5 Temmuz 2011 Salı
MADIMAK BİR UTANÇ TABLOSUDUR
Hasip Yiğitoğlu
5 Temmuz 2011
18 yıl önce,tüm insanlığın gözü önünde Sivas”ta diri,diri yakılan insanların yıldönümünde,bu vahşeti anmak isteyenleri tehdit eden,alana girmelerine mani olanlar,bu kez de gerçek zihinlerini gizlemeye gerek görmediler.Utanç duyulması gereken bu zihniyete bir kez daha cesaret veriliyor.
Biber gazları,damlara yerleştirilen keskin nişancılar,polis çemberi eli,dili,kulağı ve gözü tutulan bir aklın reflekslerinden başka ne olabilir.Bu tutum nereye kadar gidebilir.Bu tutuma karşı sessiz kalınmamalıdır.Bu aymazlık toplumsal yaşamımızı derinden etkileyerek ucu açık olaylara doğru sürüklemektedir.Toplumsal cinnete davetiye anlamına gelen bu akıl tutulması anlayışın,bir kez daha haksızlıklar tarihine tescili anlamında sonuçlarla halkları birbirine düşman edeceği gün gibi ortadadır.
Bu yaşananlar hep sıfırdan başlamanın acılı sonuçlarını hatırlatıyor.Toplumsal her iyi niyete rağmen ve ne yapılırsa yapılsın,maalesef karşılığı hiç olmamıştır.Alevilerin tarihi inceleme acizlikleri hep fırsata dönüştürülerek,asırlardır öteki kalmaya zorlanmışlardır.Hep toplum dışı unsurlar olarak kabul edilmek istenmektedir.Her zaman sistem dışı gibi,insansanlıktan uzak,ahlak dışı kulplarla iftiralara uğramaktadırlar.
Bu tutum ülkemizin tarihsel varoluş siyasetinden başka bir şey değildir.Sivas katliamının basına yansıdığı kadarıyla,katliam yolunun askerler tarafından döşendiği yazılmış,çizilmiştir.Bu anlamda,yüzleşme girişimlerine hep set çekilerek unutturulmak,öteleştirilmek istenmektedir.Zira böylesi bir girişim başlarsa tüm katliamlar ifşa olacaktır.Ve arkasından bilinen zihniyet ortaya çıkacaktır.
Alevi Bektaşi federasyonu başkanı Ali Balkız”ın,Ergenekon savcılarına anlattığı Sivas katliamının ayrıntılarında,nasıl bir paranoya ile her zaman karşılaşacağımızın ip uçlarını vermektedir.
Yangından kurtulanların ifadelerinden de anlaşılacağı gibi,önce polis,sonra askerlerin otele gelip,içerde polis yada askerin olup olmadığı sorulduktan 15 dakika sonra otelin yakılması ibret alınacak bir durum değil midir…..
Bu bilgilerin Ergenekon savcılarının elinde olmasına rağmen,şuana kadar neden soruşturulmadığı akla bir çok şüpheyi getirmektedir.
Bildiğiniz gibi bu zihniyetin şimdiki temsilcileri,Sivas Madımak katliamının sanıklarını el üstünde tuturak,kimisi işe yerleştirilmiş,kimisi evlendirilmiş,kimisi parti kurucusu,kimisi Milletvekili,hatta bakan olmuştur.
Bu sistem zihniyetinin marifetleri tam olarak 1924 yıllarında başlamıştır.Bu zihniyetin özellikle ötekileştirilen,Türkleştirilemeyen kesimlere karşı yaptıklarının envanteri tarihte,Ortaçağ Katolik vahşetinden pek geri kalır yanı yoktur.
Şimdi bu zihniyet,Ortadoğu”yu,sözüm ona demokratik dizayn etme misyonuna heveslenmektedir..Kendi vatandaşına karşı demokratik ölçülerden uzak bir anlayışı uygun görenlerin,insanlığın önüne hangi argümanlarla çıkabileceklerini,Suriye”de yaşananlardan sonra daha net anlaşılmaya başlanmıştır.
Önce kendi çöplüğünü temizle diye sormazlar mı,adama.Sen önce kendi halkının demokratik haklarının gaspından vazgeç derler,derlerde derler.Hatta diyorlar şimdi.
Halkın oylarını çalma derler.Hatip Dicle”nin oylarını geri ver,demezler mi….
Allahtan Suriye halkı,aklı selim bir biçimde yaşananları anlamış ve oyuna gelmemiştir.Alevi-Sunni temelinde iç savaş denklemini bozarak,bölgemizi de büyük bir savaş eşiğinden geri çevirmiştir.Emperyal beklentilerin tuzağına düşmeden kendi dinamikleriyle,demokratik varoluş sürecinin önünü açmıştır.
Başa dönecek olursak Alevi açılımı masallarıyla bu katliam unutturulmak istense de başarılı olunamamıştır.Sanıklar ve sanıkların zihniyetleri yargılanarak hak ettikleri cezalar verilinceye kadar bu yangın devam edecektir.
5 Temmuz 2011
18 yıl önce,tüm insanlığın gözü önünde Sivas”ta diri,diri yakılan insanların yıldönümünde,bu vahşeti anmak isteyenleri tehdit eden,alana girmelerine mani olanlar,bu kez de gerçek zihinlerini gizlemeye gerek görmediler.Utanç duyulması gereken bu zihniyete bir kez daha cesaret veriliyor.
Biber gazları,damlara yerleştirilen keskin nişancılar,polis çemberi eli,dili,kulağı ve gözü tutulan bir aklın reflekslerinden başka ne olabilir.Bu tutum nereye kadar gidebilir.Bu tutuma karşı sessiz kalınmamalıdır.Bu aymazlık toplumsal yaşamımızı derinden etkileyerek ucu açık olaylara doğru sürüklemektedir.Toplumsal cinnete davetiye anlamına gelen bu akıl tutulması anlayışın,bir kez daha haksızlıklar tarihine tescili anlamında sonuçlarla halkları birbirine düşman edeceği gün gibi ortadadır.
Bu yaşananlar hep sıfırdan başlamanın acılı sonuçlarını hatırlatıyor.Toplumsal her iyi niyete rağmen ve ne yapılırsa yapılsın,maalesef karşılığı hiç olmamıştır.Alevilerin tarihi inceleme acizlikleri hep fırsata dönüştürülerek,asırlardır öteki kalmaya zorlanmışlardır.Hep toplum dışı unsurlar olarak kabul edilmek istenmektedir.Her zaman sistem dışı gibi,insansanlıktan uzak,ahlak dışı kulplarla iftiralara uğramaktadırlar.
Bu tutum ülkemizin tarihsel varoluş siyasetinden başka bir şey değildir.Sivas katliamının basına yansıdığı kadarıyla,katliam yolunun askerler tarafından döşendiği yazılmış,çizilmiştir.Bu anlamda,yüzleşme girişimlerine hep set çekilerek unutturulmak,öteleştirilmek istenmektedir.Zira böylesi bir girişim başlarsa tüm katliamlar ifşa olacaktır.Ve arkasından bilinen zihniyet ortaya çıkacaktır.
Alevi Bektaşi federasyonu başkanı Ali Balkız”ın,Ergenekon savcılarına anlattığı Sivas katliamının ayrıntılarında,nasıl bir paranoya ile her zaman karşılaşacağımızın ip uçlarını vermektedir.
Yangından kurtulanların ifadelerinden de anlaşılacağı gibi,önce polis,sonra askerlerin otele gelip,içerde polis yada askerin olup olmadığı sorulduktan 15 dakika sonra otelin yakılması ibret alınacak bir durum değil midir…..
Bu bilgilerin Ergenekon savcılarının elinde olmasına rağmen,şuana kadar neden soruşturulmadığı akla bir çok şüpheyi getirmektedir.
Bildiğiniz gibi bu zihniyetin şimdiki temsilcileri,Sivas Madımak katliamının sanıklarını el üstünde tuturak,kimisi işe yerleştirilmiş,kimisi evlendirilmiş,kimisi parti kurucusu,kimisi Milletvekili,hatta bakan olmuştur.
Bu sistem zihniyetinin marifetleri tam olarak 1924 yıllarında başlamıştır.Bu zihniyetin özellikle ötekileştirilen,Türkleştirilemeyen kesimlere karşı yaptıklarının envanteri tarihte,Ortaçağ Katolik vahşetinden pek geri kalır yanı yoktur.
Şimdi bu zihniyet,Ortadoğu”yu,sözüm ona demokratik dizayn etme misyonuna heveslenmektedir..Kendi vatandaşına karşı demokratik ölçülerden uzak bir anlayışı uygun görenlerin,insanlığın önüne hangi argümanlarla çıkabileceklerini,Suriye”de yaşananlardan sonra daha net anlaşılmaya başlanmıştır.
Önce kendi çöplüğünü temizle diye sormazlar mı,adama.Sen önce kendi halkının demokratik haklarının gaspından vazgeç derler,derlerde derler.Hatta diyorlar şimdi.
Halkın oylarını çalma derler.Hatip Dicle”nin oylarını geri ver,demezler mi….
Allahtan Suriye halkı,aklı selim bir biçimde yaşananları anlamış ve oyuna gelmemiştir.Alevi-Sunni temelinde iç savaş denklemini bozarak,bölgemizi de büyük bir savaş eşiğinden geri çevirmiştir.Emperyal beklentilerin tuzağına düşmeden kendi dinamikleriyle,demokratik varoluş sürecinin önünü açmıştır.
Başa dönecek olursak Alevi açılımı masallarıyla bu katliam unutturulmak istense de başarılı olunamamıştır.Sanıklar ve sanıkların zihniyetleri yargılanarak hak ettikleri cezalar verilinceye kadar bu yangın devam edecektir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder