19 Ocak 2012 Perşembe
KİMİN KÖKÜ DIŞARIDA?...
Mihrac Ural – 13 Ocak 2012 / Cuma
Bildik bir akıl diyor ki “kurtler amerikayı destek sandılar arkalarında oysa amerikanın onlarada olan oyunu kullandı kurtlerı zamanı gelıncede kullanılmıs pecete gıbı bır kenara atacak amerikanın umrundamı sanıyorsunuz kurtlerin ozgurlugu felan sadece rant ve ortadoguyu el altına almanın pesınde ama kurtlerın cahil kesimi ermenilerin kıskırtmasıyla daglara cıkıyorlar”
Güler misiniz? Ağlar mısınız?…
Bu grupta böyle yazılarla başınız ağrımaz… Ama başka gruplarda biz bu türlerle, Kürt halkı için ve kendi halkımızın hakları için savaş veriyoruz: bunu bilmeniz için kısa bir tartışmayı sizlerle paylaşıyorum…
Beni dinle Sayın M.E.G, uzun konu ama özeti var. Kürtler bir ulustur. Yeryüzünde her ulus gibi de tüm ulusal haklarında özgür olmalıdır. Bu topraklarda en eski etnik topluluk Kürtlerdir. Kılıç zoruyla gelenler ise bellidir. Yüzlerce makalede bunu anlattım, bölücülüğü bu devlet yapıyor. Vatan dediğin çok daha ayrı şeydir. Vatan dediğin bu toprakları bakirken yaşama açan ve bunu sürekli kılan yerli halklara ait olan coğrafyadır. Vatan olmanın bilimsel ölçütü tarihi verisi budur. Bu olunca birileri bu toprakları zorla vatan etmiştir demek yanlış olmayacaktır. Buna rağmen biz ortak vatanımız diyelim de kafalar fazla karışmasın..
Ortak ülkemiz birimizin değil hepimizindir. Hepimizin olduğunun da sürekli kanıtlanması gereklidir: bunun yolu farklılıklarımızın eşit sayıldığı, tüm verileriyle kurum, kuruluş, yasa ve anayasada güvence altına alınmış olması gereklidir. Bu ülke ortaksa, hepimizinse, tek boynuzlu bir etnik egemenlik de yok demektir, varsa bunun değişmesi gereklidir. Bu en doğal, en insani, en asgari demokrasi ve özgürlük talebidir. Bu olmadan ortaya çıkacak tüm bölücülük ve kirli savaşın tek sorumlusu devlettir; çünkü ordusu olan, güvenlik gücü olan maliyeyi elinde tutan odur…
Tekçi ittihatçı, yayılmacı militarist yönelimleriyle, Osmanlı aklıyla. Bu yönelim Türkiye halkını da bir kez daha Osmanlının yaptığı gibi tarihi kinlerle muhatap olmaya zorluyor. Onurlu Türk halkı bu gidişe, iradesi zorbaca çiğnenerek iktidarların tek boynuzlu siyasetlerine alet edilerek katılmak isteniyor. Bu temel unsurları kavramadan, Kürt özgürlük talebini “Amerika’nın kuklası falan diye suçlamak, gerçek Amerikan kuklalarını, ülkeyi bölmek isteyen Milliyetçi-ırkçı iktidarları ve devletin derin aklını görmezden gelmek, daha da ötesi aklamak demektir. Kökü dışarıda olan ise kendi vatandaşına karşı kirli savaşı sürdürme inadı yapan, sınır ötesi operasyonlarla ölüm saçan ve bunu Amerika-İsrail başta olmak üzere tüm dış güçlerden, mali, askeri, istihbarat, teknik bilgi, pilotsuz uçak ve her boydan ve soydan silah alarak halkını katledendir… Kürtleri iyi tanıyorum özgürlük hareketlerini de ayrıntılarıyla biliyorum, bu akılsız devlet bu fırsatı da kaçıracak Lozan anlaşmasıyla güç bela kurtardığını, Ser anlaşmasını arasa da artık bulmayacak. Bunun için şansları olan barış çağrılarını iyi değerlendirsinler diyeceğim. Unutma 200 yıldır lime lime kıydığın bir etnik yapı var olma savaşında fare bile olsa tırmalar, şeytanın da kucağına girer bunun da nedeni bu devlettir. Ki böyle bir şey yok ve olmayacaktır: Amerika bu gün Barzani’nin ne kadar dostuysa Öcalan’ın o kadar düşmanıdır. Kimse bilmeden konuşmasın… Tartışmak isteyenle belgelerle tartışırım… Suriye’nin kaderiyle Mazlum Kürt halkının kaderi aynı hendekti omuz omuza kurtuluşu kazanacaktır derken de tastamam bu bilgiler ışığında konuşuyorum…Bunu görmemek ise solcu olmak bir yana, onurlu bir insan bile olmak, bana göre zordur
Hayır, bir kez daha tarihle yüzleşmeyi gerektirecek bir kıyıma hayır diyorum. Kürtler bir ulustur ve demokratik haklara sahiptir şu dünyadaki tüm uluslar gibi. Kimlik hakları var, Türkler gibi başkaları gibi. Bu gün Kürtlere yapılan, yarın Araplara yapılacaktır. Zaten tarihin en büyük kültür katliamı, bir gece ansızın bir siyasi kararla tarihin en kadim alfabesinin değiştirilmesiyle yapılmıştır. Kendi ulusunun alfabesizliğinden kaynaklanan kısırlığı gidermek için, tek boynuzlu ulusal egemenlik için, olmayan bir tarih yaratmak için istediği alfabeyi seçebilir ama bu seçim başka ulusun varlık nedeni anadilini kendi alfabesiyle okuyup yazma hakkını ortadan kaldıramaz. Bir gece ansızın kendi ulusunu bile cahil yapan, tarihsiz yapan, kültürsüz kılan ve bu yüzden bu güne kadar tarihiyle ilgili bilgiyi sayısı üç-beşi geçmeyen tercümanın rahmetine bağlayan bir karara, sadece cellat bir karardır, bunu bilmek gerek.
Kürtlerin hikayesinde kendi halkının hikayesini görmeyenlere söyleyecek çok sözüm olmayacak…
Bunun için ortak vatan, ortak ülke algısında biz Araplar için şunu ısrarla belirtiyoruz… Son sözümde bu not olsun…
ANADİL ÖZGÜRLÜĞÜ UĞRUNA MÜCADELEMİZİ
HALKIMIZIN KİMLİK HAKLARI UĞRUNA MÜCADELESİNİN
MERKEZİ DAYANAĞI YAPMALIYIZ
Anadil özgürlüğü o dilin, kendi alfabesiyle okunup yazılması esasına dayanır, bu olmadan insanın anadilini evinde ya da sokakta konuşmasına özgürlük denilemez; hayvanlar da evlerinde (ahırlarda) ya da sokaklarda (meralarda) kendi dillerinin seslerini (anırma ya da meleme) özgürce çıkartırlar. İnsanı hayvandan ayıran ise, ses çıkarma yetisi değildir, okuma ve yazma yetisidir. Toplumsal bir varlık olmasının da anlamı tastamam budur. Bu nedenle orijinal alfabesiyle okunup yazılmayan bir dilin özgür olduğunu ancak aptallar savunur. Bu nedenle, Ortak ülkemizde, Arap halkı olarak, farklılıklarımızla özgürlük ve demokrasi mücadelesindeki dayanışmamızı, bölücülüğe düşmeden, barış içinde, Tüm halklarla başta Türk halkı ve Kürüt halkıyla omuz omuza olmak üzere yükselteceğiz. Bu mücadele, kimlik haklarımızın temel unsuru olan "Resmi okullarda anadille eğitim hakkı" şiarıyla yürüyecektir. Türkiye’de biz Arap halkının mücadelesini tek bir siyasal program maddesi olarak bu taleple formüle edeceğiz…
Bildik bir akıl diyor ki “kurtler amerikayı destek sandılar arkalarında oysa amerikanın onlarada olan oyunu kullandı kurtlerı zamanı gelıncede kullanılmıs pecete gıbı bır kenara atacak amerikanın umrundamı sanıyorsunuz kurtlerin ozgurlugu felan sadece rant ve ortadoguyu el altına almanın pesınde ama kurtlerın cahil kesimi ermenilerin kıskırtmasıyla daglara cıkıyorlar”
Güler misiniz? Ağlar mısınız?…
Bu grupta böyle yazılarla başınız ağrımaz… Ama başka gruplarda biz bu türlerle, Kürt halkı için ve kendi halkımızın hakları için savaş veriyoruz: bunu bilmeniz için kısa bir tartışmayı sizlerle paylaşıyorum…
Beni dinle Sayın M.E.G, uzun konu ama özeti var. Kürtler bir ulustur. Yeryüzünde her ulus gibi de tüm ulusal haklarında özgür olmalıdır. Bu topraklarda en eski etnik topluluk Kürtlerdir. Kılıç zoruyla gelenler ise bellidir. Yüzlerce makalede bunu anlattım, bölücülüğü bu devlet yapıyor. Vatan dediğin çok daha ayrı şeydir. Vatan dediğin bu toprakları bakirken yaşama açan ve bunu sürekli kılan yerli halklara ait olan coğrafyadır. Vatan olmanın bilimsel ölçütü tarihi verisi budur. Bu olunca birileri bu toprakları zorla vatan etmiştir demek yanlış olmayacaktır. Buna rağmen biz ortak vatanımız diyelim de kafalar fazla karışmasın..
Ortak ülkemiz birimizin değil hepimizindir. Hepimizin olduğunun da sürekli kanıtlanması gereklidir: bunun yolu farklılıklarımızın eşit sayıldığı, tüm verileriyle kurum, kuruluş, yasa ve anayasada güvence altına alınmış olması gereklidir. Bu ülke ortaksa, hepimizinse, tek boynuzlu bir etnik egemenlik de yok demektir, varsa bunun değişmesi gereklidir. Bu en doğal, en insani, en asgari demokrasi ve özgürlük talebidir. Bu olmadan ortaya çıkacak tüm bölücülük ve kirli savaşın tek sorumlusu devlettir; çünkü ordusu olan, güvenlik gücü olan maliyeyi elinde tutan odur…
Tekçi ittihatçı, yayılmacı militarist yönelimleriyle, Osmanlı aklıyla. Bu yönelim Türkiye halkını da bir kez daha Osmanlının yaptığı gibi tarihi kinlerle muhatap olmaya zorluyor. Onurlu Türk halkı bu gidişe, iradesi zorbaca çiğnenerek iktidarların tek boynuzlu siyasetlerine alet edilerek katılmak isteniyor. Bu temel unsurları kavramadan, Kürt özgürlük talebini “Amerika’nın kuklası falan diye suçlamak, gerçek Amerikan kuklalarını, ülkeyi bölmek isteyen Milliyetçi-ırkçı iktidarları ve devletin derin aklını görmezden gelmek, daha da ötesi aklamak demektir. Kökü dışarıda olan ise kendi vatandaşına karşı kirli savaşı sürdürme inadı yapan, sınır ötesi operasyonlarla ölüm saçan ve bunu Amerika-İsrail başta olmak üzere tüm dış güçlerden, mali, askeri, istihbarat, teknik bilgi, pilotsuz uçak ve her boydan ve soydan silah alarak halkını katledendir… Kürtleri iyi tanıyorum özgürlük hareketlerini de ayrıntılarıyla biliyorum, bu akılsız devlet bu fırsatı da kaçıracak Lozan anlaşmasıyla güç bela kurtardığını, Ser anlaşmasını arasa da artık bulmayacak. Bunun için şansları olan barış çağrılarını iyi değerlendirsinler diyeceğim. Unutma 200 yıldır lime lime kıydığın bir etnik yapı var olma savaşında fare bile olsa tırmalar, şeytanın da kucağına girer bunun da nedeni bu devlettir. Ki böyle bir şey yok ve olmayacaktır: Amerika bu gün Barzani’nin ne kadar dostuysa Öcalan’ın o kadar düşmanıdır. Kimse bilmeden konuşmasın… Tartışmak isteyenle belgelerle tartışırım… Suriye’nin kaderiyle Mazlum Kürt halkının kaderi aynı hendekti omuz omuza kurtuluşu kazanacaktır derken de tastamam bu bilgiler ışığında konuşuyorum…Bunu görmemek ise solcu olmak bir yana, onurlu bir insan bile olmak, bana göre zordur
Hayır, bir kez daha tarihle yüzleşmeyi gerektirecek bir kıyıma hayır diyorum. Kürtler bir ulustur ve demokratik haklara sahiptir şu dünyadaki tüm uluslar gibi. Kimlik hakları var, Türkler gibi başkaları gibi. Bu gün Kürtlere yapılan, yarın Araplara yapılacaktır. Zaten tarihin en büyük kültür katliamı, bir gece ansızın bir siyasi kararla tarihin en kadim alfabesinin değiştirilmesiyle yapılmıştır. Kendi ulusunun alfabesizliğinden kaynaklanan kısırlığı gidermek için, tek boynuzlu ulusal egemenlik için, olmayan bir tarih yaratmak için istediği alfabeyi seçebilir ama bu seçim başka ulusun varlık nedeni anadilini kendi alfabesiyle okuyup yazma hakkını ortadan kaldıramaz. Bir gece ansızın kendi ulusunu bile cahil yapan, tarihsiz yapan, kültürsüz kılan ve bu yüzden bu güne kadar tarihiyle ilgili bilgiyi sayısı üç-beşi geçmeyen tercümanın rahmetine bağlayan bir karara, sadece cellat bir karardır, bunu bilmek gerek.
Kürtlerin hikayesinde kendi halkının hikayesini görmeyenlere söyleyecek çok sözüm olmayacak…
Bunun için ortak vatan, ortak ülke algısında biz Araplar için şunu ısrarla belirtiyoruz… Son sözümde bu not olsun…
ANADİL ÖZGÜRLÜĞÜ UĞRUNA MÜCADELEMİZİ
HALKIMIZIN KİMLİK HAKLARI UĞRUNA MÜCADELESİNİN
MERKEZİ DAYANAĞI YAPMALIYIZ
Anadil özgürlüğü o dilin, kendi alfabesiyle okunup yazılması esasına dayanır, bu olmadan insanın anadilini evinde ya da sokakta konuşmasına özgürlük denilemez; hayvanlar da evlerinde (ahırlarda) ya da sokaklarda (meralarda) kendi dillerinin seslerini (anırma ya da meleme) özgürce çıkartırlar. İnsanı hayvandan ayıran ise, ses çıkarma yetisi değildir, okuma ve yazma yetisidir. Toplumsal bir varlık olmasının da anlamı tastamam budur. Bu nedenle orijinal alfabesiyle okunup yazılmayan bir dilin özgür olduğunu ancak aptallar savunur. Bu nedenle, Ortak ülkemizde, Arap halkı olarak, farklılıklarımızla özgürlük ve demokrasi mücadelesindeki dayanışmamızı, bölücülüğe düşmeden, barış içinde, Tüm halklarla başta Türk halkı ve Kürüt halkıyla omuz omuza olmak üzere yükselteceğiz. Bu mücadele, kimlik haklarımızın temel unsuru olan "Resmi okullarda anadille eğitim hakkı" şiarıyla yürüyecektir. Türkiye’de biz Arap halkının mücadelesini tek bir siyasal program maddesi olarak bu taleple formüle edeceğiz…
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder