13 Haziran 2010 Pazar
ÇİFTE STANDART
Mustafa Elveren (Em. Öğrt.)
E-Posta: mustafaelveren@gmail.com
Web : www.gomanweb.com
İki il; Bolu ve Tunceli.
İki yerel gazete; Bolu Express Gazetesi ve Tunceli Emek Gazetesi.
İki soruşturma makamı; Bolu Cumhuriyet Savcılığı ve Tunceli Cumhuriyet Savcılığı.
Bolu Express Gazetesi köşe yazarı Işın Erşen 07 Ekim 2007’de adı geçen gazetedeki köşesinde; “Türk, işte karşında düşmanın” başlıklı makalesinde DTP’li milletvekilleri ve yöneticilerinin isimlerini sıralayarak “Her şehit için 5 DTP’li öldürülsün” diye yazdı.
“Yerel gazetede ‘Her şehit için 5 DTP’li öldürülsün’ diyen köşe yazarı Işın Erşen hakkında önce savcılık sonra mahkeme takipsizlik verdi. Yargıtay 8. Ceza da suç bulmadı” (Baskın Oran)
Tunceli Emek Gazetesi Köşe Yazarı Mustafa Elveren 06 Mart 2010’da adı geçen gazetedeki köşesinde; “Kürtler, Rojtv ve PKK” başlıklı yazısında ”DEP, HEP, HADEP, DEHAP, DTP, BDP … gibi partilerin çizgisindeki Kürtleri PKK’den ayrı tutmak mümkün görülmemektedir.” Şeklinde görüşünü yazdığı için hem gazetenin yazı işleri müdürü ve hem de yazarın hakkında Tunceli Cumhuriyet Savcılığınca soruşturma açıldı. Emniyetçe İfadeleri alındı ve soruşturma hala devam etmektedir.
Adam tek tek isimleri yazıyor, öldürülmesi için hedef gösteriyor, ne hikmetse suç kapsamında görülmüyor ve takipsizlik kararı veriliyor. Öbür taraftan PKK’nin etkili olduğu partinin tabanı olan bir kısım Kürtleri bu örgütten ayrı tutmak mümkün olmadığını söylemek suç kapsamında görülüyor ve soruşturma açılıyor. Tam bir çifte standart.
Sevgili İsmail Beşikçi’nin; “Araştırmalarım sonucunda bu ülkede Kürtler diye bir halk vardır...” mealinde makaleler yazdığı için yıllarca zindanlarda tutuldu. Değerli bilim adamlarımızdan Sayın Fikret Başkaya, Haluk Gerger ve isimleri buraya sığmayacak kadar onlarca yazar ve düşünür hapislerde süründürüldü.
Günümüzde de birçok dergi ve gazetenin yazı işleri müdürleri ve yazarları hala cezaevindedirler. Ne yazık ki, 160 yıl ceza verilen gazetenin sorumlu yazı işleri müdürü ve yazarları da cezaevi kıskacındadırlar. İnsanın utanılası geliyor.
Önyargıları değiştirmek çok zordur. Yasaların ve liderin değişmesinden önce zihniyetin değiştirilmesi gerekir. Bu zihniyet ve sistemi değişmedikçe bedel ödemeye devam edeceğiz.
Mazlum Dersim halkı için direnen ve İdam sehpasında; “-Evladi Kervelayme, Be gunayime, Ayvo Zulumo, Cinayeto. (Evlad-i Kerbelayiz, gunahsiziz, ayiptir, zulumdur, cinayettir.)” Diye haykıran Pirim Seyit Rıza’ya da çifte standart uygulandı.
“Gelin canlar bir olalım münkire kılıç çalalım” söyleyen Pir Sultan Abdal, idam sehpasını tekmeleyerek “Evlad-i Kerbelayiz,..” diye haykıran Pirim Seyit Rıza, “Ser veren sır vermeyen” İbo, idama giderken “Yaşasın Kürt ve Türk halklarının kardeşliği” sloganını bağıran Denizler ve mahkeme heyetine "...ben tarih karşısında kendimi sorumlu hissederek ifade vereceğim." Diyen Mazlum Doğan gibi direnişçi bir geleneğimiz vardır. Bu gelenek çifte standardı kabul etmez.
E-Posta: mustafaelveren@gmail.com
Web : www.gomanweb.com
İki il; Bolu ve Tunceli.
İki yerel gazete; Bolu Express Gazetesi ve Tunceli Emek Gazetesi.
İki soruşturma makamı; Bolu Cumhuriyet Savcılığı ve Tunceli Cumhuriyet Savcılığı.
Bolu Express Gazetesi köşe yazarı Işın Erşen 07 Ekim 2007’de adı geçen gazetedeki köşesinde; “Türk, işte karşında düşmanın” başlıklı makalesinde DTP’li milletvekilleri ve yöneticilerinin isimlerini sıralayarak “Her şehit için 5 DTP’li öldürülsün” diye yazdı.
“Yerel gazetede ‘Her şehit için 5 DTP’li öldürülsün’ diyen köşe yazarı Işın Erşen hakkında önce savcılık sonra mahkeme takipsizlik verdi. Yargıtay 8. Ceza da suç bulmadı” (Baskın Oran)
Tunceli Emek Gazetesi Köşe Yazarı Mustafa Elveren 06 Mart 2010’da adı geçen gazetedeki köşesinde; “Kürtler, Rojtv ve PKK” başlıklı yazısında ”DEP, HEP, HADEP, DEHAP, DTP, BDP … gibi partilerin çizgisindeki Kürtleri PKK’den ayrı tutmak mümkün görülmemektedir.” Şeklinde görüşünü yazdığı için hem gazetenin yazı işleri müdürü ve hem de yazarın hakkında Tunceli Cumhuriyet Savcılığınca soruşturma açıldı. Emniyetçe İfadeleri alındı ve soruşturma hala devam etmektedir.
Adam tek tek isimleri yazıyor, öldürülmesi için hedef gösteriyor, ne hikmetse suç kapsamında görülmüyor ve takipsizlik kararı veriliyor. Öbür taraftan PKK’nin etkili olduğu partinin tabanı olan bir kısım Kürtleri bu örgütten ayrı tutmak mümkün olmadığını söylemek suç kapsamında görülüyor ve soruşturma açılıyor. Tam bir çifte standart.
Sevgili İsmail Beşikçi’nin; “Araştırmalarım sonucunda bu ülkede Kürtler diye bir halk vardır...” mealinde makaleler yazdığı için yıllarca zindanlarda tutuldu. Değerli bilim adamlarımızdan Sayın Fikret Başkaya, Haluk Gerger ve isimleri buraya sığmayacak kadar onlarca yazar ve düşünür hapislerde süründürüldü.
Günümüzde de birçok dergi ve gazetenin yazı işleri müdürleri ve yazarları hala cezaevindedirler. Ne yazık ki, 160 yıl ceza verilen gazetenin sorumlu yazı işleri müdürü ve yazarları da cezaevi kıskacındadırlar. İnsanın utanılası geliyor.
Önyargıları değiştirmek çok zordur. Yasaların ve liderin değişmesinden önce zihniyetin değiştirilmesi gerekir. Bu zihniyet ve sistemi değişmedikçe bedel ödemeye devam edeceğiz.
Mazlum Dersim halkı için direnen ve İdam sehpasında; “-Evladi Kervelayme, Be gunayime, Ayvo Zulumo, Cinayeto. (Evlad-i Kerbelayiz, gunahsiziz, ayiptir, zulumdur, cinayettir.)” Diye haykıran Pirim Seyit Rıza’ya da çifte standart uygulandı.
“Gelin canlar bir olalım münkire kılıç çalalım” söyleyen Pir Sultan Abdal, idam sehpasını tekmeleyerek “Evlad-i Kerbelayiz,..” diye haykıran Pirim Seyit Rıza, “Ser veren sır vermeyen” İbo, idama giderken “Yaşasın Kürt ve Türk halklarının kardeşliği” sloganını bağıran Denizler ve mahkeme heyetine "...ben tarih karşısında kendimi sorumlu hissederek ifade vereceğim." Diyen Mazlum Doğan gibi direnişçi bir geleneğimiz vardır. Bu gelenek çifte standardı kabul etmez.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder