29 Ekim 2011 Cumartesi
SURİYE SİLAHLI MUHALİFLERİ ÇADIR KENTTE Mİ
Hasip Yiğitoğlu
29 Ekim 2011
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın siyasi ve basın danışmanı Buseyna Şaban, Türkiye'nin kendileriyle bir öğretmen edasıyla konuştuğunu belirterek, "Türkiye'nin bu tutumunu gerektirecek bir şey yapmadık"diyor.
Bir başka şey daha diyor Buseyna Şaban "Suriye, Türkiye'ye Arap dünyasının kapılarını açtı, Türkler Suriye'ye vizesiz giriyor. Suriye pazarları Türk mallarıyla doldu taştı. Türkiye'nin bu tutumu takınmasının altında daha büyük nedenler olmalı.
Suriye'de geçtiğimiz mart ayında başlayan şiddet olayları sonrasında Hatay'a gelen Suriyeli mülteciler konusuna da değinen Şaban,Türkiye'ye kaçıp daha sonra dönenler, Türklerin kendilerine vatandaşlık vaadinde bulunduğunu söylediklerini açıklamıştır.
İddialar büyük.Az buz sayılamayacak kadar iddialar.Ayrıca kafa karıştırıcıdır.
Hatay Denge gazetesinde yayınlanan bir başka haber var ki,kafaları karıştırmaktan öte akıl tutulması gibi bir şey.Öyle bir haber ki,inanılması rüyada bile düşünülemez.Haber New York Times'a konuşan NYT muhabirinin Türkiye”de bulunan mülteci Suriye”lilerle yaptığı röportajda,mülteci kampının bir askeri üs halinde olduğu açıklamaları dehşet vericidir.
Muhabirin New York Times”e konuşmasının bir bölümünde, Suriyeli mültecilerinin Türk dışişlerinden silah istediklerini ve saldırıları bu kamplardan organize ettiklerini de belirtmiştir.
Liam Stack adlı NTY muhabirinin Türk Dişişleri yetkilileriyle yaptığı görüşmede, mülteci kamplarında ki Suriye”lilerden bu bilgileri aldığı ısrarı üzerine, dışişleri yetkilisinin söyledikleri bir başka tuhaf.
Kamplarda kimin olduğunu bilmiyoruz."Şu anda bütün bu insanlar Suriye'den kaçmış durumda. Biz kim kimdir bilemeyiz, kimsenin alnında 'Ben bir askerim' veya 'Ben muhalefettenim"yazmıyor. cevapları verilmiştir.
NYT muhabiri daha da çarpıcı açıklamalarda bulunmuş,
Kamp izlenimlerini anlatmadan önce,Özgür Suriye Ordusu'nun Suriye içerisinde silahlı eylemler düzenlediğini ve Türkiye'nin de bu operasyonların Antakya'dan yönetilmesine izin verdiğini söylüyor. Türkiye tarafından sıkı bir şekilde korunan kampta konuşlanan ÖSO, geçtiğimiz günlerde Suriye'nin orta bölgesinde 9 askerin öldürülmesinin sorumluluğunu üzerine almıştır ifadelerinde bulunmuştur.
(ÖSO )Özgür Suriye Ordusunun Türkiye”de konuşlandığı üzerine muhabirin ısrarlı açıklamalarına karşın,Türk dışişlerinin biz bu insanlara insani amaçlarla geçici bir mesken veriyoruz ve bu durum devam edecektir ifadelerinden anlaşılıyor ki,bu süreç anladığımızdan da tehlikeli bir hal alabilecektir.
Hatay Denge gazetesinde yayınlanan bu iki haberi birleştirdiğimizde Hatay halkını zor günlerin beklediğini söylemek yanlış olmamalıdır.
Uluslar arası yankı yapan bu haber aslında önceden biliniyordu.Suriye ordusundan kaçmış bir Albayın Türkiye”de yaşadığı ve örgüt elemanlarını Türkiye”den yönlendirildiği dillendirilmekteydi.Ne var ki hep inkar edilmiştir.Şimdi her şey açığa çıkmıştır.Ve uluslar arası onaylanmıştır.
Eğer bu açıklamalar,resmi anlamda yalanlanmayacak olursa,vahamet sonuçlarına neden olacağını söylemeye gerek var mı acaba.İnsanın inanası gelmeyen bu ilişkilerin nereden kaynaklandığını anlamak için söylenecek bir şeylerin kaldığını düşünemiyorum.Bu denklem ifşa olmuştur artık.
Büyük Ortadoğu komsepti denklemi olduğunu anlamamaya direnenlerin olduğunu da biliyorum.Ne yazık ki,bu durumu kabullenmeyenlerin bir kısmı eskiden Marksist düşünce düzleminde politika yapmaktaydılar.
Her neyse esas konuya dönelim.Türkiye”nin Suriye politikası tarihin her döneminde sığ kalmıştır.Hatta her iki ülkenin sarmaşlaştığı dönemlerin bile,bir denklem gereği olduğunu hep söylemiştim.Bu günlerin yaşanması benim için hiç sürpriz olmamıştır.
Bir küresel analiz yapacak olursak,ülkemiz dış politikasının Nato perspektifi dışında bir reflek üretemeyeceğini anlayabiliriz.BOP sinin hedeflerini de hesaba katacak olursak,Suriye Türkiye ilişkilerinin eninde sonunda bu sürece oturacağını anlamak zor olmamalıdır.
Umut ederim ki,bu açıklamalar yalanlanabilsin.
29 Ekim 2011
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın siyasi ve basın danışmanı Buseyna Şaban, Türkiye'nin kendileriyle bir öğretmen edasıyla konuştuğunu belirterek, "Türkiye'nin bu tutumunu gerektirecek bir şey yapmadık"diyor.
Bir başka şey daha diyor Buseyna Şaban "Suriye, Türkiye'ye Arap dünyasının kapılarını açtı, Türkler Suriye'ye vizesiz giriyor. Suriye pazarları Türk mallarıyla doldu taştı. Türkiye'nin bu tutumu takınmasının altında daha büyük nedenler olmalı.
Suriye'de geçtiğimiz mart ayında başlayan şiddet olayları sonrasında Hatay'a gelen Suriyeli mülteciler konusuna da değinen Şaban,Türkiye'ye kaçıp daha sonra dönenler, Türklerin kendilerine vatandaşlık vaadinde bulunduğunu söylediklerini açıklamıştır.
İddialar büyük.Az buz sayılamayacak kadar iddialar.Ayrıca kafa karıştırıcıdır.
Hatay Denge gazetesinde yayınlanan bir başka haber var ki,kafaları karıştırmaktan öte akıl tutulması gibi bir şey.Öyle bir haber ki,inanılması rüyada bile düşünülemez.Haber New York Times'a konuşan NYT muhabirinin Türkiye”de bulunan mülteci Suriye”lilerle yaptığı röportajda,mülteci kampının bir askeri üs halinde olduğu açıklamaları dehşet vericidir.
Muhabirin New York Times”e konuşmasının bir bölümünde, Suriyeli mültecilerinin Türk dışişlerinden silah istediklerini ve saldırıları bu kamplardan organize ettiklerini de belirtmiştir.
Liam Stack adlı NTY muhabirinin Türk Dişişleri yetkilileriyle yaptığı görüşmede, mülteci kamplarında ki Suriye”lilerden bu bilgileri aldığı ısrarı üzerine, dışişleri yetkilisinin söyledikleri bir başka tuhaf.
Kamplarda kimin olduğunu bilmiyoruz."Şu anda bütün bu insanlar Suriye'den kaçmış durumda. Biz kim kimdir bilemeyiz, kimsenin alnında 'Ben bir askerim' veya 'Ben muhalefettenim"yazmıyor. cevapları verilmiştir.
NYT muhabiri daha da çarpıcı açıklamalarda bulunmuş,
Kamp izlenimlerini anlatmadan önce,Özgür Suriye Ordusu'nun Suriye içerisinde silahlı eylemler düzenlediğini ve Türkiye'nin de bu operasyonların Antakya'dan yönetilmesine izin verdiğini söylüyor. Türkiye tarafından sıkı bir şekilde korunan kampta konuşlanan ÖSO, geçtiğimiz günlerde Suriye'nin orta bölgesinde 9 askerin öldürülmesinin sorumluluğunu üzerine almıştır ifadelerinde bulunmuştur.
(ÖSO )Özgür Suriye Ordusunun Türkiye”de konuşlandığı üzerine muhabirin ısrarlı açıklamalarına karşın,Türk dışişlerinin biz bu insanlara insani amaçlarla geçici bir mesken veriyoruz ve bu durum devam edecektir ifadelerinden anlaşılıyor ki,bu süreç anladığımızdan da tehlikeli bir hal alabilecektir.
Hatay Denge gazetesinde yayınlanan bu iki haberi birleştirdiğimizde Hatay halkını zor günlerin beklediğini söylemek yanlış olmamalıdır.
Uluslar arası yankı yapan bu haber aslında önceden biliniyordu.Suriye ordusundan kaçmış bir Albayın Türkiye”de yaşadığı ve örgüt elemanlarını Türkiye”den yönlendirildiği dillendirilmekteydi.Ne var ki hep inkar edilmiştir.Şimdi her şey açığa çıkmıştır.Ve uluslar arası onaylanmıştır.
Eğer bu açıklamalar,resmi anlamda yalanlanmayacak olursa,vahamet sonuçlarına neden olacağını söylemeye gerek var mı acaba.İnsanın inanası gelmeyen bu ilişkilerin nereden kaynaklandığını anlamak için söylenecek bir şeylerin kaldığını düşünemiyorum.Bu denklem ifşa olmuştur artık.
Büyük Ortadoğu komsepti denklemi olduğunu anlamamaya direnenlerin olduğunu da biliyorum.Ne yazık ki,bu durumu kabullenmeyenlerin bir kısmı eskiden Marksist düşünce düzleminde politika yapmaktaydılar.
Her neyse esas konuya dönelim.Türkiye”nin Suriye politikası tarihin her döneminde sığ kalmıştır.Hatta her iki ülkenin sarmaşlaştığı dönemlerin bile,bir denklem gereği olduğunu hep söylemiştim.Bu günlerin yaşanması benim için hiç sürpriz olmamıştır.
Bir küresel analiz yapacak olursak,ülkemiz dış politikasının Nato perspektifi dışında bir reflek üretemeyeceğini anlayabiliriz.BOP sinin hedeflerini de hesaba katacak olursak,Suriye Türkiye ilişkilerinin eninde sonunda bu sürece oturacağını anlamak zor olmamalıdır.
Umut ederim ki,bu açıklamalar yalanlanabilsin.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder