20 Ağustos 2011 Cumartesi
TAŞARON POLİTİKALARININ TEHLİKELERİ
Hasip Yiğitoğlu
20 Ağustos 2011
Herkes operasyon konuşuyor. Yıllardır operasyon konuşuluyor,operasyon yapıyoruz.Şuraya,buraya yapılan operasyonların kritikleri yapılıp duruluyor yıllardır.Hangi operasyon doğru,hangisinin başarısız olduğu tartışıp duruyoruz.Operasyonlarda Silahlı kuvvetlermi, polismi daha etkili olabilir,yada oluyor,yeni gündem bu maalesef.
Hep savaş denklemleri tartışıyoruz onlarca yıldır.Tartıştıklarımız hep savaş.Barış,insan hakları,özgürlük,adalet hiç tartışılıyormu.....
Hesaplar aynı.Hesaplar emperyalist çıkar için yapılıyor hep.Dış,iç politikalar savaş kurgusu iklimine uygunluk içinde.Dış politikada,komşu ülkelerin iç işlerine müdahale ederek,emperyelist ülkelerin doğrudan çıkar beklentileri yönünde taşaronluk yapılmaktadır.Artık bu politikanın anlaşılmaz bir tarafı kalmamıştır.Türkiye”nin dış politikasının,özellikle Suriye ile ilgili olarak,Emperyalistlerin takdirini ve desteğini alması,bu tezi doğruladığını düşünüyorum.
İktidar, muhalefet Somali”ye destek yarışı içinde.Ülkemizde adeta savaş durumu varken,popülizm yapılıyor.Başbakan Somali”ye gidişini bir vicdan testi olarak belirtiyor.Ülkemizde vicdan test niteliğinde çok veri var halbuki.Nerdeyse halkının yarısı açlık,yoksulluk sınırında yaşayan bir halkın başbakanı olduğunu unuttumu ne Başbakan.
Yaşanan açlık konusunda dünyanın dikkatinin çekilmesini yadırgamadan,Başbakanın ülkemizde yaşananları unutturacak malzeme olarak Somali”yi gitmesi şüphelerine neden olmakaktadır.
Sayın Başbakanın,dünyada yaşanan açlığın nedenleri konusunda hiçbir söz etmemeside başka şüphelere neden olmaktadır..Başbakan,küresel emperyalist sermayenin vahşi sömürü anlayışına atıfta bulunamazmıydı acaba. Bence bulunamazdı.Zira başbakanın uyguladığı ekonomik ve sosyal politika,aynı zihniyete tıpa tıp uygun düşmektedir.
Başbakanın ülkemizin insan manzaralarından habersizmi....Ekonomik ve sosyal göstergelerden anlaşıldığı kadarıyla Türkiye halkının yüzde 20 si açlık sınırındadır.Başbakanın bu durumu bilmemesini neye yorumlamak lazım.Ya biliyorsa,ki biliyordur,bu durum daha vahim olacaktır.
Açlıktan ölecek somali çocuklarına gösterilen ilgi ,evladı öldürülmüş Türkiye”li anneye,babaya,eşe,açlık sınırında yaşayan insanlarımıza gösterilmiyorsa söylecek söz bulunabilir mi...
Başka ülkelerin insanın özgürlüğü için savaşı göze alacaksınız,ama ülkeniz insanını, özgürlük,demokrasi,insan hakları isteyince terörist diyeceksiniz.Bu çifte standartçı politikadır.Türkiye”nin en temel sorunları bu standartçı politikaların eseridir.Bu politika toplumsal ayrışmamımıza neden olmaktadır.
Bölgemiz ve başta ülkemizin zor bir süreçten geçtiği ortadadır.Güvenlik karmaşası anlayışı ile emperyalist çıkar denklemi halklara savaş olarak dayatılmaktadır.Bedelleri halklara başta can ve mal olarak ödetilmektedir.
Bölgemiz,baştada ülkemiz doğal savaş alanı haline gelmiştir.Bölgemiz coğrafyasında günde onlarca insan öldürülüyor,sakat bırakılıyor. Her geçen gün, halkların savaş travması cinneti arttırılmaktadır..Barış nerdeyse hiç konuşulmuyor.Hep savaş seneryoları tartışılıyor.Hatta savaş halkların içselliğinde bir alışkanlığa ve beklentiğe dönüştürülmüştür..Halklar arasında derin düşmanlıklar üretilmiş,hayal edilmesi bile zor kamplaşmalara neden olunmaktadır.
Ortadoğu ve ülkemiz bir dram yaşıyor.Herkes ölüyor,öldürülüyor,öldürüyor.Hiç kimsenin yarına yönelik ne can,ne mal garantisi kalmamış.Bir yandan devlet güçleri,diğer taraftan silahlandırılmış ve ne istediklerini bile bilmeyen binlerce insan savaşıyor.. Halklar yüzleşmeden,yalnızca tabuların doğmatik etkileriyle birbirlerini düşman refleksleriyle yargılıyorlar. Amaç bölgemizi din ,milliyet,mezhep temelinde kolonileştirmektir.Bu bir emperyalist denklemdir.Bu denklem,bölgede İsrail”in tek egemen güç olmasının hedefidir.
20 Ağustos 2011
Herkes operasyon konuşuyor. Yıllardır operasyon konuşuluyor,operasyon yapıyoruz.Şuraya,buraya yapılan operasyonların kritikleri yapılıp duruluyor yıllardır.Hangi operasyon doğru,hangisinin başarısız olduğu tartışıp duruyoruz.Operasyonlarda Silahlı kuvvetlermi, polismi daha etkili olabilir,yada oluyor,yeni gündem bu maalesef.
Hep savaş denklemleri tartışıyoruz onlarca yıldır.Tartıştıklarımız hep savaş.Barış,insan hakları,özgürlük,adalet hiç tartışılıyormu.....
Hesaplar aynı.Hesaplar emperyalist çıkar için yapılıyor hep.Dış,iç politikalar savaş kurgusu iklimine uygunluk içinde.Dış politikada,komşu ülkelerin iç işlerine müdahale ederek,emperyelist ülkelerin doğrudan çıkar beklentileri yönünde taşaronluk yapılmaktadır.Artık bu politikanın anlaşılmaz bir tarafı kalmamıştır.Türkiye”nin dış politikasının,özellikle Suriye ile ilgili olarak,Emperyalistlerin takdirini ve desteğini alması,bu tezi doğruladığını düşünüyorum.
İktidar, muhalefet Somali”ye destek yarışı içinde.Ülkemizde adeta savaş durumu varken,popülizm yapılıyor.Başbakan Somali”ye gidişini bir vicdan testi olarak belirtiyor.Ülkemizde vicdan test niteliğinde çok veri var halbuki.Nerdeyse halkının yarısı açlık,yoksulluk sınırında yaşayan bir halkın başbakanı olduğunu unuttumu ne Başbakan.
Yaşanan açlık konusunda dünyanın dikkatinin çekilmesini yadırgamadan,Başbakanın ülkemizde yaşananları unutturacak malzeme olarak Somali”yi gitmesi şüphelerine neden olmakaktadır.
Sayın Başbakanın,dünyada yaşanan açlığın nedenleri konusunda hiçbir söz etmemeside başka şüphelere neden olmaktadır..Başbakan,küresel emperyalist sermayenin vahşi sömürü anlayışına atıfta bulunamazmıydı acaba. Bence bulunamazdı.Zira başbakanın uyguladığı ekonomik ve sosyal politika,aynı zihniyete tıpa tıp uygun düşmektedir.
Başbakanın ülkemizin insan manzaralarından habersizmi....Ekonomik ve sosyal göstergelerden anlaşıldığı kadarıyla Türkiye halkının yüzde 20 si açlık sınırındadır.Başbakanın bu durumu bilmemesini neye yorumlamak lazım.Ya biliyorsa,ki biliyordur,bu durum daha vahim olacaktır.
Açlıktan ölecek somali çocuklarına gösterilen ilgi ,evladı öldürülmüş Türkiye”li anneye,babaya,eşe,açlık sınırında yaşayan insanlarımıza gösterilmiyorsa söylecek söz bulunabilir mi...
Başka ülkelerin insanın özgürlüğü için savaşı göze alacaksınız,ama ülkeniz insanını, özgürlük,demokrasi,insan hakları isteyince terörist diyeceksiniz.Bu çifte standartçı politikadır.Türkiye”nin en temel sorunları bu standartçı politikaların eseridir.Bu politika toplumsal ayrışmamımıza neden olmaktadır.
Bölgemiz ve başta ülkemizin zor bir süreçten geçtiği ortadadır.Güvenlik karmaşası anlayışı ile emperyalist çıkar denklemi halklara savaş olarak dayatılmaktadır.Bedelleri halklara başta can ve mal olarak ödetilmektedir.
Bölgemiz,baştada ülkemiz doğal savaş alanı haline gelmiştir.Bölgemiz coğrafyasında günde onlarca insan öldürülüyor,sakat bırakılıyor. Her geçen gün, halkların savaş travması cinneti arttırılmaktadır..Barış nerdeyse hiç konuşulmuyor.Hep savaş seneryoları tartışılıyor.Hatta savaş halkların içselliğinde bir alışkanlığa ve beklentiğe dönüştürülmüştür..Halklar arasında derin düşmanlıklar üretilmiş,hayal edilmesi bile zor kamplaşmalara neden olunmaktadır.
Ortadoğu ve ülkemiz bir dram yaşıyor.Herkes ölüyor,öldürülüyor,öldürüyor.Hiç kimsenin yarına yönelik ne can,ne mal garantisi kalmamış.Bir yandan devlet güçleri,diğer taraftan silahlandırılmış ve ne istediklerini bile bilmeyen binlerce insan savaşıyor.. Halklar yüzleşmeden,yalnızca tabuların doğmatik etkileriyle birbirlerini düşman refleksleriyle yargılıyorlar. Amaç bölgemizi din ,milliyet,mezhep temelinde kolonileştirmektir.Bu bir emperyalist denklemdir.Bu denklem,bölgede İsrail”in tek egemen güç olmasının hedefidir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder