18 Aralık 2011 Pazar
MİT AJANI İBRİHAM YALÇIN VE İTİRAFÇI ENGİN ERKİNER ÜZERİNE -- 246. DOSYA
246. DOSYA
http://acilciler-thkpc.blogspot.com/
Mihrac Ural’ın notu - 17 Aralık 2011
Mehmet Yavuz’un yazı dizisini ben de merakla okumaya başladım. Her zaman yaptığı gibi, kendi araştırma ve bulgularını sentezleyerek yayına verdikten sonra, tüm okurları gibi benim de okumam için nezaket gösterip mail adresime iletir. Bir anı kitabından alınmış gibi duran alıntılar, ilk elden çok ciddi mesajlar taşıyor. Bende diğer okurlar gibi yayını izleyeceğim.
Dizi yazının bu ilk bölümünün çağrıştırdıkları çok şey var. THKP-C(Acilciler) örgütü, 12 Eylül 1980 sonrası dönemde ısrar ve kararlılığından hiçbir şey yitirmeden en zor illegal koşullarda da Türkiye genelinde eylem koyabilecek bir örgüt durumundaydı. 12 Eylül sonrası, illegal yayınlanmak zorunda kalan merkez komitesi yayın organı CEPHE zorluklara rağmen mümkün olan tüm yollarla ülke içinde dağıtılmaya çalışılmıştır. Önemli sayıda militan ve kadro yurtdışı merkezini taşınmış, korunmuş, çok boyutlu eğitim süreci yükseltilmiştir. Filistin örgütleriyle yaygın ilişkiler, Bölge devrimci hareketleriyle çok boyutlu dostluklar geliştirilmiş. Bu gelişmeler, en zor koşullarda olunmasına karşın örgütün 1. Kongresi bağlanabilmiştir. Onlarca delegenin, ülke ve yurtdışı ortamından katılımı, geliş gidişleri, güvenlik içinde tamamlanmış tek bir fire vermeden başarılmıştır. Kapalı oy açık seçimle, istisnasız tüm delegelerin, muhalif görüşte olan yoldaşların da sonsuz konuşma hakkını kullandıkları 1. Kongre bağlanmıştır. Bu başarılı sürecin kırılması için 12 Eylül rejiminin, üzerimize kesilmeden yüklendiğini de çok iyi biliyoruz.
Elimizden gelen her önlemi almak örgüt birimlerini kesilmeden bilgilendirmek kadar içimize kadar sızma ihtimali olanları bir biçimde, tekrar ediyorum bir biçimde kuşatma çabasını da etkin şekilde sürdürdük. Kongreye giderken dört bir koldan MİT ajanlarının gönderilmesine de fiili olarak tanık olduk. Üç MİT ajanını deşifre ittik. Bunların açığa çıkması tamamıyla örgütün aldığı önlemler, yarattığımız kıskacın başarısı olarak gündeme geldi.
Üç MİT ajanı yakaladık. 1. MİT ajanı İbrahim Yalçın (MİT’teki kod adı ‘Şahin’, Adana MİT bürosu başkanı ‘UFUK’ adlı şahsa bağlı), 2. MİT ajanı Süleyman Uğur (İstanbul MİT bürosunca örgütlenmiş eski bir örgüt üyesidir. İstanbul tarafından Adana MİT Bölgesine devredilmiş MİT ajanı İbrahim Yalçın’la, Kongre Sürecini ispiyonlamak ve eylem yapmak için gönderilmiştir) 3. Aydın Ocak (Kuşçu kod adlıdır, MİT Gaziantep bürosu kanalıyla, örgüt kongresine eylem için gönderilmiştir). Bu ajanlar yakalanmıştır ve itirafları el yazılı olarak alınmıştır.
MİT’in örgütümüzü takibi, izleyip ajan sızdırma çabaları, dün olduğu gibi bu gün de sürmektedir. İtirafçı Engin Erkiner ve MİT ajanı İbrahim Yaçın’ın son 4 yıldır kesilmeden devam eden her türden ihbarları, karalama ve ifşaatları da MİT’in bir uzantısı olarak sürmektedir. Elimizdeki bilgiler MİT ajanı İbrahim Yalçın’ın, resmi kontenjandan, aylıklı yani bordrolu olarak MİT memuru olarak çalışmaya devam ettiğini göstermektedir. Bu çalışmasında kullanabileceği eski-yeni çevresini de örtü olarak kullanma çabasındadır. İtirafçı Engin ahlaksızının, MİT ajanı İbrahim Yalçın’la süren uzun ortaklığı, örgüt içinde ortaklaşa yaptıkları tahrip, TKEP’nin tasfiyesinde bir arada olmaları bu ikilinin devam eden ortaklıklarının içeriğine de önemli bir veridir.
Bu ikili ilginç bir biçimde NATO ve BM askeri güçlerinin, BOP çerçevesinde Suriye’nin askeri olarak işgali, bombalanmasını savunacak kadar zıvanadan çıkmış insanlardır. MİT’in üçüncü dereceden kuklaları olarak, hiçbir önemleri ve etkileri olmasa bile, bu tür siyonist söylemler içinde olmaları, akıl algılarını anlamak açısından hatırlatılması gerekin bir unsurdur.
Tarihin bir kesitine ışık tutacak olan bu yazı dizisini ilgiyle birlikte izleyelim.
“BİR İSTİHBARAT ÇALIŞMASI”
Devamı http://nebilrahuma.blogspot.com/ linkinden takip edebilirsiniz.
Mehmet Yavuz – 16 Aralık 2011
Yıllar önce Bassit'e bir askeri harekat planlanmış. Bu harekat, doğal olarak bir ön istihbarat çalışması gerektiriyor.
Bu istihbarat çalışmasının ötesini berisini içeren bazı anlatımları; sabrınıza sığınarak, bir kaç gün sürecek aktarımlarla bilgilerinize sunmak istiyorum.
Başlamadan önce özellikle bir hususa dikkatinizi çekmek isterim: Bu anlatımlarda bazı isimler, tarihler, mekan ve meslek bilgileri özellikle değiştirilmiştir.
Okuma sırasında lütfen bu hususu unutmayınız. (Devamı yukarıda verilen liktedir)
http://acilciler-thkpc.blogspot.com/
Mihrac Ural’ın notu - 17 Aralık 2011
Mehmet Yavuz’un yazı dizisini ben de merakla okumaya başladım. Her zaman yaptığı gibi, kendi araştırma ve bulgularını sentezleyerek yayına verdikten sonra, tüm okurları gibi benim de okumam için nezaket gösterip mail adresime iletir. Bir anı kitabından alınmış gibi duran alıntılar, ilk elden çok ciddi mesajlar taşıyor. Bende diğer okurlar gibi yayını izleyeceğim.
Dizi yazının bu ilk bölümünün çağrıştırdıkları çok şey var. THKP-C(Acilciler) örgütü, 12 Eylül 1980 sonrası dönemde ısrar ve kararlılığından hiçbir şey yitirmeden en zor illegal koşullarda da Türkiye genelinde eylem koyabilecek bir örgüt durumundaydı. 12 Eylül sonrası, illegal yayınlanmak zorunda kalan merkez komitesi yayın organı CEPHE zorluklara rağmen mümkün olan tüm yollarla ülke içinde dağıtılmaya çalışılmıştır. Önemli sayıda militan ve kadro yurtdışı merkezini taşınmış, korunmuş, çok boyutlu eğitim süreci yükseltilmiştir. Filistin örgütleriyle yaygın ilişkiler, Bölge devrimci hareketleriyle çok boyutlu dostluklar geliştirilmiş. Bu gelişmeler, en zor koşullarda olunmasına karşın örgütün 1. Kongresi bağlanabilmiştir. Onlarca delegenin, ülke ve yurtdışı ortamından katılımı, geliş gidişleri, güvenlik içinde tamamlanmış tek bir fire vermeden başarılmıştır. Kapalı oy açık seçimle, istisnasız tüm delegelerin, muhalif görüşte olan yoldaşların da sonsuz konuşma hakkını kullandıkları 1. Kongre bağlanmıştır. Bu başarılı sürecin kırılması için 12 Eylül rejiminin, üzerimize kesilmeden yüklendiğini de çok iyi biliyoruz.
Elimizden gelen her önlemi almak örgüt birimlerini kesilmeden bilgilendirmek kadar içimize kadar sızma ihtimali olanları bir biçimde, tekrar ediyorum bir biçimde kuşatma çabasını da etkin şekilde sürdürdük. Kongreye giderken dört bir koldan MİT ajanlarının gönderilmesine de fiili olarak tanık olduk. Üç MİT ajanını deşifre ittik. Bunların açığa çıkması tamamıyla örgütün aldığı önlemler, yarattığımız kıskacın başarısı olarak gündeme geldi.
Üç MİT ajanı yakaladık. 1. MİT ajanı İbrahim Yalçın (MİT’teki kod adı ‘Şahin’, Adana MİT bürosu başkanı ‘UFUK’ adlı şahsa bağlı), 2. MİT ajanı Süleyman Uğur (İstanbul MİT bürosunca örgütlenmiş eski bir örgüt üyesidir. İstanbul tarafından Adana MİT Bölgesine devredilmiş MİT ajanı İbrahim Yalçın’la, Kongre Sürecini ispiyonlamak ve eylem yapmak için gönderilmiştir) 3. Aydın Ocak (Kuşçu kod adlıdır, MİT Gaziantep bürosu kanalıyla, örgüt kongresine eylem için gönderilmiştir). Bu ajanlar yakalanmıştır ve itirafları el yazılı olarak alınmıştır.
MİT’in örgütümüzü takibi, izleyip ajan sızdırma çabaları, dün olduğu gibi bu gün de sürmektedir. İtirafçı Engin Erkiner ve MİT ajanı İbrahim Yaçın’ın son 4 yıldır kesilmeden devam eden her türden ihbarları, karalama ve ifşaatları da MİT’in bir uzantısı olarak sürmektedir. Elimizdeki bilgiler MİT ajanı İbrahim Yalçın’ın, resmi kontenjandan, aylıklı yani bordrolu olarak MİT memuru olarak çalışmaya devam ettiğini göstermektedir. Bu çalışmasında kullanabileceği eski-yeni çevresini de örtü olarak kullanma çabasındadır. İtirafçı Engin ahlaksızının, MİT ajanı İbrahim Yalçın’la süren uzun ortaklığı, örgüt içinde ortaklaşa yaptıkları tahrip, TKEP’nin tasfiyesinde bir arada olmaları bu ikilinin devam eden ortaklıklarının içeriğine de önemli bir veridir.
Bu ikili ilginç bir biçimde NATO ve BM askeri güçlerinin, BOP çerçevesinde Suriye’nin askeri olarak işgali, bombalanmasını savunacak kadar zıvanadan çıkmış insanlardır. MİT’in üçüncü dereceden kuklaları olarak, hiçbir önemleri ve etkileri olmasa bile, bu tür siyonist söylemler içinde olmaları, akıl algılarını anlamak açısından hatırlatılması gerekin bir unsurdur.
Tarihin bir kesitine ışık tutacak olan bu yazı dizisini ilgiyle birlikte izleyelim.
“BİR İSTİHBARAT ÇALIŞMASI”
Devamı http://nebilrahuma.blogspot.com/ linkinden takip edebilirsiniz.
Mehmet Yavuz – 16 Aralık 2011
Yıllar önce Bassit'e bir askeri harekat planlanmış. Bu harekat, doğal olarak bir ön istihbarat çalışması gerektiriyor.
Bu istihbarat çalışmasının ötesini berisini içeren bazı anlatımları; sabrınıza sığınarak, bir kaç gün sürecek aktarımlarla bilgilerinize sunmak istiyorum.
Başlamadan önce özellikle bir hususa dikkatinizi çekmek isterim: Bu anlatımlarda bazı isimler, tarihler, mekan ve meslek bilgileri özellikle değiştirilmiştir.
Okuma sırasında lütfen bu hususu unutmayınız. (Devamı yukarıda verilen liktedir)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder