25 Aralık 2011 Pazar
LAZKİYE KONFERANSINDA SURİYE KÜRTLERİ
Mihrac Ural – 22 Aralık 2011 Perşembe. Lazkiye/Suriye
Lazkiye’nin Spor beldesi konferans salonunda, 5000 kişiyle, Orta-doğunun en önemli şahsiyetlerinin vereceği konferansta birlikteydik. Birçoğu dostum. Siyasal konuların uzmanı. Birer bilge. Salonu dolduran coşkun kalabalık, ülkeleri Suriye’yi daha güçlüce savunmak için, siyasal olayların detaylarını kaynağından, bire bir öğrenmek için bir araya geldi. Köylerden, belde ve şehirlerden, özellikle bayanlar, gençler akın akın siyasal algılarına, susuz toprak gibi siyasal derinlik katmaya geldi. Ülkelerini bilinçle savunmak için, bir kitaba başlar gibi, Suriye halkının tüm renkleri omuz omuza oldu. Bir dik duruş sergiledi. Suriyeliler, halkçı yönetimlerini ve demokratik reformlarını savunmaya geldi. Coşkulu kalabalık, Arap, Kürt, Ermeni, Süryani, Alev, Sünni, Hıristiyan ve mezhepleri, Ezidi, Dürzi, İsmaili tek yürek olduğunu, dini, mezhebi Suriye adı altında bir olduğunu göstermeye geldi. Bu görkemli mozaik tablo adına konuşan her bir şahsiyet, kendi diliyle selamını verdi, kendi topluluğunun özgünlüğünü genel içinde bir renk olarak Suriye adına aktardı, topluluğunun duruşunu ilan etti. Suriye bu görkemli tabloydu, bu birlikti, bölge halkları adına direnmenin kalesi olduğunu gösterdi. Bu onurla Suriyeliler, ülkelerini kanlı arenaya çevirmek isteyen Emperyalistlere ve onların bölgedeki kuklaları Erdoğan yönetimine, Katar, Körfez Emirliklerine, Suudi Arabistan’a ve içteki vatan haine tetikçilere, komplolarınız, eli kanlı çabalarınız sonuç alamayacaktır dediler.
Bu konferansta, dostum Ömer Osi, Suriye Kürtleri adına hanımıyla birlikte gelmişti. Dostum Arap Alevi Şeyhi, Caferi müftüsü Gazel Gazel, Arap aleminin yaşayan en ünlü Şairi Ömer el Ferra, Bölgenin en önemli stratejik araştırmalar merkezi müdürü “Top News” haber ajansı sahibi Lübnanlı Nasır Kandil, Dostum Sünni din adamı ve milletvekili Zekeriya Silvay, Lübnan siyaset adamı Abdurrahim Murat, Arap Edebiyatçı ve Yazarlar Birliği Lazkiye Şubesi Başkanı Nejdet Zireyka, Suriye Komünist Parti Polit Büro üyesi dostum İskender Cirada, Suriye sinema ve TV sanatçısı Züheyr Abdülkerim, Antakya kökenli Arap aleminin ünlü edebiyatçısı Hanna Mina’nın oğlu ünlü sanatçı Saad Mina bu günün en anlamlı konuşmalarını yapan yüzlerce davetliden birkaçı olarak yerlerini aldı.
Gündeme gelen konuşmalar ciltler dolusu bilgidir. Bunlar farklı yazılarımda işleyeceğim. Bu yazımı bölgenin sorunları içinde önemli yer alan Suriye Kürtleri adına konuşan Ömer Osi’nin altı çizilecek sözlerini aktarmakla yetineceğim.
Konferansta Dostum Ömer Osi, Suriye Kürtleri adına yaptığı konuşma çok anlamlıydı. Dış güçlerin üzerinde en çok oynamak istedikleri Kürt sorunuyla ilgili, dosta düşmana açık ve net mesajlar verdi. “Suriye Kürtleri, İstiklalle gelen 1. Cumhuriyet (17 Nisan 1946), Hafız Esad’ın Tashih hareketiyle gelen (16 Kasım 1970) 2. Cumhuriyet’ten sonra, 3. Cumhuriyete Beşşar Esad önderliğinde özgürlük ve demokrasi reformlarıyla gidiyoruz.” Sözleri bitip tükenmez bir coşkuyla alkışlara yol açtı ve günün cümlesi oldu.
Ömer Osi devamla, “bir Suriyeli Kürt olarak hep Suriyeli olacağız, bu vatanı birlikte bu günlere getirdik bundan sonra da birlikte yükselteceğiz” diyerek “ Arap Birliği tarihi boyunca emperyalist ülkelerin kuklası oldu bundan sonra bu birlikte yer almamızı gerektirecek hiçbir şey yoktur, bizim onlardan değil onların bizden onur öğrenmeleri gereklidir, Suriye, tarihi boyunca haklı davaların özverili savunucusu oldu, bölge halklarının güvenli limanı oldu bu onlarla aramızdaki nitelik farkıdır” dedi.
Osi, “Suriye’de iki Esad’ın Kürt halkına sunumlarını asla unutmayacaktır, bu iki lider Kürt halkının en vefakar liderleridir” dedikten sonra, iki gün önce Irak’ta, Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin yanında olduğunu belirterek şunları aktardı “ Sayın Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani, aynen bana şunları aktardı, onun adına sizlere mesajı olarak taşıyorum.‘ Suriye, Kürt halkına en zor koşullarda ev sahipliği yaptı. Bizim için güvenli bir alan oldu, her türlü yardımı yaparak Saddam diktatörlüğüne karşı dik durmamızı sağladı. Bunun karşılığında hiçbir şey talep etmedi. Suriye ebiya ebiye oldu ( Suriye bizi kucakları korudu). Bu gün Irak’ta Kürtleri için bir varlık ve iktidar şansı ele geçmişse bunun en büyük payı Esad Suriye’sinin payına düşer. Dost ve düşmanlar bilsin ki, Suriye güçlüdür ona hiçbir şey olmayacaktır, buradan Irak Cumhurbaşkanı olarak açıkça ilan ediyorum, Beşşar Esad’ın komutası altında Suriye için bir asker olarak savaşmaya hazırım” Bu açıklama salonda şimşek etkisi yaptı yer yerinden oynadı Kürtler Araplar kardeştir nidaları yükseldi.
Osi devamla,”her kim ki, Suriye’de Kürtleri kullanabileceğini sanıyorsa yanıldığını bilsin. Suriye Kürtleri Suriyelidir ve bu vatanı ortaklaşa paylaştıkları farklılıklarla birlikte, kanlarının son damlasına kadar savunacaktır, Emperyalistlerin ve onun kuklası kimi komşu ülkelerin ve onların tetikçisi vatan haini şebekelerin amacı bu vatandır, bu vatan aynı zaman da Kürtlerin vatanıdır. Bu savaş bu nedenle de Kürtlerin Suriye adına varacakları bir savaş olacaktır. ”
Osi ayrıca “Suriye’ye her türden ihaneti yapan Erdoğan yönetiminin kirli savaşları, Türkiye Kürtlerini olduğu kadar Suriye Kürtlerini kıyıma uğratmak istemektedir. Bu nedenle eli kanlı şebekelere her türden desteği yapmaktadır. 3000 Kürt köyünü yakıp yıkan, 50 000 Kürt’ü katleden, 17 000 faili meçhul olan, zindanları tıklım tıklım dolduran, Erdoğan’ın şerri, Kürtleri Suriye’de de katletmeye çalışıyor. Bu kan içici yönetimlere karşı ülkemiz Suriye’yi ve Kürt halkını korumak için mücadele edeceğiz” diyerek sözlerini, üç noktaya dikkat çekerek bitirdi; “Bölgemizi talan etmek isteyen güçler, birincisi, İsrail’e kök söktüren Lübnan direniş hareketi Hizbullah ve lideri Hasan Nasrullah’ı yok etmek istiyor. Bu hepimiz için önem taşıyan bir tehlikedir. İkincisi; Suriye’de yönetimlerin yolsuzluk, iltimas, rüşvetle toplumu bozan dar çıkarcılığıdır. Hiçbir reform bu tehlike aşılmadan, önlemler alınmadan işe yaramaz. Buna dikkat etmeliyiz. Üçüncüsü; Dış güçlerin içine düşmüş oldukları ekonomik kriz, kendileri olmasa da kuklaları aracılığıyla yık–yak politikası izleyerek Ülkemiz Suriye üzerinde komplolar, yıkıcı faaliyetlerini daha da derinleştireceklerdir. Bu tehlikelere karşı panzehir Suriye’nin birliğidir, bu yeryüzünde hiçbir kudretin yenemeyeceği tek güçtür”
Konferans bittiğinde, insanların kucaklaşması, görülmeye değerdi. Tüm renkleriyle Suriye’nin gücünü temsil eden bu sevgi seli, dostlarının da kararlı duruşuyla sarsılması mümkün olmayan bir kale olduğun göstermiştir. Bunu anlamak için Suriyelilerin politik seviyesini, ve dostlarının kararlılıklarını bilmek yeterlidir. Bunlar arasında ben ve düşünce arkadaşlarım da yerimizi almış durumdayız. Bunu bir kez daha tekrarla belirtirim. Bu günü, aileleriyle birlikte yakın dostlarımı evimde vereceğim yemeğe davet ederek noktaladım…
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder