15 Eylül 2011 Perşembe
BAŞBAKAN BAHİSİ YÜKSELTEMEYECEĞİ OYUNUN PEŞİNDE
Hasip Yiğitoğlu
15 Eylül 2011
Başbakan Erdoğan Ortadoğu”da bahislerini daha fazla yükselmeyeceği bir oyunu oynuyor.Arap Baharının nasıl bir sürece doğru eğilim göstereceği buğuludur.Ortadoğu zor bir denklem.Tarihsel Paradoksları derin bir coğrafya..
Ortadoğu petrolünün küresel paylaşımı.İsrail”in süren tarihsel inanç doğması Yahudiliğin değişmeyen Kudüs ve Nil”den,Fırat”a paradikması.İsrail”in güvenliği.Filistin Kürt ve Irak sorunu. Arap gericiliğinin geleneksel töreleriyle İslam”ın Sunni mezhebi doğmalarıyla harmanladığı ideolojik durum.Şiiler ve Sunni”ler arasındaki 1300 yıldır süren kronize olmuş İslam”ın liderlik rekabeti.Birde Osmanlılık zihniyetli Türk paradikmasını ekleyince,Ortadoğu oyununda bahis kazanmanın ne kadar zor olduğu ayan mayan ortadadır.
Bu anlamda,Erdoğan”ın Arap ve İslam dünyasına Mısır”da yaptığı Laik”lik vurgusunun ilk tepkisi Müslüman Kardeşlerden geldi bile. Nerdeyse Başbakan Tayyip Erdoğan”a,Müslüman Kardeşler örgütünün gel liderimiz ol diyebilecekleri bir durumdan ilk tepkinin gelmesi hiçte şaşırtıcı olmamalıdır.Müslüman Kardeşler örgütü liderinin Başbakana,sen kendi işine bak manasında verdiği mesaj,oyunun zorluğunun ip uçlarını gösteriyor..
Ben Laik değilim,ama Laiklik dinsizlik değildir,ben laik bir ülkenin başbakanıyım demesi,Başbakana Laiklere karşı yıllardır kullandığı olumsuz argümanlardan dolayı bir özeleştiri durumu ortaya çıkmıştır galiba.Umarım Başbakan,Laikliğin demokrasiyle harmanlanmasıyla ancak slogan olmaktan çıkarılabileceğini de söyler.Yoksa Laiklik popülist seçkinci bir söylem anlayışından öte gidemez.Maalesef ülkemiz hala bu algıdadır.Bu durumu anlamak için inanç yönünden bürokrasiyi mercek altına almak bile yeterlidir.Nüfus oranı % 20 lerin üstünde olan bir ülkede Alevi valinin olup olmadığı belli değildir.Laiklik bu olmamalıdır. Bunu belirtmeden geçemezdim.
Şüphe hakkı kalmak şartıyla Başbakanın bu söylemine destek vermek gerekir diye düşünüyorum.Zira reel Laiklik,Demokrasinin en önemli unsurudur.Dünyada da Laikliğe ve demokrasiye en fazla ihtiyacı olan Müslümanlarla,Arap”lardır.Umarım Başbakanın nasihatının getirisi olacaktır.Bekleyip görelim…..
Görüldüğü gibi bu oyun zor.Zaten bazı dış medyanın ciddi yorumcularının,Başbakan”ın oynamaya çalıştığı oyunun bahis getirisinin olmayacağını konjonktürel süreçten anlaması gerektiği yazılarında,küresel emperyal güçlerin ve ABD”nin yeni dünya düzeni denklemi içinde, Ortadoğu”nun yeni dizayn beklentilerinin iyi okumasının mesajlarını veriyorlar.Bu anlamda İsrail”in yeni oyunda Türkiye”nin arkasından gelmeyeceği,Türkiye”den birkaç adım ilerde olacağını düşünmek yanlış olmayacaktır..Küresel emperyal güçler İsrail”i Türkiye için feda eder mi sorusunun cevabını vermek lazım öncelikle.Her halde,evet feda edebilirler,diyecek bir Allahın kulu şimdilik çıkacağını sanmıyorum..Ben diyemez diyorum……Feda eder demek,Küresel sermaye açısından,eşyanın tabiatına aykırı bir durum olmaz mı…..
Peki,Arap Baharı sürecinin ortaya çıkardığı duruma,Türkiye”nin bir tepkisi olmayacak mı,sorusu sorulabilir elbette. Olmamalıdır diyebilecek kimsede çıkmaz galiba. .
Ancak Türkiye,sosyal,kültürel,ekonomik,siyasal,konjonktürel ilişkiler,güvenlik,kısacası makro ve mikro bir analiz yapmalıdır.İşin kolayına kaçmadan ve kibirlilik heyecanlarını yontarak.Birde,dış politikayı, iç politika malzemesi yapma alışkanlığından vaz geçerek.Analizi yaparken de kendinden başlamalıdır.Yani kendi politikalarını sorgulamalıdır.Tabii geniş bir konsept içinde.
Küreselliğin neresinde ikamet ettiğini,kiracımı,mal sahibi olduğunu saptamalıdır.Mal sahibiyse,emperyal güçlerin Libya işgali sürecindeki ikircikli duruşunu gözden geçirmelidir.Önce karşı çıkmak,sonrada işgal güçlerine katılmanın perde arkasından gelen gelişmelerden irade dışı reflekslerin olduğunu düşünmesi gerekmiyor mu. Hatta Suriye ilişkilerinde birden bire ortaya çıkarttığı 180 derece U dönüşünün irade dışı etkilerinden ve sıfır komşuluk denkleminin neden hayata geçiremediğinden ders çıkartmalıdır.
Bu verilerden anlaşılıyor ki,bu oyun Türkiye”ye göre değil.Bu oyunda Türkiye”ye getirisi yoğurdun ayranı,yağı misali gibidir.O halde getirisi olabilecek bahisleri oynamak gerek.Hatta oyun oynamak yerine,içselliğimizden başlayarak ,içte ve dışta barış ve demokratik dinamikleri güçlendirecek politikalar üretilmelidir.Güven sarsıcı ilişkilerden sakınılmalıdır.
15 Eylül 2011
Başbakan Erdoğan Ortadoğu”da bahislerini daha fazla yükselmeyeceği bir oyunu oynuyor.Arap Baharının nasıl bir sürece doğru eğilim göstereceği buğuludur.Ortadoğu zor bir denklem.Tarihsel Paradoksları derin bir coğrafya..
Ortadoğu petrolünün küresel paylaşımı.İsrail”in süren tarihsel inanç doğması Yahudiliğin değişmeyen Kudüs ve Nil”den,Fırat”a paradikması.İsrail”in güvenliği.Filistin Kürt ve Irak sorunu. Arap gericiliğinin geleneksel töreleriyle İslam”ın Sunni mezhebi doğmalarıyla harmanladığı ideolojik durum.Şiiler ve Sunni”ler arasındaki 1300 yıldır süren kronize olmuş İslam”ın liderlik rekabeti.Birde Osmanlılık zihniyetli Türk paradikmasını ekleyince,Ortadoğu oyununda bahis kazanmanın ne kadar zor olduğu ayan mayan ortadadır.
Bu anlamda,Erdoğan”ın Arap ve İslam dünyasına Mısır”da yaptığı Laik”lik vurgusunun ilk tepkisi Müslüman Kardeşlerden geldi bile. Nerdeyse Başbakan Tayyip Erdoğan”a,Müslüman Kardeşler örgütünün gel liderimiz ol diyebilecekleri bir durumdan ilk tepkinin gelmesi hiçte şaşırtıcı olmamalıdır.Müslüman Kardeşler örgütü liderinin Başbakana,sen kendi işine bak manasında verdiği mesaj,oyunun zorluğunun ip uçlarını gösteriyor..
Ben Laik değilim,ama Laiklik dinsizlik değildir,ben laik bir ülkenin başbakanıyım demesi,Başbakana Laiklere karşı yıllardır kullandığı olumsuz argümanlardan dolayı bir özeleştiri durumu ortaya çıkmıştır galiba.Umarım Başbakan,Laikliğin demokrasiyle harmanlanmasıyla ancak slogan olmaktan çıkarılabileceğini de söyler.Yoksa Laiklik popülist seçkinci bir söylem anlayışından öte gidemez.Maalesef ülkemiz hala bu algıdadır.Bu durumu anlamak için inanç yönünden bürokrasiyi mercek altına almak bile yeterlidir.Nüfus oranı % 20 lerin üstünde olan bir ülkede Alevi valinin olup olmadığı belli değildir.Laiklik bu olmamalıdır. Bunu belirtmeden geçemezdim.
Şüphe hakkı kalmak şartıyla Başbakanın bu söylemine destek vermek gerekir diye düşünüyorum.Zira reel Laiklik,Demokrasinin en önemli unsurudur.Dünyada da Laikliğe ve demokrasiye en fazla ihtiyacı olan Müslümanlarla,Arap”lardır.Umarım Başbakanın nasihatının getirisi olacaktır.Bekleyip görelim…..
Görüldüğü gibi bu oyun zor.Zaten bazı dış medyanın ciddi yorumcularının,Başbakan”ın oynamaya çalıştığı oyunun bahis getirisinin olmayacağını konjonktürel süreçten anlaması gerektiği yazılarında,küresel emperyal güçlerin ve ABD”nin yeni dünya düzeni denklemi içinde, Ortadoğu”nun yeni dizayn beklentilerinin iyi okumasının mesajlarını veriyorlar.Bu anlamda İsrail”in yeni oyunda Türkiye”nin arkasından gelmeyeceği,Türkiye”den birkaç adım ilerde olacağını düşünmek yanlış olmayacaktır..Küresel emperyal güçler İsrail”i Türkiye için feda eder mi sorusunun cevabını vermek lazım öncelikle.Her halde,evet feda edebilirler,diyecek bir Allahın kulu şimdilik çıkacağını sanmıyorum..Ben diyemez diyorum……Feda eder demek,Küresel sermaye açısından,eşyanın tabiatına aykırı bir durum olmaz mı…..
Peki,Arap Baharı sürecinin ortaya çıkardığı duruma,Türkiye”nin bir tepkisi olmayacak mı,sorusu sorulabilir elbette. Olmamalıdır diyebilecek kimsede çıkmaz galiba. .
Ancak Türkiye,sosyal,kültürel,ekonomik,siyasal,konjonktürel ilişkiler,güvenlik,kısacası makro ve mikro bir analiz yapmalıdır.İşin kolayına kaçmadan ve kibirlilik heyecanlarını yontarak.Birde,dış politikayı, iç politika malzemesi yapma alışkanlığından vaz geçerek.Analizi yaparken de kendinden başlamalıdır.Yani kendi politikalarını sorgulamalıdır.Tabii geniş bir konsept içinde.
Küreselliğin neresinde ikamet ettiğini,kiracımı,mal sahibi olduğunu saptamalıdır.Mal sahibiyse,emperyal güçlerin Libya işgali sürecindeki ikircikli duruşunu gözden geçirmelidir.Önce karşı çıkmak,sonrada işgal güçlerine katılmanın perde arkasından gelen gelişmelerden irade dışı reflekslerin olduğunu düşünmesi gerekmiyor mu. Hatta Suriye ilişkilerinde birden bire ortaya çıkarttığı 180 derece U dönüşünün irade dışı etkilerinden ve sıfır komşuluk denkleminin neden hayata geçiremediğinden ders çıkartmalıdır.
Bu verilerden anlaşılıyor ki,bu oyun Türkiye”ye göre değil.Bu oyunda Türkiye”ye getirisi yoğurdun ayranı,yağı misali gibidir.O halde getirisi olabilecek bahisleri oynamak gerek.Hatta oyun oynamak yerine,içselliğimizden başlayarak ,içte ve dışta barış ve demokratik dinamikleri güçlendirecek politikalar üretilmelidir.Güven sarsıcı ilişkilerden sakınılmalıdır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder