle hepimiz adına seçim ortamına atılsın. Bu seçimlerde bu yürekliliği göstersin.
Oyumuzu verirken, ona kimlik kazandırmak, sayı değil nitelik olmak gerek.
Bu, sosyalist, ilerici, demokrat, devrimci siyasal kanaatlerimizi için olduğu kadar, mazlum farklı inanç ve etnik topluluklarımız içinde aynıyla geçerlidir.
Ortak ülkemizde demokrasi bu farklılıkları inkar etmeden ve onların kendi kimlikleriyle var oluşunun özgürlüğü tanınarak ikame edilebilir. Bu aynı zamanda barış içinde bir arada yaşamanın da tek yoludur.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder