13 Temmuz 2010 Salı
Ferhat Tunç-Leyla Halid İki Efsane İsim Aynı Platformda Buluştu
Nazlı Güzel / Hatay -13 Temmuz 2010
Zor bir işe kalkıştığımın farkındayım. Bu bir haber olmanın ötesinde bir anlam taşımalı, dedim ve yazıya koyuldum. Bazı güzel insanlarla aynı ortamda bulunabilmenin, onların duruşuna bir kez daha tanıklık etme şansını yakalayabilmenin duygu ve düşüncelerinden damıtılmış bir belge olsun istiyorum. Kentimde gerçekleşen ve bana göre tarihi anlam taşıyan buluşmaların tanıklığıdır paylaşmak istediğim...
Dersim’in acı, hüzün, isyan ve direnmelerin tarihini adeta yüz çizgilerinde taşıyan, acılı bir coğrafyanın başkaldırı ve direnme kültüründen beslenmiş ve buna uygun bir duruş sahibidir Ferhat Tunç… Ötekileştirilenlerin sesi, savunucusu, sevdalısı, bir o kadar da sevileni bir sanatçı…
Onu anlatmaya kelimelerin gücü yetmez, biliyorum. Buna kalkışmayacağım da. Sadece, bu toprakların yetiştirdiği en önemli değerlerimizden biri olduğunu söylemekle yetineceğim. Gerisini tarih anlatsın…
Zeki Ural’a Ziyaret ve Kadın Hayranları
Evvel Temmuz festivali etkinlikleri kapsamında kentimize konuk olan Ferhat Tunç, günlük programı çerçevesinde kendi kuşağının önder direnişçilerinden biri olan ve muhalif kimliğiyle tanınan Zeki Ural’ın evine ziyaret gerçekleştirdi. Tarihi bir mekan olan aile evinin avlusunda gerçekleşen buluşma, aynı zamanda halkların kardeşliğinin bir güzellemesiydi.
Sorunlar yumağı olan ülkemizde en çok mağdur edilen kesimin kadınlar olduğu bilinmekte. Bundandır, mazlumların özellikle de anaların acılarına duyarlılığıyla bilinen sanatçının hayran kitlesi içerinde kadınlar özel bir yer tutar. Bu ziyaret esnasında da kadın hayranlarının, onunla bir arada olmanın ne anlama geldiğinin bilinciyle bakışları ışıl ışıldı.
İki Efsane İsim: Ferhat Tunç ve Leyla Halid Aynı Platformda
1970’li yıllarda Filistin Halk Kurtuluş Örgütü'nün saflarında İsrail işgaline karşı mücadele eden ve hala aynı ruh ve kararlılıkla bu mücadeleyi sürdüren efsane direnişçi Leyla Halid aynı etkinlikler kapsamında ilimize gelen isimler arasındaydı.
Ferhat Tunç ile Leyla Halid, bir araya geldikleri paneldeki konuşmalarında aynı coğrafyanın kader ortaklığının, çözülemeyen sorunlarının ve zulme karşı mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesi gerektiğinin altını çizdiler. Sanatçı Ferhat Tunç; Ortadoğu coğrafyasında yaşayan halkın yani Filistin ve Kürt halkının aynı kaderi paylaştıklarını ve acılarının ortak olduğunu ifade etti. “Bizler Filistin özgürlük mücadelesinden çok şey öğrendik. Bu mücadelenin sembolleştirdiği kadın savaşçı Leyla Halid’ten kadınlarımız çok şey örgendi. Taş atan Kürt çocuklarının Filistin’deki intifada çocuklarından bir farkı yoktur,” derken salonda “Yaşasın Halkların Kardeşliği” sloganı yükseldi. Ferhat Tunç 28 Temmuz’da Diyarbakır ağır ceza mahkemesinde görülecek duruşmasına da vurgu yaparak; “eğer halklarımız özgür ve demokratik bir Türkiye’de eşit ve insanca yaşayacaklarsa 15 yıl değil bu uğurda 30 yıl yatmaya hazırım,” şeklinde konuştu. Ferhat Tunç’un konuşmasından sonra tekrar söz alan Leyla Halid’in; “anladığım kadarıyla ülkenizde aydınlar, sanatçılar düşüncelerinden dolayı cezaevine girme riskiyle karşı karşıyalar. Ferhat Tunç’ta bunların arasındadır. Şuna emin olunki ben kendi alanımda bunun da mücadelesini vereceğim ve eğer avukat olsaydım onun avukatlığını yapmaktan onur duyardım,” şeklindeki sözleri, halkların kardeşliği adına oldukça anlamlıydı.
Ferhat Tunç Konserini 30 bin kişi izledi
Bilinir, Ferhat Tunç’un her konseri kitlesel ve coşkulu geçer. Samandağ konseri de bunlardan biriydi. Otuz bini geçkin kişinin izlediği konserde, sanatçının sahne performansı mükemmeldi desek abartılı olmaz. Seslendirdiği parçaların yanı sıra kitleye verdiği mesajlarla da bilinçlere ışık düşürmeye devam etti.
Ferhat Tunç, muhalif kimliğine yakışır cesur duruşu ve düşüncelerini bulunduğu her alanda özgürce ifade edebilen bir sanatçıdır aynı zamanda. Başta Kürt sorunu gelmek üzere ülkemizin temel sorunlarına değinen sanatçı, anaların çektiği acılara, kan ve gözyaşının dinmesi gerektiğine, bu uğurda verilen mücadelede henüz yolun başında olunduğuna dikkat çekti. Ayrıca barış mücadelesinin zorluğuna vurgu yapan sanatçı; “barış derdi olmayanların biz barış dedikçe neden tüylerinin diken diken olduğunu anlamak zor değil. Neticede hepsi bu savaşın sürmesinden yana,” şeklinde konuştu. Konseri esnasında; ezilen halkların acıları, kaderleri ortaktır, mesajıyla Leyla Halid’le bir kez daha yan yana geldi. Coşkunun doruğa ulaştığı anlardan biriydi. Bir yanda Filistin direnişinin sembollerinden Leyla Halid öbür yanda ülkemiz demokrasi mücadelesinin tavizsiz isimlerinden dünyaca ünlü sanatçı Ferhat Tunç…
Binlerce insana seslenmenin heyecanını yaşayan Leyla Halid, alkışlar arasında azim, kararlılık ve mücadele ruhuyla kitleye seslendi. Ferhat Tunç, 30 bin kişilik koro eşliğinde Leyla Halid ile birlikte “Savaşa Hayır” şarkısını seslendirdi.
Ardından, coşkunun ivmesinin bir an bile düşmediği konserine devam eden Ferhat Tunç, seslendirdiği hüzünlü-coşkulu parçaları ve verdiği mesajlarla sevenlerine unutulmaz bir gece yaşattı.
Tam da burada altını çizmek istediğim bir nokta var. Ferhat Tunç, muhalif kimliği, direngen duruşu yanı sıra halklaşmış bir sanatçı olarak etki alanının ve gücünün genişliğinden dolayı sürekli egemen zihniyetin baskı ve yıldırma politikalarına maruz kalmaktadır. Nitekim son olarak bir konuşmasından dolayı hakkında on beş yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştır. Ne var ki, sisteme mesaj iletircesine, gittiği her alanda olduğu gibi Samandağ konserinde de sevenleri onu bağrına bastı. 30 bini aşkın insanın sanatçısına bu şekilde sahip çıkmış olması, sanıyoruz ki egemenlere en iyi yanıttır.
Kahvaltıda Örülen Kardeşlik Ağı
Yaşamımızda özel bir yer tutacak olan büyülü anların, her biri öğretici derslerle dolu sohbetlerin paylaşıldığı ortamların ve dayanışma duygularının taçlandığı bir sabahı paylaşmak üzere yeniden bir aradayız. Sevginin, dostluğun, umudun işçilerinin konuk olduğu kahvaltı masasında zaman nasıl aktı, hiçbirimiz farkında değildik. O güzel anlarda hepimiz; bunca güzellik dışımıza da aksın, tüm ülkeye oradan dünyaya egemen olsun istedik. Böylece acılar bitecek, gözyaşları dinecek, her yere sevgi ve kardeşlik egemen olacaktı. Bir düştü bu… Bir özlem… Ama bizler, ta ki gerçekleşinceye kadar aynı kararlılıkla bu düşümüzün peşinden gitmeye devam edeceğiz.
Ve Ferhat Tunç, gitme vakti geldiğinde, tekrar buluşmak üzere, tıpkı öğretisini yaymaya yola koyulmuş bir derviş gibi, sanatını ve insana dair ne kadar güzellik varsa içinde barındırdığı aydınlık düşüncelerini başka halklara taşımak üzere yola koyuldu. Aynı ustalık ve bilgelikle...
Benim payıma ise iki efsane isimle bunca güzelliği paylaşmış olmanın ve onlarla aynı karede olabilmenin onuru düştü…
Zor bir işe kalkıştığımın farkındayım. Bu bir haber olmanın ötesinde bir anlam taşımalı, dedim ve yazıya koyuldum. Bazı güzel insanlarla aynı ortamda bulunabilmenin, onların duruşuna bir kez daha tanıklık etme şansını yakalayabilmenin duygu ve düşüncelerinden damıtılmış bir belge olsun istiyorum. Kentimde gerçekleşen ve bana göre tarihi anlam taşıyan buluşmaların tanıklığıdır paylaşmak istediğim...
Dersim’in acı, hüzün, isyan ve direnmelerin tarihini adeta yüz çizgilerinde taşıyan, acılı bir coğrafyanın başkaldırı ve direnme kültüründen beslenmiş ve buna uygun bir duruş sahibidir Ferhat Tunç… Ötekileştirilenlerin sesi, savunucusu, sevdalısı, bir o kadar da sevileni bir sanatçı…
Onu anlatmaya kelimelerin gücü yetmez, biliyorum. Buna kalkışmayacağım da. Sadece, bu toprakların yetiştirdiği en önemli değerlerimizden biri olduğunu söylemekle yetineceğim. Gerisini tarih anlatsın…
Zeki Ural’a Ziyaret ve Kadın Hayranları
Evvel Temmuz festivali etkinlikleri kapsamında kentimize konuk olan Ferhat Tunç, günlük programı çerçevesinde kendi kuşağının önder direnişçilerinden biri olan ve muhalif kimliğiyle tanınan Zeki Ural’ın evine ziyaret gerçekleştirdi. Tarihi bir mekan olan aile evinin avlusunda gerçekleşen buluşma, aynı zamanda halkların kardeşliğinin bir güzellemesiydi.
Sorunlar yumağı olan ülkemizde en çok mağdur edilen kesimin kadınlar olduğu bilinmekte. Bundandır, mazlumların özellikle de anaların acılarına duyarlılığıyla bilinen sanatçının hayran kitlesi içerinde kadınlar özel bir yer tutar. Bu ziyaret esnasında da kadın hayranlarının, onunla bir arada olmanın ne anlama geldiğinin bilinciyle bakışları ışıl ışıldı.
İki Efsane İsim: Ferhat Tunç ve Leyla Halid Aynı Platformda
1970’li yıllarda Filistin Halk Kurtuluş Örgütü'nün saflarında İsrail işgaline karşı mücadele eden ve hala aynı ruh ve kararlılıkla bu mücadeleyi sürdüren efsane direnişçi Leyla Halid aynı etkinlikler kapsamında ilimize gelen isimler arasındaydı.
Ferhat Tunç ile Leyla Halid, bir araya geldikleri paneldeki konuşmalarında aynı coğrafyanın kader ortaklığının, çözülemeyen sorunlarının ve zulme karşı mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesi gerektiğinin altını çizdiler. Sanatçı Ferhat Tunç; Ortadoğu coğrafyasında yaşayan halkın yani Filistin ve Kürt halkının aynı kaderi paylaştıklarını ve acılarının ortak olduğunu ifade etti. “Bizler Filistin özgürlük mücadelesinden çok şey öğrendik. Bu mücadelenin sembolleştirdiği kadın savaşçı Leyla Halid’ten kadınlarımız çok şey örgendi. Taş atan Kürt çocuklarının Filistin’deki intifada çocuklarından bir farkı yoktur,” derken salonda “Yaşasın Halkların Kardeşliği” sloganı yükseldi. Ferhat Tunç 28 Temmuz’da Diyarbakır ağır ceza mahkemesinde görülecek duruşmasına da vurgu yaparak; “eğer halklarımız özgür ve demokratik bir Türkiye’de eşit ve insanca yaşayacaklarsa 15 yıl değil bu uğurda 30 yıl yatmaya hazırım,” şeklinde konuştu. Ferhat Tunç’un konuşmasından sonra tekrar söz alan Leyla Halid’in; “anladığım kadarıyla ülkenizde aydınlar, sanatçılar düşüncelerinden dolayı cezaevine girme riskiyle karşı karşıyalar. Ferhat Tunç’ta bunların arasındadır. Şuna emin olunki ben kendi alanımda bunun da mücadelesini vereceğim ve eğer avukat olsaydım onun avukatlığını yapmaktan onur duyardım,” şeklindeki sözleri, halkların kardeşliği adına oldukça anlamlıydı.
Ferhat Tunç Konserini 30 bin kişi izledi
Bilinir, Ferhat Tunç’un her konseri kitlesel ve coşkulu geçer. Samandağ konseri de bunlardan biriydi. Otuz bini geçkin kişinin izlediği konserde, sanatçının sahne performansı mükemmeldi desek abartılı olmaz. Seslendirdiği parçaların yanı sıra kitleye verdiği mesajlarla da bilinçlere ışık düşürmeye devam etti.
Ferhat Tunç, muhalif kimliğine yakışır cesur duruşu ve düşüncelerini bulunduğu her alanda özgürce ifade edebilen bir sanatçıdır aynı zamanda. Başta Kürt sorunu gelmek üzere ülkemizin temel sorunlarına değinen sanatçı, anaların çektiği acılara, kan ve gözyaşının dinmesi gerektiğine, bu uğurda verilen mücadelede henüz yolun başında olunduğuna dikkat çekti. Ayrıca barış mücadelesinin zorluğuna vurgu yapan sanatçı; “barış derdi olmayanların biz barış dedikçe neden tüylerinin diken diken olduğunu anlamak zor değil. Neticede hepsi bu savaşın sürmesinden yana,” şeklinde konuştu. Konseri esnasında; ezilen halkların acıları, kaderleri ortaktır, mesajıyla Leyla Halid’le bir kez daha yan yana geldi. Coşkunun doruğa ulaştığı anlardan biriydi. Bir yanda Filistin direnişinin sembollerinden Leyla Halid öbür yanda ülkemiz demokrasi mücadelesinin tavizsiz isimlerinden dünyaca ünlü sanatçı Ferhat Tunç…
Binlerce insana seslenmenin heyecanını yaşayan Leyla Halid, alkışlar arasında azim, kararlılık ve mücadele ruhuyla kitleye seslendi. Ferhat Tunç, 30 bin kişilik koro eşliğinde Leyla Halid ile birlikte “Savaşa Hayır” şarkısını seslendirdi.
Ardından, coşkunun ivmesinin bir an bile düşmediği konserine devam eden Ferhat Tunç, seslendirdiği hüzünlü-coşkulu parçaları ve verdiği mesajlarla sevenlerine unutulmaz bir gece yaşattı.
Tam da burada altını çizmek istediğim bir nokta var. Ferhat Tunç, muhalif kimliği, direngen duruşu yanı sıra halklaşmış bir sanatçı olarak etki alanının ve gücünün genişliğinden dolayı sürekli egemen zihniyetin baskı ve yıldırma politikalarına maruz kalmaktadır. Nitekim son olarak bir konuşmasından dolayı hakkında on beş yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştır. Ne var ki, sisteme mesaj iletircesine, gittiği her alanda olduğu gibi Samandağ konserinde de sevenleri onu bağrına bastı. 30 bini aşkın insanın sanatçısına bu şekilde sahip çıkmış olması, sanıyoruz ki egemenlere en iyi yanıttır.
Kahvaltıda Örülen Kardeşlik Ağı
Yaşamımızda özel bir yer tutacak olan büyülü anların, her biri öğretici derslerle dolu sohbetlerin paylaşıldığı ortamların ve dayanışma duygularının taçlandığı bir sabahı paylaşmak üzere yeniden bir aradayız. Sevginin, dostluğun, umudun işçilerinin konuk olduğu kahvaltı masasında zaman nasıl aktı, hiçbirimiz farkında değildik. O güzel anlarda hepimiz; bunca güzellik dışımıza da aksın, tüm ülkeye oradan dünyaya egemen olsun istedik. Böylece acılar bitecek, gözyaşları dinecek, her yere sevgi ve kardeşlik egemen olacaktı. Bir düştü bu… Bir özlem… Ama bizler, ta ki gerçekleşinceye kadar aynı kararlılıkla bu düşümüzün peşinden gitmeye devam edeceğiz.
Ve Ferhat Tunç, gitme vakti geldiğinde, tekrar buluşmak üzere, tıpkı öğretisini yaymaya yola koyulmuş bir derviş gibi, sanatını ve insana dair ne kadar güzellik varsa içinde barındırdığı aydınlık düşüncelerini başka halklara taşımak üzere yola koyuldu. Aynı ustalık ve bilgelikle...
Benim payıma ise iki efsane isimle bunca güzelliği paylaşmış olmanın ve onlarla aynı karede olabilmenin onuru düştü…
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder