28 Temmuz 2011 Perşembe
SURİYE’DE “PARTİLER YASASI”,“SEÇİM KANUNU” ve “HALEP VOLKANI”
Mikdat Abuzer
28Temmuz 2011
28 Temmuz 2011 bu gün, bu saatlerde de devam eden Halep Volkanı, Suriye’nin halkçı yönetimine ve lideri Beşşar Esad’a bir kez daha ve bir kez daha desteğini ilan etti. Bu görkemli milyonluk gösteriyi seyretmek isteyenler Nil saat uydusundan Suriye’nin tüm ulusal kanalarından izleyebilirler ( büyük ihtimal gece yarısına kadar sürecektir).
Bir kez daha açıkça ve net olarak Suriye üzerine oynanmak istenen kirli oyunlara halkın cevabı gecikmedi. Her gün her saat her yerde insan seli meydanlara akıyor ve halkçı yönetiminin arkasında durduğunu ilan ediyor. Milyonlarca Halepli bir yandan, en güneyden en kuzeye ülkenin her bir köşesi bayram havsında ve iddiayla belirtirim ki, dünyada eşi benzeri olmayan bir kararlılık, süreklilikle liderinin arkasında durduğunu ilan eden bu halk muzaffer bir halk olarak Büyük Ortadoğu projesinin tüm kuklalarına ve sahiplerine ağır bir şamar indirmiş oldu. Amerika, İsrail, Siyonist Araplar, eli kanlı Müslüman kardeşler Örgütü, ülkemizin ikiyüzlü siyaset tellalLeri, derin “stratejik derinlik” adı altında Yen-Osmanlıcı hezeyanları, komşumuzu arkadan hançerleyin kirli tarihin temsilcileri top y-ekün hezimete uğramıştır. Buların bir biçimdeki uzantıları olan ülkemiz milliyetçi solu, Siyonist solu, itirafçı ve MİT ajanları da ağır bir şamar yemiştir. Suriye halkı, hem kendisi için, hem de ülkemiz halkları için, insanlık, demokrasi, dürüst komşuluk ilişkisi, halkın çıkarlarını önde tutmak ve gerekli hizmetleri sunmak amacıyla göstermiş olduğu bu dik duruş hepimiz adına bir duruştur. Bundan herkesin yararlanması ve değer vererek algılaması gerekmektedir.
29 Mart, 21 Haziran 17 Temmuz ve bu gün 28 Temmuz 2011 tarihi itibariyle bir kez daha milyonların üzerine milyonlar eklenerek Suriye halkı bölgemizin direnen tüm halkları ve devrimci örgütleri adına meydanları doldurup taşırıyor. Bölge uzmanı adı altında okurunu aldatan Türkiye’nin kaşarlanmış derin devlet gazetecileri ve medya etkinliklerinin ağır bir iflasla tamamladığı sınavı dan halklarımız zaferle çıkmıştır. Halep, Suriye’nin komşu ilidir. Buradan Erdoğan adlı sivil diktatöre, halkını aldatan demokratik açılım yalanlarına, Kürt halkına çektirdiği acılara ve aldatmalara, Suriye üzerine oynadığı kanlı ve kirli oyunlara bir mesaj olarak halkının haykırışlarıyla “ Erdoğan sen ve oyunların bu ülkede ayaklar altında ezildi: Halep el Şehaba, sana ve kuklalarına MİT ajanların ve bil cümle Suriye düşmanları mezar oldu. Yaptıklarını unutmayacağız, gençlerimizi katleden kanlı girişimlerini ve uşaklarının ihanetlerini unutmayacağız” diye haykırdı.
Bu haykırışlar, Halkın çıkarlarını önde tutan halkçı yönetimin karara bağladığı devrim gibi reformlarla taçlandı. Dünyanın en demokratik “Partiler Yasası” 25 Temmuz 2011 ve en demokratik “Seçim Kanunu” 26 Temmuz 2011 tarihinde onaylanarak halkın istihdamına sunuldu. Böylece var olan ancak sınırlılığıyla yetersiz olan siyasal sahne için gerekli olan çok seslilik, Baas partisinin, Anayasanın 8. Maddesine dayalı tek başına ülke ve siyaseti yönlendirme dayanakları aşılarak, tüm renkleriyle ve farklılıklarıyla demokratik çoğulcu ve katılımcı bir siyasal sürece adım atılmış oldu. Dünyada kendini böylesine aşabilen ve yenileyen bir başka sistem olmaması olayı ise, bu sistemin Suriye’nin uygar toplumunun zaman içinde aşama aşama, barışçıl ve uyumlu genişlemelerle bu güne gelmesine dayanıyor. Bunu ayrı bir yazıda ifade edeceğim.
Seçim kanunu bu sürece önemli bir katkı sağlamıştır. Artık seçimler tamamen bağımsız hukuk komitelerince kontrol edilecek ve halkın demokratik tercihleri korunarak siyasi sahnenin şekillenmesi sağlanacaktır: Suriye bu adımlarla hızla bölgenin en demokratik ülkesi olmaya doğru gitmektedir: Ülkemizin 90 yıldır uğraşıp da tamamlayamadığı süreci aylara sığdıran bu ülke, ders alınacak bir ülke konumuna yükselmektedir. Ülkemizde 90 yıldır demokratik bir anayasaya, halkın tüm tayflarının onayını alarak ulaşmamış olmamız, komşumuzdan alacak çok dersimizin olduğunu göstermeye yeterlidir; MESS, DGM, Ceza yasası ve 141-142. Maddelerin kaldırılması vb. için kaç kuşak işkence, zindan, sürgün yaşadığımızı hatırlayalım. Hala, ortak kabul gören bir seçim yasasının olmaması ve insanlık dışı, etnik ayrımcılığın ırkçı çehresi olan %10 barajı ve hala kimseyi razı etmeyen partiler yasasının değişmesi için kaç kuşak harcanacağı belli değildir. İşte ülkemiz ve işte Suriye akılla, vicdanla karşılaştırıp doğru söz söyleyelim.
Son sözüm inançlı insanlara olacaktır. İnanç insanın özgür varlığının dışa vurum tecellilerinden biridir. Ancak bu asla Allah adına, kimden alındığı belli olmayan bir vekaletin kullanılması değildir. Tanrı adına vekil olduğu iddiasında olanlar sadece zalimlerdir, diktatörler ve teröristlerdir. Günümüzde bunun en eli kanlı örgütü EL KAİDE’dir. İslam’a en büyük zulmü yapan da bu Amerikan kuklası örgüttür. Tarihi boyunca İsrail’e karşı tek bir eylem ve tek bir söz söylemeyin bu örgütün Bin ladin’den sonraki lideri Mısırlı Eymen el Zevahiri’dır.
Bu eli kanlı terörist, İslam ve insanlık düşmanı zat bu gün 28 Temmuz 2011 tarihi itibariyle, her zamanki borazanı olan el Jeezire TV’den yayınlanan bir kasetinde, Suriye’deki eli kanlı çapulculara, “Suriye yönetimine karşı daha da sert bir savaşa girişme çağrısı” yapmıştır. Böylece bir kez daha saflar açıkça sahipleri ve kuklaları tarafından ilan edilmiş oldu. Bu gün dünya basını ayrıca ABD’nin dışişleri bakanlığına bağlı bölge temsilcisi ve uzun yıllar bölgeyi karıştırmakla mükellef, eski Lübnan Büyükelçisi Feldman’nın ABD kongresindeki Suriye raporu açıklandı; “ABD, Suriye’de Esad yönetimini yıkmak için elinden gelen her şeyi yapacaktır, bunun için muhalefete verilecek hiçbir destekten çekinmeyecektir. Uzun sürse de bu yıkımı gerçekleştirmek için çaba sarf dilecektir” diye ABD yönetimin görüşünü açıkladı. Böylece, bir yandan EL KAİDE, diğer yandan ABD el ele vererek, Komşumuz Suriye’deki halkın kararlıca arkasında durduğu halkçı yönetimi yıkmaya çalışmaktadır. Bu haksız, bu zalim, bu ahlaksız ve bir o kadar kirli savaşa ülkemizi karıştıran sivil diktatör heveslisi Erdoğan ve eli kanlı şebekeler, tarih karşısında, aynı safta yer alarak halkların iradesini çiğnemeye çalışmaktadırlar. Bunu da not olarak düşüyorum.
Bundan sonrası bölgenin toptan savunulmasıyla ilgilidir. Herkesi safını belirlemelidir. Bir yanda emperyalist çıkarlar diğer yanda halkın çıkarları karşı karşıyadır. Suriye halkıyla halkçı yönetimiyle bölge halklarının direnme iradesini temsil etmektedir. Bizde açıkça, ikircimsizce, bu halkçı yönetimin, ve reform girişimlerinin yanında halkımızın çıkarları için saf tutuğumuzu ilan ediyoruz.
28Temmuz 2011
28 Temmuz 2011 bu gün, bu saatlerde de devam eden Halep Volkanı, Suriye’nin halkçı yönetimine ve lideri Beşşar Esad’a bir kez daha ve bir kez daha desteğini ilan etti. Bu görkemli milyonluk gösteriyi seyretmek isteyenler Nil saat uydusundan Suriye’nin tüm ulusal kanalarından izleyebilirler ( büyük ihtimal gece yarısına kadar sürecektir).
Bir kez daha açıkça ve net olarak Suriye üzerine oynanmak istenen kirli oyunlara halkın cevabı gecikmedi. Her gün her saat her yerde insan seli meydanlara akıyor ve halkçı yönetiminin arkasında durduğunu ilan ediyor. Milyonlarca Halepli bir yandan, en güneyden en kuzeye ülkenin her bir köşesi bayram havsında ve iddiayla belirtirim ki, dünyada eşi benzeri olmayan bir kararlılık, süreklilikle liderinin arkasında durduğunu ilan eden bu halk muzaffer bir halk olarak Büyük Ortadoğu projesinin tüm kuklalarına ve sahiplerine ağır bir şamar indirmiş oldu. Amerika, İsrail, Siyonist Araplar, eli kanlı Müslüman kardeşler Örgütü, ülkemizin ikiyüzlü siyaset tellalLeri, derin “stratejik derinlik” adı altında Yen-Osmanlıcı hezeyanları, komşumuzu arkadan hançerleyin kirli tarihin temsilcileri top y-ekün hezimete uğramıştır. Buların bir biçimdeki uzantıları olan ülkemiz milliyetçi solu, Siyonist solu, itirafçı ve MİT ajanları da ağır bir şamar yemiştir. Suriye halkı, hem kendisi için, hem de ülkemiz halkları için, insanlık, demokrasi, dürüst komşuluk ilişkisi, halkın çıkarlarını önde tutmak ve gerekli hizmetleri sunmak amacıyla göstermiş olduğu bu dik duruş hepimiz adına bir duruştur. Bundan herkesin yararlanması ve değer vererek algılaması gerekmektedir.
29 Mart, 21 Haziran 17 Temmuz ve bu gün 28 Temmuz 2011 tarihi itibariyle bir kez daha milyonların üzerine milyonlar eklenerek Suriye halkı bölgemizin direnen tüm halkları ve devrimci örgütleri adına meydanları doldurup taşırıyor. Bölge uzmanı adı altında okurunu aldatan Türkiye’nin kaşarlanmış derin devlet gazetecileri ve medya etkinliklerinin ağır bir iflasla tamamladığı sınavı dan halklarımız zaferle çıkmıştır. Halep, Suriye’nin komşu ilidir. Buradan Erdoğan adlı sivil diktatöre, halkını aldatan demokratik açılım yalanlarına, Kürt halkına çektirdiği acılara ve aldatmalara, Suriye üzerine oynadığı kanlı ve kirli oyunlara bir mesaj olarak halkının haykırışlarıyla “ Erdoğan sen ve oyunların bu ülkede ayaklar altında ezildi: Halep el Şehaba, sana ve kuklalarına MİT ajanların ve bil cümle Suriye düşmanları mezar oldu. Yaptıklarını unutmayacağız, gençlerimizi katleden kanlı girişimlerini ve uşaklarının ihanetlerini unutmayacağız” diye haykırdı.
Bu haykırışlar, Halkın çıkarlarını önde tutan halkçı yönetimin karara bağladığı devrim gibi reformlarla taçlandı. Dünyanın en demokratik “Partiler Yasası” 25 Temmuz 2011 ve en demokratik “Seçim Kanunu” 26 Temmuz 2011 tarihinde onaylanarak halkın istihdamına sunuldu. Böylece var olan ancak sınırlılığıyla yetersiz olan siyasal sahne için gerekli olan çok seslilik, Baas partisinin, Anayasanın 8. Maddesine dayalı tek başına ülke ve siyaseti yönlendirme dayanakları aşılarak, tüm renkleriyle ve farklılıklarıyla demokratik çoğulcu ve katılımcı bir siyasal sürece adım atılmış oldu. Dünyada kendini böylesine aşabilen ve yenileyen bir başka sistem olmaması olayı ise, bu sistemin Suriye’nin uygar toplumunun zaman içinde aşama aşama, barışçıl ve uyumlu genişlemelerle bu güne gelmesine dayanıyor. Bunu ayrı bir yazıda ifade edeceğim.
Seçim kanunu bu sürece önemli bir katkı sağlamıştır. Artık seçimler tamamen bağımsız hukuk komitelerince kontrol edilecek ve halkın demokratik tercihleri korunarak siyasi sahnenin şekillenmesi sağlanacaktır: Suriye bu adımlarla hızla bölgenin en demokratik ülkesi olmaya doğru gitmektedir: Ülkemizin 90 yıldır uğraşıp da tamamlayamadığı süreci aylara sığdıran bu ülke, ders alınacak bir ülke konumuna yükselmektedir. Ülkemizde 90 yıldır demokratik bir anayasaya, halkın tüm tayflarının onayını alarak ulaşmamış olmamız, komşumuzdan alacak çok dersimizin olduğunu göstermeye yeterlidir; MESS, DGM, Ceza yasası ve 141-142. Maddelerin kaldırılması vb. için kaç kuşak işkence, zindan, sürgün yaşadığımızı hatırlayalım. Hala, ortak kabul gören bir seçim yasasının olmaması ve insanlık dışı, etnik ayrımcılığın ırkçı çehresi olan %10 barajı ve hala kimseyi razı etmeyen partiler yasasının değişmesi için kaç kuşak harcanacağı belli değildir. İşte ülkemiz ve işte Suriye akılla, vicdanla karşılaştırıp doğru söz söyleyelim.
Son sözüm inançlı insanlara olacaktır. İnanç insanın özgür varlığının dışa vurum tecellilerinden biridir. Ancak bu asla Allah adına, kimden alındığı belli olmayan bir vekaletin kullanılması değildir. Tanrı adına vekil olduğu iddiasında olanlar sadece zalimlerdir, diktatörler ve teröristlerdir. Günümüzde bunun en eli kanlı örgütü EL KAİDE’dir. İslam’a en büyük zulmü yapan da bu Amerikan kuklası örgüttür. Tarihi boyunca İsrail’e karşı tek bir eylem ve tek bir söz söylemeyin bu örgütün Bin ladin’den sonraki lideri Mısırlı Eymen el Zevahiri’dır.
Bu eli kanlı terörist, İslam ve insanlık düşmanı zat bu gün 28 Temmuz 2011 tarihi itibariyle, her zamanki borazanı olan el Jeezire TV’den yayınlanan bir kasetinde, Suriye’deki eli kanlı çapulculara, “Suriye yönetimine karşı daha da sert bir savaşa girişme çağrısı” yapmıştır. Böylece bir kez daha saflar açıkça sahipleri ve kuklaları tarafından ilan edilmiş oldu. Bu gün dünya basını ayrıca ABD’nin dışişleri bakanlığına bağlı bölge temsilcisi ve uzun yıllar bölgeyi karıştırmakla mükellef, eski Lübnan Büyükelçisi Feldman’nın ABD kongresindeki Suriye raporu açıklandı; “ABD, Suriye’de Esad yönetimini yıkmak için elinden gelen her şeyi yapacaktır, bunun için muhalefete verilecek hiçbir destekten çekinmeyecektir. Uzun sürse de bu yıkımı gerçekleştirmek için çaba sarf dilecektir” diye ABD yönetimin görüşünü açıkladı. Böylece, bir yandan EL KAİDE, diğer yandan ABD el ele vererek, Komşumuz Suriye’deki halkın kararlıca arkasında durduğu halkçı yönetimi yıkmaya çalışmaktadır. Bu haksız, bu zalim, bu ahlaksız ve bir o kadar kirli savaşa ülkemizi karıştıran sivil diktatör heveslisi Erdoğan ve eli kanlı şebekeler, tarih karşısında, aynı safta yer alarak halkların iradesini çiğnemeye çalışmaktadırlar. Bunu da not olarak düşüyorum.
Bundan sonrası bölgenin toptan savunulmasıyla ilgilidir. Herkesi safını belirlemelidir. Bir yanda emperyalist çıkarlar diğer yanda halkın çıkarları karşı karşıyadır. Suriye halkıyla halkçı yönetimiyle bölge halklarının direnme iradesini temsil etmektedir. Bizde açıkça, ikircimsizce, bu halkçı yönetimin, ve reform girişimlerinin yanında halkımızın çıkarları için saf tutuğumuzu ilan ediyoruz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder