16 Aralık 2011 Cuma
MELE -MOLLA VE “DİN-DEVLET-MİLLİYET”ÜÇGENİ
Hasip Yiğitoğlu – 16 Aralık 2011
Devlet, kendini sorgulayarak toplumsal sorunları çözecek rasyonel politikalar üretmek yerine,toplumsal dinamiklerin gelişimini önleyen ve yaşanan sorunların temeli olan zihin düzleminde kalmayı ısrarlı bir şekilde devam ettiriyor.KUL zihniyetli KÖLECİ sistemin devamı yönünde her gün yeni hamleler atıyor.Son hamle MELE-MOLLA yeni bir koruyuculuk ve asimilasyon yasasını hayata geçiriyor.Bu bağlamda psikolojik ve zihinsel tekçi KOLON”lama politikaları devam ettirilmektedir.Çok kez başvurulan bu uygulamaların sorun çözme yerine,sorun ürettiği bilinmesine karşın hemde.
Halkın direncini kırarak,halkın dinamiklerinin gelişimini önleyerek KUL cu zihniyetlere BİAT etmeyi öngören bu anlayış, tarihsel uygulamalardan da anlaşılacağı gibi,uygar toplum olmanın önündeki en etkili engel olmuştur.
Özellikle İkinci Dünya savaşıyla başlayan soğuk savaş sürecinde,emperyalizm anti-Komünist DİN JARGON lu politikaları öne çıkarttığı hafızalarda olmalıdır..Günümüze kadar da Türkiye”nin paradigması olmuştur.Bildiğiniz gibi NATO ve CENTO lu emperyalist bağımlı politikaların başlangıcı bu zamana denk düşmektedir.
Ülkemizin orta ve yakın tarihine bir göz atacak olursak bu durumu izah eden bir çok veriyi rahatlıkla görmemiz mümkündür.Bu zihniyetin her geçen gün katlanarak toplumsal hayatımızı nasıl etkilediği konusunda Bayar ve Menderes dönemi oldukça aydınlatıcı olmalıdır.Komünist tevkifatları,55-56 olarak ülkemiz tarihimizde kara leke duran Gayri Müslim halkın işyerlerinin yağmalanması ve tehcir edilmesi.
Sonra ki yıllarda genel hatlarda bazı patinajlar yapılmışsa da,yakın tarihimize ve günümüzde bu zihniyet tam manasıyla oturtulmuştur.
Devlet sisteminin son atraksiyonu AKP hükümeti DİN DEVLET MİLLİYET üçgen anlayışına en sadık olarak tarihe geçecektir.Her uygulamasında bu zihniyete harfiyen bağlı kalmak için ez azami gayreti göstermektedir.
AKP hükümeti,Dinayet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun değişikliği ile DİB lığına televizyon ve radyo açabilme, internet sitelerini denetleyip kapattırabilme, basılı yayınları toplatabilme ve kendi personelini belirleme yetkisi vermiştir.
Diyanet üzerinden binlerce kişi, devlet kadrolarına geçiş yaparak, devletteki kadrolaşma büyük ölçüde tamamlanmıştır.
Bu kanunsuzluğa karşı çıkanlar cemaat ve tarikatlar tarafından tehdit ediliyor.
DİB; din hizmetlerinin ülkenin tümüne yayılması, ulaştırılması ve Kürt Sorununun” çözülmesi için,İl Özel İrşat Ekipleri kurdurmuştur.Sözüm ona insanları irşad edeceklermiş yani aydınlatacaklarmış.
DİB, Aile İmamlığı projesini yaşama geçirdi. İmamlar artık sadece cemaat ile değil, mahallelinin her türlü sorunlarıyla ilgilenecek. Düzenli ev ziyaretleri, kahvehane-fabrika gezmeleri, konferanslar gerçekleştireceklerdir şimdi.
Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü tarafından,”Evin, okulla yakınlaşması ve değişen Anne-Baba rolleri Projesi” kapsamında ergenlik dönemi hakkında anne-babaya eğitim vermeyi amaçlayan proje 2 yıldır uygulanmaktadır.Bu projenin amacı,eğitimin dini uygunluk esaslarına göre verilmesidir.
Uygulama 500 kadar İmam Hatip Lisesi Görevlisi tarafından yapılmaktadır.Proje önümüzdeki günlerde genişletilecektir.
Cami- Çocuk buluşması adı altında bir proje daha uygulanmaya başlandı.
Her camide 3-5 yaşındaki çocukların posterlerini görebilirsiniz. Posterlerde “Camimi Seviyorum” yazmaktadır.
DİB Başkan Yardımcısı biraz daha ileri giderek camileri, “hastalıkların tedavi edildiği merkezler” olarak açıkladı.
Artık Camilerde yalnızca yaz aylarında değil, her zaman Kur-an Kursu veriliyor.
Cemaatler ve tarikatlar, AKP sayesinde devlet kadrolarını paylaştılar. Artık hangi Bakanlık, hangi tarikatın elinde bellidir. Cemaatler ve Tarikatlar milyarlarca dolarlık servetleri yönetmektedirler. Kendilerine “Hoca-Şıh” dedirten bir sürü kara para sahibine kimse hesap sormamaktadır
AKP Hükümetinin son eylemi ise, Diyanet kadroların 1000 adet cemaat-tarikat mensubu kişileri almak olacak. “Mele” denilen bu mollalar, devlet görevlisi olarak görev yapacaklar...
Kelimenin tam anlamıyla yeni bir HİZBULLLAH travma sürecine neden olacak MELE-MOLLA politikası,DİN-DEVLET-MİLLİYETÇİLİK üçgeni zihniyetli devleti tanımlama açısından önemli bir veri daha olmalıdır.
Bildiğiniz gibi DİN-DEVLET-MİLLİYET üçgeni anlayışını OSMANLI BİZANS tan kopya etmiştir.OSMANLI”dan da TÜRKİYE CUMHURİYETİ kopyalayarak günümüze kadar devam ettirmektedir.
Devlet, kendini sorgulayarak toplumsal sorunları çözecek rasyonel politikalar üretmek yerine,toplumsal dinamiklerin gelişimini önleyen ve yaşanan sorunların temeli olan zihin düzleminde kalmayı ısrarlı bir şekilde devam ettiriyor.KUL zihniyetli KÖLECİ sistemin devamı yönünde her gün yeni hamleler atıyor.Son hamle MELE-MOLLA yeni bir koruyuculuk ve asimilasyon yasasını hayata geçiriyor.Bu bağlamda psikolojik ve zihinsel tekçi KOLON”lama politikaları devam ettirilmektedir.Çok kez başvurulan bu uygulamaların sorun çözme yerine,sorun ürettiği bilinmesine karşın hemde.
Halkın direncini kırarak,halkın dinamiklerinin gelişimini önleyerek KUL cu zihniyetlere BİAT etmeyi öngören bu anlayış, tarihsel uygulamalardan da anlaşılacağı gibi,uygar toplum olmanın önündeki en etkili engel olmuştur.
Özellikle İkinci Dünya savaşıyla başlayan soğuk savaş sürecinde,emperyalizm anti-Komünist DİN JARGON lu politikaları öne çıkarttığı hafızalarda olmalıdır..Günümüze kadar da Türkiye”nin paradigması olmuştur.Bildiğiniz gibi NATO ve CENTO lu emperyalist bağımlı politikaların başlangıcı bu zamana denk düşmektedir.
Ülkemizin orta ve yakın tarihine bir göz atacak olursak bu durumu izah eden bir çok veriyi rahatlıkla görmemiz mümkündür.Bu zihniyetin her geçen gün katlanarak toplumsal hayatımızı nasıl etkilediği konusunda Bayar ve Menderes dönemi oldukça aydınlatıcı olmalıdır.Komünist tevkifatları,55-56 olarak ülkemiz tarihimizde kara leke duran Gayri Müslim halkın işyerlerinin yağmalanması ve tehcir edilmesi.
Sonra ki yıllarda genel hatlarda bazı patinajlar yapılmışsa da,yakın tarihimize ve günümüzde bu zihniyet tam manasıyla oturtulmuştur.
Devlet sisteminin son atraksiyonu AKP hükümeti DİN DEVLET MİLLİYET üçgen anlayışına en sadık olarak tarihe geçecektir.Her uygulamasında bu zihniyete harfiyen bağlı kalmak için ez azami gayreti göstermektedir.
AKP hükümeti,Dinayet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun değişikliği ile DİB lığına televizyon ve radyo açabilme, internet sitelerini denetleyip kapattırabilme, basılı yayınları toplatabilme ve kendi personelini belirleme yetkisi vermiştir.
Diyanet üzerinden binlerce kişi, devlet kadrolarına geçiş yaparak, devletteki kadrolaşma büyük ölçüde tamamlanmıştır.
Bu kanunsuzluğa karşı çıkanlar cemaat ve tarikatlar tarafından tehdit ediliyor.
DİB; din hizmetlerinin ülkenin tümüne yayılması, ulaştırılması ve Kürt Sorununun” çözülmesi için,İl Özel İrşat Ekipleri kurdurmuştur.Sözüm ona insanları irşad edeceklermiş yani aydınlatacaklarmış.
DİB, Aile İmamlığı projesini yaşama geçirdi. İmamlar artık sadece cemaat ile değil, mahallelinin her türlü sorunlarıyla ilgilenecek. Düzenli ev ziyaretleri, kahvehane-fabrika gezmeleri, konferanslar gerçekleştireceklerdir şimdi.
Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü tarafından,”Evin, okulla yakınlaşması ve değişen Anne-Baba rolleri Projesi” kapsamında ergenlik dönemi hakkında anne-babaya eğitim vermeyi amaçlayan proje 2 yıldır uygulanmaktadır.Bu projenin amacı,eğitimin dini uygunluk esaslarına göre verilmesidir.
Uygulama 500 kadar İmam Hatip Lisesi Görevlisi tarafından yapılmaktadır.Proje önümüzdeki günlerde genişletilecektir.
Cami- Çocuk buluşması adı altında bir proje daha uygulanmaya başlandı.
Her camide 3-5 yaşındaki çocukların posterlerini görebilirsiniz. Posterlerde “Camimi Seviyorum” yazmaktadır.
DİB Başkan Yardımcısı biraz daha ileri giderek camileri, “hastalıkların tedavi edildiği merkezler” olarak açıkladı.
Artık Camilerde yalnızca yaz aylarında değil, her zaman Kur-an Kursu veriliyor.
Cemaatler ve tarikatlar, AKP sayesinde devlet kadrolarını paylaştılar. Artık hangi Bakanlık, hangi tarikatın elinde bellidir. Cemaatler ve Tarikatlar milyarlarca dolarlık servetleri yönetmektedirler. Kendilerine “Hoca-Şıh” dedirten bir sürü kara para sahibine kimse hesap sormamaktadır
AKP Hükümetinin son eylemi ise, Diyanet kadroların 1000 adet cemaat-tarikat mensubu kişileri almak olacak. “Mele” denilen bu mollalar, devlet görevlisi olarak görev yapacaklar...
Kelimenin tam anlamıyla yeni bir HİZBULLLAH travma sürecine neden olacak MELE-MOLLA politikası,DİN-DEVLET-MİLLİYETÇİLİK üçgeni zihniyetli devleti tanımlama açısından önemli bir veri daha olmalıdır.
Bildiğiniz gibi DİN-DEVLET-MİLLİYET üçgeni anlayışını OSMANLI BİZANS tan kopya etmiştir.OSMANLI”dan da TÜRKİYE CUMHURİYETİ kopyalayarak günümüze kadar devam ettirmektedir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder