18 Mayıs 2009 Pazartesi
“Parti İşçilere Yardımcı Olmanın Tarihsel Aracıdır”
Rıza Aydın
Şimdi parti nedir? Birliğin özü nedir? Bu birlik, olayların ve görevlerin ortak bir kavrayışıdır ve bu ortak kavrayış partinin programıdır. Nasıl ki günümüzün işçisi ilkel insan gibi aletsiz çalışamıyorsa, partide bu alet programdır.
Küçük burjuva anarşistleri ve entelektüelleri, partiye, ortak fikirlerin, ortak bir tavrın verilmesini onaylamaktan korkalar. Buna karşın ahlaki programlar önerirler. Ama bizim için bu program ortak deneylerin ürünüdür. Hiç kimseye zorla kabul ettirilmemiştir, çünkü bu partiye katılan herkes bunu gönüllü olarak benimsemiştir.
Bu programda, zorunluluğun karşıtı olarak özgürlükten neyi anladığımızı vurgulamak gerekir. Özgür bir bireyselliğe sahip olmamız gerektiği çok yaygın olan bir küçük burjuva kavramıdır. Bu yalnızca bir aldatmacadır, bir hatadır. Biz özgür değiliz. Metafizik felsefe anlamında özgür iradeye sahip değiliz. Bir bardak bira içmeyi dilediğimde özgür bir insan gibi davranırım, ama susuzluğumu giderme ihtiyacını kendim yaratmam. Bu ihtiyaç benim vücudumdan gelir. Ben yalnızca, bu ihtiyacın giderilmesinin icraatçısıyım. Ama vücudumun ihtiyaçlarını anlaya bildiğim ve onları bilinçli olarak tatmin edebildiğim ölçüde, zorunluluğun kavranışından doğan özgürlüğe, özgürlük duygusuna sahibim demektir. Burada vücudumun ihtiyaçlarının doğru bir kavranışı, her durumda hayvanlara( canlılara demek gerekir) verilmiş olan tek gerçek özgürlüktür ve insan bir hayvandır. Aynı şey işçi sınıfı içinde geçerlidir. İşçi sınıfının programı cennetten düşmez. Biz ancak zorunluluğun bir kavranışına ulaşabiliriz. Birinci benim vücudumdu, diğerinde o, toplumun gereksinmeleridir. Program, kavramayı öğrendiğimiz zorunluluğun ifadesidir. Ve zorunluluk sınıfın tüm üyeleri için aynı olduğundan, görevlerin ortak bir kavranışına ulaşabirirz; bu zorunluluğun kavranışı da programdır.
Zatı muhterem parti disiplini ile de şöyle diyor.
Mutlak bir disiplin gereklidir ama, bu, ortak anlayıştan gelmelidir. Bu olmadan dayatılan disiplin bir boyunduruktur. Eğer kavrayıştan geliyorsa kişiliğin bir ifadesidir ama aksi taktirde bir boyunduruktur. Disiplin ortak kavrayıştan geldiği zaman benim özgür kişiliğimin bir ifadesidir. Kişisel irade ile parti arasında ki karşıtlık değildir çünkü ben kendi özgür irademle katılmış oluyorum. Bu aynı zamanda programın temelidir de, ve bu programın sağlam bir politik ve moral temele oturması ancak bizim onu çok iyi kavramamızla mümkündür.
Kaynak: Troçki’nin, “Geçiş Programını anlattığı “Programın tanımlanması ve kullanımı” adlı yazıdan. M Yenice Devrimci Marksizm’de “Geçiş Programı” anlayışı.
Şimdi parti nedir? Birliğin özü nedir? Bu birlik, olayların ve görevlerin ortak bir kavrayışıdır ve bu ortak kavrayış partinin programıdır. Nasıl ki günümüzün işçisi ilkel insan gibi aletsiz çalışamıyorsa, partide bu alet programdır.
Küçük burjuva anarşistleri ve entelektüelleri, partiye, ortak fikirlerin, ortak bir tavrın verilmesini onaylamaktan korkalar. Buna karşın ahlaki programlar önerirler. Ama bizim için bu program ortak deneylerin ürünüdür. Hiç kimseye zorla kabul ettirilmemiştir, çünkü bu partiye katılan herkes bunu gönüllü olarak benimsemiştir.
Bu programda, zorunluluğun karşıtı olarak özgürlükten neyi anladığımızı vurgulamak gerekir. Özgür bir bireyselliğe sahip olmamız gerektiği çok yaygın olan bir küçük burjuva kavramıdır. Bu yalnızca bir aldatmacadır, bir hatadır. Biz özgür değiliz. Metafizik felsefe anlamında özgür iradeye sahip değiliz. Bir bardak bira içmeyi dilediğimde özgür bir insan gibi davranırım, ama susuzluğumu giderme ihtiyacını kendim yaratmam. Bu ihtiyaç benim vücudumdan gelir. Ben yalnızca, bu ihtiyacın giderilmesinin icraatçısıyım. Ama vücudumun ihtiyaçlarını anlaya bildiğim ve onları bilinçli olarak tatmin edebildiğim ölçüde, zorunluluğun kavranışından doğan özgürlüğe, özgürlük duygusuna sahibim demektir. Burada vücudumun ihtiyaçlarının doğru bir kavranışı, her durumda hayvanlara( canlılara demek gerekir) verilmiş olan tek gerçek özgürlüktür ve insan bir hayvandır. Aynı şey işçi sınıfı içinde geçerlidir. İşçi sınıfının programı cennetten düşmez. Biz ancak zorunluluğun bir kavranışına ulaşabiliriz. Birinci benim vücudumdu, diğerinde o, toplumun gereksinmeleridir. Program, kavramayı öğrendiğimiz zorunluluğun ifadesidir. Ve zorunluluk sınıfın tüm üyeleri için aynı olduğundan, görevlerin ortak bir kavranışına ulaşabirirz; bu zorunluluğun kavranışı da programdır.
Zatı muhterem parti disiplini ile de şöyle diyor.
Mutlak bir disiplin gereklidir ama, bu, ortak anlayıştan gelmelidir. Bu olmadan dayatılan disiplin bir boyunduruktur. Eğer kavrayıştan geliyorsa kişiliğin bir ifadesidir ama aksi taktirde bir boyunduruktur. Disiplin ortak kavrayıştan geldiği zaman benim özgür kişiliğimin bir ifadesidir. Kişisel irade ile parti arasında ki karşıtlık değildir çünkü ben kendi özgür irademle katılmış oluyorum. Bu aynı zamanda programın temelidir de, ve bu programın sağlam bir politik ve moral temele oturması ancak bizim onu çok iyi kavramamızla mümkündür.
Kaynak: Troçki’nin, “Geçiş Programını anlattığı “Programın tanımlanması ve kullanımı” adlı yazıdan. M Yenice Devrimci Marksizm’de “Geçiş Programı” anlayışı.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder