9 Kasım 2011 Çarşamba
TARİH EMEKLEYEREK SIÇRAR
Hasip Yiğitoğlu - 4 Ekim 2011
Serbest piyasa ekonomi savunucuları “Tarih emeklemez,sıçrar” tezleri üzerine fazla nefes tüketiyorlar bu günlerde.Kavram fetişizmi yaparak karmaşa yaratmak istiyorlar.
Anti küresel kapitalizm karşıtı tepkilerin emekleyerek ve gün geçtikçe insanlığı sarmalayarak boyutlanması üzerine endişeleri artmış gibi.Sosyalizm telaşı sarmış galiba.
Bireyin ruhu ve özgürlüğü,teknolojik devrim,bileşim teknolojisi,sınıfların buharlaşması,demokratik devlet gibi kavramları sanki kapitalistlerin,burjuva sınıfının nimeti vahi gücü gibi bir algı üretmeye çalışmaktadırlar.Fetişizm yaparak yeni bir jargon geliştirme çabaları dikkatleri çekmektedir.
Küreselliği tekleyerek evrimi yadsıyan bir anlayışla bu kavramlara sarılmaktadırlar.Halbuki,bahse konu bu kavramalar kapitalizmim tekelleştirme zihniyetinin aksine,diyalektik evrim süreci dinamikleriyle birlikte gelişerek bir beklentiye dönüşmüşlerdir.Bilimsel bir veri olarak diyalektik bir duruşa tekabül eden yabancılaşan bilginin çatışmasından başka bir şey değildir.
Bu tezin bir başka manası da,insanlığın devinim yasası inkarıdır.empoze edilmek istenen bu algı,bireyi toplumsallıktan kopartarak ,maddi bireyselliğe teşvik demektir.
Tarihsel öngörüyü reddeden bir zihin olarak,insanlara her istediğiniz fırsat,”etiğe ve insafa bakmadan” serbest piyasa ekonomik sistemi içinde mevcut,yeter ki isteyiniz demek isteniyor.Örnek olarak ta hep Bill Gates verilmektedir.İnsanlara Bill Gates olabilirsiniz,cilalı umutların halüsinasyonuyla emperyal sistemin devamı sağlanmak isteniyor.
Sanki Bill Gates Tarihin devinim yasasından bağımsız,toplumsal süreçlerin dışında tarihin birden bire sıçramalı bir şekilde ortaya çıkarttığı alın yazısı,kader gibi bir durumun sonucu olarak lanse edilmektedir.Bu durumdan anlaşılacağı gibi,Diyalektik sürecin dinamikleri yok sayılarak Evrenin var oluş yasası inkar edilerek,dogmatik Tevrat çı bir zihin karışıklığı manipülasyonu yapılmaktadır.Sanki Bill Gates,eskilikten bağımsız ,birikimlerden soyut Vahimsi güçlere dayandırılarak tanıtılmaktadır.
Yazımın başlarında belirttiğim gibi tekelci algılı bu zihniyet, insansallık değerleri olan dayanışma ve paylaşım yerine,bireysel kurtuluş sendrom algılı bir zihniyeti ikame etme çabasındadır.
Bundandır,paylaşım, fırsat eşitliği ve adalet değerli toplumsal algı yerine insafsızlık,adaletsizlik,ötekicilik,inkarcılık toplumsal bir algıya dönüşmüştür.
Bu algı savaşların,işgallerin,sömürünün malzemesi olarak karşımıza çıkartılmıştır maalesef.
Bir veri olarak,elektroniği bir tarafa bırakın,henüz elektrikle tanışamamış toplumlarda Bill Gates ler çıkar mı,bir düşünün.Bir ekmek dilimi için savaşan birbirini öldüren insanlar için Bill Gates olmak,rüyalara bile aykırı olur..
Biliyorum bir kısmınızın olur mu diyeceği kişisel bir temenni olarak,Keşke ve umardım ki dünyada açlık ve savaşlar yerine Bill Geyts olmasaydı diyorum.Hiç merak etmeğin tarih emekleyerek te olsa bir yerine binlerce Bill Geyts üretecek zaten.Ancak tarihin akışına şapka çıkartmaktan başka yapılabilecek bir şey yok.O halde yapılması gereken,diyalektik duruşumuzla umutları avuçlamak için,tarihin değiştirici sürecine bilimsel akıl niteliklerimizle katılmak olmalıdır.
Bu durumu KARL MARKS şöyle ifade eder.
İnsanın bilinci varlığını değil, tam tersine toplumsal varlığı bilincini belirler. Düşünce ve bilinç insan beyninin ürünleridir, insanın kendisi de bir doğa ürünüdür, çevresi içinde ve çevresi ile birlikte gelişir; insan toplumu da kültürü ile birlikte bir doğa parçasıdır; insan tarihi de neden-etki bağlantısı içinde ve eytişimsel bir biçimde gelişir. Evren olmuş bitmiş bir şey değil, ilerleyen bir süreçtir. insan düşüncesindeki genel devinim yasası -bu devinim özdeğin varoluş biçimidir.
Serbest piyasa ekonomi savunucuları “Tarih emeklemez,sıçrar” tezleri üzerine fazla nefes tüketiyorlar bu günlerde.Kavram fetişizmi yaparak karmaşa yaratmak istiyorlar.
Anti küresel kapitalizm karşıtı tepkilerin emekleyerek ve gün geçtikçe insanlığı sarmalayarak boyutlanması üzerine endişeleri artmış gibi.Sosyalizm telaşı sarmış galiba.
Bireyin ruhu ve özgürlüğü,teknolojik devrim,bileşim teknolojisi,sınıfların buharlaşması,demokratik devlet gibi kavramları sanki kapitalistlerin,burjuva sınıfının nimeti vahi gücü gibi bir algı üretmeye çalışmaktadırlar.Fetişizm yaparak yeni bir jargon geliştirme çabaları dikkatleri çekmektedir.
Küreselliği tekleyerek evrimi yadsıyan bir anlayışla bu kavramlara sarılmaktadırlar.Halbuki,bahse konu bu kavramalar kapitalizmim tekelleştirme zihniyetinin aksine,diyalektik evrim süreci dinamikleriyle birlikte gelişerek bir beklentiye dönüşmüşlerdir.Bilimsel bir veri olarak diyalektik bir duruşa tekabül eden yabancılaşan bilginin çatışmasından başka bir şey değildir.
Bu tezin bir başka manası da,insanlığın devinim yasası inkarıdır.empoze edilmek istenen bu algı,bireyi toplumsallıktan kopartarak ,maddi bireyselliğe teşvik demektir.
Tarihsel öngörüyü reddeden bir zihin olarak,insanlara her istediğiniz fırsat,”etiğe ve insafa bakmadan” serbest piyasa ekonomik sistemi içinde mevcut,yeter ki isteyiniz demek isteniyor.Örnek olarak ta hep Bill Gates verilmektedir.İnsanlara Bill Gates olabilirsiniz,cilalı umutların halüsinasyonuyla emperyal sistemin devamı sağlanmak isteniyor.
Sanki Bill Gates Tarihin devinim yasasından bağımsız,toplumsal süreçlerin dışında tarihin birden bire sıçramalı bir şekilde ortaya çıkarttığı alın yazısı,kader gibi bir durumun sonucu olarak lanse edilmektedir.Bu durumdan anlaşılacağı gibi,Diyalektik sürecin dinamikleri yok sayılarak Evrenin var oluş yasası inkar edilerek,dogmatik Tevrat çı bir zihin karışıklığı manipülasyonu yapılmaktadır.Sanki Bill Gates,eskilikten bağımsız ,birikimlerden soyut Vahimsi güçlere dayandırılarak tanıtılmaktadır.
Yazımın başlarında belirttiğim gibi tekelci algılı bu zihniyet, insansallık değerleri olan dayanışma ve paylaşım yerine,bireysel kurtuluş sendrom algılı bir zihniyeti ikame etme çabasındadır.
Bundandır,paylaşım, fırsat eşitliği ve adalet değerli toplumsal algı yerine insafsızlık,adaletsizlik,ötekicilik,inkarcılık toplumsal bir algıya dönüşmüştür.
Bu algı savaşların,işgallerin,sömürünün malzemesi olarak karşımıza çıkartılmıştır maalesef.
Bir veri olarak,elektroniği bir tarafa bırakın,henüz elektrikle tanışamamış toplumlarda Bill Gates ler çıkar mı,bir düşünün.Bir ekmek dilimi için savaşan birbirini öldüren insanlar için Bill Gates olmak,rüyalara bile aykırı olur..
Biliyorum bir kısmınızın olur mu diyeceği kişisel bir temenni olarak,Keşke ve umardım ki dünyada açlık ve savaşlar yerine Bill Geyts olmasaydı diyorum.Hiç merak etmeğin tarih emekleyerek te olsa bir yerine binlerce Bill Geyts üretecek zaten.Ancak tarihin akışına şapka çıkartmaktan başka yapılabilecek bir şey yok.O halde yapılması gereken,diyalektik duruşumuzla umutları avuçlamak için,tarihin değiştirici sürecine bilimsel akıl niteliklerimizle katılmak olmalıdır.
Bu durumu KARL MARKS şöyle ifade eder.
İnsanın bilinci varlığını değil, tam tersine toplumsal varlığı bilincini belirler. Düşünce ve bilinç insan beyninin ürünleridir, insanın kendisi de bir doğa ürünüdür, çevresi içinde ve çevresi ile birlikte gelişir; insan toplumu da kültürü ile birlikte bir doğa parçasıdır; insan tarihi de neden-etki bağlantısı içinde ve eytişimsel bir biçimde gelişir. Evren olmuş bitmiş bir şey değil, ilerleyen bir süreçtir. insan düşüncesindeki genel devinim yasası -bu devinim özdeğin varoluş biçimidir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder