16 Nisan 2009 Perşembe
NİHAT ÇAY ve ANADİLİ TÜRKÜLEŞTİRMEK
Haber: Murat Altunöz
Yok olmaya başlayan Anadilini türkülerle yaşatmaya çalışıyor
Antakya merkeze bağlı Yeniçağ köyünde sınıf öğretmeni olarak görev yapan, 38 yaşında evli ve bir kız babası olan yerel sanatçı Nihat Çay, Türkiye'de yaşayan Arapları anlatan sanatsal ürünlerin eksikliğinden yola çıkarak, Arap Alevilerin toplumsal yaşantısını anlatan besteler yaparak ve bu besteleri bölgenin sorunlarıyla pekiştirerek, bölgede halkın kendi diline yabancılaşmayı önlemek, yeni nesillere kültürünü ve dilini taşımak için, “Mes’ud Bil Suud” yani Mesut Arabistan’da adlı ilk Arapça albümüyle sevenlerinin karşısına çıktı.
Hatay, Adana,Mersin dolaylarında yaşayan Arapların kendilerini anlatan edebi ürünleri genellikle sözlü olarak dilden dile aktarıldığını ifade eden yerel sanatçı Nihat Çay; Arapların kendi kültürlerini, türkülerini, dillerinin çoğu yazılı olarak kayıt altına alınmadığı için unutulmuş ya da unutulmayla yüz yüze kaldığını ve bu kaygıdan yola çıkarak, bölge insanının yaşayışını anlatmak istediğini ifade etti.
Bölgede yaşanan toplumsal sorunlar türküleşiyor
Sanatçı Nihat Çay; Hatay’dan Suudi Arabistan’a çalışmak için giden yüzlerce gencin olduğunu ve bu gençlerin neredeyse hepsinin evlenme çağında olduğunu ifade ederek,bu anlamda bölgeden Suudi Arabistan’a işçi olarak çalışmaya giden insanlarımızın yaşayışını anlatan “Mes’ud Bil Suud” adlı eseri yazıp bestelediğini ve Suudi Arabistan’a çalışmaya giden gençlerin acılarını, sevinçlerini ve özlemlerini dile getirmeye çalıştığını söyledi.
Nihat Çay; Yeni çıkan albümde özellikle bölgede çok kullanılan ve bölgenin kanayan yarası haline gelen uyuşturucu ile mücadeleyi destekleme amaçlı “Heşiş” (ot) adlı çalışma, hint keneviri ekimini ve kullanımını eleştirel bir dille anlattığı uyuşturucuya ve bu tür kötü alışkanlıklardan gençlerin uzak kalmalarını tavsiye ettiğini söyledi.
Çay,Albümde bulunan Filistin şarkısı Filistin sorununu ve bu sorun karşısında Arapların, Müslümanların ve barışı savunanların suskunluğunu eleştirel bir dille aktardığını ayrıca, “Selma” adlı çalışma cinsiyeti yüzünden eğitimi engellenen kızlarımızın dramını anlattığını“Haydar” adlı çalışma ise bölgenin tarım işçilerinin çektiği çileyi anlattığını söyledi.
Nihat Çay; Bir derleme olan “Taher” şarkısı ise Antakya Dikmece köyünden halk ozanı üstat Süleymen Reyhani’ye ait bir eser olduğunu ve bu eser yaşanmış bir hikâye ile başlardığını ve on altı dörtlükten oluştuğunu söyleyerek,diğer çalışmalar olan “Nemi Ye Bitti” çevre ve insan sorununu “L’medini” ise şehir hayatının yarattığı yabancılaşmayı konu aldığını,“İca Mus’ud” Mes’ud’un Arabistan’dan dönüşünü, “Ye Beledi” memleket özlemini ortaya koyduğunu ve “Ha Haa”lar ise yöreye ait bir mevvel ( uzun hava) ile başlayıp düğünlerde okunan anonim manileri içerdiğini söyledi.
Yozlaşmaya karşı inadına kendi dilimizi söylemek istiyorum
Sanatçı Nihat Çay, “Maalesef yeni nesil kendi dilini kaybediyor. Bölgede yaşayan gençler dilini kaybedince geçmişte onunla birlikte yok oluyor. Tarih,kültürel değerler nesiller boyunca anlatılamıyor. Ben albümümde toplumsal sorunları tarihle yüzleştirmek ve bunları ise en iyi konuştuğum dil olan anadilimle yani Arapçayla anlatmak istedim.Bizim en başta kendimizi anlatmaya ihtiyacımız var. Kendi kültürümüze sahip çıkmaya onları derlemeye arşivlemeye en önemlisi kurumsallaştırmaya ihtiyacımız var.Ben bu albümümle ilk adımı attım ”şeklinde konuştu.
Yok olmaya başlayan Anadilini türkülerle yaşatmaya çalışıyor
Antakya merkeze bağlı Yeniçağ köyünde sınıf öğretmeni olarak görev yapan, 38 yaşında evli ve bir kız babası olan yerel sanatçı Nihat Çay, Türkiye'de yaşayan Arapları anlatan sanatsal ürünlerin eksikliğinden yola çıkarak, Arap Alevilerin toplumsal yaşantısını anlatan besteler yaparak ve bu besteleri bölgenin sorunlarıyla pekiştirerek, bölgede halkın kendi diline yabancılaşmayı önlemek, yeni nesillere kültürünü ve dilini taşımak için, “Mes’ud Bil Suud” yani Mesut Arabistan’da adlı ilk Arapça albümüyle sevenlerinin karşısına çıktı.
Hatay, Adana,Mersin dolaylarında yaşayan Arapların kendilerini anlatan edebi ürünleri genellikle sözlü olarak dilden dile aktarıldığını ifade eden yerel sanatçı Nihat Çay; Arapların kendi kültürlerini, türkülerini, dillerinin çoğu yazılı olarak kayıt altına alınmadığı için unutulmuş ya da unutulmayla yüz yüze kaldığını ve bu kaygıdan yola çıkarak, bölge insanının yaşayışını anlatmak istediğini ifade etti.
Bölgede yaşanan toplumsal sorunlar türküleşiyor
Sanatçı Nihat Çay; Hatay’dan Suudi Arabistan’a çalışmak için giden yüzlerce gencin olduğunu ve bu gençlerin neredeyse hepsinin evlenme çağında olduğunu ifade ederek,bu anlamda bölgeden Suudi Arabistan’a işçi olarak çalışmaya giden insanlarımızın yaşayışını anlatan “Mes’ud Bil Suud” adlı eseri yazıp bestelediğini ve Suudi Arabistan’a çalışmaya giden gençlerin acılarını, sevinçlerini ve özlemlerini dile getirmeye çalıştığını söyledi.
Nihat Çay; Yeni çıkan albümde özellikle bölgede çok kullanılan ve bölgenin kanayan yarası haline gelen uyuşturucu ile mücadeleyi destekleme amaçlı “Heşiş” (ot) adlı çalışma, hint keneviri ekimini ve kullanımını eleştirel bir dille anlattığı uyuşturucuya ve bu tür kötü alışkanlıklardan gençlerin uzak kalmalarını tavsiye ettiğini söyledi.
Çay,Albümde bulunan Filistin şarkısı Filistin sorununu ve bu sorun karşısında Arapların, Müslümanların ve barışı savunanların suskunluğunu eleştirel bir dille aktardığını ayrıca, “Selma” adlı çalışma cinsiyeti yüzünden eğitimi engellenen kızlarımızın dramını anlattığını“Haydar” adlı çalışma ise bölgenin tarım işçilerinin çektiği çileyi anlattığını söyledi.
Nihat Çay; Bir derleme olan “Taher” şarkısı ise Antakya Dikmece köyünden halk ozanı üstat Süleymen Reyhani’ye ait bir eser olduğunu ve bu eser yaşanmış bir hikâye ile başlardığını ve on altı dörtlükten oluştuğunu söyleyerek,diğer çalışmalar olan “Nemi Ye Bitti” çevre ve insan sorununu “L’medini” ise şehir hayatının yarattığı yabancılaşmayı konu aldığını,“İca Mus’ud” Mes’ud’un Arabistan’dan dönüşünü, “Ye Beledi” memleket özlemini ortaya koyduğunu ve “Ha Haa”lar ise yöreye ait bir mevvel ( uzun hava) ile başlayıp düğünlerde okunan anonim manileri içerdiğini söyledi.
Yozlaşmaya karşı inadına kendi dilimizi söylemek istiyorum
Sanatçı Nihat Çay, “Maalesef yeni nesil kendi dilini kaybediyor. Bölgede yaşayan gençler dilini kaybedince geçmişte onunla birlikte yok oluyor. Tarih,kültürel değerler nesiller boyunca anlatılamıyor. Ben albümümde toplumsal sorunları tarihle yüzleştirmek ve bunları ise en iyi konuştuğum dil olan anadilimle yani Arapçayla anlatmak istedim.Bizim en başta kendimizi anlatmaya ihtiyacımız var. Kendi kültürümüze sahip çıkmaya onları derlemeye arşivlemeye en önemlisi kurumsallaştırmaya ihtiyacımız var.Ben bu albümümle ilk adımı attım ”şeklinde konuştu.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder