12 Nisan 2009 Pazar
FAŞİZM ÜZERİNE BİR MUSİBET
Rıza Aydın
12 Nisan 2009
Arkadaşlar.
Bugünkü gazetelerin çogunda şu alttaki haber göze çarpıyordu.
Kanal 7 televizyonunda yapılan bir proğramda, Taraf Gazetesinin yazarı Rasım Ozan Kütahyalı'nın Ucak kazasında ölen, BBP liderleri hakkındaki konuşmasına kızan Alp Eren Ocaklarının başkanı ile üyeleri televizyonu basıp, Taraf Gazetesi yazarı Rasim Ozan Kütahyalı'yı döverek hastanelik etmişler.
Türkiyede Faşizmin ne olduğu, iyi bilinmemektedir. Bunun nedeni Komünist enternasyonalda bunun iyice incelenip doğru bir karara bağlanamamasıdır. Bu yüzden herkes herkesi faşistlikle suçlamakta, milliyetci sözler eden her partiye ( Örneğin CHP'ye) kolayca faşist parti denmektedir.
Bu konuda LEVERENZ'in "Komünist Enternasyonal'de Faşizim Tahlilleri" adını taşıyan güzel bir kitabı vardı. Şimdi kitabı kitaplığımda bulamadım... Sanırım Sol Yayınlarından çıkmıştı.
O kitapta P. DUT adlı Viyanalı bir delege, örgütlenmiş- silahlı sokak çeteleri olan, bu çetelerle aydınlara, sndikalara vb saldırılar düzenleyen guruplara faşist hareket, bu sivil çete türü hareketlerin toplumu kuşatarak devleti ele geçirmesi sonucu oluşan diktatörlüğe de faşist diktatörlük diyelim; bunu burjuva diktatörlüğünün diğer biçimleriyle böyle yanı sivil milisleri olup olmadığına bakarak ayıralım; Yoksa her türlü gerici burjuva yönetimine ile her türlü diktatörlüğüne faşizim demek gibi bir hataya düşeriz diyordu. Aklımda kaldığı kaderı ile bunu öneriyordu.
Kabul görmeyen bu öneriyi, duyduğum - okuduğumdan beri doğru bulmuşumdur. Faşist hareketlere harşı mücadele içinde şekillenerek gelişmiş biri olarak bunu çok önemli buluyorum. Bence bunu, bu günlerde yeniden, yeniden tartışmalıyız; üzerinde düşünmeliyiz.
Faşizm konusu özel olarak üzerinde durulması gereken bir konudur.
Hayatımın hiç bir karesinde CHP li olmadım, CHP nin Sosyal Demokrat Parti misyonıyla, geleneği ile uzaktan yakından bir ilişkisi olmadığını bilirim. Bir nesnenin adı değişince kendisi değişmez. Sosyal Demokrası 1914 te Savaş bütçesine güven oyu vererek Marksist hareketten kopup, "Sosyalizmin burjuva devlet mekanızmasını, parlementer yoldan ele geçirilip, reformlar yaparak yani bu burjuva devlet aygıtının dönüştürülerek soylazmin kurulacağını savunarak bu yola bu sürece girmişlerdir. Geldiği nokta bellidir. CHP nin bu anlamda partilerle uzaktan yakından hiç bir ilişkisi yoktur. CHP, sol dalganın yükseldiği yıllarda, özellikle Türkiye İşçi Partisinin (TİP'nin) prestiji karşısında bunu köreltmek için bu söylemi kullamaya başlamıştır. Bu uzun bir tartışma konusudur. Ama bu CHP yada DP (Adalet Partisi geleneğinin) faşist partilerden de böylesi bir farkı vardır. Fare en büyük canavar olarak kediyi görürmüş, bu partilerin olumsuzluklar ayrıdır faşizm ayrıdır.
Türkiyede militanlık yarışı yapan sol bu konuda yanlış bir çizgi izlemektedir.
Solda idolojik, programatik - marksist literatüre bağlı bir tartışma olmayınca sol arasındaki fark militanlıkla öççülür oldu. Öyleki kim polisten daha çok jop yedi, kim daha hızlı bağırdı vs ölçüsüne inildi.
Bence bundan kurtulmanın yolu. Bu burjuva devlet cihazı hakkında ne düşünüyoruz. Örneğin, Ortega ile Cavez yada Allende ile Cavezin yöntemleri dışında devlet mekanızmasına bakışlarında ne farklar var. Burjuva devlet mekanızmasını eser-i antika müzesine mi kaldıracağız yoksa bunu bir biçimde ele geçirip ( yani Cavez, Allende, yada Ortega türü bir hamle ile ele geçirip) bunu dönüştürerek mi sosyalizmi kuracağız, yoksa komün varı bişey mı hedefleyeceğiz. Prodonla Marx, Leninle Kautskey arasındaki bu konudaki farklar ne. vb.
Hala azami askeri proğram ayrımı var mı.
Faşizmden ne anlıyoruz.
İşçi sınıfının uluslar arası örgütlenmesi birliği -Enternasyonalizim ne demektir bunun ulusların halkların kardeşliği ve eşitli tezi gibi algılanması doğrumudur.
gibi konuları da yeniden konuşur hale gelmeliyiz.
Yoksa bu kısır döngüden kurtulmamız mümkün değil gibi geliyor bana.
Aşağıdaki haber yani idolojik eleştiriyi anında yumrukla sustuırma girişimi, faşist hareketin ne olduğuna iyi bir örnektir.
Bu saygılarımla dostlara duyurulur.
A. Rıza Aydın
12 Nisan 2009
Arkadaşlar.
Bugünkü gazetelerin çogunda şu alttaki haber göze çarpıyordu.
Kanal 7 televizyonunda yapılan bir proğramda, Taraf Gazetesinin yazarı Rasım Ozan Kütahyalı'nın Ucak kazasında ölen, BBP liderleri hakkındaki konuşmasına kızan Alp Eren Ocaklarının başkanı ile üyeleri televizyonu basıp, Taraf Gazetesi yazarı Rasim Ozan Kütahyalı'yı döverek hastanelik etmişler.
Türkiyede Faşizmin ne olduğu, iyi bilinmemektedir. Bunun nedeni Komünist enternasyonalda bunun iyice incelenip doğru bir karara bağlanamamasıdır. Bu yüzden herkes herkesi faşistlikle suçlamakta, milliyetci sözler eden her partiye ( Örneğin CHP'ye) kolayca faşist parti denmektedir.
Bu konuda LEVERENZ'in "Komünist Enternasyonal'de Faşizim Tahlilleri" adını taşıyan güzel bir kitabı vardı. Şimdi kitabı kitaplığımda bulamadım... Sanırım Sol Yayınlarından çıkmıştı.
O kitapta P. DUT adlı Viyanalı bir delege, örgütlenmiş- silahlı sokak çeteleri olan, bu çetelerle aydınlara, sndikalara vb saldırılar düzenleyen guruplara faşist hareket, bu sivil çete türü hareketlerin toplumu kuşatarak devleti ele geçirmesi sonucu oluşan diktatörlüğe de faşist diktatörlük diyelim; bunu burjuva diktatörlüğünün diğer biçimleriyle böyle yanı sivil milisleri olup olmadığına bakarak ayıralım; Yoksa her türlü gerici burjuva yönetimine ile her türlü diktatörlüğüne faşizim demek gibi bir hataya düşeriz diyordu. Aklımda kaldığı kaderı ile bunu öneriyordu.
Kabul görmeyen bu öneriyi, duyduğum - okuduğumdan beri doğru bulmuşumdur. Faşist hareketlere harşı mücadele içinde şekillenerek gelişmiş biri olarak bunu çok önemli buluyorum. Bence bunu, bu günlerde yeniden, yeniden tartışmalıyız; üzerinde düşünmeliyiz.
Faşizm konusu özel olarak üzerinde durulması gereken bir konudur.
Hayatımın hiç bir karesinde CHP li olmadım, CHP nin Sosyal Demokrat Parti misyonıyla, geleneği ile uzaktan yakından bir ilişkisi olmadığını bilirim. Bir nesnenin adı değişince kendisi değişmez. Sosyal Demokrası 1914 te Savaş bütçesine güven oyu vererek Marksist hareketten kopup, "Sosyalizmin burjuva devlet mekanızmasını, parlementer yoldan ele geçirilip, reformlar yaparak yani bu burjuva devlet aygıtının dönüştürülerek soylazmin kurulacağını savunarak bu yola bu sürece girmişlerdir. Geldiği nokta bellidir. CHP nin bu anlamda partilerle uzaktan yakından hiç bir ilişkisi yoktur. CHP, sol dalganın yükseldiği yıllarda, özellikle Türkiye İşçi Partisinin (TİP'nin) prestiji karşısında bunu köreltmek için bu söylemi kullamaya başlamıştır. Bu uzun bir tartışma konusudur. Ama bu CHP yada DP (Adalet Partisi geleneğinin) faşist partilerden de böylesi bir farkı vardır. Fare en büyük canavar olarak kediyi görürmüş, bu partilerin olumsuzluklar ayrıdır faşizm ayrıdır.
Türkiyede militanlık yarışı yapan sol bu konuda yanlış bir çizgi izlemektedir.
Solda idolojik, programatik - marksist literatüre bağlı bir tartışma olmayınca sol arasındaki fark militanlıkla öççülür oldu. Öyleki kim polisten daha çok jop yedi, kim daha hızlı bağırdı vs ölçüsüne inildi.
Bence bundan kurtulmanın yolu. Bu burjuva devlet cihazı hakkında ne düşünüyoruz. Örneğin, Ortega ile Cavez yada Allende ile Cavezin yöntemleri dışında devlet mekanızmasına bakışlarında ne farklar var. Burjuva devlet mekanızmasını eser-i antika müzesine mi kaldıracağız yoksa bunu bir biçimde ele geçirip ( yani Cavez, Allende, yada Ortega türü bir hamle ile ele geçirip) bunu dönüştürerek mi sosyalizmi kuracağız, yoksa komün varı bişey mı hedefleyeceğiz. Prodonla Marx, Leninle Kautskey arasındaki bu konudaki farklar ne. vb.
Hala azami askeri proğram ayrımı var mı.
Faşizmden ne anlıyoruz.
İşçi sınıfının uluslar arası örgütlenmesi birliği -Enternasyonalizim ne demektir bunun ulusların halkların kardeşliği ve eşitli tezi gibi algılanması doğrumudur.
gibi konuları da yeniden konuşur hale gelmeliyiz.
Yoksa bu kısır döngüden kurtulmamız mümkün değil gibi geliyor bana.
Aşağıdaki haber yani idolojik eleştiriyi anında yumrukla sustuırma girişimi, faşist hareketin ne olduğuna iyi bir örnektir.
Bu saygılarımla dostlara duyurulur.
A. Rıza Aydın
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder