24 Şubat 2012 Cuma
19 ŞUBAT 2012 ANTAKYA MİTİNGİ ;YASAKLARIN YENİLGİSİ.. YASAKLARA RAĞMEN, ANTAKYA HALKI “SURİYE’Yİ KORUYALIM“ MİTİNGİNE AKIN ETTİ
Mihrac Ural – 19 Şubat 2012 / Pazar
19 Şubat 2012 “SURİYE’Yİ KORUYALIM“ mitingi yasaklanmasına rağmen Antakya halkı meşru hakkını kullandı ve yasakları elinin tersiyle itti.
Halkımız yasakları valinin suratın bir şamar gibi gerisin geriye yolladı. Meydanlara indi ve korku duvarlarını yıktı. Meşru hakkı olan gösteriyi yaptı, iki ayrı devlet altında yaşamaya mahkum edilen aynı halkın kardeşleri birbirine sahip çıktı. Hatayı haksızca, halkının iradesine rağmen ilhakından, 1939’dan buya ilk kez içine büktüğü acıyı haykırdı kardeşlerinin katledilmesine, emperyalist müdahaleye, Erdoğan iktidarının ikiyüzlü komşuluğa ihanet politikasına dur dedi. Bu uyarı 7000 yıllık uygarlık birikimlerinin sentezi olan, halkın kendi kardeşlerine sahip çıkışıdır. Yasal haklarını kullanmasıdır. Yasal haklarını yasaklarla engelleyenlere karşı duruş sergilemesidir. Antakya kadim Roma kenti uygarlığın beşiği sessizliği kimseyi aldatmasın tutum takınma anında tereddütsüz ayağa kalacağından hiç kimsenin kaygısı olmasın İşte bu gün olan da tas tamam budur.
Halkımız Başardı...Hepimiz başardık. Geceler yatmadık, karınca kadarınca katkı sunmak için çırpındık kadınlarımız ah o kadınlarımız o öncülerimiz o yiğitlerimiz hep en önde durması gerekenlerimiz. Bastıkları yerlerin öpülesi kadınlarımız bu başarının bayrağı onlardı zılgıtlarıyla, doğruları arkasında dik duruşlarıyla onlar korku duvarını yıkan halkın sedasıydılar.
Halkımız bu ilk adımı başardı. Antakya’yı askeri karargaha çevirip, kardeşlerimizi Suriye’de katletmek isteyenlere dur dedi. “Bu şehir barış şehridir savaş değil, burada size geçit yoktur” dedi.”Şehrimize, kirli amaçlarınız için tetikçi olarak kullanmak istediğiniz vatan hainlerini yığarak, kamplar açarak, silahlandırıp Suriye’deki kardeşlerimizi katletmek için salmanıza artık müsaade edilmeyecektir” dedi.
Halkımız başardı… Östelik yasakçı iktidarın faşizan sivil diktatörlüğüne karşı başardığı kadar moralsizliği, sinmeyi, cehaleti esas alan Siyonist solculara, halkın gücüne karşı inançsız olanlara, meşruiyeti yasalara boyun eğmemek olarak anlayanlara karşı da büyük başarı kazandı.
Halkımız bunları da tek tek bilsin istiyorum;
Birincisi; tertip komitesinin cahil solcuları,. Dünya şer medyasına akıllarını esir etmiş solcu geçinen cahiller, bu mitingi emperyalizme karşı adı altında “Suriye yönetimine karşı” kin ve intikam kusmak için kullanacaklardı. “Esad diktatörlüğü söylemiyle “ de bunu yapıyorlardı Suriye’deki karşı-devrimi bize “halk hareketi” olarak yutturmaya kalkışacaklardı. Bunun da ötesine geçti bu cahil cühela takımı; “sakın kimse Surye bayrağı ve Esad posteri taşımasın” diye yasakçılık yaptı, arkadaşlarımızı Erdoğan’ın valisi gibi uyardılar; “kortej dışı kalırsınız” dediler, tehdit ettiler. Ama sonuçta halk meydana indi ve bu kof, bu cahil cühela Siyonist solcu takımını, elinin tersiyle itti. Onlara “tarihin gerisinde kalmış, orijinalitesi olmayan marjinaller yığını, kimliksiz ve tarihsizliği seçmiş bu nedenle de doğruları olmayan, dik durmayanlarsınız” diyerek itti. Halk söyleyeceğini söyledi haykırışları yeri göğü inletti. Komşu ülke Suriye’ye, yönetimini, lideri ve halkının coşkuyla savundu, yanında olduğunu dile getirdi. Aynı halkın iki ayrı devlet altında yaşamaya mecbur edilişinin öfkesiyle,”… Suriye Beşşar u bes” haykırışlarını yükseltti.
İkincisi; bu mitingde halkımız aynı zamanda bir haftadır sürdürdüğümüz çabaları bir gece aldığı haksız karala yasaklayabileceğini sanan Valiye karşı duruşunu sergilediği kadar, meşruiyet ile yasallığı birbirine karıştıran demokratlara karşıda bir mesaj vermiş oldu. “iptal edilmiş bir mitinge katılmayın, yasa dışı konuma düşersiniz, Müsaadesiz miting yapmak doğru değildir” diye moral bozuculuk, teslimiyetçilik yapma talihsizliği içinde olanlara da iyi bir ders veren bu halk kendi yolunu kendisi açmaya başladı..
Sürgün acılarımın kolu kınadı kırık halleriyle yüreğim halkımla birlikteydi, sevdamla omuz omuzaydı. Kendi orijinalitesine dayanan her siyasal duruşun er ya da geç başaracağına inandım bu da uzak değildir. Bu halkın kimlik haklarına artık sahip çıkmanın zamanı geldi. Hangi siyasal örgüt ya da eğilimde olursanız olun artık halkınıza dönün onun hakları için bir şeyler yapın diyeceğim.
19 Şubat 2012 “SURİYE’Yİ KORUYALIM“ mitingi yasaklanmasına rağmen Antakya halkı meşru hakkını kullandı ve yasakları elinin tersiyle itti.
Halkımız yasakları valinin suratın bir şamar gibi gerisin geriye yolladı. Meydanlara indi ve korku duvarlarını yıktı. Meşru hakkı olan gösteriyi yaptı, iki ayrı devlet altında yaşamaya mahkum edilen aynı halkın kardeşleri birbirine sahip çıktı. Hatayı haksızca, halkının iradesine rağmen ilhakından, 1939’dan buya ilk kez içine büktüğü acıyı haykırdı kardeşlerinin katledilmesine, emperyalist müdahaleye, Erdoğan iktidarının ikiyüzlü komşuluğa ihanet politikasına dur dedi. Bu uyarı 7000 yıllık uygarlık birikimlerinin sentezi olan, halkın kendi kardeşlerine sahip çıkışıdır. Yasal haklarını kullanmasıdır. Yasal haklarını yasaklarla engelleyenlere karşı duruş sergilemesidir. Antakya kadim Roma kenti uygarlığın beşiği sessizliği kimseyi aldatmasın tutum takınma anında tereddütsüz ayağa kalacağından hiç kimsenin kaygısı olmasın İşte bu gün olan da tas tamam budur.
Halkımız Başardı...Hepimiz başardık. Geceler yatmadık, karınca kadarınca katkı sunmak için çırpındık kadınlarımız ah o kadınlarımız o öncülerimiz o yiğitlerimiz hep en önde durması gerekenlerimiz. Bastıkları yerlerin öpülesi kadınlarımız bu başarının bayrağı onlardı zılgıtlarıyla, doğruları arkasında dik duruşlarıyla onlar korku duvarını yıkan halkın sedasıydılar.
Halkımız bu ilk adımı başardı. Antakya’yı askeri karargaha çevirip, kardeşlerimizi Suriye’de katletmek isteyenlere dur dedi. “Bu şehir barış şehridir savaş değil, burada size geçit yoktur” dedi.”Şehrimize, kirli amaçlarınız için tetikçi olarak kullanmak istediğiniz vatan hainlerini yığarak, kamplar açarak, silahlandırıp Suriye’deki kardeşlerimizi katletmek için salmanıza artık müsaade edilmeyecektir” dedi.
Halkımız başardı… Östelik yasakçı iktidarın faşizan sivil diktatörlüğüne karşı başardığı kadar moralsizliği, sinmeyi, cehaleti esas alan Siyonist solculara, halkın gücüne karşı inançsız olanlara, meşruiyeti yasalara boyun eğmemek olarak anlayanlara karşı da büyük başarı kazandı.
Halkımız bunları da tek tek bilsin istiyorum;
Birincisi; tertip komitesinin cahil solcuları,. Dünya şer medyasına akıllarını esir etmiş solcu geçinen cahiller, bu mitingi emperyalizme karşı adı altında “Suriye yönetimine karşı” kin ve intikam kusmak için kullanacaklardı. “Esad diktatörlüğü söylemiyle “ de bunu yapıyorlardı Suriye’deki karşı-devrimi bize “halk hareketi” olarak yutturmaya kalkışacaklardı. Bunun da ötesine geçti bu cahil cühela takımı; “sakın kimse Surye bayrağı ve Esad posteri taşımasın” diye yasakçılık yaptı, arkadaşlarımızı Erdoğan’ın valisi gibi uyardılar; “kortej dışı kalırsınız” dediler, tehdit ettiler. Ama sonuçta halk meydana indi ve bu kof, bu cahil cühela Siyonist solcu takımını, elinin tersiyle itti. Onlara “tarihin gerisinde kalmış, orijinalitesi olmayan marjinaller yığını, kimliksiz ve tarihsizliği seçmiş bu nedenle de doğruları olmayan, dik durmayanlarsınız” diyerek itti. Halk söyleyeceğini söyledi haykırışları yeri göğü inletti. Komşu ülke Suriye’ye, yönetimini, lideri ve halkının coşkuyla savundu, yanında olduğunu dile getirdi. Aynı halkın iki ayrı devlet altında yaşamaya mecbur edilişinin öfkesiyle,”… Suriye Beşşar u bes” haykırışlarını yükseltti.
İkincisi; bu mitingde halkımız aynı zamanda bir haftadır sürdürdüğümüz çabaları bir gece aldığı haksız karala yasaklayabileceğini sanan Valiye karşı duruşunu sergilediği kadar, meşruiyet ile yasallığı birbirine karıştıran demokratlara karşıda bir mesaj vermiş oldu. “iptal edilmiş bir mitinge katılmayın, yasa dışı konuma düşersiniz, Müsaadesiz miting yapmak doğru değildir” diye moral bozuculuk, teslimiyetçilik yapma talihsizliği içinde olanlara da iyi bir ders veren bu halk kendi yolunu kendisi açmaya başladı..
Sürgün acılarımın kolu kınadı kırık halleriyle yüreğim halkımla birlikteydi, sevdamla omuz omuzaydı. Kendi orijinalitesine dayanan her siyasal duruşun er ya da geç başaracağına inandım bu da uzak değildir. Bu halkın kimlik haklarına artık sahip çıkmanın zamanı geldi. Hangi siyasal örgüt ya da eğilimde olursanız olun artık halkınıza dönün onun hakları için bir şeyler yapın diyeceğim.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder