12 Temmuz 2011 Salı
Not: Sol, inkarcı bir Siyonist sola dönüşme riskine karşın, ilkeli devrimcilerin öncülüğünde doğru ilkelere bağlı olarak ülkemiz ve bölgemizdeki olaylara yaklaşma çabası içindedir. Bunun örnekleri hızla ortaya çıkmaya yönelmiştir. Siyonist sol bölgemizde İsrail’in çıkarlarıyla kesişen tutumlar içine düşen soldur.
Son dönemlerde bu çevrelerin aldığı tutumlar, Filistin konusunda, Direnen örgütlere karşı, Lübnan konusunda zafer kazanmış halkın güçlerine karşı, Suriye konusunda ilerici yönetimlere karşı, Amerikanın çıkar politikası Büyük Ortadoğu Projesinin bölgeyi İsrail lehine dizayn etme çabalarıyla örtüşen söylemlerle hareket etmektedir; Suriye’ye askeri operasyon önerecek kadar da ilkesiz olabilmektedir.
Bu sol ülkemizde Özgürlük hareketlerine karşı da derdin bir milliyetçi tutum içindedir.
Ancak uluslararası medyanın, yalan, abartı, kurgularıyla beslenen böylesi güçlere karşı, ilkeli duruşuyla halkların bağımsız iradesine, evrensel ölçekte emperyalist müdahalelere karşı halkların yanında tutum alma ilkesiyle solu gerçek tabanına oturtma çabalarının yükselişine tanık olmaktayız. Sol bu adımlarla kendine gelme şansı yakalayabileceği gibi bağımsız tutumunu da hızla inşa edebileceğine inanıyoruz komşumuz Suriye’yle ilgili atılan böylesi ilkeli adımlardan birinin de Hatay’da ortaya çıkması sürecin ve bu süreçle ilgili coğrafyanın haklı duruşunu temsil ediyor.
Halklarımızın gerçek iradesini yansıtan bu irade sivil toplum güçleri olarak
SAMANDAĞ EĞİTİM SEN
SAMANDAĞ SES, SAMANDAĞ ZİRAAT ODASI, SAMANDAĞ ECZACILAR ODASI, SAMANDAĞ BAROSU, SAMANDAĞ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI temsilcilerinin ortak imzasıyla kendini ifade etmiştir. Alttaki açıklamayı birlikte okuyalım.
Mikdat Abuzer
12 Temmuz 2011
Basın açıklaması:
“Suriye; Ortadoğu’da İsrail Siyonizm’inin karşısındaki en önemli barikattır.
İsrail’in Ortadoğu’nun kalbine bir virüs gibi yerleştiği günden bu yana bütün dünyanın ortaklaştığı “Suriye’siz barış olmaz” fikri Suriye’nin diğer Ortadoğu ülkeleri gibi barışı teslimiyetten ayrıştıran, onursuz bir barışa karşı uzlaşmaz tavrının bir sonucudur.
Suriye; GOP’ un (Genişletilmiş Ortadoğu Projesi’nin) nihai olarak Türkiye ile son bulacak olan sondan bir önceki halkasıdır.
Suriye; Ülke yönetiminde Baas’ın etkinliğine rağmen yaşayan nüfusun yönetimlerde kendini Alevi, Sünni ve Hıristiyan olarak (Başkanlık, Başbakanlık ve bakanlıklar düzeyinde) ifade edebildiği, tek dil, kültür ve mezhep anlayışını dayatmayan, tüm eksikliğine rağmen diller, dinler, kültürler ve mezhepler açısından asgari ortak zemini yaratabilen tek Ortadoğu ülkesidir.
Suriye; ne Arabistan’ın bağnazlığının ne Mısır’ın işbirlikçiliğinin ne de Türkiye’nin GOP Eş başkanlığının olmadığı tek Ortadoğu ülkesidir.
İşte tüm emperyalist ve işbirlikçi dünyanın Suriye’ye yönelik uygulamakta olduğu sosyal, ekonomik, siyasi, kültürel, askeri ve dini ablukanın nedeni budur.
Çünkü Suriye, ABD emperyalizminin genişleyip gelişmesinin önünde engeldir.
Çünkü Suriye, tüm emperyalist baskılara rağmen İsrail siyonizmi ile Ortadoğu’da Türkiye dâhil yaratılmak istenen siyonizme destek ve işbirlikçiliğin reddi üzerinden varlığını sürdürmeye çabalamaktadır.
Çünkü Suriye, emperyalizmin dışa bağımlılık politikalarına direnen ve kendi kendine yetmeye çalışan bir ülkedir.
Çünkü Suriye, emperyalistlerce modası geçmiş diye tarif edilen dillerin, dinlerin, kültürlerin ve mezheplerin kardeşçe bir arada olabileceğini tüm demokratik zaaf ve eksikliğine rağmen pratikte emperyalistlerin yüzüne tokat gibi indiren, yani emperyalistlerin parçala böl yönet ilkesine direnen bir ülkedir.
Bu gün ülke genelinde karşıtlık üzerinden gerçekleşen protestoların nüfusun çok küçük bir bölümü ile sınırlı olmasına karşılık mevcut yönetime destek eylemlerinin milyonlarla ifadesi bundandır.
Emperyalist ve işbirlikçi dünyanın tam tersini gösterme çabası, yönetime destek eylemlerini bile karşı gibi gösterme gayreti, Suriye ile ilgisi olmayan ve farklı yer ve tarihlere ait görüntüleri 24 saat patronların televizyonlarında servis etmesi de Suriye üzerinden Ortadoğu’da emperyalistlerin oynadığı oyunun ne kadar acımasız, insafsız ve ahlaksız olduğunun kanıtıdır.
Nazım Hikmet bir şiirinde şöyle der:
…insanlarım ahh insanlarım
Antenler yalan söylüyorsa
Yalan söylüyorsa rotatifler
Kitaplar yalan söylüyorsa
Duvarda afiş, sütunda ilan yalan söylüyorsa
…ellerinizden geçinen
Ve ellerinizden başka her şey
Herkes yalan söylüyorsa
Elleriniz balçık gibi itaatli
Elleriniz karanlık gibi kör
Elleriniz çoban köpekleri gibi aptal olsun
Elleriniz isyan etmesin diyedir.
Ve zaten bu kadar az misafir kaldığımız
Bu ölümlü bu yaşanası dünyada
Bu bezirgân saltanatı
Bu zulüm bitmesin diyedir.
İşte bu gün Nazım’ın ne kadar haklı olduğunu bir kez daha görüyoruz. Ve en azından emperyalist dünyanın Başta ABD olmak üzere işbirlikçileri ile birlikte neden yalan söylemek zorunda olduklarını çok iyi biliyoruz.
Gazetelerin, televizyonların, muhabirlerin ve haberlerin neden yalan söylediklerini ve söylemek zorunda olduklarını patronlarından biliyoruz.
Mülteci olarak bu gün ilimizde bulunan değerli Suriye vatandaşları, Gelmişsiniz hoş gelmişsiniz sefa gelmişsiniz. Ancak şunu bilmeniz gerekir ki, asıl düşmanınız aranızda Alevi-Sünni-Hıristiyan-Dürzi gibi ayrışmalar yaparak sizi bölmeyi, küçültmeyi, zayıflatmayı hedefleyen, böylece dünyadaki faşist diktatörlüğüne yeni uygulama alanları açmak isteyen ABD Emperyalizmi ile İsrail Siyonizm’idir. Bu oyuna gelmeyin. Binlerce yıldır kardeşçe yaşayan halklar olarak düşmanınızı iyi belleyin.
Gerek Suriye gerekse Türkiye Halkları olarak ortak düşmanımızı iyi bellemezsek, yani Ortadoğu’da barış ve huzurun ancak emekçi ülke halklarının emeği ile inşa olabileceğini unutursak Emperyalist ABD, Siyonist İsrail ve işbirlikçilerinin işlerini kolaylaştıracağımızı bilmeliyiz. Bunların özellikle NATO adı altında ellerini attığı her yeri kuruttuğunu, gittikleri her yere yalnızca barut, ateş, kan ve gözyaşı götürdüğünü aklımızdan çıkarmamalıyız. Tarihin kendisi kanıttır. İşte Irak, Filistin, Afganistan, Somali, Libya ve nicesi…
Türkiye ve Suriye başta olmak üzere bu “nicesi…” ile bitirdiğimiz satırın devamına Suriye’nin, ardından da Türkiye’nin gelmesine izin vermemeliyiz.
Türkiye ve Suriye halkları başta olmak üzere Ortadoğu halkları Ortadoğu’daki emperyalist ablukayı ve baskıyı sona erdirecek birikime, tarihsel deneyime, güce ve iradeye sahiptir. Bunun için tarihe bakmak yeterlidir.
Bizler “Bu Suriye’nin iç işidir bizi ilgilendirmez” diyemeyiz. Ama aynı zamanda Ortadoğu’da emperyalizmin Suriye üzerinden yeni konumlanışına duyarsız da kalamayız. Evet, bu gün Suriye’de antidemokratik uygulamalar olabilir. Ancak bunu dile getirecek olanların önce dönüp kendisine bakması ve önce kendi halklarına hesap vermesi gerekir. ABD ve Şürekâsının Ortadoğu’nun en antidemokratik ülkesi olan ve krallıkla, şeriatla yönetilen, kadınların araba kullanmasının bile yasaklandığı Suudi Arabistan gibi bir devletin tam tekmil yanında oluşu gerçek yüzlerinin bir göstergesidir.
Irak’a özgürlük misket bombalarıyla, Somali’ye adalet kitle kıyımlarıyla, Afganistan’a demokrasi napalm bombalarıyla, kimyasallarla geldi. Şimdi Libya’da insan hakları sivillere yönelik katliamlarla NATO şemsiyesi altında ihraç ediliyor.
Aynı şeyin Suriye üzerinden yeniden oynanmasına izin vermemeliyiz. Suriye’de çıkacak yangının dumanının ilk bizleri boğacağını, ardından yakacağını unutmamalıyız. Bu nedenle temel sloganımız YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ, temel talebimiz EMPERYALİST ABD, SİYONİST İSRAİL ORTADOĞUDAN DEFOL olmalıdır.
YAŞASIN HALKLARIN EMPERYALİZME KARŞI BİRLİKTE MÜCADELESİ
SAMANDAĞ EĞİTİM SEN
SAMANDAĞ SES
SAMANDAĞ ZİRAAT ODASI
SAMANDAĞ ECZACILAR ODASI
SAMANDAĞ BAROSU
SAMANDAĞ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI”
11 Temmuz 2011
Son dönemlerde bu çevrelerin aldığı tutumlar, Filistin konusunda, Direnen örgütlere karşı, Lübnan konusunda zafer kazanmış halkın güçlerine karşı, Suriye konusunda ilerici yönetimlere karşı, Amerikanın çıkar politikası Büyük Ortadoğu Projesinin bölgeyi İsrail lehine dizayn etme çabalarıyla örtüşen söylemlerle hareket etmektedir; Suriye’ye askeri operasyon önerecek kadar da ilkesiz olabilmektedir.
Bu sol ülkemizde Özgürlük hareketlerine karşı da derdin bir milliyetçi tutum içindedir.
Ancak uluslararası medyanın, yalan, abartı, kurgularıyla beslenen böylesi güçlere karşı, ilkeli duruşuyla halkların bağımsız iradesine, evrensel ölçekte emperyalist müdahalelere karşı halkların yanında tutum alma ilkesiyle solu gerçek tabanına oturtma çabalarının yükselişine tanık olmaktayız. Sol bu adımlarla kendine gelme şansı yakalayabileceği gibi bağımsız tutumunu da hızla inşa edebileceğine inanıyoruz komşumuz Suriye’yle ilgili atılan böylesi ilkeli adımlardan birinin de Hatay’da ortaya çıkması sürecin ve bu süreçle ilgili coğrafyanın haklı duruşunu temsil ediyor.
Halklarımızın gerçek iradesini yansıtan bu irade sivil toplum güçleri olarak
SAMANDAĞ EĞİTİM SEN
SAMANDAĞ SES, SAMANDAĞ ZİRAAT ODASI, SAMANDAĞ ECZACILAR ODASI, SAMANDAĞ BAROSU, SAMANDAĞ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI temsilcilerinin ortak imzasıyla kendini ifade etmiştir. Alttaki açıklamayı birlikte okuyalım.
Mikdat Abuzer
12 Temmuz 2011
Basın açıklaması:
“Suriye; Ortadoğu’da İsrail Siyonizm’inin karşısındaki en önemli barikattır.
İsrail’in Ortadoğu’nun kalbine bir virüs gibi yerleştiği günden bu yana bütün dünyanın ortaklaştığı “Suriye’siz barış olmaz” fikri Suriye’nin diğer Ortadoğu ülkeleri gibi barışı teslimiyetten ayrıştıran, onursuz bir barışa karşı uzlaşmaz tavrının bir sonucudur.
Suriye; GOP’ un (Genişletilmiş Ortadoğu Projesi’nin) nihai olarak Türkiye ile son bulacak olan sondan bir önceki halkasıdır.
Suriye; Ülke yönetiminde Baas’ın etkinliğine rağmen yaşayan nüfusun yönetimlerde kendini Alevi, Sünni ve Hıristiyan olarak (Başkanlık, Başbakanlık ve bakanlıklar düzeyinde) ifade edebildiği, tek dil, kültür ve mezhep anlayışını dayatmayan, tüm eksikliğine rağmen diller, dinler, kültürler ve mezhepler açısından asgari ortak zemini yaratabilen tek Ortadoğu ülkesidir.
Suriye; ne Arabistan’ın bağnazlığının ne Mısır’ın işbirlikçiliğinin ne de Türkiye’nin GOP Eş başkanlığının olmadığı tek Ortadoğu ülkesidir.
İşte tüm emperyalist ve işbirlikçi dünyanın Suriye’ye yönelik uygulamakta olduğu sosyal, ekonomik, siyasi, kültürel, askeri ve dini ablukanın nedeni budur.
Çünkü Suriye, ABD emperyalizminin genişleyip gelişmesinin önünde engeldir.
Çünkü Suriye, tüm emperyalist baskılara rağmen İsrail siyonizmi ile Ortadoğu’da Türkiye dâhil yaratılmak istenen siyonizme destek ve işbirlikçiliğin reddi üzerinden varlığını sürdürmeye çabalamaktadır.
Çünkü Suriye, emperyalizmin dışa bağımlılık politikalarına direnen ve kendi kendine yetmeye çalışan bir ülkedir.
Çünkü Suriye, emperyalistlerce modası geçmiş diye tarif edilen dillerin, dinlerin, kültürlerin ve mezheplerin kardeşçe bir arada olabileceğini tüm demokratik zaaf ve eksikliğine rağmen pratikte emperyalistlerin yüzüne tokat gibi indiren, yani emperyalistlerin parçala böl yönet ilkesine direnen bir ülkedir.
Bu gün ülke genelinde karşıtlık üzerinden gerçekleşen protestoların nüfusun çok küçük bir bölümü ile sınırlı olmasına karşılık mevcut yönetime destek eylemlerinin milyonlarla ifadesi bundandır.
Emperyalist ve işbirlikçi dünyanın tam tersini gösterme çabası, yönetime destek eylemlerini bile karşı gibi gösterme gayreti, Suriye ile ilgisi olmayan ve farklı yer ve tarihlere ait görüntüleri 24 saat patronların televizyonlarında servis etmesi de Suriye üzerinden Ortadoğu’da emperyalistlerin oynadığı oyunun ne kadar acımasız, insafsız ve ahlaksız olduğunun kanıtıdır.
Nazım Hikmet bir şiirinde şöyle der:
…insanlarım ahh insanlarım
Antenler yalan söylüyorsa
Yalan söylüyorsa rotatifler
Kitaplar yalan söylüyorsa
Duvarda afiş, sütunda ilan yalan söylüyorsa
…ellerinizden geçinen
Ve ellerinizden başka her şey
Herkes yalan söylüyorsa
Elleriniz balçık gibi itaatli
Elleriniz karanlık gibi kör
Elleriniz çoban köpekleri gibi aptal olsun
Elleriniz isyan etmesin diyedir.
Ve zaten bu kadar az misafir kaldığımız
Bu ölümlü bu yaşanası dünyada
Bu bezirgân saltanatı
Bu zulüm bitmesin diyedir.
İşte bu gün Nazım’ın ne kadar haklı olduğunu bir kez daha görüyoruz. Ve en azından emperyalist dünyanın Başta ABD olmak üzere işbirlikçileri ile birlikte neden yalan söylemek zorunda olduklarını çok iyi biliyoruz.
Gazetelerin, televizyonların, muhabirlerin ve haberlerin neden yalan söylediklerini ve söylemek zorunda olduklarını patronlarından biliyoruz.
Mülteci olarak bu gün ilimizde bulunan değerli Suriye vatandaşları, Gelmişsiniz hoş gelmişsiniz sefa gelmişsiniz. Ancak şunu bilmeniz gerekir ki, asıl düşmanınız aranızda Alevi-Sünni-Hıristiyan-Dürzi gibi ayrışmalar yaparak sizi bölmeyi, küçültmeyi, zayıflatmayı hedefleyen, böylece dünyadaki faşist diktatörlüğüne yeni uygulama alanları açmak isteyen ABD Emperyalizmi ile İsrail Siyonizm’idir. Bu oyuna gelmeyin. Binlerce yıldır kardeşçe yaşayan halklar olarak düşmanınızı iyi belleyin.
Gerek Suriye gerekse Türkiye Halkları olarak ortak düşmanımızı iyi bellemezsek, yani Ortadoğu’da barış ve huzurun ancak emekçi ülke halklarının emeği ile inşa olabileceğini unutursak Emperyalist ABD, Siyonist İsrail ve işbirlikçilerinin işlerini kolaylaştıracağımızı bilmeliyiz. Bunların özellikle NATO adı altında ellerini attığı her yeri kuruttuğunu, gittikleri her yere yalnızca barut, ateş, kan ve gözyaşı götürdüğünü aklımızdan çıkarmamalıyız. Tarihin kendisi kanıttır. İşte Irak, Filistin, Afganistan, Somali, Libya ve nicesi…
Türkiye ve Suriye başta olmak üzere bu “nicesi…” ile bitirdiğimiz satırın devamına Suriye’nin, ardından da Türkiye’nin gelmesine izin vermemeliyiz.
Türkiye ve Suriye halkları başta olmak üzere Ortadoğu halkları Ortadoğu’daki emperyalist ablukayı ve baskıyı sona erdirecek birikime, tarihsel deneyime, güce ve iradeye sahiptir. Bunun için tarihe bakmak yeterlidir.
Bizler “Bu Suriye’nin iç işidir bizi ilgilendirmez” diyemeyiz. Ama aynı zamanda Ortadoğu’da emperyalizmin Suriye üzerinden yeni konumlanışına duyarsız da kalamayız. Evet, bu gün Suriye’de antidemokratik uygulamalar olabilir. Ancak bunu dile getirecek olanların önce dönüp kendisine bakması ve önce kendi halklarına hesap vermesi gerekir. ABD ve Şürekâsının Ortadoğu’nun en antidemokratik ülkesi olan ve krallıkla, şeriatla yönetilen, kadınların araba kullanmasının bile yasaklandığı Suudi Arabistan gibi bir devletin tam tekmil yanında oluşu gerçek yüzlerinin bir göstergesidir.
Irak’a özgürlük misket bombalarıyla, Somali’ye adalet kitle kıyımlarıyla, Afganistan’a demokrasi napalm bombalarıyla, kimyasallarla geldi. Şimdi Libya’da insan hakları sivillere yönelik katliamlarla NATO şemsiyesi altında ihraç ediliyor.
Aynı şeyin Suriye üzerinden yeniden oynanmasına izin vermemeliyiz. Suriye’de çıkacak yangının dumanının ilk bizleri boğacağını, ardından yakacağını unutmamalıyız. Bu nedenle temel sloganımız YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ, temel talebimiz EMPERYALİST ABD, SİYONİST İSRAİL ORTADOĞUDAN DEFOL olmalıdır.
YAŞASIN HALKLARIN EMPERYALİZME KARŞI BİRLİKTE MÜCADELESİ
SAMANDAĞ EĞİTİM SEN
SAMANDAĞ SES
SAMANDAĞ ZİRAAT ODASI
SAMANDAĞ ECZACILAR ODASI
SAMANDAĞ BAROSU
SAMANDAĞ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI”
11 Temmuz 2011
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder