3 Nisan 2010 Cumartesi
TARİH DÜZMECELERİNE KÜÇÜK BİR IŞIK
Zeki Bayterin
3 Nisan 2010
Bazen insanın haydar paşa tren garındaki saatin doğruluğundan emin olduğu kadar doğru bildiğini tek başına düşünmesinin çokta bir sakıncası olmadığını düşünebiliriz. Gerçekten öylemidir ben öyle olmadığını düşünenlerdenim. Faraza çeyrek asır sustunuz yada susmanız yani hayattaki yaşamsal değerlerden soyutlanmanız bir şekilde sağlandı. Bunun birçok yolunun olduğunu hep biliriz yada başka bir pencereden bakıldığında NETEKİM düdüğüyle birlikte bir birine zıt toplumların yeni güç birliği oluşturup koşullar gereği içselleştirmeden sahiplendikleri değerleri bir çırpıda hiçe saydığı.
Ve tavizsiz yaşayan bireylerin acımasızca silindir gibi ezildiği uygun adım marş günlerine denk düşer. Bazen de uzun süren suskunluklarla geçen çeyrek asrın yaşama yansımasının doğru tabiri aykırılık Sözüm ona akılcı olanların sağladığı denge. Günah ve korku kaygılarıyla delidir. Amaç söylenecek olanın havada kalması İnandırıcılığını yitirmesidir. Konu süreçse yaşadığım şehir ve insanıysa. Ben uzaydan mı geldim yani susmamı beklemeniz bu saatten sonra sanırım biraz haksızlık olur.
Teorisyenlerin gereksiz konularda sayfalarca yazması yüzlerini kızartmıyorsa sıradan bir piyadenin düzey sorunu göze batmamalı. Sözüm ortaya genel olarak üzerine alınan tanıdıklara. İlgili olan beğendiğini seçebilir. Sürecin hem içinde olup hem de dışında görünmeye çalışan görünse de konu mankeni gibi olanlara. Hızlı kabuk değiştirme artık alışkanlık haline gelmiş gecekondu semtlerinde işçilerin fakir sofralarında oturup. Yoksul mutfaklardan sunulan tavşan kanı çaylarını yudumlayanlar şimdilerde.
Mahpushane önünde sicim mahallede mendil satan. Gençlikleri heba olmuş bir dolu cevher ve geldikleri yere dönerken edindikleri sermaye ve tecrübeleriyle çıkarlar dünyasının uyanık temsilcileri. Hiç kimsenin birbirinden utanması da artık söz konusu değil. Sıkça sözünü ederiz ya ölenlerimiz.
NETEKİM zulmüne direnip eski dostlarının hızlı değişimlerini içlerine sindiremeyip. Kendi darağaçlarını kuran uzun süren yalnızlığına kim bilir kaç kez neler düşünerek seyrettiği gölün serin sularında ihanete sitem. Yaşamın anlamsızlığı gibi duyguların ağır basmasının acı sonuçları.
Yine de vefasız olduğumuzu söyleyenin alnını karışlarız. Sahte gözyaşlarımızla vardık mezar başlarında. O yaşamı boyunca haksızlık ve adaletsizlikler karşında yılmadı yorulmadı. Falan O sancılı dönemİ yaşanılan o boyutu ruhsuz olandan anlamasını beklemek biraz hayalcilik olur. İnsanların birbirine ters düşme kin gütme süreci ne suni denge nede milli meseledir. Kopuşların saldırıların nedeni ne ölenler nede ideolojiktir. Kişilerin eğri doğru olmasıyla da zerre kadar ilgisinin olmadığı gerçeğidir tercih tamamen ülke seçimi rahat yaşamdır.
Ölümüne saldırılar. Kişisel çıkarlar ve kariyer kaygısıdır. Aşağıladıklarınızı suçladıklarınızı nasılda bağrınıza basar görünürsünüz. İyi bilirsiniz düşman avlusundan eski dosta diş gösterenleri Ali hoca yerelden kaynaklı çıkar ilişkilerinden dolayı katledildi. Rahatsızlık duyup asılsız söylemleriyle ölümüne yol açan otuz yıl karanlıkta kalmasına neden olanlar. Benzer söylemlerle daha önce seyredilmiş bir tiyatro oyununu yeniden sahneleme çabası içerisinde gibidir. net olanı birbirine kurşun sıkacak kadar dost olan bu insanların fiziksel olmazsa da birbirlerinden bağımsız düşünsel birliktelikleri korku ve paniğin göstergesi gibidir.
İnsanların balık hafızalı olduğunu düşünerek bu gün sallamakta sakınca görmüyorsunuz. Otuz yıl önce ölümüne neden olduğunuz çeyrek asır sonra sorumlusu gösterdiğiniz insanla en az birlikte olanınızın ilişkisi birkaç yıl en çok konuşanlardan birinin sekiz yıl sürdü. O gün yakınlardan gelecek silah sesleriyle kimin öldürüleceğini bildiği halde sessiz kalana söylenecek söz yok. Onun gibi cenaze töreninde dahi olmayan bir çoğuna bu gün sorumlusu olarak gösterdiği insanla yıllarca birlikte olan insanlar ne kadar inandırıcıdır.
En önemlisi neden yaşamınız boyunca yaptığınız gibi örtü arkasından konuşursunuz. İsterseniz nedeni kaldıralım fazlalık gibi durdu gibiyi de kaldırmalı bence bu sözde anlamsız oldu susun desem hayatınızda hiç konuşmadınız ki. O yıllardan bu güne dek iş bilenin kılıç kuşananın inkar ihanet ya da artık hiçbir şey hatırlanmaz.
Görünen o ki NEBİL RAHUMA ve ALİ ÇAKMAKLI mızrağın çuvala sığmaması gibi. Tutmuyor biri dolaylı diğeri direk İkincisini gündeme getirmeniz daha çok sizlerin canını sıkacak. Ölenleri kendi çelişkilerinde diline dolayan otuz yıl sonra duygusal kanaldan girip kendisine dayanak yapmak isteyenlere söylenecek söz yok. Başka çareleri de yok bilmeden ezbercileri saymazsak bilenlerde çoktan inandırıcılıklarını yitirdi
3 Nisan 2010
Bazen insanın haydar paşa tren garındaki saatin doğruluğundan emin olduğu kadar doğru bildiğini tek başına düşünmesinin çokta bir sakıncası olmadığını düşünebiliriz. Gerçekten öylemidir ben öyle olmadığını düşünenlerdenim. Faraza çeyrek asır sustunuz yada susmanız yani hayattaki yaşamsal değerlerden soyutlanmanız bir şekilde sağlandı. Bunun birçok yolunun olduğunu hep biliriz yada başka bir pencereden bakıldığında NETEKİM düdüğüyle birlikte bir birine zıt toplumların yeni güç birliği oluşturup koşullar gereği içselleştirmeden sahiplendikleri değerleri bir çırpıda hiçe saydığı.
Ve tavizsiz yaşayan bireylerin acımasızca silindir gibi ezildiği uygun adım marş günlerine denk düşer. Bazen de uzun süren suskunluklarla geçen çeyrek asrın yaşama yansımasının doğru tabiri aykırılık Sözüm ona akılcı olanların sağladığı denge. Günah ve korku kaygılarıyla delidir. Amaç söylenecek olanın havada kalması İnandırıcılığını yitirmesidir. Konu süreçse yaşadığım şehir ve insanıysa. Ben uzaydan mı geldim yani susmamı beklemeniz bu saatten sonra sanırım biraz haksızlık olur.
Teorisyenlerin gereksiz konularda sayfalarca yazması yüzlerini kızartmıyorsa sıradan bir piyadenin düzey sorunu göze batmamalı. Sözüm ortaya genel olarak üzerine alınan tanıdıklara. İlgili olan beğendiğini seçebilir. Sürecin hem içinde olup hem de dışında görünmeye çalışan görünse de konu mankeni gibi olanlara. Hızlı kabuk değiştirme artık alışkanlık haline gelmiş gecekondu semtlerinde işçilerin fakir sofralarında oturup. Yoksul mutfaklardan sunulan tavşan kanı çaylarını yudumlayanlar şimdilerde.
Mahpushane önünde sicim mahallede mendil satan. Gençlikleri heba olmuş bir dolu cevher ve geldikleri yere dönerken edindikleri sermaye ve tecrübeleriyle çıkarlar dünyasının uyanık temsilcileri. Hiç kimsenin birbirinden utanması da artık söz konusu değil. Sıkça sözünü ederiz ya ölenlerimiz.
NETEKİM zulmüne direnip eski dostlarının hızlı değişimlerini içlerine sindiremeyip. Kendi darağaçlarını kuran uzun süren yalnızlığına kim bilir kaç kez neler düşünerek seyrettiği gölün serin sularında ihanete sitem. Yaşamın anlamsızlığı gibi duyguların ağır basmasının acı sonuçları.
Yine de vefasız olduğumuzu söyleyenin alnını karışlarız. Sahte gözyaşlarımızla vardık mezar başlarında. O yaşamı boyunca haksızlık ve adaletsizlikler karşında yılmadı yorulmadı. Falan O sancılı dönemİ yaşanılan o boyutu ruhsuz olandan anlamasını beklemek biraz hayalcilik olur. İnsanların birbirine ters düşme kin gütme süreci ne suni denge nede milli meseledir. Kopuşların saldırıların nedeni ne ölenler nede ideolojiktir. Kişilerin eğri doğru olmasıyla da zerre kadar ilgisinin olmadığı gerçeğidir tercih tamamen ülke seçimi rahat yaşamdır.
Ölümüne saldırılar. Kişisel çıkarlar ve kariyer kaygısıdır. Aşağıladıklarınızı suçladıklarınızı nasılda bağrınıza basar görünürsünüz. İyi bilirsiniz düşman avlusundan eski dosta diş gösterenleri Ali hoca yerelden kaynaklı çıkar ilişkilerinden dolayı katledildi. Rahatsızlık duyup asılsız söylemleriyle ölümüne yol açan otuz yıl karanlıkta kalmasına neden olanlar. Benzer söylemlerle daha önce seyredilmiş bir tiyatro oyununu yeniden sahneleme çabası içerisinde gibidir. net olanı birbirine kurşun sıkacak kadar dost olan bu insanların fiziksel olmazsa da birbirlerinden bağımsız düşünsel birliktelikleri korku ve paniğin göstergesi gibidir.
İnsanların balık hafızalı olduğunu düşünerek bu gün sallamakta sakınca görmüyorsunuz. Otuz yıl önce ölümüne neden olduğunuz çeyrek asır sonra sorumlusu gösterdiğiniz insanla en az birlikte olanınızın ilişkisi birkaç yıl en çok konuşanlardan birinin sekiz yıl sürdü. O gün yakınlardan gelecek silah sesleriyle kimin öldürüleceğini bildiği halde sessiz kalana söylenecek söz yok. Onun gibi cenaze töreninde dahi olmayan bir çoğuna bu gün sorumlusu olarak gösterdiği insanla yıllarca birlikte olan insanlar ne kadar inandırıcıdır.
En önemlisi neden yaşamınız boyunca yaptığınız gibi örtü arkasından konuşursunuz. İsterseniz nedeni kaldıralım fazlalık gibi durdu gibiyi de kaldırmalı bence bu sözde anlamsız oldu susun desem hayatınızda hiç konuşmadınız ki. O yıllardan bu güne dek iş bilenin kılıç kuşananın inkar ihanet ya da artık hiçbir şey hatırlanmaz.
Görünen o ki NEBİL RAHUMA ve ALİ ÇAKMAKLI mızrağın çuvala sığmaması gibi. Tutmuyor biri dolaylı diğeri direk İkincisini gündeme getirmeniz daha çok sizlerin canını sıkacak. Ölenleri kendi çelişkilerinde diline dolayan otuz yıl sonra duygusal kanaldan girip kendisine dayanak yapmak isteyenlere söylenecek söz yok. Başka çareleri de yok bilmeden ezbercileri saymazsak bilenlerde çoktan inandırıcılıklarını yitirdi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder