8 Temmuz 2011 Cuma
DÜNDEN AYRI ŞEYLER SÖYLENMİYOR
Hasip Yiğitoğlu
7 Temmuz 2011
Bu yazıma,A.Hicri Özgören”in son yazısından,Mevlana”ya ait bir alıntı yaparak başlayacağım.Mevlana şöyle diyor;DÜNLE BERABER GİTTİ CANCAĞIZIM,NE KADAR SÖZ VARSA DÜNE AİT,ŞİMDİ YENİ ŞEYLER SÖYLEMEK LAZIM.
Mevlana”nın bu söylemi bana,Hazreti Ali”nin,DÜN İLE BU GÜNÜ KARIŞTIRANLAR ALDANIR Sözünü hatırlattı.Birde,EİNSTEİN nın dediğini hatırlattı,KARŞILAŞTIĞINIZ SORUNLARI,O SORUNLARI YARATTIĞINIZ DÜŞÜNCE DÜZLEMİNDE KALARAK ÇÖZEMESİNİZ.
Toplumsal bellek yitimine uğramış bir toplum olduğumuzu düşünüyorum bu anlamda.Devleti yönetenler açısından ise ne denilebilir,size bırakıyorum.Hele,hele seçim süreci boyunca,meydanlarında hep tarihi nostaljik argümanları kullanan Başbakan”nın bu sözleri bilmemesi mümkün müdür acaba……
Ne var ki, siyasilerimiz hep günü kurtarmanın kurgularından olacak ki,düşünce düzlemlerini sorgulamayı bırakın,hayata ait ne varsa kırıp döktürüyorlar.Geçmişin hukuksuzluğu üzerinden,sözüm ona,yeni bir devlet ve toplum kurgusu anlatıp duruyorlar.Geçmişle yüzleşmek yerine,gerçeklerin etrafında dolanıyorlar.
Hesaplaşmayı,biçimselleştirerek,yüzeyleştirerek,kayıkçılık yaparak zamana oynadılar hep.Zamana oynayarak,günü kurtarma kurgularından vaz geçemediğimiz sürece geleceği hiçbir zaman kurtaramayacağımıza göre de,işimiz çok zor olacak.
Bu durum toplumun demokratik bilincini ne değiştirebilir nede yeni bir açınım,atılım yaratabilir.Zamanı ötelemek ve uyuşturma maksatlı bu siyasetin yıllarca süren sonuçlarından anlamalıyız ki,bu zihniyetle yenilenmek mümkün olmamaktadır.Eski veriler üzerinden sorunların çözülemeyeceği yaşananlardan anlaşılmıyor sanki.
Eskileri atarak,beynimize yeni formatlar gerekmektedir.Akıl ve mantıkta bir sıçrama,bir dönüşüm yapmalıyız.Geçmişin tüm hukuksuzluklarını hatırlamalıyız.Toplumsal özgüvenimize ihtiyacımız var.Gerçek bir demokrasi için artık yüzleşmek zorundayız..Aksi taktirde aynı zihinlerle geleciğimizi,nesillerimizin geleceğini,savaşlara,ölümlere,yoksulluklara mahkum edeceğiz.
Bu gerçeği herkes,siyasi partiler,sivil toplum kurumları,çıkar grupları,birer,birer vatandaşlar olarak anlamalıyız.Başta da devletin bunu anlaması gerekir.Zaten devlet dediğimiz,insanını korumak,hizmet etmek için insanların oluşturduğu bir organizasyon değil midir…
İnsan yoksa,devlette olmayacağına göre,devlet insanının taleplerine kulaklarını açmalıdır.Sorunları çözmeli,vatandaşı için iyi bir yaşam kurgulamalıdır.
Acaba,ülkemiz böylemidir…Devletimiz,insanına ne kadar değer vermiştir bu güne kadar….Akıl düzlemini hep değiştiriyor mu……Tarihsel yaşamın değişen parametrelerine karşı ne kadar duyarlı olmuştur…..Bu gün,dünden ne kadar farklı olmuştur.Daha bir çok soru var.Ama bir soru var ki,herkesin kendine sorması gerekmektedir.Verdiğimiz vergilerle,alınan milyarlarca dolarlık silahların envanteri.Bu silahlar savaş yapmadığımıza göre neden alınmış,nerede duruyor.Yoksa kullanıldı mı;kullanıldıysa kime karşı kullanıldı.
Zihinlerimizi gevşetmekten kurtarmalıyız artık.
Sormalıyız,sorgulamalıyız…….
İnsanlar bu durumun neresinde.
Maalesef dünden farklı olmayan politikaların düzleminde yaşıyoruz hala.Nerdeyse bir yüzyılı geride bıraktık.Ancak devletin paradigması aynı.Varoluş zihni değişmiyor bu devletin.İnsanını hep ayrıştırmak,karmaşa yaratmak ve yönetmek gibi bir zihin algısı ile devam ediyor.İnsani değerler ve oluşumları kirletiliyor,içleri boşaltılıyor.Özgürlüklerin önündeki,yasal ve siyasi engellerin boyutları derinleştiriliyor.
Halkın tercihleri bile hazmedilmiyor.Yıldırma,tehdit,tutuklama politikaları dün gibidir.Evet dün olduğu gibi,demokrasi karşıtı tüm güçler anti demokratik refleksleriyle çivi gibi durmaktadırlar.Şöven,militarist ve statükocu zihinleriyle değişimin önünde set çekmektedirler.Kurt sorunu,Yeni Anayasa konusunda ağız birliği hamasetleri tehlikeli bir sürecin yol haritasına işaret ediyor.
Dünden ayrı şeyler söylenmiyor………..
Hasip Yiğitoğlu
7 Temmuz 2011
Bu yazıma,A.Hicri Özgören”in son yazısından,Mevlana”ya ait bir alıntı yaparak başlayacağım.Mevlana şöyle diyor;DÜNLE BERABER GİTTİ CANCAĞIZIM,NE KADAR SÖZ VARSA DÜNE AİT,ŞİMDİ YENİ ŞEYLER SÖYLEMEK LAZIM.
Mevlana”nın bu söylemi bana,Hazreti Ali”nin,DÜN İLE BU GÜNÜ KARIŞTIRANLAR ALDANIR Sözünü hatırlattı.Birde,EİNSTEİN nın dediğini hatırlattı,KARŞILAŞTIĞINIZ SORUNLARI,O SORUNLARI YARATTIĞINIZ DÜŞÜNCE DÜZLEMİNDE KALARAK ÇÖZEMESİNİZ.
Toplumsal bellek yitimine uğramış bir toplum olduğumuzu düşünüyorum bu anlamda.Devleti yönetenler açısından ise ne denilebilir,size bırakıyorum.Hele,hele seçim süreci boyunca,meydanlarında hep tarihi nostaljik argümanları kullanan Başbakan”nın bu sözleri bilmemesi mümkün müdür acaba……
Ne var ki, siyasilerimiz hep günü kurtarmanın kurgularından olacak ki,düşünce düzlemlerini sorgulamayı bırakın,hayata ait ne varsa kırıp döktürüyorlar.Geçmişin hukuksuzluğu üzerinden,sözüm ona,yeni bir devlet ve toplum kurgusu anlatıp duruyorlar.Geçmişle yüzleşmek yerine,gerçeklerin etrafında dolanıyorlar.
Hesaplaşmayı,biçimselleştirerek,yüzeyleştirerek,kayıkçılık yaparak zamana oynadılar hep.Zamana oynayarak,günü kurtarma kurgularından vaz geçemediğimiz sürece geleceği hiçbir zaman kurtaramayacağımıza göre de,işimiz çok zor olacak.
Bu durum toplumun demokratik bilincini ne değiştirebilir nede yeni bir açınım,atılım yaratabilir.Zamanı ötelemek ve uyuşturma maksatlı bu siyasetin yıllarca süren sonuçlarından anlamalıyız ki,bu zihniyetle yenilenmek mümkün olmamaktadır.Eski veriler üzerinden sorunların çözülemeyeceği yaşananlardan anlaşılmıyor sanki.
Eskileri atarak,beynimize yeni formatlar gerekmektedir.Akıl ve mantıkta bir sıçrama,bir dönüşüm yapmalıyız.Geçmişin tüm hukuksuzluklarını hatırlamalıyız.Toplumsal özgüvenimize ihtiyacımız var.Gerçek bir demokrasi için artık yüzleşmek zorundayız..Aksi taktirde aynı zihinlerle geleciğimizi,nesillerimizin geleceğini,savaşlara,ölümlere,yoksulluklara mahkum edeceğiz.
Bu gerçeği herkes,siyasi partiler,sivil toplum kurumları,çıkar grupları,birer,birer vatandaşlar olarak anlamalıyız.Başta da devletin bunu anlaması gerekir.Zaten devlet dediğimiz,insanını korumak,hizmet etmek için insanların oluşturduğu bir organizasyon değil midir…
İnsan yoksa,devlette olmayacağına göre,devlet insanının taleplerine kulaklarını açmalıdır.Sorunları çözmeli,vatandaşı için iyi bir yaşam kurgulamalıdır.
Acaba,ülkemiz böylemidir…Devletimiz,insanına ne kadar değer vermiştir bu güne kadar….Akıl düzlemini hep değiştiriyor mu……Tarihsel yaşamın değişen parametrelerine karşı ne kadar duyarlı olmuştur…..Bu gün,dünden ne kadar farklı olmuştur.Daha bir çok soru var.Ama bir soru var ki,herkesin kendine sorması gerekmektedir.Verdiğimiz vergilerle,alınan milyarlarca dolarlık silahların envanteri.Bu silahlar savaş yapmadığımıza göre neden alınmış,nerede duruyor.Yoksa kullanıldı mı;kullanıldıysa kime karşı kullanıldı.
Zihinlerimizi gevşetmekten kurtarmalıyız artık.
Sormalıyız,sorgulamalıyız…….
İnsanlar bu durumun neresinde.
Maalesef dünden farklı olmayan politikaların düzleminde yaşıyoruz hala.Nerdeyse bir yüzyılı geride bıraktık.Ancak devletin paradigması aynı.Varoluş zihni değişmiyor bu devletin.İnsanını hep ayrıştırmak,karmaşa yaratmak ve yönetmek gibi bir zihin algısı ile devam ediyor.İnsani değerler ve oluşumları kirletiliyor,içleri boşaltılıyor.Özgürlüklerin önündeki,yasal ve siyasi engellerin boyutları derinleştiriliyor.
Halkın tercihleri bile hazmedilmiyor.Yıldırma,tehdit,tutuklama politikaları dün gibidir.Evet dün olduğu gibi,demokrasi karşıtı tüm güçler anti demokratik refleksleriyle çivi gibi durmaktadırlar.Şöven,militarist ve statükocu zihinleriyle değişimin önünde set çekmektedirler.Kurt sorunu,Yeni Anayasa konusunda ağız birliği hamasetleri tehlikeli bir sürecin yol haritasına işaret ediyor.
Dünden ayrı şeyler söylenmiyor………..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder