22 Haziran 2011 Çarşamba
YSK HANGİ DEVLETİN KURUMU,YOKSA MERİH TEN Mİ !
Hasip Yiğitoğlu22 Haziran 2011
Bir önceki yazımda,huzur ve barışı tesis etmenin sıkıntılarından bahsetmiştim.Bazı kesimlerin boş durmayacağını bilmek için müneccim olmaya gerek yok ta demiştim.
Aradan üç gün geçmedi,YSK BDP bağımsız millet velili seçimini kazanmış Hatip Dicle ile ilgili kararını değiştirerek,milletvekilliğini düşürdü.Değiştirildi diyorum,madem Hatip Dicle milletvekili özelliklerine haiz değil,neden seçime aday olması uygun görülmüştür.Sanki,önceden kurgulanmışçasına.Hele hele ülkemiz hassiyeti ortaydayken bu kararlar neyin nesi olabilir.
Bu durum karşısında insan ister istemiz komplo teorisi endişelerine kapılmaz mı !
Öğle bir hale getirildik ki,normal aile hayatlarımıza bile komplo teorileri denklemleri girmeye başladı.Telefon dinlemeleri, gizli kameralar,dedektiflik hayatımızı şaibe ve şüphelerle sarmalamaktadır.Herkes herkesten sakınıyor artık.
Sosyal ve toplumsal hayatın en temel unsurlarının içleri boşaltılarak,ayrıştırıcı ne varsa,bulup buluşturarak zihin sepetlerimize dolduruluyor.IRK,DİN,MEZHEP gibi argümanlar siyaset mekanizmasının yerini doldurmuştur.
Talan sisteminin sebep olduğu hiçbir ekonomik,sosyal,kültürel sorun tartışılamayacak hale getirilmiştir.Aş,iş,özgürlük gibi temel sosyal ve toplumsal argümanlar zihinlerden boşaltılmaktadır. Ucube projelerin tanıtımı için medyalara harcananları,maddi olarak bir düşünün.Harcanan bu paralarla işsizlik sonucu açlıkla kıvranan insanlarımızın bir kısmına iş sağlayabilecek üretim alanları yaratmak mümkün değil midir !
Peki,çok mu zor fabrika kurmak,toprak rehabilitasyonları uygulamak,üretimi arttırmak,yeni istihdam alanları açmak,verimliliği artırmak.Maalesef,ülkemiz açısından her konuda olduğu gibi zordur.Zira Ülkemiz,Emperyal kuşatma altındadır.Ancak müsaade edildiği ,uygun görüldüğü kadar politikalar yapabilir ülkemizde.
Kader mi bu !
Elbette değil,ama bu anlayışa karşı duran politikaların gelişememesi için,yukarıda belirttiğim gibi siyaset mekanizmaları çalıştırılmamıştır.Hem de en zorba yöntemlerle,bedel ödetilerek,katledilerek,işkenceler edilerek,yasaklanarak politikalar uygulanmıştır.
Adeta ,kader gibi bir şey olmuştur bu güne kadar.
Başa dönecek olursam,tamtamların sesi gelmeye başladı yine.Huzur ve barışın tesisi için bunca verilmiş çabalar,bedeller boşa çıkartılmaya çalışılmaktadır.Savaş nemacıları ayrıştırıcı denklemlerinin yenisini uygulamaya koyma gayretleri içindedirler.Bu süreçten bir kez anlaşılıyor ki,ciddi bir çözümsüzlük koalisyonu ile karşı karşıyayız.Parlamento da gurubu bulunan partilerin hiç birinden ses seda yok.Hepsi avuç ovuşturuyor.Siyaset mekanizmasının yeri Parlemento,adeta CİA”nin savaş denklemi üreten masası görüntüsü vermektedir.
Gözlerimizin içine bakarak provakatif uygulamalar yapılmaktadır.Madem bu insanlardan milletvekili olunamıyorsa,neden mazbata verilmektedir.Bu kadar paradoks içeren bir hukuk sistemi olabilir mi ! Sivil otorite,yani hükümet bu süreçleri önceden tespit edemez miydi ! Trajikomik bir durum,şimdi hükümet üyesi bir Bakan diyor ki,Hatip Dicle”nin milletvekilliğinin düşürülmesi hükümetlerin işi değil,TSK nın işidir.Allah aşkınıza YSK,Ay da,Merih te ki bir ülkenin kurumumu.Yoksa Türkiye”nin mi ! Nerdeyse on yıldır devleti yöneten bir hükümetin bu durumla karşılaşacağını bilmemesi ne kadar inandırıcı olur !
Bu durumu kabullenmek,hangi vicdanlara sığar.Geleceğimiz umutsuzluklarla beslenmek istenmektedir.Temsil edilmek üzere Hatip Dicle”ye verilen oyların,temsili ne olacak şimdi.Adalet nasıl sağlanabilir !
Adalet duygusunu hissetmeyen toplumların,adalet reflekslerinin ucunun nereye yöneleceklerini tahmin etmek bu kadar zor mu !
Halbuki,bu nedenlerle ders alınabilecek sosyal ve toplumsal olarak dünyada yaşanmışlıklar o kadar çok ki.Hatta yakın coğrafyamızda en sıcakları yaşanmaktadır.
Baylar başlarınızı kumdan çıkararak Ortadoğu”da yaşananlara bir bakın.
Bir önceki yazımda,huzur ve barışı tesis etmenin sıkıntılarından bahsetmiştim.Bazı kesimlerin boş durmayacağını bilmek için müneccim olmaya gerek yok ta demiştim.
Aradan üç gün geçmedi,YSK BDP bağımsız millet velili seçimini kazanmış Hatip Dicle ile ilgili kararını değiştirerek,milletvekilliğini düşürdü.Değiştirildi diyorum,madem Hatip Dicle milletvekili özelliklerine haiz değil,neden seçime aday olması uygun görülmüştür.Sanki,önceden kurgulanmışçasına.Hele hele ülkemiz hassiyeti ortaydayken bu kararlar neyin nesi olabilir.
Bu durum karşısında insan ister istemiz komplo teorisi endişelerine kapılmaz mı !
Öğle bir hale getirildik ki,normal aile hayatlarımıza bile komplo teorileri denklemleri girmeye başladı.Telefon dinlemeleri, gizli kameralar,dedektiflik hayatımızı şaibe ve şüphelerle sarmalamaktadır.Herkes herkesten sakınıyor artık.
Sosyal ve toplumsal hayatın en temel unsurlarının içleri boşaltılarak,ayrıştırıcı ne varsa,bulup buluşturarak zihin sepetlerimize dolduruluyor.IRK,DİN,MEZHEP gibi argümanlar siyaset mekanizmasının yerini doldurmuştur.
Talan sisteminin sebep olduğu hiçbir ekonomik,sosyal,kültürel sorun tartışılamayacak hale getirilmiştir.Aş,iş,özgürlük gibi temel sosyal ve toplumsal argümanlar zihinlerden boşaltılmaktadır. Ucube projelerin tanıtımı için medyalara harcananları,maddi olarak bir düşünün.Harcanan bu paralarla işsizlik sonucu açlıkla kıvranan insanlarımızın bir kısmına iş sağlayabilecek üretim alanları yaratmak mümkün değil midir !
Peki,çok mu zor fabrika kurmak,toprak rehabilitasyonları uygulamak,üretimi arttırmak,yeni istihdam alanları açmak,verimliliği artırmak.Maalesef,ülkemiz açısından her konuda olduğu gibi zordur.Zira Ülkemiz,Emperyal kuşatma altındadır.Ancak müsaade edildiği ,uygun görüldüğü kadar politikalar yapabilir ülkemizde.
Kader mi bu !
Elbette değil,ama bu anlayışa karşı duran politikaların gelişememesi için,yukarıda belirttiğim gibi siyaset mekanizmaları çalıştırılmamıştır.Hem de en zorba yöntemlerle,bedel ödetilerek,katledilerek,işkenceler edilerek,yasaklanarak politikalar uygulanmıştır.
Adeta ,kader gibi bir şey olmuştur bu güne kadar.
Başa dönecek olursam,tamtamların sesi gelmeye başladı yine.Huzur ve barışın tesisi için bunca verilmiş çabalar,bedeller boşa çıkartılmaya çalışılmaktadır.Savaş nemacıları ayrıştırıcı denklemlerinin yenisini uygulamaya koyma gayretleri içindedirler.Bu süreçten bir kez anlaşılıyor ki,ciddi bir çözümsüzlük koalisyonu ile karşı karşıyayız.Parlamento da gurubu bulunan partilerin hiç birinden ses seda yok.Hepsi avuç ovuşturuyor.Siyaset mekanizmasının yeri Parlemento,adeta CİA”nin savaş denklemi üreten masası görüntüsü vermektedir.
Gözlerimizin içine bakarak provakatif uygulamalar yapılmaktadır.Madem bu insanlardan milletvekili olunamıyorsa,neden mazbata verilmektedir.Bu kadar paradoks içeren bir hukuk sistemi olabilir mi ! Sivil otorite,yani hükümet bu süreçleri önceden tespit edemez miydi ! Trajikomik bir durum,şimdi hükümet üyesi bir Bakan diyor ki,Hatip Dicle”nin milletvekilliğinin düşürülmesi hükümetlerin işi değil,TSK nın işidir.Allah aşkınıza YSK,Ay da,Merih te ki bir ülkenin kurumumu.Yoksa Türkiye”nin mi ! Nerdeyse on yıldır devleti yöneten bir hükümetin bu durumla karşılaşacağını bilmemesi ne kadar inandırıcı olur !
Bu durumu kabullenmek,hangi vicdanlara sığar.Geleceğimiz umutsuzluklarla beslenmek istenmektedir.Temsil edilmek üzere Hatip Dicle”ye verilen oyların,temsili ne olacak şimdi.Adalet nasıl sağlanabilir !
Adalet duygusunu hissetmeyen toplumların,adalet reflekslerinin ucunun nereye yöneleceklerini tahmin etmek bu kadar zor mu !
Halbuki,bu nedenlerle ders alınabilecek sosyal ve toplumsal olarak dünyada yaşanmışlıklar o kadar çok ki.Hatta yakın coğrafyamızda en sıcakları yaşanmaktadır.
Baylar başlarınızı kumdan çıkararak Ortadoğu”da yaşananlara bir bakın.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder