11 Şubat 2012 Cumartesi
TÜRKİYE DEVRİMCİ KAMUOYUNUN BİLGİSİNE
253. DOSYA
Mihrac Ural notu:
4 yıldır örgüt tarihimizi karalayan, yöneticilerine ve emek vermiş kadrolarına küfür savuran, polise ihbar edenler, elimdeki belgelere dayanarak açık ve net ispat ettiğim gibi MİT organizesi olan İtirafçı Engin Erkiner ve 1977’den beri ortağı olan ve sol içinde yakıcı faaliyetlerle örgüt örgüt dolaşan bu ikili hakkında elime geçen bir ilanı okurlarımla paylaşıyorum.
İlanı yapan kişi, bu ikili polis organizesinin kendi deyimleriyle “kullanmalarıyla” aleyhimde akıl almaz suçlamalar yaptı; ama asla ne aileme ne özelime ilişmedi en azında bu açıdan bir çizgi tutturdu. Şu ana kadar bu insanlar uzak yakın hiçbir dostluğum ve arkadaşlığımda yok. Arada geçen sürecin olumsuzlukları nedeniyle de sanırım hiçbir zaman oylamayacaktır. Bu benim açımdan olduğu kadar kendisi için de geçerli bir tutumdur. Bu konuda her ikimizde tutarlıca bir duruş sergiliyoruz. Kendi adıma buna da devam edeceğim (Bu süreçte, iki notum oldu biri bir devrimci şehit için 3 yıl önce yazıp yayınlamadığım bir yazının 2012 tarihi itibariyle yenilenmesi. İkincisi ise bu ikili polis organizesinin önüne gelini “Suriye muhabarat”ı olarak suçlamasına karşı insani olarak gösterdiğim reflekse ait nottur).
Bu karalama deryasında, Analarımızı, babalarımızı, ölülerimizi, kız kardeşlerimizi, karılarımızı, çocuklarımızı, kadro ve militan yoldaşlarımızı ağza alınmayacak ahlaksız küfürlerle dile getiren, bana ve çevreme “Suriye muhabaratı” diye karalama yapan bu soytarılara, bu ihbarcılara kimi eski yoldaşların oluşturduğu sitede yazma olanağı tanınmasıyla uzaktan yakından ilgili değilim.
Bu ikiliye üçüncü bir şahsın dahil olması ise eşyanın tabiatına uygundur.
Bize yapılan tüm karalamaların tek kaynağı olan bir yalancı ölü konuşturucusu Erkan Ulaşan’nın, 30 yıldır bir tek siyasi devrimci duruşunun olmamasına rağmen bu çevrede yazı yazması hayretle izlenmeye değir. 35 yıl önce bu kişinin örgüt tarafından polis olarak arandığını bile yazdım. İlginç olan, bu üçlünün bir arada devam eden ilişkileridir. Bu soru işaretleri hiçte boşluktan gelmiyor.
Site yazarları sitenin karakterine uygun olur; bu şebekenin, değer verdiğim insanlarında yer aldığı bir sitede bulunması beni hiç ilgilendirmiyor. İki yıldır bu siteyi açmadım bile. Kaldı ki, sormayı bir tenezzül meselesi sayarım; amaç ve hedef kitlemiz birbirinden farklılaşmış, siyasal duruşlarımız ayrışıp bitmiştir. Herkes kendinden sorumludur, ilgili değilim.
Bu üçlünün siyasi olmayan karalamalarını, siyaset dışına çıkmadan 250’yi aşkın dosyayla her biri bir tarihsel belgeler dizini olan verilerle cevap verildi. Küfürlerine ve şahsi konuları bu tartışmalarına taşımalarına ise Özel harp dairesinin oyunu olarak baktığımızdan aynıyla cevap vermedik, kimsenin anasını, bacısını karısını ele almadık. Bu Kiril ve ahlaksızlığı onlara bıraktık. Bu üçlünün Vicdan’ı da kendileri gibidir; hiçbir ahlak taşımayan ancak “kaltak” (bu kavram için okurdan özür diliyorum) diye tabir edilebilecek, gazeteci kisvesi altında cinsel taciz, kızı dahi arkadaşlarını pazarlayan biridir.
Bu ahlaksızı neden yazmadığım sorulur. Cevabımdır; bir “gazeteci arkadaş” olarak uzun süren yazışmaları, sohbetleri, içindeki kaliteyi, devrimci duruşu, ilkeli ve öğretici bilgi dönüşümünü hiçe sayarak, bir Paris gezisi bileti uğruna satan kadına sadece kaltak denir. Böylesi hayvanlar için bir şey yazılır mı?
Hayatının hiçbir kesintinde fıkra bile olsa uzuv adlarını telafüz etmemiş biri olarak, bu insanların belden aşağı karalamalarını, evrimi tamamlanmamış hayvani hallerine tükürmekle yetineceğim. Bu kaltağın aleyhimdeki karalama yazılarını İstanbul indimedya’da yayınlama şerefsizliğine, ne ahlakım ne de devrimci onurum cevap vermeme müsaade eder. Hayatını okumaya yazmaya devrimci mücadelenin gereklerine adamış biri olarak ürettiğim siyasi çalışmalarımı, bu çömezlerin hayatları boyunca ürettikleriyle karşılatırın, her şey açıkça ortaya çıkar. Bu da, polis organizesinin neden Mihrac Ural adına esir olduklarını, fare gibi bu esaret kapanında kalmaya mahkum olduklarını da açıklar.
Bu çirken ahlaksızların birbirine yönelik karalamalarını anlamak için, MİT ajanı İbrahim Yalçın’ın, bu vicdansız yaratığı Paris’e gelmesi için Hasan Balcı’ya söylediği “yanıma gönder sen s…mesen, ben s…rim” cümle bile tek başına, bu çirkef deryasında nelerin döndüğünü anlatmaya yeter; karısın MİT’in eline göz ameliyatı için teslim etmiş birinin, böyle bir kaltağı Paris’in Strazburg caddesinde pazarlamadığının garantisini kimse veremez. Bu kaltak bunu hak edermiş. Bu verilere dayanarak diyorum ki, yüzlerce sayfa anı yazışmamı eksiksiz olarak yayınlama cesareti göstermezler. Zira bu yazılar, Mihrac Ural’ın suratlarında patlayacak devrimci tutarlılık tokadıdır, mücadeleye, dostluğa ilkelere kararlıca sarılışının belgesidir. Yazıları tırtıklayarak kesip yapıştırarak bir yere varılacağını sananlar, kendi ahlaksızlıklarıyla bataklıkta boğulanlardır. Bu yüzden bu polis organizesi ve bu kaltak kadına, bu gün de yarın da bin yıl sonra da ben Mihrac Ural olarak, meydan okuyorum, tüm yazışmaları eksiksiz yayınlayın. Ben buradayım…
Tüm yazışmalar bende duruyor. Tek eksiği olmadan. Hadi bakalım bunu yapamazsanız polisliğiniz yanı sıra kaltaklığınızda tescil edilmiş olacaktır. Ama ben yazım ahlakına, ikilinin onayı olmadan bu tür şahsı yazışmaları asla sokağa atmam. O gün o inançla, o samimiyetle yazdım, her satırın, her kelime ve harfinin arkasındayım ama sokaklara düşürmeyecek kadar da karşımdakinin bu yazıda olduğuna inandığım onurunun da güvenilir bekçisiyim. Bu kahpe bir kadın olsa da değişmez. Bu gencecik kızını erkeklerin altına atan birisi olsa da değişmez. Bu duruşum, kocası dururken böylesine kirli işleri yapan birine bile olsa aynı kalacaktır. Tutarlılıkta Mihrac Ural adını marka yapan budur.
Bu ahlaksız kaltak için diyeceğim şudur,
Aptal, temizi kimse kirletemez, Antakya gezisinde yakınlarımı görmen için çırpınışına rağmen yasak koymuş olmamın nedenini şimdi anladın mı…
Ulan ucuz kaltak, bilmelisin ki,
Ruhunu şeytana satanları elimin tersiyle tokatlayıp atıyorum, dönüp bakmaya bile tenezzül etmiyorum; Joker Haydar’ı, Kılcık Haydar’ı, Aptal İrfan’ı, Boyacı Cahş’ı (Cahit) ilgisizliğimle nasıl da ayağımın altında bir izmarit gibi ezdiğime bak yeter…
Bunları anlaman için şerefin olmalıydı ama yok. Sen bu organizasyona layıksın, bunlar adam kullanır, sende bunu çok uygunsun…
Bu kaltağı anmama bile gerek yok artık.
İtirafçı Engin Erkiner, MİT İbrahim Yalçın ve Ölü Konuşturucu Erkan Ulaşan üçlüsü yazılı, belgeli, kanıtlı, bir polis organizesi olduğunu bir kez daha buradan ben de ilan ediyorum. Bu adamların 4 yıldır tekrar ettikleri şey devrimciliği kirletmektir bu da bilinçli bir çaba olarak organize edilmiştir. Okur sadece şunu düşünsün, bir tartışma, bir karalama, belli bir noktadan sonra inatçı bir ısrara dönerse bunun farklı bir anlamı olur. Olanda budur. Bu polis organizesinden uzak kalmak en doğru olandır.
Özgür medya sitesi yöneticilerine hiçbir zaman sözüm olmadı, olmayacaktır. Sansürcülüğe şiddetle karşıyım. Devrimciliğim ve demokratlığımın temeli buraya dayanır. Cevap hakkı yaratacak yazılar yer almadıkça kim ve ne olursa olsun, nerede yazarsa yazsın, bunun üzerine söz söylenmeyeceğini şahsi düşüncem olarak buraya not ederim.
*********************************
AŞAĞIDAKİ DUYURU TARİHSEL BİR BELGEDİR.
http://www.ozgurmedya.org/ internet sitesinde yazı yazan Engin Erkiner Polis muhbiridir.
Nebil rahuma 30.09.198o tarihinde başında Mete özerin bulunduğu bir ekip tarafından örgüt kararı ile THKP-C HALKIN DEVRİMCİ ÖNCÜLERİ ÖRGÜTÜ tarafından katledilmiştir.
Nebil bir arkadaşının eşine yaptığı taciz ve örgüt parasını altınlarını mit ajanı İbrahim yalçına verme suçlaması ile itham edilmiş bağcılar mevkii boya fabrikası taş ocakları alanında mahkeme edilmiştir. Burada tanık olarak kullanılan kadın Ziya erdönmezin eşi Emine erdönmezdir.
Nebil rahumanın arkasına dolanılmak üzere kafasının arkasından bir mermi ile katledilmiş ve cesedi orada terk edilmiştir. Ertesi gün belediye ekiplerince Nebilin cesedi bulunmuş adli tıpa götürülmüş kimsesiz muamelesi yapılmış ve kimsesizler mezarlığına gömülmüştür. Tarih 30.09.1980 i gösterirken 12 eylül faşizmi heryeri kuşatmışken Kendine devrimciyim diyenler Faşizme yöneltecekleri enerjilerini malesef kendi iç hesaplaşmalarına harcamışlardır.
Nebil rahumayı öldüenler 12 eylül sonrası yakalanan ve Halkın devrimci öncüleri davasından yargılanan sanıklarca nasıl nerede öldürüldüğü itiraf edilmiş ve dava iddianamesine Nebilin öldürülme gerekçesini sanıklar NEBİL RAHUMA POLİSTİ üzerinden yürütmüşler nebil Rahumayı katledenlerin bunu itiraf edenlerin de akibetleri ortadadır.
Dava iddianamesinde ilginç bir detay vardır . Nebili öldüren silah birkaç eylemde kullanılıyor Önce Ankarada MHP ilçelerinden birinin kurşunlanmasında, sonra nebilin katledilmesinde ve sonra bu Silah MHP eyüp ilçe teşkilatında MHP li katillerinden birinin üzerinden çıkıyor.
Bu ayrıntıları uzun uzun yazıp Tarihe bir not olarak diğer yazılarımda düşmüştüm. Bütün bu ayrıntıları birleştirerek adeta kazma ile kuyu kazarak Nebil rahumanın mezar alanını Kimsesizler mezarlığındaki mezar alanını 30 küsür sene sonra ortaya çıkardım. Yani bu katiller el birliği ile nebil rahumayı katlettiler kör bir kuyuya attılar ben otuz sene sonra nebil rahumanın kimsesizler mezarlığında onun gömüldüğü mezar alanını ortaya çıkardım.
Nebil rahumanın akibetinin ortaya çıkması ile birsürü pis ilişkilerin de deşifre olduğunu gördük. Onu bir kese altına Ölüme gönderenlerden biri 1977 OPERASYONU İLE İTİRAFÇI OLAN ÖRGÜTÜNÜ ELE VERMİŞ BİR İDDİA ODURKİ BEYLERDERESİNDE KATLEDİLEN DEVRİMCİLERİ İHBAR ETMİŞ ENGİN ERKİNERDİR.
BUGUN MİT İLE İLİŞİĞİ YURT DIŞI İSTASYON ELEMANLIĞI AYNEN DEVAM EDEN acilciler kongresini 150.000 tl ya mite veren ve bu itirafı örgüt tarafından kendi yazısı ile el yazısı itirafı ile yayınlanan İbrahim yalçındır. Bu adam Eski acilcilerin iddası ile örgüte İtirafçı engin erkiner tarafından 70 li yılların sonunda sızdırılmıştır. Her dönem Kendi yoldaşlarını mite teslim eden İbrahim yalçın Türkiye sosyalist hareketinin hafıza yitimi yaşadığını tarihi unuttuğunu hainleri unuttuğu düşüncesi Tekrar sızma harekati ile solun içine tarihteki ihaneti yok sayarak sızma gayretindedir.
BU İKİLİNİN MİT İLE İLİŞKİLERİ MİT ESKİ MÜSTEŞARLARINDAN OSMAN NURİ GÜNDEŞİN ANILARINI TOPLADIĞI İHTİLALLERİN VE ANARŞİNİN YAKIN TANIĞI BAŞLIKLI KİTAPDA AÇIKCA YAZMAKTADIR.
BÜTÜN SOSYALİSTLERİ BU İSİME KARŞI UYARIYORUM.BU ADAM EN SON ACİLCİLER OPERASYONU ADI ALTINDA ANTAKYA MERKEZLİ YÜRÜTÜLEN POLİS OPERASYONUN DA BELGELİ OLARAK ORTAYA KOYDUĞUMUZ ENGİN ERKİNER İLE BİRLİKTE MUHBİRİDİR.
BÜTÜN DEVRİMCİLERDEN BİR TEK İSTEĞİM VAR HİÇBİR ŞEY YAPMAYIN BU İSİMLERİ TEK TEK BİR KENARA NOT EDİN.
OPERASYON DEVAM EDİYOR.
Kendine acilciyim diyen Önce Acilcileri polise teslim etmiş ve bu ihanetin belgeleri ortalığa saçılmış Polis itirafçısı Engin erkiner ve Mit ajanı İbrahim yalçın isimli Mit çetesi operasyonu ile karşı karşıyayız. Bu ikili ve etrafına sonradan dahil olan mit istasyon elemanları ile ihbar, dezenformasyon iftira gibi akla gelen bütün ahlaksızlıklarla devrimci namusu bilinen insanlara aşağılık iftiralar atma üsülu ile saldırıyorlar. Acilciler çevresinden onlarca insan bu alçakların son yazdığı yalan ve iftiralar ile ilgili olarak Bu ahlaksızların kim ve nasıl insan olduklarını bütün devrimciler biliyorlar Bunların yazdıklarını biz ciddiye almıyoruz sende alma diye yazılar cevaplar alıyorum. Dün emine ile operasyon yapılan nebil rahumanın bugün mezar alanını ortaya çıkarmış Hasan balcıya karşı eldeki aletin Adı devrimci çevrelere sızmaya çalışan Bursa istasyondan sızdırılmış hertürlü ahlaktan yoksun isim VİCDAN KAYIR TOPAKTAŞ dır.
Bu isime karşı özellikle dikkatli olun uyarıyorum.
Alçaklıkları ihanetleri tarihsel olarak belgelenmiş olan bu alçakların ortaya attıkları tarih devrimci sosyalist bir örgütün tarihi olamaz Ortaya attıkları hertürlü yalan iftira dezenformasyon kendi pisliklerinin ve ihanetlerinin tarihidir. Bu ihanete dur demek karşı olmak hem sınıf mücadelesinin bir parçası hemde devrimci bir görevdir. Bunlara yazı vermek köşe vermek bunların kendilerine destek olmak SUÇTUR BELGELENMİŞ İHANETE ELİMİNE OLMAK DEMEKTİR.
BU HAİNLERİN İSMİMİ HEDEF ALMALARININ BİR TEK NEDENİ VARDIR
HASAN BALCIYI KULLANDIK SÖZÜ BUNUN İÇİN YETERLİDİR.
KENDİLERİNİN HİÇBİR İSTEĞİNE ALET OLMADIM NEBİLİ KULLANDIRMADIM.ONUN KEMİKLERİ ÜZERİNDEN BU PİS HERİFLERİN KENDİLERİNİ AKLAMALARINA ALET OLMADIM ÇÜNKÜ BU NEBİL RAHUMAYA VE ONUN ANISINA İHANETTİ.
BÜTÜN DEVRİMCİLERİ DUYARLI NAMUSLU DEVRİMCİLERİ UYARIYORUM
BU AHLAKSIZLARA KARŞI MUTLA TAVIR ALIN ORTAK OLMAYIN.
BU POLİSLERİ MUHBİRLERİ ÖZGÜR MEDYA GİBİ BİR KURUMDA YAZI YAZDIRIYOR OLMALARINI KINIYORUM
ÖZELLİKLE BU POLİSLERİ İNTERNET SAYFASINDA YAZDIRAN VE BUNLARA İTİBAR GÖSTEREN ÖZGÜR MEDYA ADLI DEVRİMCİ MEDYA PORTALINI UYARIYORUM.
MEZARI BAŞINDA DİKİLDİĞİNİZ O YERİ BULAN VE BUNUN İÇİN BEDEL ÖDEYEN VE BU YASI TUTAN HASAN BALCIDIR.
ÖNCE POLİS , SONRA MUHABARAT AJANI, SONRA TACİZCİ OLARAK ÇAMUR ATTIKLARI NEBİLİN MEZARINI BULAN İNSANA YAPILAN BU ALÇAKÇA GİRİŞİME ORTAK OLMAYIN….
BÜTÜN DEVRİMCİ İNSANLARI UYARIYORUM
BU KONU İLE İLGİLİ SORU SORMAK BELGE GÖRMEK BÜTÜN İNSANLIĞA BİRİKTİRDİKLERİM AÇIKTIR.
Mihrac Ural notu:
4 yıldır örgüt tarihimizi karalayan, yöneticilerine ve emek vermiş kadrolarına küfür savuran, polise ihbar edenler, elimdeki belgelere dayanarak açık ve net ispat ettiğim gibi MİT organizesi olan İtirafçı Engin Erkiner ve 1977’den beri ortağı olan ve sol içinde yakıcı faaliyetlerle örgüt örgüt dolaşan bu ikili hakkında elime geçen bir ilanı okurlarımla paylaşıyorum.
İlanı yapan kişi, bu ikili polis organizesinin kendi deyimleriyle “kullanmalarıyla” aleyhimde akıl almaz suçlamalar yaptı; ama asla ne aileme ne özelime ilişmedi en azında bu açıdan bir çizgi tutturdu. Şu ana kadar bu insanlar uzak yakın hiçbir dostluğum ve arkadaşlığımda yok. Arada geçen sürecin olumsuzlukları nedeniyle de sanırım hiçbir zaman oylamayacaktır. Bu benim açımdan olduğu kadar kendisi için de geçerli bir tutumdur. Bu konuda her ikimizde tutarlıca bir duruş sergiliyoruz. Kendi adıma buna da devam edeceğim (Bu süreçte, iki notum oldu biri bir devrimci şehit için 3 yıl önce yazıp yayınlamadığım bir yazının 2012 tarihi itibariyle yenilenmesi. İkincisi ise bu ikili polis organizesinin önüne gelini “Suriye muhabarat”ı olarak suçlamasına karşı insani olarak gösterdiğim reflekse ait nottur).
Bu karalama deryasında, Analarımızı, babalarımızı, ölülerimizi, kız kardeşlerimizi, karılarımızı, çocuklarımızı, kadro ve militan yoldaşlarımızı ağza alınmayacak ahlaksız küfürlerle dile getiren, bana ve çevreme “Suriye muhabaratı” diye karalama yapan bu soytarılara, bu ihbarcılara kimi eski yoldaşların oluşturduğu sitede yazma olanağı tanınmasıyla uzaktan yakından ilgili değilim.
Bu ikiliye üçüncü bir şahsın dahil olması ise eşyanın tabiatına uygundur.
Bize yapılan tüm karalamaların tek kaynağı olan bir yalancı ölü konuşturucusu Erkan Ulaşan’nın, 30 yıldır bir tek siyasi devrimci duruşunun olmamasına rağmen bu çevrede yazı yazması hayretle izlenmeye değir. 35 yıl önce bu kişinin örgüt tarafından polis olarak arandığını bile yazdım. İlginç olan, bu üçlünün bir arada devam eden ilişkileridir. Bu soru işaretleri hiçte boşluktan gelmiyor.
Site yazarları sitenin karakterine uygun olur; bu şebekenin, değer verdiğim insanlarında yer aldığı bir sitede bulunması beni hiç ilgilendirmiyor. İki yıldır bu siteyi açmadım bile. Kaldı ki, sormayı bir tenezzül meselesi sayarım; amaç ve hedef kitlemiz birbirinden farklılaşmış, siyasal duruşlarımız ayrışıp bitmiştir. Herkes kendinden sorumludur, ilgili değilim.
Bu üçlünün siyasi olmayan karalamalarını, siyaset dışına çıkmadan 250’yi aşkın dosyayla her biri bir tarihsel belgeler dizini olan verilerle cevap verildi. Küfürlerine ve şahsi konuları bu tartışmalarına taşımalarına ise Özel harp dairesinin oyunu olarak baktığımızdan aynıyla cevap vermedik, kimsenin anasını, bacısını karısını ele almadık. Bu Kiril ve ahlaksızlığı onlara bıraktık. Bu üçlünün Vicdan’ı da kendileri gibidir; hiçbir ahlak taşımayan ancak “kaltak” (bu kavram için okurdan özür diliyorum) diye tabir edilebilecek, gazeteci kisvesi altında cinsel taciz, kızı dahi arkadaşlarını pazarlayan biridir.
Bu ahlaksızı neden yazmadığım sorulur. Cevabımdır; bir “gazeteci arkadaş” olarak uzun süren yazışmaları, sohbetleri, içindeki kaliteyi, devrimci duruşu, ilkeli ve öğretici bilgi dönüşümünü hiçe sayarak, bir Paris gezisi bileti uğruna satan kadına sadece kaltak denir. Böylesi hayvanlar için bir şey yazılır mı?
Hayatının hiçbir kesintinde fıkra bile olsa uzuv adlarını telafüz etmemiş biri olarak, bu insanların belden aşağı karalamalarını, evrimi tamamlanmamış hayvani hallerine tükürmekle yetineceğim. Bu kaltağın aleyhimdeki karalama yazılarını İstanbul indimedya’da yayınlama şerefsizliğine, ne ahlakım ne de devrimci onurum cevap vermeme müsaade eder. Hayatını okumaya yazmaya devrimci mücadelenin gereklerine adamış biri olarak ürettiğim siyasi çalışmalarımı, bu çömezlerin hayatları boyunca ürettikleriyle karşılatırın, her şey açıkça ortaya çıkar. Bu da, polis organizesinin neden Mihrac Ural adına esir olduklarını, fare gibi bu esaret kapanında kalmaya mahkum olduklarını da açıklar.
Bu çirken ahlaksızların birbirine yönelik karalamalarını anlamak için, MİT ajanı İbrahim Yalçın’ın, bu vicdansız yaratığı Paris’e gelmesi için Hasan Balcı’ya söylediği “yanıma gönder sen s…mesen, ben s…rim” cümle bile tek başına, bu çirkef deryasında nelerin döndüğünü anlatmaya yeter; karısın MİT’in eline göz ameliyatı için teslim etmiş birinin, böyle bir kaltağı Paris’in Strazburg caddesinde pazarlamadığının garantisini kimse veremez. Bu kaltak bunu hak edermiş. Bu verilere dayanarak diyorum ki, yüzlerce sayfa anı yazışmamı eksiksiz olarak yayınlama cesareti göstermezler. Zira bu yazılar, Mihrac Ural’ın suratlarında patlayacak devrimci tutarlılık tokadıdır, mücadeleye, dostluğa ilkelere kararlıca sarılışının belgesidir. Yazıları tırtıklayarak kesip yapıştırarak bir yere varılacağını sananlar, kendi ahlaksızlıklarıyla bataklıkta boğulanlardır. Bu yüzden bu polis organizesi ve bu kaltak kadına, bu gün de yarın da bin yıl sonra da ben Mihrac Ural olarak, meydan okuyorum, tüm yazışmaları eksiksiz yayınlayın. Ben buradayım…
Tüm yazışmalar bende duruyor. Tek eksiği olmadan. Hadi bakalım bunu yapamazsanız polisliğiniz yanı sıra kaltaklığınızda tescil edilmiş olacaktır. Ama ben yazım ahlakına, ikilinin onayı olmadan bu tür şahsı yazışmaları asla sokağa atmam. O gün o inançla, o samimiyetle yazdım, her satırın, her kelime ve harfinin arkasındayım ama sokaklara düşürmeyecek kadar da karşımdakinin bu yazıda olduğuna inandığım onurunun da güvenilir bekçisiyim. Bu kahpe bir kadın olsa da değişmez. Bu gencecik kızını erkeklerin altına atan birisi olsa da değişmez. Bu duruşum, kocası dururken böylesine kirli işleri yapan birine bile olsa aynı kalacaktır. Tutarlılıkta Mihrac Ural adını marka yapan budur.
Bu ahlaksız kaltak için diyeceğim şudur,
Aptal, temizi kimse kirletemez, Antakya gezisinde yakınlarımı görmen için çırpınışına rağmen yasak koymuş olmamın nedenini şimdi anladın mı…
Ulan ucuz kaltak, bilmelisin ki,
Ruhunu şeytana satanları elimin tersiyle tokatlayıp atıyorum, dönüp bakmaya bile tenezzül etmiyorum; Joker Haydar’ı, Kılcık Haydar’ı, Aptal İrfan’ı, Boyacı Cahş’ı (Cahit) ilgisizliğimle nasıl da ayağımın altında bir izmarit gibi ezdiğime bak yeter…
Bunları anlaman için şerefin olmalıydı ama yok. Sen bu organizasyona layıksın, bunlar adam kullanır, sende bunu çok uygunsun…
Bu kaltağı anmama bile gerek yok artık.
İtirafçı Engin Erkiner, MİT İbrahim Yalçın ve Ölü Konuşturucu Erkan Ulaşan üçlüsü yazılı, belgeli, kanıtlı, bir polis organizesi olduğunu bir kez daha buradan ben de ilan ediyorum. Bu adamların 4 yıldır tekrar ettikleri şey devrimciliği kirletmektir bu da bilinçli bir çaba olarak organize edilmiştir. Okur sadece şunu düşünsün, bir tartışma, bir karalama, belli bir noktadan sonra inatçı bir ısrara dönerse bunun farklı bir anlamı olur. Olanda budur. Bu polis organizesinden uzak kalmak en doğru olandır.
Özgür medya sitesi yöneticilerine hiçbir zaman sözüm olmadı, olmayacaktır. Sansürcülüğe şiddetle karşıyım. Devrimciliğim ve demokratlığımın temeli buraya dayanır. Cevap hakkı yaratacak yazılar yer almadıkça kim ve ne olursa olsun, nerede yazarsa yazsın, bunun üzerine söz söylenmeyeceğini şahsi düşüncem olarak buraya not ederim.
*********************************
AŞAĞIDAKİ DUYURU TARİHSEL BİR BELGEDİR.
http://www.ozgurmedya.org/ internet sitesinde yazı yazan Engin Erkiner Polis muhbiridir.
Nebil rahuma 30.09.198o tarihinde başında Mete özerin bulunduğu bir ekip tarafından örgüt kararı ile THKP-C HALKIN DEVRİMCİ ÖNCÜLERİ ÖRGÜTÜ tarafından katledilmiştir.
Nebil bir arkadaşının eşine yaptığı taciz ve örgüt parasını altınlarını mit ajanı İbrahim yalçına verme suçlaması ile itham edilmiş bağcılar mevkii boya fabrikası taş ocakları alanında mahkeme edilmiştir. Burada tanık olarak kullanılan kadın Ziya erdönmezin eşi Emine erdönmezdir.
Nebil rahumanın arkasına dolanılmak üzere kafasının arkasından bir mermi ile katledilmiş ve cesedi orada terk edilmiştir. Ertesi gün belediye ekiplerince Nebilin cesedi bulunmuş adli tıpa götürülmüş kimsesiz muamelesi yapılmış ve kimsesizler mezarlığına gömülmüştür. Tarih 30.09.1980 i gösterirken 12 eylül faşizmi heryeri kuşatmışken Kendine devrimciyim diyenler Faşizme yöneltecekleri enerjilerini malesef kendi iç hesaplaşmalarına harcamışlardır.
Nebil rahumayı öldüenler 12 eylül sonrası yakalanan ve Halkın devrimci öncüleri davasından yargılanan sanıklarca nasıl nerede öldürüldüğü itiraf edilmiş ve dava iddianamesine Nebilin öldürülme gerekçesini sanıklar NEBİL RAHUMA POLİSTİ üzerinden yürütmüşler nebil Rahumayı katledenlerin bunu itiraf edenlerin de akibetleri ortadadır.
Dava iddianamesinde ilginç bir detay vardır . Nebili öldüren silah birkaç eylemde kullanılıyor Önce Ankarada MHP ilçelerinden birinin kurşunlanmasında, sonra nebilin katledilmesinde ve sonra bu Silah MHP eyüp ilçe teşkilatında MHP li katillerinden birinin üzerinden çıkıyor.
Bu ayrıntıları uzun uzun yazıp Tarihe bir not olarak diğer yazılarımda düşmüştüm. Bütün bu ayrıntıları birleştirerek adeta kazma ile kuyu kazarak Nebil rahumanın mezar alanını Kimsesizler mezarlığındaki mezar alanını 30 küsür sene sonra ortaya çıkardım. Yani bu katiller el birliği ile nebil rahumayı katlettiler kör bir kuyuya attılar ben otuz sene sonra nebil rahumanın kimsesizler mezarlığında onun gömüldüğü mezar alanını ortaya çıkardım.
Nebil rahumanın akibetinin ortaya çıkması ile birsürü pis ilişkilerin de deşifre olduğunu gördük. Onu bir kese altına Ölüme gönderenlerden biri 1977 OPERASYONU İLE İTİRAFÇI OLAN ÖRGÜTÜNÜ ELE VERMİŞ BİR İDDİA ODURKİ BEYLERDERESİNDE KATLEDİLEN DEVRİMCİLERİ İHBAR ETMİŞ ENGİN ERKİNERDİR.
BUGUN MİT İLE İLİŞİĞİ YURT DIŞI İSTASYON ELEMANLIĞI AYNEN DEVAM EDEN acilciler kongresini 150.000 tl ya mite veren ve bu itirafı örgüt tarafından kendi yazısı ile el yazısı itirafı ile yayınlanan İbrahim yalçındır. Bu adam Eski acilcilerin iddası ile örgüte İtirafçı engin erkiner tarafından 70 li yılların sonunda sızdırılmıştır. Her dönem Kendi yoldaşlarını mite teslim eden İbrahim yalçın Türkiye sosyalist hareketinin hafıza yitimi yaşadığını tarihi unuttuğunu hainleri unuttuğu düşüncesi Tekrar sızma harekati ile solun içine tarihteki ihaneti yok sayarak sızma gayretindedir.
BU İKİLİNİN MİT İLE İLİŞKİLERİ MİT ESKİ MÜSTEŞARLARINDAN OSMAN NURİ GÜNDEŞİN ANILARINI TOPLADIĞI İHTİLALLERİN VE ANARŞİNİN YAKIN TANIĞI BAŞLIKLI KİTAPDA AÇIKCA YAZMAKTADIR.
BÜTÜN SOSYALİSTLERİ BU İSİME KARŞI UYARIYORUM.BU ADAM EN SON ACİLCİLER OPERASYONU ADI ALTINDA ANTAKYA MERKEZLİ YÜRÜTÜLEN POLİS OPERASYONUN DA BELGELİ OLARAK ORTAYA KOYDUĞUMUZ ENGİN ERKİNER İLE BİRLİKTE MUHBİRİDİR.
BÜTÜN DEVRİMCİLERDEN BİR TEK İSTEĞİM VAR HİÇBİR ŞEY YAPMAYIN BU İSİMLERİ TEK TEK BİR KENARA NOT EDİN.
OPERASYON DEVAM EDİYOR.
Kendine acilciyim diyen Önce Acilcileri polise teslim etmiş ve bu ihanetin belgeleri ortalığa saçılmış Polis itirafçısı Engin erkiner ve Mit ajanı İbrahim yalçın isimli Mit çetesi operasyonu ile karşı karşıyayız. Bu ikili ve etrafına sonradan dahil olan mit istasyon elemanları ile ihbar, dezenformasyon iftira gibi akla gelen bütün ahlaksızlıklarla devrimci namusu bilinen insanlara aşağılık iftiralar atma üsülu ile saldırıyorlar. Acilciler çevresinden onlarca insan bu alçakların son yazdığı yalan ve iftiralar ile ilgili olarak Bu ahlaksızların kim ve nasıl insan olduklarını bütün devrimciler biliyorlar Bunların yazdıklarını biz ciddiye almıyoruz sende alma diye yazılar cevaplar alıyorum. Dün emine ile operasyon yapılan nebil rahumanın bugün mezar alanını ortaya çıkarmış Hasan balcıya karşı eldeki aletin Adı devrimci çevrelere sızmaya çalışan Bursa istasyondan sızdırılmış hertürlü ahlaktan yoksun isim VİCDAN KAYIR TOPAKTAŞ dır.
Bu isime karşı özellikle dikkatli olun uyarıyorum.
Alçaklıkları ihanetleri tarihsel olarak belgelenmiş olan bu alçakların ortaya attıkları tarih devrimci sosyalist bir örgütün tarihi olamaz Ortaya attıkları hertürlü yalan iftira dezenformasyon kendi pisliklerinin ve ihanetlerinin tarihidir. Bu ihanete dur demek karşı olmak hem sınıf mücadelesinin bir parçası hemde devrimci bir görevdir. Bunlara yazı vermek köşe vermek bunların kendilerine destek olmak SUÇTUR BELGELENMİŞ İHANETE ELİMİNE OLMAK DEMEKTİR.
BU HAİNLERİN İSMİMİ HEDEF ALMALARININ BİR TEK NEDENİ VARDIR
HASAN BALCIYI KULLANDIK SÖZÜ BUNUN İÇİN YETERLİDİR.
KENDİLERİNİN HİÇBİR İSTEĞİNE ALET OLMADIM NEBİLİ KULLANDIRMADIM.ONUN KEMİKLERİ ÜZERİNDEN BU PİS HERİFLERİN KENDİLERİNİ AKLAMALARINA ALET OLMADIM ÇÜNKÜ BU NEBİL RAHUMAYA VE ONUN ANISINA İHANETTİ.
BÜTÜN DEVRİMCİLERİ DUYARLI NAMUSLU DEVRİMCİLERİ UYARIYORUM
BU AHLAKSIZLARA KARŞI MUTLA TAVIR ALIN ORTAK OLMAYIN.
BU POLİSLERİ MUHBİRLERİ ÖZGÜR MEDYA GİBİ BİR KURUMDA YAZI YAZDIRIYOR OLMALARINI KINIYORUM
ÖZELLİKLE BU POLİSLERİ İNTERNET SAYFASINDA YAZDIRAN VE BUNLARA İTİBAR GÖSTEREN ÖZGÜR MEDYA ADLI DEVRİMCİ MEDYA PORTALINI UYARIYORUM.
MEZARI BAŞINDA DİKİLDİĞİNİZ O YERİ BULAN VE BUNUN İÇİN BEDEL ÖDEYEN VE BU YASI TUTAN HASAN BALCIDIR.
ÖNCE POLİS , SONRA MUHABARAT AJANI, SONRA TACİZCİ OLARAK ÇAMUR ATTIKLARI NEBİLİN MEZARINI BULAN İNSANA YAPILAN BU ALÇAKÇA GİRİŞİME ORTAK OLMAYIN….
BÜTÜN DEVRİMCİ İNSANLARI UYARIYORUM
BU KONU İLE İLGİLİ SORU SORMAK BELGE GÖRMEK BÜTÜN İNSANLIĞA BİRİKTİRDİKLERİM AÇIKTIR.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder