25 Haziran 2010 Cuma
CHP Alternatif Oldu mu? (2)
Nurettin Kurtuluş
24 Haziran 2010
CHP’nin eksiği-yanlışı-zaafı partiyi sadece sivil toplum örgütlerine değil halka da anlatamamasıdır.
Anlatılacak ne vardı ki şimdiye dek, o da ayrı bir soru?
Bu soru CHP’nin dışındaki tüm SOL’a da sorulabilir.
Alınacak yanıtlar ise nekadar geçerlidir, lâfazanlıkla alternatif olunamadığını artık herkes öğrenmelidir, bilmelidir.
Bir partinin il ve ilçe yönetimleri “Başkan gelse de konuşsa” gibi beklentileriyle toplumla aralarını açmakta ve soğutmaktadır.
Aktif olarak halkın arasına katılmalıdırlar; çarşı-pazarda-kahvelerde O’nlara neler yapacaklarını yazılı-sözlü somut olarak anlatmalılar.
Esnaf, küçüğü-büyüğüyle toplumu etkileyen kurum ve kuruluşların başında gelir dertlerini yüzeysel değil, yüz yüze konuşularak çözüm üretilmelidir.
Yerel yönetimler-yöneticiler partinin dinamiğidir-lokomotifidir, üretken olmalıdır tepeye öneriler götürmelidir.
Yerelde sorumluluk yüklenmek ve sorunları çözmeye çalışmak tepeden gelecek ve dolayısıyla geçersiz olacak emirlerle (!) halledilemez.
Ülkemizin en önemli sorunu Barış’tır; sosyal-ekonomik dengeler, halkların kardeşliği zedelenmiştir hattâ öteye bile geçmiş teröre dönüşmüştür, Barış mı-Savaş mı dayatmaları toplumun gündemine odaklanmıştır?
Son yılların siyasi istikrarsızlığı kutuplaşmaları-kadrolaşmaları öne çıkararak bölünmelere yol açmıştır.
İşte burada yine en önemli görev, yerellere yereldeki yönetimlere ve yöneticilerine düşmektedir.
Yereller yeterli midir?
Partiye katılmalar, yönetici olmalar-olanlar samimi midir?
Yoksa çıkar uğruna mıdır, kariyer hastalığı mıdır?
Yılların deneyimleri-birikimleri partililere neler öğretmiştir, O’nların düşünceleri de alınmalı ve gelecek netleştirilmelidir.
CHP iktidar olduğu takdirde hazine “tam takır kuru bakır” olarak teslim edilecek-teslim alınacaktır.
AKePe’ye akan musluklar kapatılacaktır.
Bunun karşısında somut öneriler var mıdır?
İstihdam ve istikrar mali güçle orantılıdır.
İşsizliği önlemek istihdam yaratmakla olur, yatırımlar için kaynak var mıdır?
Topraksız köylüye toprak dağıtmak işin kolayıdır, sonra ne olacak? O’nlara çağdaş
üretim için ne gibi imkânlar sağlanacak?
Modern tarım aletleri ve karşılıksız mali destek için neler düşünülüyor? Hayvancılıkta da aynı sorunlar görülmektedir, her iki konuda dışa bağımlılık yani ithalata son verilebilmesi için somut ne gibi çalışmalar yapılacak?
CHP tüm bunları programına alacak mı?
Alacaksa somut-gerçekçi teoriler üretirken pratikte neler yapacağını anlatabilecek mi?
Türkiye bu istikrarsızlık keşmekeşinden kurtulmak için CHP’nin iktidar olmasıyla yeni kargaşalar gelecekse sadece siyasi bir değişim olacaksa buna toplumun dayanma gücü yoktur.
CHP’nin Kılıçdaroğlu ile beraber tepe kadroları da yenilendi bu değişim rüzgârı yerellere de yansımalı.
İl ve ilçelerde bilgili ve idealist kişi/ler kadrolara katılmalı, O insanlara kapılar açılmalı, bundan evvelki gibi “gelenler benim koltuğumu sallar” düşüncesiyle kariyer hastalığından vazgeçilmeli, yoksa alternatif olmak bu şartlarda hayalcilikten öteye gidemez…
Yerel basın ve yayında çıkan uyarılar-yorumlar dikkate alınıyor mu? Alınıyorsa partinin tepesinde oturanlara ulaştırılıyor mu?
HERKES YERİNE
24 Haziran 2010
CHP’nin eksiği-yanlışı-zaafı partiyi sadece sivil toplum örgütlerine değil halka da anlatamamasıdır.
Anlatılacak ne vardı ki şimdiye dek, o da ayrı bir soru?
Bu soru CHP’nin dışındaki tüm SOL’a da sorulabilir.
Alınacak yanıtlar ise nekadar geçerlidir, lâfazanlıkla alternatif olunamadığını artık herkes öğrenmelidir, bilmelidir.
Bir partinin il ve ilçe yönetimleri “Başkan gelse de konuşsa” gibi beklentileriyle toplumla aralarını açmakta ve soğutmaktadır.
Aktif olarak halkın arasına katılmalıdırlar; çarşı-pazarda-kahvelerde O’nlara neler yapacaklarını yazılı-sözlü somut olarak anlatmalılar.
Esnaf, küçüğü-büyüğüyle toplumu etkileyen kurum ve kuruluşların başında gelir dertlerini yüzeysel değil, yüz yüze konuşularak çözüm üretilmelidir.
Yerel yönetimler-yöneticiler partinin dinamiğidir-lokomotifidir, üretken olmalıdır tepeye öneriler götürmelidir.
Yerelde sorumluluk yüklenmek ve sorunları çözmeye çalışmak tepeden gelecek ve dolayısıyla geçersiz olacak emirlerle (!) halledilemez.
Ülkemizin en önemli sorunu Barış’tır; sosyal-ekonomik dengeler, halkların kardeşliği zedelenmiştir hattâ öteye bile geçmiş teröre dönüşmüştür, Barış mı-Savaş mı dayatmaları toplumun gündemine odaklanmıştır?
Son yılların siyasi istikrarsızlığı kutuplaşmaları-kadrolaşmaları öne çıkararak bölünmelere yol açmıştır.
İşte burada yine en önemli görev, yerellere yereldeki yönetimlere ve yöneticilerine düşmektedir.
Yereller yeterli midir?
Partiye katılmalar, yönetici olmalar-olanlar samimi midir?
Yoksa çıkar uğruna mıdır, kariyer hastalığı mıdır?
Yılların deneyimleri-birikimleri partililere neler öğretmiştir, O’nların düşünceleri de alınmalı ve gelecek netleştirilmelidir.
CHP iktidar olduğu takdirde hazine “tam takır kuru bakır” olarak teslim edilecek-teslim alınacaktır.
AKePe’ye akan musluklar kapatılacaktır.
Bunun karşısında somut öneriler var mıdır?
İstihdam ve istikrar mali güçle orantılıdır.
İşsizliği önlemek istihdam yaratmakla olur, yatırımlar için kaynak var mıdır?
Topraksız köylüye toprak dağıtmak işin kolayıdır, sonra ne olacak? O’nlara çağdaş
üretim için ne gibi imkânlar sağlanacak?
Modern tarım aletleri ve karşılıksız mali destek için neler düşünülüyor? Hayvancılıkta da aynı sorunlar görülmektedir, her iki konuda dışa bağımlılık yani ithalata son verilebilmesi için somut ne gibi çalışmalar yapılacak?
CHP tüm bunları programına alacak mı?
Alacaksa somut-gerçekçi teoriler üretirken pratikte neler yapacağını anlatabilecek mi?
Türkiye bu istikrarsızlık keşmekeşinden kurtulmak için CHP’nin iktidar olmasıyla yeni kargaşalar gelecekse sadece siyasi bir değişim olacaksa buna toplumun dayanma gücü yoktur.
CHP’nin Kılıçdaroğlu ile beraber tepe kadroları da yenilendi bu değişim rüzgârı yerellere de yansımalı.
İl ve ilçelerde bilgili ve idealist kişi/ler kadrolara katılmalı, O insanlara kapılar açılmalı, bundan evvelki gibi “gelenler benim koltuğumu sallar” düşüncesiyle kariyer hastalığından vazgeçilmeli, yoksa alternatif olmak bu şartlarda hayalcilikten öteye gidemez…
Yerel basın ve yayında çıkan uyarılar-yorumlar dikkate alınıyor mu? Alınıyorsa partinin tepesinde oturanlara ulaştırılıyor mu?
HERKES YERİNE
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder