26 Haziran 2011 Pazar
SURİYE DENKLEMİ VE YENİ CAMP DAVİD
Hasip Yiğitoğlu
25 Haziran 2011
Siyasi aktörler seçim meydanlarındaki gerginliklerini inadına devam ettiriyorlar.Toplumu kendi kavga alanlarına çekmek için,ne lazımsa sorumsuzca yapıyorlar.Diyalog kapılarını açmamak için azami gayret gösteriyorlar.Halbuki,tarihsel olarak halkın diyalog talepleri ilk kez bu kadar birbirine yaklaşmıştır.On binlerce gencini kaybetmesine rağmen bu halk diyalog çizgisine çok yaklaşmıştır. Siyasi aktörler,diyalog aktörleri olacaklarına,toplumu ayrıştırmanın zehirli akıllarını empoze etmekten hiçbir imtinada bulunmak gibi dertleri olmadığı görünüyor.Toplum hayatımızı cehenneme çevirecek yolları insan bedenleriyle döşemek istiyorlar.
Bu zihin nasıl bir şey.Ülkeyi deliler koğuşuna dönüştürmek üzereler.Hayattan anlayacakları hiçbir şey yok mu ! Yoksa akıl reflekslerini mi kaybetmişler! bunlar.
Acaba,basiretsizlikten mi,kasıttan mı! Yoksa bir komplo teorisinin yeni halkalarımı bu hal.
Ben,açıkçası basiretsizlikten kaynaklı olduğuna inanmıyorum.Hepsinin gözleri fırıl,fırıl.Meydanlarda ucube hayallerini,allayıp pullayıp saatlerce anlatıyorlar.Şov üstüne şov yapıyorlar.Beyin refleksleri adeta fırtına gibi,her telden esiyor.Malzeme bunlarda bol.Halkın gerçek sorunları haricinde tabii. Her tarafımızı ateş çemberi sarmalamasına rağmen siyasi aktörlerin bu hallerini anlamak kolay olmasa gerek.Siyaset mekanizmasının hantallaştırılmak istenmesinin hedefinde nelerin olduğunu iyi tespit etmeliyiz.Ciddi bir bir durumla karşı karşıya olduğumuzu söylemek kehanet değildir !
Bölgemiz boşuna kaynatılmamaktadır.Arap özgürlük baharının seher yeli duygusallığı tsunami ye dönüştürülmek istendiği apaçık ortaya çıkmıştır.Bu duruma rağmen siyasi istikrarsızlık aklı neye,kimlere hizmet edebilir
Bu kaosu arzu edenler kim ,yada kimler !
Artık her şey ifşa olmuştur.Son günlerde İsrail”in ve Türkiye”nin birbirlerine karşı,birden bire kanaat kayması,kullandıkları ortak argümanlar önemli ip uçları vermektedir.
Arap baharı özgürlük esintisinin İsrail için tsunami olacağı bilindiği içindir ki,Ortadoğu halklarının bu ortak algısının dağıtılması zaman kaybedilmeden başka yerlere çekilmesi gerekmektedir.Başka parametreler,paradokslar üretilmektedir.
Bildiğimiz gibi İsrail stratejik müttefikimiz dir.Soğuk savaş yılları boyunca istihbarat birimlerimiz birbirlerine nerdeyse etle tırnak kadar yakın olmuşlardır.Yine malumunuz ortak istihbarat kurguları geçmişte çok tartışılmış ve sonuçları çok eleştirilmiştir.Özellikle 12 Eylül faşist darbe öncesi süreçte yaratılan kaos ve anarşi ortamı konusunda İsrail istihbarat örgütü MOSSAD ın çok tartışıldığı unutulmamalıdır.
Daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi ,Mısır”da Hüsnü Mübarek yönetiminin düşmesiyle birlikte İsrail”in güvenlik şemsiyesi olan CAMP DAVİD anlaşmasının fiili olarak ortadan kalkması en dikkat çekici durumdur.İsrail artık yalnızlaşmış,kolu kanadı kırılmıştır.Mısıra rağmen,Lübnan savaşında önemli hüsran yaşamış İsrail”in azı dişleri dökülme sürecine girmişti zaten.
Şimdi bu durum İsrail halkı tarafından çok iyi biliniyor ki,İsrail”de ciddi toplumsal tepkiler yaşanmakta,savaş karşıtı gösterilerin boyutu her gün daha çok yükselmektedir.
Bu manada bölgede,barış ve özgürlük talepleri iklimi sürecinin gelişmesi emperyal güçlerin savaş oligarşisini endişeye düşürmektedir..Zira barış olursa hem silah alımları düşecek,hem de halklar arası düşmanlıkların bitmesi sonucu insansanlık gelişecektir.Demokrasi,hukuk ve insan hakları algısı kurumsallaşacaktır.
Bölgemiz üzerinde dolaşan kara bulut denkleminin ana teması tam bu noktadadır.
Bu anlamda Emperyal güçlerin savaş oligarşisi saldırı ve işgal politikalarına yenilerini eklemek istemektedir.
Olaylara,yaşananlara,söylemlere ve tehditlere göz attığımızda nesnel durumun bu merkez olduğunu rahatlıkla anlayabiliriz.Başka alanlara,başka duygulara çekilmeye çalışılması boşuna değildir.
Kullanılan argümanlardan anlaşıldığı gibi,bölgenin duyarlılığı olan inanç değerleri üzerinde politik kurgulanma tesadüf olamaz.Yani,bölge halklarının ortak parametresi İsrail”in acımasız politikalarının bertaraf edilmesi yerine,inanç çelişkileri ikame edilmek istenmesi esas hedef olarak karşımıza çıkmaktadır.
Suriye”de yaşananlar bu sürecin nasıl geliştiğinin açıkça bir göstergesi değil midir !
25 Haziran 2011
Siyasi aktörler seçim meydanlarındaki gerginliklerini inadına devam ettiriyorlar.Toplumu kendi kavga alanlarına çekmek için,ne lazımsa sorumsuzca yapıyorlar.Diyalog kapılarını açmamak için azami gayret gösteriyorlar.Halbuki,tarihsel olarak halkın diyalog talepleri ilk kez bu kadar birbirine yaklaşmıştır.On binlerce gencini kaybetmesine rağmen bu halk diyalog çizgisine çok yaklaşmıştır. Siyasi aktörler,diyalog aktörleri olacaklarına,toplumu ayrıştırmanın zehirli akıllarını empoze etmekten hiçbir imtinada bulunmak gibi dertleri olmadığı görünüyor.Toplum hayatımızı cehenneme çevirecek yolları insan bedenleriyle döşemek istiyorlar.
Bu zihin nasıl bir şey.Ülkeyi deliler koğuşuna dönüştürmek üzereler.Hayattan anlayacakları hiçbir şey yok mu ! Yoksa akıl reflekslerini mi kaybetmişler! bunlar.
Acaba,basiretsizlikten mi,kasıttan mı! Yoksa bir komplo teorisinin yeni halkalarımı bu hal.
Ben,açıkçası basiretsizlikten kaynaklı olduğuna inanmıyorum.Hepsinin gözleri fırıl,fırıl.Meydanlarda ucube hayallerini,allayıp pullayıp saatlerce anlatıyorlar.Şov üstüne şov yapıyorlar.Beyin refleksleri adeta fırtına gibi,her telden esiyor.Malzeme bunlarda bol.Halkın gerçek sorunları haricinde tabii. Her tarafımızı ateş çemberi sarmalamasına rağmen siyasi aktörlerin bu hallerini anlamak kolay olmasa gerek.Siyaset mekanizmasının hantallaştırılmak istenmesinin hedefinde nelerin olduğunu iyi tespit etmeliyiz.Ciddi bir bir durumla karşı karşıya olduğumuzu söylemek kehanet değildir !
Bölgemiz boşuna kaynatılmamaktadır.Arap özgürlük baharının seher yeli duygusallığı tsunami ye dönüştürülmek istendiği apaçık ortaya çıkmıştır.Bu duruma rağmen siyasi istikrarsızlık aklı neye,kimlere hizmet edebilir
Bu kaosu arzu edenler kim ,yada kimler !
Artık her şey ifşa olmuştur.Son günlerde İsrail”in ve Türkiye”nin birbirlerine karşı,birden bire kanaat kayması,kullandıkları ortak argümanlar önemli ip uçları vermektedir.
Arap baharı özgürlük esintisinin İsrail için tsunami olacağı bilindiği içindir ki,Ortadoğu halklarının bu ortak algısının dağıtılması zaman kaybedilmeden başka yerlere çekilmesi gerekmektedir.Başka parametreler,paradokslar üretilmektedir.
Bildiğimiz gibi İsrail stratejik müttefikimiz dir.Soğuk savaş yılları boyunca istihbarat birimlerimiz birbirlerine nerdeyse etle tırnak kadar yakın olmuşlardır.Yine malumunuz ortak istihbarat kurguları geçmişte çok tartışılmış ve sonuçları çok eleştirilmiştir.Özellikle 12 Eylül faşist darbe öncesi süreçte yaratılan kaos ve anarşi ortamı konusunda İsrail istihbarat örgütü MOSSAD ın çok tartışıldığı unutulmamalıdır.
Daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi ,Mısır”da Hüsnü Mübarek yönetiminin düşmesiyle birlikte İsrail”in güvenlik şemsiyesi olan CAMP DAVİD anlaşmasının fiili olarak ortadan kalkması en dikkat çekici durumdur.İsrail artık yalnızlaşmış,kolu kanadı kırılmıştır.Mısıra rağmen,Lübnan savaşında önemli hüsran yaşamış İsrail”in azı dişleri dökülme sürecine girmişti zaten.
Şimdi bu durum İsrail halkı tarafından çok iyi biliniyor ki,İsrail”de ciddi toplumsal tepkiler yaşanmakta,savaş karşıtı gösterilerin boyutu her gün daha çok yükselmektedir.
Bu manada bölgede,barış ve özgürlük talepleri iklimi sürecinin gelişmesi emperyal güçlerin savaş oligarşisini endişeye düşürmektedir..Zira barış olursa hem silah alımları düşecek,hem de halklar arası düşmanlıkların bitmesi sonucu insansanlık gelişecektir.Demokrasi,hukuk ve insan hakları algısı kurumsallaşacaktır.
Bölgemiz üzerinde dolaşan kara bulut denkleminin ana teması tam bu noktadadır.
Bu anlamda Emperyal güçlerin savaş oligarşisi saldırı ve işgal politikalarına yenilerini eklemek istemektedir.
Olaylara,yaşananlara,söylemlere ve tehditlere göz attığımızda nesnel durumun bu merkez olduğunu rahatlıkla anlayabiliriz.Başka alanlara,başka duygulara çekilmeye çalışılması boşuna değildir.
Kullanılan argümanlardan anlaşıldığı gibi,bölgenin duyarlılığı olan inanç değerleri üzerinde politik kurgulanma tesadüf olamaz.Yani,bölge halklarının ortak parametresi İsrail”in acımasız politikalarının bertaraf edilmesi yerine,inanç çelişkileri ikame edilmek istenmesi esas hedef olarak karşımıza çıkmaktadır.
Suriye”de yaşananlar bu sürecin nasıl geliştiğinin açıkça bir göstergesi değil midir !
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder