24 Eylül 2009 Perşembe
Solda Diyalog Yanlışı
Faiz Cebiroğlu
faizce@hotmail.com
Soldaki diyalog yanlışlığına son vermek için, diyalog sözcüğü üzerine fikirlerimi yazmak istiyorum. Bu konu üzerine durmamın iki özelliği vardır. Birincisi, çok kullanılan ama anlamı yanlış olarak bilinen bir diyalog sözcüğü var. İkincisi, diyalog sözcüğünün, yine, son derece yanlış bir biçimde, ”tartışma” sözcüğü ile eş anlamda kullanılıyor olmasıdır.
Bu kavram karmaşasına son vermek ve bunları kullanılır hale getirmek için en çok biz, aydınlara gorevler düşmektedir. Zamanıdır. Artık zamanıdır; kavram karmaşıklığına son vermenin; doğru olarak kullanılmayan bazı kavramları tersine çevirip, onları doğru tanımlamanın zamanıdır. Bu yolda yanlız olmadığımı görüyorum. Örnek olsun değerli Yener Orkunoğlu’da uzun süredir kavramlar üzerine kafa yoruyor; ulus, ulusçuluk, devlet, demokrasi gibi kavramları tekrar masaya yatırıp onları yeniden sorguluyor, tarif ediyor. Orkunoğlu’nun tüm analiz ve tariflerine katılmazsam dahi, yaptığı aydınca ve sorumluca çalışmalardır. Aydın olmak, devrimci aydın olmak bence budur. İşte bir örnek:
Yener Orkunoğlu, ”İrrsayonel Politika”(*) başlıklı yazısının bir yerinde, ”diyalog” ile ”çatışma” sözcükleri üzerine durup; diyalog sözcüğünün anlamına dair kısa ipuçlarını da veriyor: ”Diyalog, birlikte düşünme ve birlikte gerçeği aramayı gerektirir. Birbirini gerçekten seven iki insanın arasında diyalog vardır. Diyalog özgürlük bilincinin ve erdemliğin ürünüdür. Diyalog sevgi işidir. Siyasal yaşamda da diyalogun anlamı aynıdır: Çıkarları ortak olanların birlikte düşünme ve birlikte gerçeği aramaları diyalogu gerektirir.” diyor. Gerçekten katılmamak mümkün değil. Türkiye’de, Türkiye sosyalistleri arasında uzun süredir devam eden bir diyalog eksikliği vardır. Buna diyalog yanlışlığı demek daha doğru olur. Yanlışlık, aslında, diyalog sözcüğünün yanlış anlaşılmasından kaynaklanıyor. Kavramlar da yanlış anlaşılınca; çok renkli ve dilli Anadolu coğrafyasında, ”eşitlik” ve ”dayanışmayı” sağlayacak, geliştirici bir konuşma modeli yani diyalogu yaratılamıyor.
Yanlışlık devam ediyor; solda diyalog yanlışlığı devam ediyor…Devam ediyor ama sosyalizmi savunanlar, eşitlik, ortaklık ve özgürlük uğruna mücadele edenler, var olan ”diyalog” yanlışından bir an önce kurtulmanın metod ve yollarını da bulmaları gerekir. İşte üzerinde durulması gereken can alıcı nokta budur. Birinci noktadır. İkinci noktaya devam edeceğim ama devam etmeden önce, izniniz ile, bir parentez açmak istiyorum:
Ben, sosyalizmi savunuyorum. Sosyalist Anadolu Cumhuriyetler Birliği’nden yanayım. Yıllardır bunun için uğraş veriyorum. Açıkçası bunun için yaşıyorum. Bu yolda yaşamanın ve yürümenin, “yaşamların en güzeli” olduğuna inanıyorum. Ama bu yolda yürüyen yalnız ben değilim; başka yoldaşların da olduğunu kabûl etmek gerekiyor. Onların da “eşitlik, ortaklık ve özgürlük” için yürüdüklerini hesaba katmak gerekiyor. Direkt yazıyorum; onları hesaba katmadan ve onlarla kalıcı bir diyaloga geçmeden, hedefe ulaşmanın zorluğunu da biliyorum.
Devam ediyorum. İkinci nokta, çok renkliliğin coğrafyasında – Anadolu’da – devrim için yürüyüş, çeşitlilik arzedecektir. Bu, Anadolu halkları için bir zenginliktir! Bu zengin yürüyüşte; kapitalizme, tekellere, emperyalizme, sömürgeciliğe, ırkçılığa, şovenizme...karşı mücadele edenlerle açık ve kalıcı bir diyalog gerektiriyor. Bu, zorunludur. Zira hedefe ulaşmanın yolu bizlerden başka yoldaşların da olduğunu ve olacağını kabûl etmekten geçiyor. Bu bir. İkincisi, kabûl etmek olumludur ama yeterli değildir. Önemli olan soldaki diyalog eksikliğini ve yanlışlığını gidermek için uğraş vermek ve buna aracı olacak konuşma modelini bulmaktır.
Yukarda da yazıldı: Türkiye’de diyalog sözcüğü hep yanlış anlaşılmıştır. Büyük bir kesim diyalogun ya “geçici bir günlük konuşma” olduğunu sanıyor; ya da “ölüm” veya “anma günlerinde” bir arada olmak olarak algılıyor / algılanıyor. Doğru değildir. Diyalog, başka bir şeydir; diyalogun daha sonuç verici bir anlam ve işlevi vardır.
Diyalog, belirli bir hedef ve amaç için “süreklileşen” bir konuşmadır. Bu bağlamda diyalog, konuşmanın konuşması oluyor. Bu bağlamda diyalog, birlikte iş yapmanın iletişim aracı oluyor.
Hatırlatmakta yarar var, diyalog (dialogos), Sokrates ve Platon döneminde pedagojik ve felsefik olarak geliştirilen bir kavramdır. Bu kavram, karşılıklı bir iletişimi ve anlayışı yaratmanın metodu olarak kullanılmıştır.
Ama Türkiye’de, nedense, bu kavram hep yanlış anlaşıldı, yanlış anlaşılıyor. Zamanıdır, var olan diyalog eksikliğini ve yanlışlığını gidermenin zamanıdır. Birinci noktadır.
İkincisi, Türkiye’de diyalog sözcüğü “tartışma” sözcüğü ile karıştırılmış ve ne yazık ki, iki farklı kavram birbirinin yerini almıştır.Bu da doğal olarak karşılıklı konuşmanın yolu, daha baştan ”tartışma” sözcüğü ile tıkanmış oluyor. Bunu da düzeltmek gerekiyor.
Diyalog, insanlar, örgütler arasında eşitlik ve dayanışmayı sağlaması gereken bir komünikasyon türüdür. Burada amaç, belirli bir hedefe varmak için karşılıklı bir anlayış ve iletişim tarzını yaratmaktır. Oysa ki, tartışma ayrıdır. Ayrı bir konudur.
Diyalog, tartışma değildir. Diyalog, birlikte iş yapmanın yolunu sağlayan ve bunu süreklileştiren bir konuşma modeli oluyor. Bu konuşma modelinin değerleri vardır: Karşılıklı olarak birbirinin bağımsızlığına saygı gösterme, birbirlerinin deneyimlerinden yararlanma, güven, dayanışma, eşitlik, saygı, bir arada olma yeteneğine sahip olma, duygudaşlık (empati) ve geleceği kurmanın merakı gibi değerler, diyaloğun değerleri arasına giriyor. Bu değerleri içeren bir konuşma modeli, birlikte iş yapmanın ve kurmanın yolu ve yol pusulası oluyor.
Amacımız bellidir: Eşitlik, ortaklık ve özgürlük yoluna hizmet veren, bir diyalog tarzı ve anlayışı yaratmaktır.
Kavramları yeniden sorgulamamızın nedeni budur.
Amacımız, soldaki diyalog yanlışlığına son vermektir.
Amacımız, Sosyalist Anadolu Cumhuriyeti’ni kurmak için doğru bir diyalog anlayışı başlatmaktır.
---------------------
(*) Yener Orkunoğlu: İr-rasyonal Politika. Ortakça sitesi. 16 Eylül 2009
link: http://ortaklikicin.blogspot.com/2009/09/irrasyonal-politika.html
Web adres: www.ortaklikicin.blogspot.com
faizce@hotmail.com
Soldaki diyalog yanlışlığına son vermek için, diyalog sözcüğü üzerine fikirlerimi yazmak istiyorum. Bu konu üzerine durmamın iki özelliği vardır. Birincisi, çok kullanılan ama anlamı yanlış olarak bilinen bir diyalog sözcüğü var. İkincisi, diyalog sözcüğünün, yine, son derece yanlış bir biçimde, ”tartışma” sözcüğü ile eş anlamda kullanılıyor olmasıdır.
Bu kavram karmaşasına son vermek ve bunları kullanılır hale getirmek için en çok biz, aydınlara gorevler düşmektedir. Zamanıdır. Artık zamanıdır; kavram karmaşıklığına son vermenin; doğru olarak kullanılmayan bazı kavramları tersine çevirip, onları doğru tanımlamanın zamanıdır. Bu yolda yanlız olmadığımı görüyorum. Örnek olsun değerli Yener Orkunoğlu’da uzun süredir kavramlar üzerine kafa yoruyor; ulus, ulusçuluk, devlet, demokrasi gibi kavramları tekrar masaya yatırıp onları yeniden sorguluyor, tarif ediyor. Orkunoğlu’nun tüm analiz ve tariflerine katılmazsam dahi, yaptığı aydınca ve sorumluca çalışmalardır. Aydın olmak, devrimci aydın olmak bence budur. İşte bir örnek:
Yener Orkunoğlu, ”İrrsayonel Politika”(*) başlıklı yazısının bir yerinde, ”diyalog” ile ”çatışma” sözcükleri üzerine durup; diyalog sözcüğünün anlamına dair kısa ipuçlarını da veriyor: ”Diyalog, birlikte düşünme ve birlikte gerçeği aramayı gerektirir. Birbirini gerçekten seven iki insanın arasında diyalog vardır. Diyalog özgürlük bilincinin ve erdemliğin ürünüdür. Diyalog sevgi işidir. Siyasal yaşamda da diyalogun anlamı aynıdır: Çıkarları ortak olanların birlikte düşünme ve birlikte gerçeği aramaları diyalogu gerektirir.” diyor. Gerçekten katılmamak mümkün değil. Türkiye’de, Türkiye sosyalistleri arasında uzun süredir devam eden bir diyalog eksikliği vardır. Buna diyalog yanlışlığı demek daha doğru olur. Yanlışlık, aslında, diyalog sözcüğünün yanlış anlaşılmasından kaynaklanıyor. Kavramlar da yanlış anlaşılınca; çok renkli ve dilli Anadolu coğrafyasında, ”eşitlik” ve ”dayanışmayı” sağlayacak, geliştirici bir konuşma modeli yani diyalogu yaratılamıyor.
Yanlışlık devam ediyor; solda diyalog yanlışlığı devam ediyor…Devam ediyor ama sosyalizmi savunanlar, eşitlik, ortaklık ve özgürlük uğruna mücadele edenler, var olan ”diyalog” yanlışından bir an önce kurtulmanın metod ve yollarını da bulmaları gerekir. İşte üzerinde durulması gereken can alıcı nokta budur. Birinci noktadır. İkinci noktaya devam edeceğim ama devam etmeden önce, izniniz ile, bir parentez açmak istiyorum:
Ben, sosyalizmi savunuyorum. Sosyalist Anadolu Cumhuriyetler Birliği’nden yanayım. Yıllardır bunun için uğraş veriyorum. Açıkçası bunun için yaşıyorum. Bu yolda yaşamanın ve yürümenin, “yaşamların en güzeli” olduğuna inanıyorum. Ama bu yolda yürüyen yalnız ben değilim; başka yoldaşların da olduğunu kabûl etmek gerekiyor. Onların da “eşitlik, ortaklık ve özgürlük” için yürüdüklerini hesaba katmak gerekiyor. Direkt yazıyorum; onları hesaba katmadan ve onlarla kalıcı bir diyaloga geçmeden, hedefe ulaşmanın zorluğunu da biliyorum.
Devam ediyorum. İkinci nokta, çok renkliliğin coğrafyasında – Anadolu’da – devrim için yürüyüş, çeşitlilik arzedecektir. Bu, Anadolu halkları için bir zenginliktir! Bu zengin yürüyüşte; kapitalizme, tekellere, emperyalizme, sömürgeciliğe, ırkçılığa, şovenizme...karşı mücadele edenlerle açık ve kalıcı bir diyalog gerektiriyor. Bu, zorunludur. Zira hedefe ulaşmanın yolu bizlerden başka yoldaşların da olduğunu ve olacağını kabûl etmekten geçiyor. Bu bir. İkincisi, kabûl etmek olumludur ama yeterli değildir. Önemli olan soldaki diyalog eksikliğini ve yanlışlığını gidermek için uğraş vermek ve buna aracı olacak konuşma modelini bulmaktır.
Yukarda da yazıldı: Türkiye’de diyalog sözcüğü hep yanlış anlaşılmıştır. Büyük bir kesim diyalogun ya “geçici bir günlük konuşma” olduğunu sanıyor; ya da “ölüm” veya “anma günlerinde” bir arada olmak olarak algılıyor / algılanıyor. Doğru değildir. Diyalog, başka bir şeydir; diyalogun daha sonuç verici bir anlam ve işlevi vardır.
Diyalog, belirli bir hedef ve amaç için “süreklileşen” bir konuşmadır. Bu bağlamda diyalog, konuşmanın konuşması oluyor. Bu bağlamda diyalog, birlikte iş yapmanın iletişim aracı oluyor.
Hatırlatmakta yarar var, diyalog (dialogos), Sokrates ve Platon döneminde pedagojik ve felsefik olarak geliştirilen bir kavramdır. Bu kavram, karşılıklı bir iletişimi ve anlayışı yaratmanın metodu olarak kullanılmıştır.
Ama Türkiye’de, nedense, bu kavram hep yanlış anlaşıldı, yanlış anlaşılıyor. Zamanıdır, var olan diyalog eksikliğini ve yanlışlığını gidermenin zamanıdır. Birinci noktadır.
İkincisi, Türkiye’de diyalog sözcüğü “tartışma” sözcüğü ile karıştırılmış ve ne yazık ki, iki farklı kavram birbirinin yerini almıştır.Bu da doğal olarak karşılıklı konuşmanın yolu, daha baştan ”tartışma” sözcüğü ile tıkanmış oluyor. Bunu da düzeltmek gerekiyor.
Diyalog, insanlar, örgütler arasında eşitlik ve dayanışmayı sağlaması gereken bir komünikasyon türüdür. Burada amaç, belirli bir hedefe varmak için karşılıklı bir anlayış ve iletişim tarzını yaratmaktır. Oysa ki, tartışma ayrıdır. Ayrı bir konudur.
Diyalog, tartışma değildir. Diyalog, birlikte iş yapmanın yolunu sağlayan ve bunu süreklileştiren bir konuşma modeli oluyor. Bu konuşma modelinin değerleri vardır: Karşılıklı olarak birbirinin bağımsızlığına saygı gösterme, birbirlerinin deneyimlerinden yararlanma, güven, dayanışma, eşitlik, saygı, bir arada olma yeteneğine sahip olma, duygudaşlık (empati) ve geleceği kurmanın merakı gibi değerler, diyaloğun değerleri arasına giriyor. Bu değerleri içeren bir konuşma modeli, birlikte iş yapmanın ve kurmanın yolu ve yol pusulası oluyor.
Amacımız bellidir: Eşitlik, ortaklık ve özgürlük yoluna hizmet veren, bir diyalog tarzı ve anlayışı yaratmaktır.
Kavramları yeniden sorgulamamızın nedeni budur.
Amacımız, soldaki diyalog yanlışlığına son vermektir.
Amacımız, Sosyalist Anadolu Cumhuriyeti’ni kurmak için doğru bir diyalog anlayışı başlatmaktır.
---------------------
(*) Yener Orkunoğlu: İr-rasyonal Politika. Ortakça sitesi. 16 Eylül 2009
link: http://ortaklikicin.blogspot.com/2009/09/irrasyonal-politika.html
Web adres: www.ortaklikicin.blogspot.com
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder