6 Nisan 2009 Pazartesi
OBAMA ZİYARETİ, BÖLGEDE YENİ ABD ÖRGÜSÜDÜR.
( I )
Mihrac Ural
6 Nisan 2009
Obama’nın ziyareti, ABD’nin çıkarlarıyla ilgilidir; yeni yönetimin, Ortadoğu için öngördüğü yapılanma için bir örgü ziyaretidir. Bir Türkiye ziyareti olmaktan çok bir bölge ziyaretidir.
Türkiye’nin talepleri ne olursa olsun ve ne önemde olursa olsun bu ziyaretteki yeri ABD çıkarlarıyla uzaklık ve yakınlığına bağlıdır. Türkiye’nin çıkarları, ABD için teferruattan ibarettir. Türkiye’nin talepleri ve çıkarları, ABD’nin bölgede örmekte olduğu senaryoyla ilgileri kadar önem taşır. ABD çıkarları, yeryüzünün tüm çıkarlarından çok daha önceliklidir: Obama’nın ziyareti kimseyi aldatmasın, o insanlık sırtına binmiş olan bitip tükenmez Amerikan çıkarlarını temsil etmek için Türkiye’dedir.
Bu ziyaretin merkezinden İran sorunu yer almaktadır. Bölgenin diğer sorun elamanları ise, Suriye, Filistin ve Lübnan bulunmaktadır. Aranmakta olan Türkiye’nin bu kapsamdaki etkinlikleri ve işlevleriyle ilgilidir.
***
Obama’nın Türkiye ziyareti esas itibariyle Ortadoğu üzerine örülmek istenen yeni projelerin temeliyle ilgili bir ziyarettir. Bölgede kurgulanan yakın denem senaryoları için bir damıdır. Türkiye’nin orta-doğuda oynamakta zorlanacağı rollerin kapılarını aralama ziyaretidir.
Türkiye’nin ABD’den beklentileri pek çoktur. Bunlar çok ciddi tartışmaları ve pazarlıkları gerektirmeyecek unsurlardır. ABD’nin biraz anlayış göstermesi çözülmesi için yeterlidir. En azından iki ülkenin geçmiş ilişkileri nedeniyle bu talepler, nitelikçe farklı algıları ihtiva etmiyor; zamanlama, yoğunluk vb bakımdan farklı yaklaşımlar olsa da iki ülke temelde anlaşma halindedir.
Bunlar arasında en önemlisi Kürt sorunudur. Kürt sorununun Kuzey Irak ayağı ve Türkiye ayağı bulunuyor ve Türkiye her iki alanda ABD’den istekleri var.
Türkiye ayağında istenen, PKK’nın Avrupa kaynaklı her türden lojistik desteğinin kesilmesi ve El kaide gibi ele alınarak karşı tavır konulmasıdır. ROJ TV’nin kapatılmasından, sivil toplum etkinliklerinin takip edilmesi ve yasaklanmasına kadar, para kaynaklarının kurutulması ve transferlerinin durdurulmasına uzanan bir dizi pratik adımlar vardır. ABD’nin Avrupa’ya bu konuda etkin müdahalesi istenir.
Türkiye ayağında Kürt halkının özgürlük hareketine karşı istenenler bununla sınırlı değildir. Sınır dışı operasyon için siyasi örtü, daha çok istihbarat, daha çok silahtır. Ölüm denklemleri için daha çok ABD desteğidir.
Kuzey Irak ayağında istenenler yine Kürt özgürlük hareketinin askeri, istihbarat, güvenlik, sınır dışı operasyon gibi bir başka ülkede (Irak) sınırsız hareket etme, ölüm, kıyım ve yıkım yapmaya örtü oluşturulması talebidir. Bunların merkezinde de, Türkiye’nin Irak hükümeti ve kuzey Irak Kürt Bölgesi Yönetiminden talep ettiği, PKK’ya karşı alınması gereken önlemler için baskı yapılmasıdır. Bu talepler bitip tükenmeyen bir iç işlere karşıma talebi olarak Obama’nın önüne konulmak istenmektedir; zira Iraklı hiçbir yöneticinin verdiği söze güvenmeme gibi bir sendrom içinde bulunmaktadırlar.
Bunlara “Irak savaşı nedeniyle Türkiye’nin zararını telafi etme” başlığı altında kırk dereden kır bahane talepler de dahildir.
Diğer sorunlar, ABD-Türkiye arasında süren mali ve askeri olmak üzere birçok boyuta sahiptir. İMF’le kısa zaman içinde yapılacak anlaşma oturumlarıyla ilgili destekten, dünyayı saran mali krizin “teğet”te olsa üzerinde ciddi izler bırakacağı açık olan Türkiye ekonomisinin gereksindiği mali önlemlerden, ABD üslerine, silah ve mühimmattan bunlarla ilgili üçüncü ülkelere pazarlanmasına kadar birçok şeyi içermektedir.
Bu ziyaretin ele alacağı daha çok şey gösterilebilir. Ancak, “el mana fi kalp el şair”(mana şairin yüreğindedir) dedikleri gibi, Obama’nın ziyareti, ABD’nin çıkarlarıyla ilgilidir; yeni yönetimin, Ortadoğu için öngördüğü yapılanma için bir örgü ziyaretidir. Bir Türkiye ziyareti olmaktan çok bir bölge ziyaretidir.
Türkiye’nin talepleri ne olursa olsun ve ne önemde olursa olsun bu ziyaretteki yeri ABD çıkarlarıyla uzaklık ve yakınlığına bağlıdır. Türkiye’nin çıkarları, ABD için teferruattan ibarettir. Türkiye’nin talepleri ve çıkarları, ABD’nin bölgede örmekte olduğu senaryoyla ilgileri kadar önem taşır. ABD çıkarları, yeryüzünün tüm çıkarlarından çok daha önceliklidir: Obama’nın ziyareti kimseyi aldatmasın, o insanlık sırtına binmiş olan bitip tükenmez Amerikan çıkarlarını temsil etmek için Türkiye’dedir.
Bu ziyaretin merkezinden İran sorunu yer almaktadır. Bölgenin diğer sorun elamanları ise, Suriye, Filistin ve Lübnan bulunmaktadır. Aranmakta olan Türkiye’nin bu kapsamdaki etkinlikleri ve işlevleriyle ilgilidir.
Bush’un ABD çıkarları adına kanlı bir şekilde dayattığı Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) çöküşü, bölgede ABD aleyhine onarılması mümkün olmayan sonuçlar yarattı. ABD, İsrail’in Lübnan’a 12 Temmuz 2006 tarihinde açtığı savaştan büyük beklentileri vardı. Yenilmez sanılan İsrail ordusu ağır bir hezimet aldı. BOP için kurulu tüm hayaller yandaşlarıyla birlikte, direnen Güney Lübnan köyleri toprağına gömüldü. Kafkaslardan Ak denize bir koridor açılacaktı. Enerji kaynakları ve yollarının en kestirme güzergahı kollanıp, korunacaktı. Kukla devletler ve yönetimleri, bölünecek ülkeler ve yeni statüleri BOP projesi kapsamında hazırdı. İkinci bir Seykes-Picot düzeneği geliştirilmişti. (Seykes-Picot anlaşması, I. Dünya savaşı sonlarına doğru Mayıs 1916’da Ortadoğu’yu İngiliz ve Fransız çıkar bölgelerine bölen anlaşma)
Lübnan halkının direnen güçleri bu umutları yerle bir etti. 33 gün süren savaşta, yapılan tüm zorlama, destek ve örtülere rağmen İsrail’in böyle bir yükü artık omuzlayamayacak kadar bitmiş olduğunu gösterdi. Savaş dönemi boyunca yapılan akıl almaz lojistik destek ve Arap gericiliğinin Suudi Arabistan ve Mısır önderliğinde sağladığı gizli-açık destek de sonuç getiremedi. İsrail’in yenilgisi, ABD’nin Bush yönetimiyle birlikte dayattığı, “yaratıcı Anarşi” stratejileriyle süren projesi iflas etmişti. Bu iflas öncelikle Irak savaşıyla birlikte dünyanın yeni bir düzene kavuşacağı sanısına kapılan ve böylece ABD’nin çakarlarına gönüllü kukla olan liberallerin, ılımlıların kısa yoldan teslim olmalarını getirdi. Bu çözülme, “şer güçleri” sayılan Iran ve Suriye’ye karşı uzun yıllar süren siyasi-diploması ambargolarının kırılmasıyla belirginleşti. Bu gün bölgemizde ABD çıkarları büyük bir yıkım altındadır. Kendi kurgularının yıkıntıları altında kalmış bir ABD siyaseti bulunmaktadır. Obama bunun onarılması için buradadır.
Obama, bu gerçeklerin algılarıyla bölgede ABD çıkarlarının yeniden örgüsü için gelmiştir.
(II. bölümde Türkiye, İran, Suriye, Filistin, Suudi Arabistan ve Mısır’ın işliklerinin bölgenin yeniden saflaşmasındaki yerleri konu edilecektir.)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder