20 Temmuz 2011 Çarşamba
KONGRE GEL: BATI, SURİYE İÇİN AKP’yi GÖREVLENDİRDİ
Mihrac Ural’ın notu:
21 Temmuz 2011
Suriye olayları üzerine yüzü aşkın makale yazdık. Eksikliklerini ve yapılması acil olanları dile getirdik. Taraftık, Suriye’nin halkçı yönetimine karşı oluşan şer güçlerinin karşısındaydık. Bu mücadelede safların açık olması gerektiğini, eleştirilerimize rağmen bunun net olarak ortaya konmasını ifade ettik. Suriye üzerine kurgulanın yalanların, iftiraların, diktatörlük suçlamalarının akıl almaz bir yalan kurgusu olduğunu belgeleriyle, rakamsal, sayısal ve siyasal, toplumsal ekonomik açıklamalarla ifade ettik. Kraldan çok kralcılık yapmadık, Bölgemizin istisnasız tüm devrimci hareketlerinin yaklaşımlarını temel aldık onlar gibi safımızı Amerika’ya karşı, İsrail ve Siyonistlere karşı, Arap gericiliğine ve Erdoğan’ın eli kanlı Müslüman kardeşler şebekesiyle el ele vererek Suriye’yi kan gölüne çevirme planlarına, BOP uşaklığı ve ikiyüzlülüğüne karşı durduk. Bölgede bilinen en saygın, en kitlesel, en direnişçi güçlerin ve şahsiyetlerin aldığı Suriye’nin halkçı yönetimini destekleme kararına ortak olduk. Bölgeyi ve tek tek ülkeleri bilen siyasal güçleri derinlemesine kavrayın duyarlı devrimcilerle birlikte saf tutuk.
Buna rağmen, “Suriye’nin handikabı Kürt sorunudur” dedik. Bunu etraflıca da açıkladık. Kürt halkının Suriye’de ezici bir çoğunlukla, Ömer Oso’nun ifade ettiği ortak vatan çatısı altında, Beşşar Esad’ önderliğinde reformların ikamesini desteklenmesi gerektiği açıklamasıyla aynı paralelde görüş belirledik. Suriye’nin Kürt halkıyla tarihi barışçıl ilişkisini unutmadan, ülkemizde Kürtlere reva görülen hiçbir türden baskının Kürtlere yapılmamış olmasının verdiği sağlıklı geçmiş üzerinde, ortak vatan çatısı altında geleceğe omuz omuza yöneleceğini dile getirdik. Kürt halkının anadille eğitim hakları dahil, siyasi yelpazede temsil haklarını ifade ettik. Suriye’nin halkçı yönetiminin devrim gibi reformlarla bu adımları atacağı da yeterince açığa çıktı. Bu da safımızı, tüm bölge devrimci güçleri gibi, doğru belirlediğimizin önemli bir işareti oldu.
Suriye’yi, ABD, İsrail, Siyonist Araplar ve onların kuklası Erdoğan yönetimine karşı, ülkemizin Siyonist solcuları ve itirafçılarıyla MİT ajanları ve eli kanlı Müslüman kardeşler şebekesine karşı yalnız bırakmamak gerektiği gerçeği önemli bir tutumdur. Bu şer güçlerinin tek amaçları, karanlık emel ve çıkarları için komşumuzu iç savaşa sürmek istemektedirler. Bunun için medya tarihinin en kapsamlı yalanları, abartma ve uydurmaları uluslararası medya tekelleri tarafından da pompalanıp durdu. Bizler bu yalanları, belgeleriyle, kanıtlarıyla ve görgü tanıklığımızla teşhir ettik. Suriye halkı Kürtleriyle güçlü olur dedik ve Kürt halkı da ortak vatan çatısı altında meydanları dolduran milyonlara eklenerek desteğini arz etti.
29 Mart, 21 Haziran, 17 Temmuz 2001 tarihleri ve bu aradaki her gün milyonlar milyonlara eklenerek Suriye’nin halkçı yönetimine bağlılık ve destek sunuldu. Bu hala devam etmektedir. Kürt halkının ve özgürlük mücadelesinin, Öcalan liderliğinde PKK’nın en kadim ve en yakın dostları olarak biz THKP-C (Acilciler), Kürt halkı adına bu süreçte bir açıklamanın gerekli olduğuna işaret ettik. Bu açıklamanın önemi vardı. Tarihsel tutarlılık, dostlukta süreklilik ve Kürt halkının gerçekçi çıkarlarının yerini belirleme açısından önem taşıyordu. Dar çıkarlar, anlık kazançların üzerine stratejik siyasetlerin kurulamayacağı açıktı. Suriye 18 yıl kesintisiz en geniş ve en derin haliyle PKK’yi taşımıştı. Bunu ilkeli ve haklı olarak yapmıştı. PKK’de Suriye’ye karşı her zaman dostça tutum almıştı. Zaman zaman bu dostluğu inciten özellikle Suriye kaynaklı tutumların tanıkları da bizleriz. Ancak bu hatalar derin dostluk ilişkilerini zedeleyecek çapta değildir. Kürt halkıyla tarihsel bir barış ilişkisi kurmuş olan bu ülkenin halkçı yönetimi, üzerine çullanan bu şer güçlere karşı mücadelesinde, Kürt halkı adına alınması gereken bir tavır olmalıydı. Bu tavır eleştirel içeriğiyle dostça bir tavır olarak Kongre Gel divan başkanlığı tarafından ilan edilmiş oldu.
Bu arada ROJ TV’ye çıkan, eskiden saflarımıza bulaşmış bir itirafçının üflediği yalanlarla ortaya sergilenen Suriye düşmanı söylemleri çirkindi. Ancak bu ayrık söylemlerin asla Kürt halkını ve özgürlük hareketini temsil etmediğini biliyorduk.
Nitekim, Kongre Gel Başkanlık Divanı Üyesi Hacer Zağros’un açıklamasıyla her şey netleşmiş oldu. Kürt halkı adına Kongre gel Suriye’ye ilişkin bir dost tutumu beyan etmiştir. Geçmişten bu yana Suriye’yi yakından tanıyan ve onun halkçı yönetiminden en güç koşullarda destek gören ve bölge halkları lehine en tutarlı tavrı takınan Suriye’yle ilgili ortaya konan bu tutum olumludur. Eleştiri ve öneriler doğru bir tutumun ifadesidir. Suriye’ye saldırıyı ve bu saldırıdaki kuklalar doğru tespit edilmiş. Reformların acilen uygulanması çağrısı ise yerinde bir çağrıdır.
Ülkemizin Siyonist solcularına, Suriye’ye askeri operasyon yapılsın çığlığı atan ahlaksızlara da sert bir şamardır.
Birlikte okuyalım:
“REDUR XELİL –ANF 08:44 / 01 Temmuz 2011
BEHDİNAN - Suriye’deki şiddet olaylarına dikkat çeken Kongre Gel Başkanlık Divanı Üyesi Hacer Zağros, ülkenin temel sorununun Kürt sorunu olduğunu belirterek, Şam yönetimine “Bir an önce reformları başlatın” çağrısı yaptı. Zağros, ABD ve Batı’nın Suriye için AKP’yi görevlendirdiğine dikkat çekti.
Rejimin baskıcı ve şiddetine rağmen Suriye halkının demokratik hak ve özgürlüklere kavuşması için mücadele için kararını verdiğini ifade eden Kongra Gel yöneticisi Hacer Zağros “Şiddet ve sivil ölümlere rağmen hala Esad yönetiminin adım atmaması düşündürücüdür. Barışçıl yöntemlerle krizin aşılması umudu gerçekleşmedi” dedi.
Batılı güçlerin Suriye için özel planları olduğunu dikkat çeken Zağros devamla şunları söyledi; “Birçok devlet ve dış güçler Suriye halkının ayaklanmasını kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak istiyor. Zira dış müdahale krizi daha da derinleştirecek, sahte bir demokrasi formülü geliştirecekler. Bu yüzden rejim bir an önce adım atmalı.”
Batı Kürdistan’da ise 3 Milyon Kürdün yaşadığını hatırlatan Zağros “Suriye’nin temel sorunu Kürt sorunudur. Şayet Kürtlerin demokratik hak ve özgürlükleri verilirse, ülkenin önündeki en büyük sorun da aşılmış olacak, demokrasiye geçişin önü açılacaktır” dedi.
Suriye için ABD ve batının AKP’yi görevlendirdiğini savunan Zağros şöyle konuştu: “Suriye yönetimi ABD ve dış güçlerin oyununu iyi görmeli ve kendi halkına karşı uyguladığı şiddete son vermeli. Ancak Suriye’de yaşayan bütün halklar taleplerinde ısrar etmeye devam edecekler. Dolayısıyla Şam’ın reformları yapması hayati bir öneme sahiptir. Aksi taktirde olaylar kontrolden çıkacaktır.”
21 Temmuz 2011
Suriye olayları üzerine yüzü aşkın makale yazdık. Eksikliklerini ve yapılması acil olanları dile getirdik. Taraftık, Suriye’nin halkçı yönetimine karşı oluşan şer güçlerinin karşısındaydık. Bu mücadelede safların açık olması gerektiğini, eleştirilerimize rağmen bunun net olarak ortaya konmasını ifade ettik. Suriye üzerine kurgulanın yalanların, iftiraların, diktatörlük suçlamalarının akıl almaz bir yalan kurgusu olduğunu belgeleriyle, rakamsal, sayısal ve siyasal, toplumsal ekonomik açıklamalarla ifade ettik. Kraldan çok kralcılık yapmadık, Bölgemizin istisnasız tüm devrimci hareketlerinin yaklaşımlarını temel aldık onlar gibi safımızı Amerika’ya karşı, İsrail ve Siyonistlere karşı, Arap gericiliğine ve Erdoğan’ın eli kanlı Müslüman kardeşler şebekesiyle el ele vererek Suriye’yi kan gölüne çevirme planlarına, BOP uşaklığı ve ikiyüzlülüğüne karşı durduk. Bölgede bilinen en saygın, en kitlesel, en direnişçi güçlerin ve şahsiyetlerin aldığı Suriye’nin halkçı yönetimini destekleme kararına ortak olduk. Bölgeyi ve tek tek ülkeleri bilen siyasal güçleri derinlemesine kavrayın duyarlı devrimcilerle birlikte saf tutuk.
Buna rağmen, “Suriye’nin handikabı Kürt sorunudur” dedik. Bunu etraflıca da açıkladık. Kürt halkının Suriye’de ezici bir çoğunlukla, Ömer Oso’nun ifade ettiği ortak vatan çatısı altında, Beşşar Esad’ önderliğinde reformların ikamesini desteklenmesi gerektiği açıklamasıyla aynı paralelde görüş belirledik. Suriye’nin Kürt halkıyla tarihi barışçıl ilişkisini unutmadan, ülkemizde Kürtlere reva görülen hiçbir türden baskının Kürtlere yapılmamış olmasının verdiği sağlıklı geçmiş üzerinde, ortak vatan çatısı altında geleceğe omuz omuza yöneleceğini dile getirdik. Kürt halkının anadille eğitim hakları dahil, siyasi yelpazede temsil haklarını ifade ettik. Suriye’nin halkçı yönetiminin devrim gibi reformlarla bu adımları atacağı da yeterince açığa çıktı. Bu da safımızı, tüm bölge devrimci güçleri gibi, doğru belirlediğimizin önemli bir işareti oldu.
Suriye’yi, ABD, İsrail, Siyonist Araplar ve onların kuklası Erdoğan yönetimine karşı, ülkemizin Siyonist solcuları ve itirafçılarıyla MİT ajanları ve eli kanlı Müslüman kardeşler şebekesine karşı yalnız bırakmamak gerektiği gerçeği önemli bir tutumdur. Bu şer güçlerinin tek amaçları, karanlık emel ve çıkarları için komşumuzu iç savaşa sürmek istemektedirler. Bunun için medya tarihinin en kapsamlı yalanları, abartma ve uydurmaları uluslararası medya tekelleri tarafından da pompalanıp durdu. Bizler bu yalanları, belgeleriyle, kanıtlarıyla ve görgü tanıklığımızla teşhir ettik. Suriye halkı Kürtleriyle güçlü olur dedik ve Kürt halkı da ortak vatan çatısı altında meydanları dolduran milyonlara eklenerek desteğini arz etti.
29 Mart, 21 Haziran, 17 Temmuz 2001 tarihleri ve bu aradaki her gün milyonlar milyonlara eklenerek Suriye’nin halkçı yönetimine bağlılık ve destek sunuldu. Bu hala devam etmektedir. Kürt halkının ve özgürlük mücadelesinin, Öcalan liderliğinde PKK’nın en kadim ve en yakın dostları olarak biz THKP-C (Acilciler), Kürt halkı adına bu süreçte bir açıklamanın gerekli olduğuna işaret ettik. Bu açıklamanın önemi vardı. Tarihsel tutarlılık, dostlukta süreklilik ve Kürt halkının gerçekçi çıkarlarının yerini belirleme açısından önem taşıyordu. Dar çıkarlar, anlık kazançların üzerine stratejik siyasetlerin kurulamayacağı açıktı. Suriye 18 yıl kesintisiz en geniş ve en derin haliyle PKK’yi taşımıştı. Bunu ilkeli ve haklı olarak yapmıştı. PKK’de Suriye’ye karşı her zaman dostça tutum almıştı. Zaman zaman bu dostluğu inciten özellikle Suriye kaynaklı tutumların tanıkları da bizleriz. Ancak bu hatalar derin dostluk ilişkilerini zedeleyecek çapta değildir. Kürt halkıyla tarihsel bir barış ilişkisi kurmuş olan bu ülkenin halkçı yönetimi, üzerine çullanan bu şer güçlere karşı mücadelesinde, Kürt halkı adına alınması gereken bir tavır olmalıydı. Bu tavır eleştirel içeriğiyle dostça bir tavır olarak Kongre Gel divan başkanlığı tarafından ilan edilmiş oldu.
Bu arada ROJ TV’ye çıkan, eskiden saflarımıza bulaşmış bir itirafçının üflediği yalanlarla ortaya sergilenen Suriye düşmanı söylemleri çirkindi. Ancak bu ayrık söylemlerin asla Kürt halkını ve özgürlük hareketini temsil etmediğini biliyorduk.
Nitekim, Kongre Gel Başkanlık Divanı Üyesi Hacer Zağros’un açıklamasıyla her şey netleşmiş oldu. Kürt halkı adına Kongre gel Suriye’ye ilişkin bir dost tutumu beyan etmiştir. Geçmişten bu yana Suriye’yi yakından tanıyan ve onun halkçı yönetiminden en güç koşullarda destek gören ve bölge halkları lehine en tutarlı tavrı takınan Suriye’yle ilgili ortaya konan bu tutum olumludur. Eleştiri ve öneriler doğru bir tutumun ifadesidir. Suriye’ye saldırıyı ve bu saldırıdaki kuklalar doğru tespit edilmiş. Reformların acilen uygulanması çağrısı ise yerinde bir çağrıdır.
Ülkemizin Siyonist solcularına, Suriye’ye askeri operasyon yapılsın çığlığı atan ahlaksızlara da sert bir şamardır.
Birlikte okuyalım:
“REDUR XELİL –ANF 08:44 / 01 Temmuz 2011
BEHDİNAN - Suriye’deki şiddet olaylarına dikkat çeken Kongre Gel Başkanlık Divanı Üyesi Hacer Zağros, ülkenin temel sorununun Kürt sorunu olduğunu belirterek, Şam yönetimine “Bir an önce reformları başlatın” çağrısı yaptı. Zağros, ABD ve Batı’nın Suriye için AKP’yi görevlendirdiğine dikkat çekti.
Rejimin baskıcı ve şiddetine rağmen Suriye halkının demokratik hak ve özgürlüklere kavuşması için mücadele için kararını verdiğini ifade eden Kongra Gel yöneticisi Hacer Zağros “Şiddet ve sivil ölümlere rağmen hala Esad yönetiminin adım atmaması düşündürücüdür. Barışçıl yöntemlerle krizin aşılması umudu gerçekleşmedi” dedi.
Batılı güçlerin Suriye için özel planları olduğunu dikkat çeken Zağros devamla şunları söyledi; “Birçok devlet ve dış güçler Suriye halkının ayaklanmasını kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak istiyor. Zira dış müdahale krizi daha da derinleştirecek, sahte bir demokrasi formülü geliştirecekler. Bu yüzden rejim bir an önce adım atmalı.”
Batı Kürdistan’da ise 3 Milyon Kürdün yaşadığını hatırlatan Zağros “Suriye’nin temel sorunu Kürt sorunudur. Şayet Kürtlerin demokratik hak ve özgürlükleri verilirse, ülkenin önündeki en büyük sorun da aşılmış olacak, demokrasiye geçişin önü açılacaktır” dedi.
Suriye için ABD ve batının AKP’yi görevlendirdiğini savunan Zağros şöyle konuştu: “Suriye yönetimi ABD ve dış güçlerin oyununu iyi görmeli ve kendi halkına karşı uyguladığı şiddete son vermeli. Ancak Suriye’de yaşayan bütün halklar taleplerinde ısrar etmeye devam edecekler. Dolayısıyla Şam’ın reformları yapması hayati bir öneme sahiptir. Aksi taktirde olaylar kontrolden çıkacaktır.”
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder